Mastercard Advisors Hızlı Gelişen Pazarlar Kıdemli Müdürü

Gökhan Pembeci

 

Mastercard Advisors Hızlı Gelişen Pazarlar Kıdemli Müdürü Gökhan Pembeci, Fintechtime okurları için kaleme aldı “Kart Kabulü Pazarında Güncelleme İhtiyacı Bulunuyor”.

Türkiye Ödeme Sistemleri pazarı birçok anlamda öncü ve ihracatçı konumunu sürdürüyor. Öte yandan ithal ettiğimiz trendler de yok değil ve bu trendlerin bazıları önümüzdeki dönemde pazarı yeniden şekillendirebilecek güce sahip. Bugün Türkiye’de kart kabul hizmetleri (acquiring) alanına baktığımızda bankalar hakimiyetini koruyor olsa da hem rekabet hem de müşteri ihtiyaçları değişmekte.

Mastercard Advisors olarak kart kabul pazarının gelişimini etkileyen faktörleri yakından takip ediyoruz.  Bu faktörlerin tamamı kart kabul işi ile doğrudan etkili olmasa da bizce sonuçları açısından işi ciddi olarak etkileyebilir.

  • Ödeme hizmetleri oyuncularının gelişimi:

Aslında yeni olmadıkları yönünde hepimiz hem fikiriz. Ancak dikkat çeken sürdürülebilir çift haneli büyümeler; son dönemde yaşanan satın almalar; telekom ve perakende sektörü oyuncularının pazara girişi konuyu başka bir boyuta taşıdı.

Üye iş yerlerine kapsamlı hizmetler sunan ödeme hizmeti sağlayıcıları (ÖHS); e-ticaret sektörü kart kabulü pazarının %30’una sahip en büyük oyuncu konumunda. Henüz fiziksel tarafta ivme yakalayan oyuncu görmesek de yeni oyuncuların bu alana girmeye başlaması sektörün katma değerli servislerle gelişimi açısından değerli. Bu oyuncular pazarın büyümesini sağlarken bankalara da güçlü rakip olacaklar. Bazı ödeme hizmet sağlayıcılarının e-para lisansları sayesinde tüketici tarafında büyümeyi hedeflemeleri ve bazı e-para kuruluşlarının ödeme hizmeti sunmaya başlamasını değerli buluyoruz.

ÖHS tarafında pazardaki iki değişimi takip ediyoruz. Bu değişimlerin ilkini hedef kitlenin değişimi olarak nitelendiriyoruz. ÖHS’ler kart kabulunu artıracak şekilde bankalar açısından küçük ve riskli görünen e-ticaret üye iş yerlerine hizmet vererek piyasada var olmuşlardı. Bugün ise e-ticaret’te büyük küçük tüm segmentlerde pay sahibiler. Aynı başarının bankaların kalesi fiziksel dünyada yaşanıp yaşanmayacağını merakla bekliyoruz. İkinci değişim ise yeni bir OnUs pazarın oluşması. Özellikle e-para lisansına kavuşan ya da halihazırda e-para işinde yer alıp şimdi ödeme hizmeti işine girişen oyuncular yeni bir OnUs pazar oluşumunu tetikliyorlar. Bir çok oyuncunun kendi kartının kendi üye iş yerlerinde kullanılmasını özendirmesi ve bunu destekleyecek kampanyalar yapmasını henüz bebek adımlarında olsa dahi çok heyecan verici buluyoruz.

  • E-ticaretin pazar yerleri ve “süper appler” ile büyümesi:

Dünya’da e-ticaret büyüyor ki bu yeni bir bilgi değil. Ancak pazar yerlerinin (PY) e-ticaret içindeki payının gelişimi farklı bir resim okumamız gerektiğini gösteriyor. Dünya’da PY’nin e-ticaret hacmindeki payı %64, Çin’i dışarıda bıraktığımızda ise %52. E-ticaretteki büyümenin asıl sahibinin pazar yerleri olduğunu görüyoruz. Globalde bu büyüklüğe ulaşan PY finansal hizmetler işine girdiler. Türkiye’de PY’nin toplam e-ticaret hacmi içindeki payı henüz %35 seviyesinde fakat büyüme hızı çok kuvvetli. Türkiye’deki PY’nin de globaldeki trendi takip ederek finansal hizmetler pazarına gireceğini gözlemliyoruz. Öncelikle cüzdan, kart ve devamında BNPL* sayesinde taksit işini çözebileceklerini düşünürsek kart kabulu açısından ciddi miktarda bir büyüklüğün sektör dışına çıkma durumu bulunuyor.

  • Güçlenen entegre ödeme sağlaycıları “Integrated Software Vendor (ISV)”:

Globalde ödeme sistemlerini tanımlarken sıkça tekrarlanan bir grup aslında ISV’ler. Türkiye pazarında ise ISV’lerin rolü; bankaların üye iş yerleri ile ilişkiyi direkt kurabilmeleri ve temel POS hizmetinin çoğu ihtiyacı karşılayabilmesi nedenleriyle pek tariflenmezdi. Bugün ise entegratörler (ISV’ler) özellikle e-ticarette üye iş yerleri ile kart kabul hizmeti veren  oyuncular arasındaki köprü vazifesi görüyorlar.Nihayetinde e-ticaret işine giren iş yerlerinin tamamı bir yazılıma ihtiyaç duyuyor ve bu yazılım ödemeler ile entegre. Bizim açımızdan önemli olan ise bu entegratörlerin kart kabulu hizmeti seçiminde yönlendirme gücüne sahip olmaları. Şu an e-ticaret ISV işi ÖHS tarafından domine edilirken bankaların ISV’ler ile entegre, hızlı ve transparan çözümler geliştirmekte geride kaldığını görüyoruz.

Farklı sektörlerdeki entegratörlerin gelişimini ise yakın takibe aldık. B2B’de özellikle tahsilat çözümleri sunan ISV’lerin pazarda belirli bir dominasyona ulaşabileceğini düşünüyoruz. Yine HORECA’da konsolidasyon olabilir ve ISV açısından kritik büyüklüğe erişilebilir. Önümüzdeki dönemde ÖHS ve bankalar için ISV’ler ile entegre çözümler geliştirmenin iş yeri sahipliği açısından ciddi fırsatlar doğuracağını düşünüyoruz.

  • Üye iş yeri işinde tek noktadan hizmet modeli:

Kart kabul işini etkileyecek bir diğer trendin ise üye iş yerlerinin dijitalleşmesi sonucu artan çoklu tedarik ihtiyacının karşılanması olduğunu düşünüyoruz. Bugün herhangi bir restoranda dahi birden fazla yazılım kullanılıyor ve nihayetinde tamamının ödemeler ile entegre olmaya ihtiyacı var. Kart kabul hizmeti veren bankalar ve ÖHS’yi ele aldığımızda tek noktadan ihtiyaçların karşılanması kapsamı halen gelişime açık.

Bankalar iş yerlerinin finansal ihtiyaçlarını karşılama noktasında donanımlılar ancak konu katma değerli servisler olduğunda ne herhangi bir bankanın popüler bir servis sağladığından ne de para kazandığından bahsedebiliriz. Bankaların üye iş yeri hizmetlerini finansal olmayan servisler kapsamında güçlendirmeleri durumunda pazarda ciddi fırsatların oluşabileceğini düşünüyoruz.

Ödeme Hizmet Sağlayıcıları’nın ise buraya kaynak ayırdığını görmekteyiz. Hatta büyük oyuncuların; e-ticaret iş yerlerinin tüketici güveni kazanmasına yönelik çözümlerinin çok başarılı olduğunu düşünüyoruz. Fiziksel tarafta ise oyuncuların Android tabanlı POS cihazları kullanacak olmaları; katma değerli servislerin rekabete yansıyacağını düşündürüyor. Bu yatırımların önümüzdeki dönemde ÖHS’nın bilançosuna da yansıyacağına inanıyoruz. ÖHS’nın gelişime açık olduğu alanın finansal çözümler olduğunu düşünüyoruz. Nihayetinde Square örneğinde gördük ki zamanının ötesinde bir katma değerli servis olan restoran yönetim programı; “Square krediler” kadar talep görmemişti.

  • Kart hamillerinin azalan sadakati:

Tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’deki sadakat programlarının kazandırma oranlarının azalması, dijital başvuru ve ihracının yaygınlaşması ile bankalar arası müşteri geçişleri kolaylaştı ve müşteri kayıplarını artırdı. Bankaların OnUs pazar olarak kurguladığı ve kart bazı nispetinde kart kabul gücünün oluştuğu pazarda bildiğimiz dinamikler biraz eskimiş olabilir. Sadakatin azaldığı ortamda hem yeni oyuncuların pazara girme iştahı artıyor hem de fiyat savaşları başlıyor. Önümüzdeki dönemde kart sadakatinin gelişimini; kart kabul hizmetlerine etkisi açısından da izlemenin yararlı olacağını düşünüyoruz.

Yeni dönem tüm ödeme sistemlerini değişime itiyor. Değişime tanıklık edeceğimiz bir dönemin içindeyiz. Bu kapsamda biz kendi alanımızda değişimi izliyor ve dinamikleri anlayıp müşterilerimize aktarmaya çalışıyoruz. Son dönemde tüm bu dinamikler bize kart kabul işinin yeni bir bakış açısıyla güncellenmesi gereksinimi ortaya koydu. Bir süredir bu noktadaki çalışmalarımızı Acquiring 2.0 çatısı altında toplamış durumdayız. Acquiring 2.0 danışmanlık hizmetimiz ile kart kabul işindeki müşterilerimizin yeni dönemde en verimli şekilde nasıl pozisyonlanabilecekleri, çok yönlü ve kanallı rekabetin içerisinde nasıl karlı ve sürdürülebilir büyümeye ulaşabilecekleri üzerine çalışıyoruz.