Yaşar Factoring Bilgi Teknolojileri Yönetimi

Genel Müdür Yardımcısı Mert Çakar

 

Yaşar Factoring Bilgi Teknolojileri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mert Çakar, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Finansal Ekosistemde Beklenen Değişim Rüzgarları”.

Bankalar > Dijital Bankalar > Elektronik Para Kuruluşları & Ödeme Kuruluşları > FinTech’ler Armonisi

Daha önceki yazılarımda, 29.12.2021 Tarih ve 31704 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.01.2022 itibariyle yürürlüğe giren “Dijital Bankaların Faaliyet Esasları İle Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik” ile finansal ekosistemde pozitif anlamda oldukça majör sayılacak değişiklikler olacağını ve sektöre mutlaka birçok yeni oyuncunun gireceğini ifade etmiştim.

Nitekim beklentilerimiz karşılığını buldu ve Yönetmeliğin yayınlanmasının üzerinden henüz 9 ay gibi kısa bir süre geçmesine karşın birçok firma kuruluş izni için BDDK’ya başvuru yaptı. Bunlardan 4 tanesi ise “Kuruluş İzni” aldı ve şimdi “Faaliyet İzni” için gerekli çalışmaları yürütmektedir.

  • FUPS Bank A.Ş. (29.09.2022 Tarih ve 31968 Sayılı Resmî Gazete) – Mevduat Bankası
  • O.M. Katılım Bankası A.Ş. (12.08.2022 Tarih ve 31921 Sayılı Resmi Gazete) – Katılım Bankası
  • Kasa Katılım Bankası A.Ş. (08.07.2022 Tarih ve 31890 Sayılı Resmi Gazete) – Katılım Bankası
  • Hayat Katılım Bankası A.Ş. (22.04.2022 tarih ve 31817 sayılı Resmi Gazete) – Katılım Bankası

Listelemiş olduğumuz bankalara ilaveten, şirket tarafından KAP duyurusu yapıldığı ve kamuoyuna açık bilgi haline geldiği için paylaşmakta bir sakınca bulunmayan Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. tarafından 27.06.2022 Tarihli KAP duyurusu ile yine dijital banka kapsamında “Kuruluş İzni” başvurusu yapıldığı bilinmektedir.

 

İstanbul Finans Merkezi’nin Artan Önemi

Tekrar ifade etmek gerekirse; bunlar duyurulmuş olan ve bir anlamda resmiyet kazanmış olan girişimler olmakla birlikte, bildiğimiz önemli kurumların/markaların/girişimcilerin kuruluş başvurusu için harıl harıl çalışmalar yürüttüğü bilinmektedir. Zira İstanbul Finans Merkezi gibi oldukça değerli ve iddialı bir oluşum için çok daha fazla dijital bankaya gereksinim duyulacağını ve yapılan/yapılacak başvuruların değerlendirilmesi ile birlikte sayılarının yakın zamanda birkaç katına çıkacağını öngörmekteyim. Zira İstanbul Finans Merkezi’ni olağanüstü bir fırsat olarak görüyor, içerisinde birçok önemli projenin yer alacağı büyük bir program olarak değerlendiriyorum. Bu programın alt projelerinden yazı dahilinde 4 temel sac ayağını belirtmekte önem görüyorum.

 

Bankalar > Dijital Bankalar > Elektronik Para Kuruluşları & Ödeme Kuruluşları > FinTech’ler Armonisi

Yukarıda ifade ettiğim bu armoninin bir döngü halinde ince ince işlenmesi ile ortaya çıkabilecek olası çatışmaların önüne geçilerek bir dönüşüm sürecinin yaşanması gerekmektedir.

Muhtemelen dijital bankalar ile birlikte yakın zamanda sektörde yeniliklere katkı verecek diğer önemli oyuncular olan Elektronik Para Kuruluşları ve Ödeme Kuruluşlarının da bu denklemde iyi konumlandırılması çok önemli bulmaktayım. Bu firmalar bir anlamda finansal inovasyon hub noktaları olarak konumlandıklarından son derece değerliler. Zira eski bir bankacı olarak bir özeleştiri yapmam gerekirse, bu ittirici güç olmasa halihazırdaki gelişmiş müşteri arayüzleri ve servis sunma deneyimlerinde ne ölçüde geride olabileceğimizi kestirmek güç değil.

Bu noktada ifade etmek gerekirse, TCMB tarafından en son 21.08.2022 Tarih ve 31930 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan karar ile (13 Elektronik Para Kuruluşu ile 3 Ödeme Kuruluşu olmak üzere toplam 16 firmaya faaliyet izni verilmiştir) verilen faaliyet izinleri dahil edildiğinde, 42 Elektronik Para Kuruluşu ile 30 Ödeme Kuruluşu’nun an itibari ile sektörde hizmet vermektedir.

 

Kavramsal Boyut

Dijital bankalar, bilindik manada fiziksel şubeler kullanmaksızın, müşterilerine sunmayı öngördükleri hizmetleri, elektronik dağıtım kanalları vasıtasıyla sunan kuruluşlar olarak ifade edilebilir. Tabi bu noktada geleneksel organizasyonlara ve dağıtım ağlarına, hizmet lokasyonlarına sahip fiziksel bankalar ile karıştırılmamaları oldukça önemlidir. Amaç aslında tam da bu noktada ölçek ekonomisi gözetilerek bahsi edildiği üzere bankacılık hizmetlerinin tamamen ve yalnızca elektronik ortamlar üzerinden verilebilmesinin önünün açılması ve verimliliğin arttırılmasıdır. Pareto Analizi ile bakacak olursak, büyük resmi daha rahat görüyor olacağız. Şöyle ki, müşteriler tarafından bankacılık ekosisteminden talep edilen işlem çeşitlerinin muhtemelen %80’i için, %20 efor, kaynak ve altyapı sağlayarak işlemlerin büyük kısmının karşılanabilmesi oldukça değerli bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. İşlem çeşitlerinin geriye kalan %20’si için dijital bankaların; daha derin uzmanlık, kaynak ve altyapı gerektiren eforları sarfetmemelerine ve bunu yaparken elastikiyetlerini kaybetmemelerine özen gösterilmesi çok önemli olacaktır.

Elektronik kanallardan sunulabilecek bankacılık işlem çeşitlerinin, servis hizmeti olarak sunulabilmesine imkân sağlayan diğer bir kavram olan “Servis Modeli Bankacılığı” ile pekiştirilmesiyle, farklı ihtiyaçların daha profesyonel ve katma değerli fonksiyon / hizmet sunumları ile birleştirildiği bir modele evrildiğini gözlemleyeceğimiz bir dönemden geçiyor olacağız.

 

Finansal Ekosistemin Beklenen Yöneylemleri

Girizgâh yaparken bahsini ettiğim, finansal ekosistem bilgilerini ve paydaşları sunmanın devamı niteliğinde biraz daha gelecekte bizleri nelerin beklediğini dilimiz döndüğünce açıklamaya çalışalım.

Yönetmelik ile dijital bankaların kredi müşterileri olarak “finansal tüketiciler ve KOBİ’ler” ile sınırlandırılması kanımca KOBİ’lerin finansmana erişmesinin önünü açacaktır. İş bu noktada özellikle KOBİ’ler özelinde önemli bir rekabetin başlayacağını ve halihazırda hızlı finansman hizmeti sunan finansal kurumlar da bu rekabetten etkileneceklerdir. Zira bireysel tarafta Yönetmelik dahilinde konulmuş olan teminatsız kredilerde tespit edilen gelirin 4 katı ile sınırlandırılması bu noktada ilk etapta daha küçük boyutta bir rekabet yaratacağını gösteriyor.

Özellikle KOBİ müşteri segmentinde artan bu rekabette birtakım akımların gelişeceği ve günümüzden farklı veriye / bilgiye erişim kaynaklarının ortaya çıkacağı, bu durumların ise zamanla birlikte birtakım akımlara dönüşeceği yadsınamaz bir gerçek. İşte tam da bu noktada, veriye ulaşmanın öneminin eksponansiyel şekilde artacağı bu akımlar ile oldukça hızlı gelişeceğini düşündüğüm verinin demokratikleşmesi süreçleri ile açık veriye giden yolun önünün açılacağıdır. Önümüzdeki dönemde “açık veri” tanımları, erişim standartları vb. hususların belirlenmesi süreçlerinde hepimize önemli görevler düşecek gibi. Aslında çağın petrolü veri söyleminin finansal ekosistemimiz için daha hissedilebilir hale geldiği günler artık çok uzağımızda değil…

 

Önümüzdeki Önemli Sorunlar ve Fırsatlar

Daha önceki yazılarımda daha detaylı ele aldığım için burada sadece konu dahilinde finansal ekosistemimiz için BaaS hizmetlerinde paylaşım modellemeleri ve yönetişimi anlamında sorunlar yaşanabileceğini düşünüyorum. Her ne kadar sektörel düzenleyici tarafından öngörülen bu olası problem için proaktif davranılarak mevzuatsal boyutta çözüm üretildiyse de, uygulayıcı pozisyonunda olan diğer paydaşlar (başta bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, finansal hizmet geliştiricileri ve altyapı sağlayanlar) özelinde yapılması gereken özel anlaşmalar yerine genel kabul görmüş standartlara dayanan paylaşım modellerinin çıkarılması çalışmalarında kat edilmesi gereken yolun olduğunu düşünüyorum.

Mesleki birliklerin aslında kendi sektörleri dikeyinde başarılı olarak çalıştığını ve fakat ekosistem boyutunda birlikte çalışma kültürünün henüz istenilen seviyelere ulaşmadığını net olarak söyleyebilirim. Sanıyorum bu noktada IFM yöneticilerine büyük görev düşecektir. Tüm bu olası sorunlarda çözüm oluşturabilirsek, finansal ekosistem özelinde geliştirici kaslarımızın bu denli kuvvetli olduğunu gerçeği ışığında, Avrupa ve hatta Dünya ölçeğinde çok daha fazla öne çıkmamamız ve pastadan çok daha fazla pay almamamız için hiçbir sebep görmüyorum.

 

Beklenen Girişimler

TechFin, FinTech ve büyük perakende şirketlerinin dijital banka kurmak üzere çalışmalar yaptığı bilinmekle birlikte, önümüzdeki aylarda sektörün büyük ve önemli kuruluşlarından benzeri haberlerin geleceğini iletmem sürpriz olmayacaktır.

Hatta bir anlamda Avrupa’da biraz daha önce kurulmuş ve belirli bir büyüklüğe kavuşmuş, operasyonel anlamda sürdürülebilir kar etmeye başlayan dijital bankaların; nüfusumuzun ve özellikle genç nüfus oranımızın fazla oluşu ve bunun doğal sonucu olarak geleneksel bankacılıktan en hızlı uzaklaşabilecek ülke olmamız gerçeğinden hareketle, ülkemize ilgi gösterdiği ve somut girişimlerde bulunduğunu söyleyebilirim.

Bunlar ile birlikte sanıyorum artık SuperApp diyebileceğimiz boyutlara ulaşan online pazar yerleri ile telekom operatörlerinin (halihazırda dijital banka için resmi başvuru mevcut) teknolojiye yatkın kaslarını ortaya çıkaracağı ve dijital bankacılık servisleri verebilecek yapıya kavuşmalarını yakın zamanda gözlemliyor ve hatta faaliyet izinleri ile birlikte deneyimliyor olacağız.

 

Yeni Yol Keşifleri ve Değişen Patikalar

Belirli sektörlere dikey olarak yerleşen ve uzmanlaşan fintech’ler, farklı birçok tasniflemelere, gruplandırmalara tabi tutularak oluşturacakları müşteri segmentleri dahilinde tespit edecekleri yeni ihtiyaçları düşünerek, sunacakları özel hizmetler odağında finansal kapsayıcılığı arttırılacaktır. Böylelikle örneğin mesleki birlikler özelinde oluşturulan örnek uygulamalar dahilinde hiçbir banka şubesine gitmeksizin tamamen dijitalde tasarlanmış servisler üzerinden finansal ekosistem yeni katılımcılara ulaşılabilecektir.

Servis modeli bankacılığı sayesinde çok büyük yatırımlar yapmaksızın kendi dikeylerinde ekosistemler oluşturarak hizmet çeşitliliği sunabilecek fintech’ler, farklı bankacılık hizmetlerinin geliştirilmesi için inovasyona ve hizmet sunumuna daha fazla kafa yoran ittirici güç haline gelerek finansal ekosisteme ciddi katkılar sunacaklardır.

Özetle; fintech’lerin katkıları ile bankacılıkta farklı hizmet sunumları geliştirilmesi, erişilebilirlik katmanlarının yeniden gözden geçirilmesi (her yerden yalın, güvenli ve sürekli erişim mimarisi) ve inovasyon hızının arttırılması noktasında önemli değişimler yaşanacaktır.

 

Yazımın sonlarına gelirken, önümüzdeki dönem için “Dijital Bankalar” ve “Servis Modeli Bankacılığından” öngörülen beklentileri bir kez daha belirtmekte fayda olacaktır.

  • Kimlik Doğrulama Süreçlerinin Yalınlaşması ve Basitleşmesi (Digital Customer Onboarding)
  • Sektör ve Segment Odaklı İş Birlikleri Doğrultusunda Uzmanlaşan Servislerin Sunulması
  • Elektronik Ödeme Kanallarının ve Fonksiyonlarının Çeşitlendirilmesi
  • Kullanım Kolaylığı Öne Çıkan Profesyonel Kullanıcı Arayüzlerinin Geliştirilmesi
  • Erişim Kolaylıkları ve Uzaktan Hizmet Modellerinin Kolaylaştırılması
  • Müşterilerini Daha İyi Tanıyan, Daha İyi Kampanya Yönetimlerinin Yapılması
  • Yeni Nesil Etkileşimli Sadakat Programlarının Oluşturulması