Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Takım Liderleri Zirvesi, ‘Güçlü Takımlar, Güçlü Liderler, Güçlü Sektör’ temasıyla yapıldı.

Pandemi nedeniyle bu yıl da webinar olarak gerçekleştirilen zirvenin açılışını; ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Rengin Ağılönü ile Başkan Yardımcıları Banu Hızlı, Çağatay Aynur, Haktan Saran, Zekeriya Arslan ile Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Şerif Beyaztaş yaptı.

Zirvede, çağrı merkezi sektörünün koronavirüs salgını döneminde, evden çıkamayan vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması noktasında çok önemli bir rol üstlendiği belirtildi ve bu süreçte hizmetlerin büyük özveriyle kesintisiz olarak yerine getirilmesinden dolayı tüm çalışanlara teşekkür edildi. Açılışta ayrıca, sektöre dair önemli veriler de paylaşıldı. Dijitalleşmenin sektöre sağladığı katkılar, kadın liderlerin yönetim kadrosunda daha fazla yer alması, çalışanların sektördeki fırsatları görerek değerlendirmeleri, zirve boyunca altı çizilen konular arasında yer aldı. Ayrıca Takım Liderlerine, ekiplerindeki kişilerin cesaretlendirilmeleri konusunda yönlendirmelerde bulunularak, bu dönemde daha kilit bir konumda oldukları da vurgulandı. ÇMD tarafından geçtiğimiz ay düzenlenen 5.Altın Kulaklık Ödüllerinin kazananları tekrar tebrik edilerek videoları katılımcılarla paylaşıldı ve webinar programa geçildi.

 

Fiziksel bağışıklığımız kadar ruhsal ve duygusal bağışıklığımızı da beslemeliyiz

Zirve kapsamındaki ilk konuşmacı olan psikoterapist ve yazar Tuğçe Isıyel, ‘İzolasyon Döneminde Yalnızlık Psikolojisi’ başlıklı konuşmasında; salgın döneminde dış dünya ile olan temasın kesilmesiyle iç dünyamızla hiç olmadığı kadar fazla temas ettiğimize dikkat çekerek, birçok açıdan kendimizle yüzleştiğimizi ve farkındalığımızın arttığını söyledi. Isıyel, yalnızlığın bir duygu olduğunu ve sabit kalamayacağını, insanlarla iletişimin iyileştirici yanının kullanılmasını, ruhsal olan tüm duygularımızla flört edebilmenin önemini, kendi kendine kalabilme kapasitesi gelişmiş kişilerin hem kendine hem de çevresindekilere daha şefkatli olabildiğini, belirsizliğin, yalnızlığın işlevsel taraflarını görerek fiziksel olduğu kadar ruhsal ve duygusal bağışıklığımızı da beslemenin önemini anlattı.

 

Hayatı fark etmek kendimizi farketmektir

Etkinliğin devamında konuşmacı olan Prof. Dr. Taner Damcı, ‘Hayatın Farkına Var’ isimli sunumunda; doğru beslenme, hareket etme, spor yapma ve farkındalık (mindfulness) felsefesi ile yaşam biçimimizi iyi yönde değiştirmenin mümkün olduğunu belirtti. Damcı, hayatta karşılaşılan ve stres yaratan pek çok durum olduğunu, ancak buna karşın sakin kalarak geçmişle olan hesaplaşmalara yoğunlaşmadan, gelecek ile ilgili kaygılar içinde boğulmadan, içinde bulunduğumuz andan kopmadan, olumlu yönleri fark ederek hayatımızın sürücü koltuğuna oturmamızı tavsiye etti. Stres faktörünün sağlığın tüm parametrelerini etkilediğinin altını çizen Damcı, sağlıklı olmak için bedenimizin bize verdiği mesajları anlayabilecek zihinsel durumda olmamız gerektiğini, hareket etmek için programlanmış bedenimizdeki potansiyeli keşfederek iyiye doğru değişimin mümkün olduğunu da sözlerine ekledi.

 

Her Sunum Bir Fırsattır

Webinar programının son bölümünde ise, yazar ve eğitmen Alper Rozanes, ‘Fark Yaratan Sunumlar’ başlıklı konuşmasında, başarılı bir sunumun anatomisi olarak ifade ettiği içerik, tasarım ve sunuş tekniklerinin nasıl olması ve olmaması gerektiği konusunda bilgiler paylaştı, tavsiyelerde bulundu. Kendi kariyer yolculuğundan örneklerle de sunumunu renklendiren Rozanes, bir sunum hazırlığında en temel prensiplerden birinin her açıdan sadelikten vazgeçilmemesi olduğunun altını çizerken, alışılagelmiş şekil ve yöntemlerden ziyade fark yaratacak bir sunum yapılmasının önemini anlattı. Her sunumun bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini de belirterek, sunum hazırlıkları kapsamında kritik derecede öneme sahip bir diğer prensibin de prova yapmak olduğunu katılımcılara aktardı.