PayCore CEO’su Turgut Güney ile Fintechtime İlkbahar 2020 Mart & Nisan sayısı için özel bir röportaj yaptık.

Ödeme sistemleri alanında Türkiye’den çıkan global bir şirket olan PayCore, son 3 yılda çok önemli bir başarı hikayesi yazdı. Dünyada ilk olan yenilikçi çözümleri, çevik kültürü ve global iş birliklerini de içeren PayCore’u dünyaya açan formülün detaylarını, şirketin gelecek hedeflerini ve 2021’de etkili olacak trendleri PayCore CEO’su Turgut Güney’den dinledik.

 

PayCore’un dünyaya teknoloji ihraç eden bir global ödeme sistemleri şirketine dönüşme yolculuğu çok ilham verici. Bu yolculuğun en önemli adımlarını anlatabilir misiniz?

Üç girişimci ile başlayan bu yolculuk bugün yüzde 60’ı mühendislerden oluşan 350 çalışanıyla, 35 ülkede, 185’in üzerinde müşteriye hizmet veren bir teknoloji şirketi olarak devam ediyor. 2018’den 2020’ye ciromuzu 2 katına çıkarmayı başardık. Bu süreçte PayCore 2 kez yatırım aldı ve son derece stratejik bir şirket satın alması gerçekleştirdi.

Bu büyümede 3 stratejik hareket oldukça önemliydi; ilki processing alanında MPTS Turkey şirketini bünyemize katmamız oldu. Bu satın alma Türkiye ve yakın bölgenin en büyük processing şirketi olma stratejimizi destekledi. İkincisi, dijital ödemeler alanında Soft POS teknolojisiyle Mastercard ve Visa onaylarını alan ilk Türk şirketlerden biri olarak dünyadaki büyük markalara teknoloji ihraç etmeye başladık. Üçüncüsü ise Türkiye’de uzun yıllardır büyük bankalarımız tarafından kullanılan Kart Yönetim Paketimiz Ocean’ı geliştirip, yenileyerek “state of the art” hale getirdik. “Ocean2.0” markasıyla lanse ettiğimiz bu paketi sadece Türkiye’de değil, lisanslama veya processing modelleriyle dünyaya satmak için hazırız.

PayCore CEO’su Turgut Güney “Türkiye’de yatırımlar yapan özel sermaye fonu Mediterra Capital ile yatırım almak üzere anlaşma yaptık. Bu yatırımın finalize olması ile birlikte geride bıraktığımız birkaç yılda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de çevik şirket kültürümüz ve inovatif çözümlerimizle yurt içinde ve yurt dışında istikrarlı ve hızlı bir büyüme ortaya koyacağız.”

 

PayCore’da CEO’luğa geldiğinizden itibaren neyi hedeflediniz? Bu süreçte karşılaştığınız zorluklar nelerdi, nasıl başardınız?

PayCore’da CEO’luk görevine 2017 yılında geldim. Görevdeki ilk yılımda kritik bir dönüşüme liderlik yaptım. Farklı yapıları bir araya getirecek bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardı. Bir şirkette en kritik dönemler farklı kültürleri tek bir kültür altında kaynaştırma, ortak bir kültür ve amaç yaratma dönemleridir. Çalışanlarımızın desteğiyle bunu çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. PayCore DNA’sında ‘yenilikçilik’ olan bir şirket, geçmişinde de Türkiye sınırları dışına taşmış birçok “ilk” var. Bunu şirket kültürüne de taşıdık. Hızlı büyürken ve profesyonelleşirken, kültür olarak da yeniliklere son derece açık, hızlı öğrenen ve en son teknolojileri hızla ürün ve çözümlerine uygulayabilen çevik bir şirket olmaya odaklandık. Çevikliğimiz yaptığımız her işte daha rekabetçi, yenilikçi ve hızlı olmamızı sağladı. 2018 yılında MT Grup şirketimize yatırım yaptı ve PayCore’da hakim ortak haline geldi. Bu gelişme hem profesyonelleşme adına atılan önemli bir adım hem de teknolojik dönüşümün başlangıcı oldu. PayCore’un amiral gemisi olan “Kart Yönetim Paketimiz Ocean”a yeni özellikler katmak ve dünyaya açılmak için deneyimli bir yazılımcı ordusuyla kolları sıvadık ve bugün, “state of the art” paketimizle yeni müşterilerimiz için hazırız.

2019 yılında MPTS Turkey’yi satın alarak processing işkolumuzu büyüttük. Önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye ve yakın bölgenin en başarılı processing firması olma hedefimizi destekleyecek çok kapsamlı bir yol haritası hazırladık. Bu bölgede özellikle dijital destekli ödeme sistemi çözümlerimizle rakiplerimizden farklılaşıyoruz.

2020 Yılında ise Türkiye’de yatırımlar yapan özel sermaye fonu  Mediterra Capital ile yatırım almak üzere anlaşma yaptık. Bu yatırımın finalize olması ile birlikte geride bıraktığımız birkaç yılda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de çevik şirket kültürümüz ve inovatif çözümlerimizle yurt içinde ve yurt dışında istikrarlı ve hızlı bir büyüme ortaya koyacağız.

 

Yurt dışına açılma stratejinizin detaylarından bahsedebilir misiniz?

Yurt dışında büyüme konusunda bizi öne çıkaran önemli stratejik büyüme hamlemiz odaklandığımız bölgenin en büyük oyuncularıyla iş birliğine gitmemiz oldu. Dünyaya ihraç ettiğimiz “PayCore Dijital Ödeme Kabul Platformu” ve bu platformun en inovatif teknolojisi “Soft POS Çözümü” sayesinde birbiri ardına iş birlikleri gerçekleştirdik. First Data Fiserv, Global Payments ve Hitachi Payments gibi alanındaki devlerle çalıştık. Bu süreçte B2B alanında belki de ilk defa denenen dijital satış kanalını etkin bir şekilde kullandık. Türkiye’den bir teknoloji şirketinin bu devlerin üst yönetimlerine ulaşması, dikkatini çekmesi ve kendini anlatıp teknoloji ihraç etmesinde dijital satışın bütün nimetlerinden faydalandık.
Global açılımlarımız yeni, “state of the art” kart paketimiz “Ocean2.0” ile devam edecek.

 

2021 ve sonrasına dair ödeme sistemlerinde yaşanacak önemli gelişmeler neler olacak?

PSD2’nin önümüzdeki dönemde Türkiye’de de ödeme sistemleri üzerinde önemli etkileri olacak. PSD2, Bankaların API’leri kullanılarak ödeme alıcı ile ödeme yapan arasında direk bir link kurmaya yardımcı olacak. Bu alanda inovatif çözümler göreceğiz.

2022 ortalarında Avrupa’da Açık Finans çalışmaları başlayacak. Açık finans ile genel sigorta, yatırım hesapları ve konut kredisi gibi ürünlerde veri kullanımıyla müşteriler için avantajlı fiyatlamalar hedeflenecek. Ticari kredilere erişimin ve üretkenliğin artırılabilmesi amaçlanacak.
Kripto para ve bunun ödemeler dünyasında kullanımı heyecan verici gelişmelerden bir diğeri. Kripto para artık sadece bir yatırım aracı değil, ödeme aracı olarak da kullanılmaya başlıyor, bunun örneklerini dünyada görmeye başladık. Kripto varlıkların muhasebesel kayıt standartlarının oluşturulmasına dair çalışmaların da başlaması beklenti dahilinde.
Dünyada 1,7 milyar kişi finansal sistemin bir parçası değil. DeFi yani merkeziyetsiz finans protokollerinin de ilgi göreceği bir döneme giriyoruz.

Yakın gelecekte ödemelerinin tümünün dijitale kayacağı da artık net. Nesnelerin internetinin ödeme adına kanalları çeşitlendirdiği bir dönemdeyiz, bu da hızlanacak.

PayCore olarak biz de dünyada ödemeler dünyasına dokunan tüm bu gelişmeleri yakından takip ederek, Ar-Ge faaliyetlerimizi buna göre yönlendiriyoruz.