Mastercard Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarları Bölge Sorumlusu

Akın Akbıyık

 

Mastercard Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarları Bölge Sorumlusu Akın Akbıyık ile Fintechtime okurları için özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Ödeme teknolojilerinin öncü markası Mastercard, danışman kadrosuyla, tüm paydaşlarına danışmanlık hizmetleri sunuyor. Mastercard Advisors Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarları Bölge Sorumlusu Akın Akbıyık ile Fintechtime.com’a özel bir röportaj gerçekleştirdik. Akbıyık, Covid-19’un FinTech’ler üzerindeki etkilerini ve finans ekosisteminin nasıl etkileneceğini değerlendirdi.

 

Dijital dönüşüm birçok sektörü derinden etkilerken, ödeme ekosistemi, online satış yapan kurumların sayısındaki artışla birlikte oldukça zenginleşti. Özellikle FinTech’lerin katma değeri duyulan farkındalığın artması, dijital dünyada var olan tüm sektör çalışanlarının mevcut işlerinin yakın geleceğine daha gerçekçi bir gözle bakmasını sağlayabilir.

FinTech pazarının gelişimine baktığımızda üç ana kırılma noktası görüyoruz. Tarihte ilk FinTech örneği her ne kadar 15 Kasım 1867 yılında hayata geçen borsa takip mekanizması olarak kabul edilse de ilk gerçek FinTech devrimi 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında yaşanan internet balonu döneminde meydana geldi. Amerika’da 1993 yılında %3 olan internet kullanım oranının 2003 yılına gelindiğinde %63 gibi yüksek bir orana ulaşmasıyla bu dönemde Paypal gibi ilk gerçek FinTech’ler kuruldu.

İkinci FinTech devrimi ise 2005-2010 yılları arasında iki ana faktör sayesinde gerçekleşti. Birincisi mobil telefon kullanımının bütün dünyada yayılması; ikincisi ise 2008 finansal krizi oldu. Mobil telefon kullanımının yaygınlaşması FinTech’lerin ulaşabileceği kitleleri ciddi oranda artırırken, 2008 finansal krizi ile ortaya çıkan geleneksel finans şirketlerine olan güvensizlik çoğu kullanıcının yeni FinTech’lere şans vermesini sağladı.

Üçüncü FinTech devrimini de aslında günümüzde yaşıyoruz. Covid-19 öncesinde birçok ülkenin yayınladığı “Açık Bankacılık”, “Uzaktan Müşteri Kazanımı”, “ PSD2” gibi regülasyonlar ile başka bir devrimin başında olan FinTech pazarı pandeminin etkisi ile bu devrimin hızını belki beş yıl ileriye itmiş oldu.

Covid-19 en basit anlamıyla neyi değiştirdi, diye düşünecek olursak insanların sağlık konusuna bakış açısı ve hassasiyeti ile iş, tatil, eğitim ve daha birçok alanda hareket kabiliyetini etkilediğini söyleyebiliriz. Bu değişiklikler, finansal sistemler müşterilerinde de farklı istek ve talepler oluşmasını tetikledi.

Pandemi ilk ortaya çıktığında oluşan belirsizlik FinTech pazarı için de geçerliydi. Çoğu şirketin bu kriz zamanında ayakta kalıp kalamayacağı ya da FinTech’lere aktarılan finansman fırsatlarının devam edip etmeyeceği gibi akıllarda birçok soru işareti oluşmuştu. Ancak şu an baktığımızda genel olarak korkulanın aksine FinTech pazarının birçok alanda pandemi döneminden daha da güçlenerek çıktığını söyleyebiliriz. Birkaç örnek vermek gerekirse; Dünya Ekonomi Forumunun 1500 FinTech üzerinde yaptığı araştırmaya göre, 2020 yılında FinTech’ler, 2019 yılına göre müşteriyi elde tutmada %30 daha iyi bir orana sahip oldu. Yeni müşteri kazanım oranları %22’lik bir artış gösterdi. Dijital varlık yönetimi ve dijital ödeme sistemleri alanlarında, FinTech’lerin hacimlerinde %35 artış görüldü. Bütün bu değişimleri gören yatırımcılar da korkulanın aksine FinTech pazarına 2020 yılında da 2019 yılında yapılan yatırım miktarına eşit sayılabilecek bir meblağ olarak 42 Milyar Dolar yatırım yaptı.

Peki bu iyi performansın sebebi neydi ve yatırımcıların FinTech’lere olan güveni nereden geldi?

FinTech’lerin pandemi döneminde neden iyi performans gösterdiklerini ve pandemi sonrasın da bu momentumu artırarak devam ettireceklerini üç ana başlık altında açıklayabiliriz. İlkin, ‘Müşteri Deneyimi’; dijital alanda sundukları uçtan uca sorunsuz bir süreç ile pandemi döneminde FinTech’ler öne çıktı.

İkinci olarak, geleneksel bankaların kapsamına çok fazla giremeyen kitlelere ulaşarak onların ihtiyaçlarına veri ve yeniliklerle cevap verdiler. Son olarak da dijital olarak oluşturulmuş ve tasarlanmış altyapıları sayesinde yeni dünyada çok hızlı bir şekilde API (Application Program Interface – Uygulama Programlama Arayüzü) ekosistemlerine entegre olarak hızlı bir şekilde yeni ortaklıklar kurabilmeleri oldu.

Müşteri deneyimi başlığına detaylı olarak bakarsak, bu alanda özellikle pandemi öncesinde de hızlı bir şekilde büyüyen neo-bankaların tamamen dijital olarak kurgulanmış müşteri kazanımı ve müşteri yönetimi süreçlerini kullanarak servislerini genişlettiklerini gördük. Revolut, NuBank gibi oyuncular bir dakikada müşteri olmanın üzerine tamamen dijital olarak yatırım, kredi, sigorta ürünleri gibi servisleri de sunarak müşterilerine bütün ihtiyaçlarını karşılama fırsatı verdi. Bu servislerini yine çeşitli dijital ve kullanımı arttırıcı mobil sadakat programları ile pekiştiren FinTech’ler pandemi döneminde müşterilerin tercihi oldu. Tamamen fiziksel şube ihtiyacını ortadan kaldıran bu model yapısı değişen müşteri beklentileri doğrultusunda pandemi sonrasında da FinTech’lerin en önemli avantajlarından biri olmaya devam edecektir.

Mastercard Advisors Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarları Bölge Sorumlusu Akın Akbıyık

İkinci başlığımız, geleneksel bankaların kapsamında olmayan kitlelere FinTech’lerin ulaşmasıydı. Bu alanda iki örnek olarak Robinhood ve Coinbase şirketlerini verebiliriz. Robinhood gibi dijital ve komisyonsuz hisse alım satım şirketleri, daha önceden sadece belirli bir gelir düzeyinin üzerinde olan kitleler için düşünülen ve tasarlanan bir ürünü, hem yukarıda bahsettiğim kullanması çok kolay müşteri deneyimi hem de küçük yatırımcılara yatırım imkanı veren kısmi hisse alım/satımı gibi inovasyonlar ile milyonlarca kişiye ulaştırmayı başardı. Aynı şekilde, Coinbase gibi Kripto pazarında yer alan FinTech şirketleri de bu alanda geleneksel finansal kurumlarda olan boşluğu doldurdu; kullanıcılardan gelen talepler doğrultusunda geniş kitlelere ulaşmayı başardı.

Son başlığımız, FinTech’lerin hızlı bir şekilde ortaklık kurabilmeleri ve yeni oluşan finansal ekosistemlerde hızlı bir şekilde yer alma kabiliyetlerine sahip olmalarıydı. Bu alanda iyi örneklerden biri olarak son aylarda pandemi nedeniyle finansman ihtiyacı artan bireysel müşterileri hedef alan “Şimdi al sonra öde” çözümlerini gösterebiliriz. Bu alanda faaliyet gösteren Klarna ve Affirm gibi FinTech’ler çok hızlı bir şekilde yüzlerce şirketle ortaklık kurarak global bir ölçeğe ulaşmayı başardılar. Ekosistem konusunda başka başarılı bir örnek olarak Ingiliz Starlink’i gösterebiliriz. NeoBank olarak hizmet veren Starlink kendisi dışında kendi alanında uzman birçok FinTech’i kendi ekosistemine bağlayarak müşterilerine hızlı bir şekilde çok çeşitli hizmetler vermeyi başardı.

Bütün bu etkiler ve gelişmeler ile pandemiden çok daha güçlenmiş olarak çıkan FinTech’lerin gün geçtikçe hayatımıza daha çok girdiğine şahit olacağız. Geleneksel bankalar ile yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye de dahil olmak üzere artık birçok ülkedeki bankaların %82’si FinTech’lerle aktif bir şekilde çalışmak ve ortaklık kurmak istiyor. Bu yeni düzen bankalara; hız, inovasyon, teknoloji gibi alanlarda yardım edecekken, FinTech şirketleri de geniş kitlelere ulaşım ve finansman gibi konularda bankalardan faydalanacaktır.

Sonuç olarak, üçüncü FinTech devriminin tam ortasındayız; önümüzdeki birkaç yıl boyunca FinTech’ler ile bankaların hem rekabet ettikleri hem de ortaklık kurdukları heyecanlı bir yolculuk bizleri bekliyor.