Tarımsal fintek şirketi Tarfin, mobil uygulaması ve Türkiye genelindeki geniş satış noktası ağı ile gübre, tohum, yem satışını, çiftçilerin ihtiyaç duyduğu vade imkanıyla gerçekleştiriyor.

Çiftçiler, Tarfin’den ihtiyaçlarına uygun fiyat seçenekleriyle satın alım yaparken kefil, ipotek gibi ek yükümlülükler altına girmiyor ve kendilerine özel hasat tarihlerine göre ödeme gününü belirliyorlar.

Tarfin, tarım alacaklarını yapılandırılmış bir yatırım aracına dönüştürerek Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) ihracı gerçekleştiriyor. Bu kapsamda Tarfin’in tarımsal risk skorlama modeli tarafından onaylanmış çiftçi alacakları, bireysel ve kurumsal yatırımcılara güvenli bir yatırım aracı olarak sunuluyor. Buradan sağlanan fonlamayla çiftçilere daha uygun fiyatlarla tarım girdilerine ulaşma şansı yaratılıyor. Şirket son olarak Pasha Bank ve OMG Capital Advisors ile birlikte nitelikli yatırımcılara sunulmak üzere 11 Haziran 2021 günü ortalama 135 gün vadeli 50 milyon TL tutarında Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) ihracı gerçekleştirdi. İhraç, Türkiye’nin önde gelen yatırım fonlarının yüksek talepleri ile başarıyla tamamlandı. JCR Eurasia tarafından “Yüksek Düzeyde Yatırım Yapılabilir” kategorisinde değerlendirildi ve “AA-” kredi notu aldı. İhraç ile Türkiye’nin 60 farklı ilinde üretim yapan yaklaşık 6.000 çiftçinin tarımsal girdileri fonlandı. Bu ihraçla birlikte Tarfin, toplam 192 milyon TL’lik VDMK ihraç etmiş oldu.

2017 yılında kurulan Tarfin, bugün 60’tan fazla şehirdeki 500’ü aşkın yetkili Tarfin satış noktasıyla çiftçilere ulaşıyor. Tarfin’den tarım ihtiyaçlarını vadeli ya da peşin olarak satın almak isteyen çiftçiler, bulundukları ildeki satış noktalarını ziyaret ederek işlemlerini 4 dakika içinde tamamlayabiliyor ve ürünlerini anında teslim alabiliyor. Çiftçiler, Tarfin’de ihtiyaçlarına uygun fiyat seçenekleriyle satın alım gerçekleştirirken kefil, ipotek gibi ek yükümlülükler altına da girmiyor, ürünlerine, bölgelerine özel hasat tarihine göre ödeme gününü belirliyorlar.

 

3 TUR YATIRIM ALDI

Tarfin, güçlü sermaye yapısıyla da dikkat çekiyor. 2017 yılının nisan ayında BIC Angels melek yatırımıyla ilk sermaye yatırımını alan şirket, 2018 yılı Eylül ayında da Collective Spark, Wamda gibi yerel ve uluslararası fonların katılımıyla ikinci sermaye yatırım sürecini tamamladı. 2020 Eylül’de ise global yatırım fonu Quona Capital’ın liderliğini üstlendiği yatırım turunda Raiffeisen Bankası’nın girişim sermayesi fonu Elevator Ventures, dünyanın lider tarım girdileri üreticilerinden Syngenta Group’un girişim sermayesi fonu Syngenta Group Ventures ve Tarfin’in mevcut yatırımcıları Collective Spark Fund ve Wamda’nın desteğiyle 5 milyon dolar sermaye yatırımı aldı. Tarfin, aldığı yatırımların yanı sıra güçlü yönetim yapısı ve ilgili otoritelerin desteğiyle de sektörde öne çıkıyor. 2018 yılı itibarıyla KPMG tarafından yıllık bağımsız denetimden geçen şirket, 2019 yılında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) “Yatırım Öncesi Hazırlık Programı” kapsamında finansal raporlama ve bağımsız denetim konularında teknik destek aldı. 2020 yılında da Avrupa Komisyonu’nun İstihdam ve Sosyal İnovasyon Programı (The Employment and Social Innovation – EaSI) altında sosyal kalkınmaya destek veren şirketlere sunduğu teknik destek yardımı almaya devam ediyor.

 

“TEKNOLOJİ TABANLI ÇÖZÜM SUNUYORUZ”

Tarfin Tarım A.Ş. olarak üreticilerin Türkiye’nin geleceğindeki en büyük pay sahibi olduğuna inandıklarını ve kuruluşlarından itibaren Türk çiftçisine her daim destek olmak için faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Tarfin Tarım A.Ş. CFO’su Kerimcan Aycibin, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’de tarımda yatırım yetersizliğinden ve teknoloji ve inovasyon konusunda farkındalık eksikliğinden dolayı sektör beklenen atılımı yaşayamıyor. Tarım sektörünün potansiyelini ortaya koyması için öncelikle çiftçinin finansmana erişimi gerekiyor. Tarımda nakit akışı tamamen hasada veya kesime bağlı. Çiftçi ürünü yetiştirmek için yaptığı masrafı ancak 6-7 ay sonra ürünü alıp satabildiği zaman karşılayabiliyor. İşletme finansmanını bankalar, kredi kooperatifleri ve birlikler yapıyor ama en büyük yük tarım bayilerinin üzerinde. Bayiler de ürünleri çiftçilere hasat ya da kesim vadeli satıyor. Çiftçi de ya bu ürünleri yüksek fiyattan alıyor ya da hiç alamıyor. Biz bu soruna teknoloji tabanlı bir çözüm sunuyoruz. Çiftçiye, mobil uygulamamız ve geniş satış noktası ağımız ile gübre, tohum, yem satışını, talep edilen vadeye uygun şekilde gerçekleştiriyoruz. Geliştirdiğimiz makine öğrenmesine dayalı tarımsal risk skorlamamız ile çiftçilerimizin anında onaylanabilecek şekilde ihtiyacı olan ürünün satışını hasat vadeli olarak yapabiliyoruz. Örneğin bir çiftçi, bugünden hasat vadeli olacak şekilde ihtiyaç duyduğu girdiyi alabiliyor. Çiftçinin vadeli almak istediği ürünü çok daha rekabetçi fiyatlarla sunarak çiftçilerin tarımsal girdi maliyetlerini düşürüyor ve tarımsal üretimi destekliyoruz. Her geçen gün bu desteği daha da artırmaya odaklanıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz VDMK ihraçları ile veri bilimine, mobil teknolojilere daha fazla yatırım yaparak daha çok çiftçiye destek sağlamayı ve Türkiye’de tarımı güçlendirmeyi hedefliyoruz.”