Simon-Kucher&Partners, sosyal, çevresel ve iş yeri etkisine ilişkin global ve yerel performansını ortaya koyan 2021 Çevresel Sosyal Yönetişim (ESG) Raporunu yayınladı.

Rapor, kuruluşların faaliyetlerinden kaynaklanan etkiyi yapılandırılmış bir şekilde kamuoyuna raporlamasına olanak tanıyan GRI Küresel Raporlama Standartlarına uygun olarak hazırlandı.

2021 yılında büyüme konusunda rekor kırdıklarını belirten Simon-Kucher CEO’su Andreas von der Gathen, “Böyle etkileyici bir büyüme; müşterilerimize, çalışanlarımıza ve içinde yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluğumuzu daha da arttırıyor. Bizim sunduğumuz en büyük değer; şirketlerin daha iyi ve daha sürdürülebilir şekilde büyümesine yardımcı olmak. Gelecekte de hem büyüme hem sürdürülebilirliği yakalamanın mümkün olacağına inanıyoruz. Başarının aynı zamanda çevresel etkimize bağlı olduğunun farkındayız. Bu nedenle bizim için Çevresel, Sosyal ve Yönetişim konusundaki performansımız işimizin en önemli parçası olmaya devam edecek” dedi.

Yeni ESG liderlik pozisyonları oluşturuldu

Simon-Kucher Partners ESG’ye verdiği önemi şirket yapılanmasında da ortaya koyuyor. Şirket, iş stratejisinde sürdürülebilirliği daha fazla kapsamak için 2021 yılında şirkete ilk global ESG direktörü olarak katılan Anne Rupp’un yönetiminde yeni ESG liderlik pozisyonları oluşturdu. Rupp, raporla ilgili şunları söyledi: “ESG’nin kurumsal jestlerin ötesine geçtiğini fark etmek önemli. ESG neredeyse tüm iş süreçlerini etkiliyor ve önemli organizasyonel değişikliklere yol açıyor. Biz artık ESG’nin üç boyutunu da ele alan daha kapsamlı ve paydaş merkezli bir yaklaşıma doğru ilerleyeceğiz. 2022’de gezegenimize ve toplumumuza karşı en temel sorumluluklarımızın bilincinde olarak müşterilerimizin, çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin ve toplumun yararına büyüme ve sürdürülebilirlik sağlayan bir temel oluşturmaya odaklanacağız.”

Bugünün iş dünyasında başarının tanımının değiştiğini belirten Simon-Kucher&Partners Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Yönetici Ortağı Mert Terzioğlu da sadece kaliteli ürün ve hizmet sunmanın başarı için yeterli olmadığını, bunu etik ve çevreye duyarlı şekilde yaptığında gerçek başarı ve değerin yaratıldığını ifade etti. Bu noktada her şirketin ESG performansının başarıda önemli bir kriter olduğunu dile getiren Terzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de Simon-Kucher&Partners olarak ESG performansımızı işimizin merkezine koyuyoruz. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini benimsiyor, tüm faaliyetlerimizi bu hedeflerle uyumlu şekilde yürütüyoruz. Dünyanın dört bir yanında kâr amacı gütmeyen kurumları, sosyal girişimleri ve sosyal kurumları destekliyoruz. Türkiye’de de, kar amacı gütmeyen kurumlarla birlikte çalışarak uzmanlığımızı çevresel ve sosyal alanlarda değer yaratacak şekilde kullanıyoruz.. Uzmanlığımızı TEGV için de kullanıyor, kurumun daha etkin ve verimli faaliyet göstermesi için çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde de çevresel ve sosyal anlamda yarattığımız değeri artırmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.