Türkiye Finans Katılım Bankası Açık Bankacılık Yönetimi ve

Dijital Stratejisti Dilek Taşhanlı

 

Türkiye Finans Katılım Bankası Açık Bankacılık Yönetimi ve Dijital Stratejisti Dilek Taşhanlı, Fintechtime okurları için kaleme aldı “Açık Bankacılık’tan Açık Finans’a Adım Adım”.

“Müşteri deneyimi ile başlamalı ve sonra teknolojiye geri dönmelisiniz.”

Steve Jobs

Açık Finans araştırmasını yapmaya başladığımda okuduğum her yeni bilgi beni Pandemi’nin başladığı günlere götürdü. 2020 yılı ile birlikte evlere kapanışımız ve hayatlarımızı idame ettirmek, ekonomik istikrarı korumak için dijitalleşmek zorunda olmamız ile beraber finansal alanda yeni kararlar alındı. Tüm yaşananlar Steve Jobs’un ünlü sözü “Müşteri deneyimi ile başlamalı ve sonra teknolojiye geri dönmelisiniz.” haklı çıkarıyor. Steve Jobs’un yaptığı gibi ilham verici fikir ile müşteri deneyimini odağa alıp mevcut sistemi değiştiren bir süreç olmasa da, hayat koşullarının getirdiği ve müşteri ihtiyacı ile ortaya çıkan finansal değişiklik süreci başlamış oldu.

Türkiye’nin pandemi sonrası kısa geçmişine baktığımızda Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (BDDK) çıkardığı yeni tebliğ ve yönetmelikler aşağıdaki gibi olmuş:

  • 03.2020-01.07.2020: Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Yönetmeliği (BSEBY)
  • 04.2021-01.05.2021: Bankalarda Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine Ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik (UKT)
  • 12.2022-01.01.2022: Dijital Bankacılık ve Servis Bankacılığı Yönetmeliği (DBSBY)
  • 12.2021-01.01.2023: Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik (ÖHEP & ÖHS)

Bu yönetmelikler bizi adım adım açık bankacılık ve sonrasında da açık finansa götürüyor.

 

Pandemi ile beraber ilk aşamada evden çıkamadığımız günler olmuştu. Bununla beraber tabi ki bankacılık hizmetlerini gerçekleştirebilmek için dijital ortamların güvenliği kritik öneme sahipti ve bunun için BSEBY çıkarıldı. Sonrasında finans sistemine dijitalden müşteri kazandırabilmek için UKT yönetmeliği çıkarıldı. Ve uzun zaman beklenen belki geç bile kalınmış en önemli yönetmeliklerden biri DBSBY yönetmeliği… Bu yönetmelik neden bu kadar önemliydi? Çünkü PSD2 (Ödeme Sistemleri Mevzuatı) ile başlayıp başta İngiltere olmak üzere Avrupa’yı kasıp kavuran Açık Finans’a giden yolculuğa Türkiye’de henüz hiç başlanmamıştı. Evlere kapanma ile beraber finansal sistemde ihtiyaç duyulan köklü değişikliklere adım atmamız gerektiğini anladık. Karar verici makamlarımızın bankalarla ortaklaşa yaptığı çalışmalar sonunda güzel bir yönetmelik ile Açık Finans’a giden yolculukta ilk adımı atmış olduk. BDDK bu yönetmelikte ilk başta BAAS dediğimiz (Banking as a Service) yani Servis Bankacılığı hizmetini düzenlemiş oldu. İlerleyen dönemlerde BAAP dediğimiz (Banking as a Platform) hizmetlerinin de düzenlenmesi mümkün olacaktır. Bu mevzuatlar Açık Bankacılık yolunda ilk mevzuatlar olmakla birlikte Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile ilgili 1 Aralık’ta çıkan yönetmelik ise Açık Finans’a giden yolculuğun ilk mevzuatı oluyor.

Açık finans terimi genelde açık bankacılık ile karıştırılıyor. Açık bankacılık terimi bile henüz kafalarda tam olarak netleşmiş değil. 01.01.2022’de yürürlüğe geçen DBSYB’de Açık Bankacılık BSEBY’nin 3.maddesine yönlendirilip şu şekilde tanımlanıyor:

“Müşterilerin ya da müşteriler adına hareket eden tarafların API, web servis, dosya transfer protokolü gibi yöntemlerle bankanın sunduğu finansal servislere uzaktan erişerek bankacılık işlemlerini gerçekleştirebildikleri ve gerçekleştirilmesi için bankaya talimat verebildikleri elektronik dağıtım kanalı”.

Açık Finans’ın Açık Bankacılık’tan farkı nedir?

Birbirinden terim olarak neredeyse farksız gibi gözükse de çok ince bir ayrım bulunuyor. Açık Finans Avrupa’da PSD2 ile hesap bilgilerinin, işlemlerinin 3. Partilerle paylaşılması ve ödeme işlemlerinin standart servislerle bir ara geçit üzerinden yapılabilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu ara geçit Türkiye’de BKM (Bankalararası Kart Merkezi) koordinasyonunda olacak gibi görünüyor. Ara geçitten servislerin verilebilmesi için uygun protokoller, güvenlik yöntemlerine uyum sağlamak gerekecek. Türkiye’de bankaların ve hesap hizmeti sağlayıcılarının bu servislere uyum sağlaması için önlerinde tam 1 yıl bulunuyor. Peki standardize edilecek servisler sadece ödeme ve hesap hizmeti servisleri mi? Mevzuata göre şimdilik bu şekilde görünüyor. Bu Avrupa’da da bu şekilde devam ediyor. Ama tabi ki bu işin sonu tüm servislerin standart bir yapıdan 3. Partilere açılmasına kadar devam edecek. Bu da evinde serbest çalışan (freelance) bir yazılımcının aklına gelen yenilikçi bir fikri tüm API’lerin yönetileceği bir siteden kolaylıkla alıp test edip ürününü hizmete sunabileceği demokratik bir yapıya götürebilir.

Açık Finans’ın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Avantajlarına müşterilere daha kullanıcı dostu arayüzler, uygun maliyette ürünler, zaman kazancı sağlarken, dezavantajlarına da kişisel verilerinin daha çok yayılmasını söyleyebiliriz. Pazara güven, kurumların saygınlığı, adaptasyonun hızlı olması için kurumların ve düzenleyicilerin siber güvenlik önlemlerine iki kat yer vermesi gerekiyor. Bu nedenle düzenlemelerin çok dikkatli yapılması ve denetlenmesi kritik gözüküyor. Kurumlar açısından avantaj ve dezavantajlara bakarsak geleneksel finansal kuruluşlara çıkacak uyum maliyetleri, geleneksel bankalar için mevcut iş süreçlerinde kar kayıpları ve sürece uyum sağlanması sırasında çıkacak bilgi güvenliği sorunları dezavantaj kısmında sayılabilir. Uyum maliyetlerine veri izleme, siber güvenlik maliyetleri ve servis mimarisinin değişmesi şeklinde örnek verebiliriz. Kar kayıpları tabi ki sektörün demokratikleşmesi ve sürecin olağan bir sonucu olduğundan bunu dezavantaj değil avantaja da yazabiliriz. Ayrıca altyapısı sağlam güvenlik önlemleri ile müşteri verisinin paylaşımı için üçüncü partilerden gelir beklentisi olması da yeni bir kazanç alanı olabilir. Avantajlarına finansal sektörün daha fazla demokratikleşerek, yenilikçi ürünlere büyümek için fırsat yaratılması olarak da bakabiliriz.

Kurumların açık bankacılık ve açık finansa yaklaşımında en kritik noktaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  • Mevcut ana fonksiyonların değerlendirilmesi ve yapılacak yeni işbirliklerinin belirlenmesi
  • Güvenlik standartlarının değerlendirilmesi ve yapılacak yatırımların planlanması
  • İnsan kaynağı gereksiniminin çıkarılması
  • Müşteri deneyiminin bütünsel düşünülerek stratejinin güncellenmesi
  • Çerçeve sözleşmenin oluşturulması
  • Stratejiye göre doğru fiyatlamanın yapılması

 

Dünyada Durum

Dünya ne durumda diye bakarsak: Suudi Arabistan ve Kanada Açık Bankacılık girişimi henüz yeni yeni başlamışken, Meksika gibi 2018’de regülasyonu çıkarıp da işleme koymayan ülkeler de bulunuyor. Avustralya ve Singapur gibi regülasyon ile büyük yol alan ülkelerin dışında Amerika regülasyonlardan bağımsız pazarın ihtiyacı ile ilerliyor.

Sürece ne zaman başladığımızdan daha önemli olan bir konu aslında bu işi ne kadar sahiplendiğimiz gibi gözüküyor. İngiltere ilk 2016’da CMA (Competition and Market Authority ile Açık Bankacılık standartlarını oluşturmaya başlıyor. Sonrasında FCA (Financial Conduct Authority)  Mart 2019’da Açık Finans terimini telaffuz edip çalışmaları başlatıyor. İngiltere pazarında 9 büyük banka CMA’nın yayınladığı düzenlemelere uyum sağlamışken, 201 akredite edilmiş şirket de Arayüz sağlayıcı olarak ekosistem içinde bulunuyor. Fintek ekosisteminde en gelişmiş ülke olarak İngiltere’yi başta sayabiliriz. İsviçre’de ise resmi kurumlar Açık Bankacılık ile ilgili herhangi bir düzenleme getirmedi ancak bankalar inisiyatifi kendileri ilerletmişler; SwissNextGen API projesi ile IT danışmanları, üniversiteler ve bankaları bir araya getirip standartları oluşturmaya başlamış. Japonya, Avustralya, Singapur, Hindistan’da Açık Bankacılık ve Açık Finans da birçok ülkeye göre ileri seviyede bulunuyor. Ödeme işlemleri ticaretin sürekliliği açısından kritik olduğundan Birleşmiş Milletler Ekonomik Programı kapsamında da dikkatleri üzerine çekiyor ve gelişmeler yakından izleniyor, destekleniyor.

Türkiye için Açık Finans regülasyon anlamında sürecinin henüz çok başındayız ancak ortaya çıkan ürünler için aynı şeyi söyleyemem. E-ticaret, Telekom operatörleri gibi büyük oyuncular ekosistem dinamosu olmuş durumda ve sektörde hızlı bir adaptasyon var. Sektörün önde gelen bazı oyuncuları hareket etmek niyetinde olmasa da akıntıya karşı yüzemeyeceklerinin farkındalar ve onlar da yeni düzene uyum sağlayacaklar. Mevzuatlar yavaş yavaş yayınlansa da ilk halleri bile geleceğin sistemini bize yansıtıyor ve önlemleri almak gerekiyor.

 

 

 

Kaynaklar:
Deloitte Open Banking Report
UN Open Banking Report to Support Trade Facilitation