GTech Stratejik Planlama ve Pazarlama Direktörü İbrahim Öztürk, Fintechtime okurları için kaleme aldı,Açık Bankacılık Kime Ne Getiriyor?”.

Açık Bankacılık ile daha kapsayıcı, ekosistem oyununa izin veren yapı ile ülkemiz adına fırsatların artacağı gözüküyor. Türkiye olarak geç kalmadan bu adımları atmamızın yeteneklerle dolu finansal teknoloji ekosisteminden çok büyük hikayelerin çıkmasına fırsat sağlayacağına inanıyorum.

 

Son dönemde finans dünyasının en çok konuştuğu mesele olan Açık Bankacılık ve Servis Bankacılığı konusunda ülke olarak da hareketli günler geçiriyoruz. Gelişmiş bankacılık ve finans sistemimiz özellikle dijital ve mobil uygulamalarda çok iyi durumda olsa da, paydaşların açık bankacılık ve servis bankacılığı uygulamalarına geçişi ıskalamak istemediğini, her noktaya dahil olarak bu sürecin içinde yer almak istediğini gözlemliyoruz.

Birkaç hafta önce Merkez Bankası Açık Bankacılık GEÇİT’ini lanse etti. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen ve taraflara işlemlerin standart sunulmasını sağlayan açık bankacılık altyapısı olan GEÇİT ile artık daha tanımlı bir oyun alanımız var.

Bu önemli gelişmenin bizleri nasıl etkilediğini değerlendirmeden önce hikâyeyi biraz başa sararak, Açık Bankacılık neydi, Avrupa’da ve Türkiye’de bu konu nasıl ilerledi ona bakalım…

Açık bankacılık; üçüncü taraf hizmet sağlayıcılara, kullanıcıların izinleri dâhilinde finansal bilgilerine erişmelerini ve işlem gerçekleştirebilmelerini sağlayan güvenli bir yöntem olarak tanımlanabilir. Açık bankacılığın iki temel bileşeni var: Birincisi teknolojik altyapı, ikincisi hukuki düzenlemeler. Bu konuda Avrupa’da ilk örnek Almanya’dan çıkıyor.  Almanya Posta ofisi olarak bilenen Deutsche Bundespost’un 1980’lerdeki pilot bir çalışmasında, müşterilerine evlerindeki televizyondan spesifik transfer kodları ile işlem yapabilmesini sağlaması bu işin ilk adımı olarak kabul edilebilir. Bu örneği benzer şekilde İngiltere’de Oracle ve Teletext servisinin uygulamaları izliyor. Arada bazı farklı uygulama denemeleri olsa da ilk aktif örnek 2004 yılında SOFORT isimli ekran görüntüsünü kullanarak banka müşterilerinin hesap bilgilerinin, servis sağlayıcıların erişimine açılması ile gerçekleşiyor. Bu örneklerden sonra ilk adım 2007 yılında Avrupa Birliği tarafından PSD (Payment Service Directive) düzenlemesi ile banka dışındaki hizmet sağlayıcıların ödeme hizmeti vermesini mümkün kılarak hizmet kalitesinin artırılması konusunda düzenleme ile atıldı. Devamında 2016 yılında Avrupa Birliği farklı ödeme yapılarının da dâhil edildiği PSD2 düzenlemesini devreye aldı. Ülkemizde ise 2013 yılında başlayan ödeme sistemleri konusundaki düzenlemeler 2019 yılında yapılan güncellemeler ile devam ederek açık bankacılığın temelleri atıldı.

Mart 2020’de BBDK tarafından yayınlanan “Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” (RG: 15.03.2020 / 35069) ile açık bankacılığın sadece ödeme sistemleri alanında değil, bunun ötesinde tüm bankacılık hizmetlerine genişleyecek şekilde ilerleyeceği görüldü. Ancak bu düzenlemeler ile her ne kadar genel esaslar tanımlanmış olsa da, işin pratikteki uygulaması konusunda belirsizlikler vardı. Birkaç hafta önce Merkez Bankası GEÇİT ile bu konuda son adımını attı. BKM tarafından geliştirilen ve taraflara standart Açık Bankacılık işlemleri sunulmasını sağlayan ‘Açık Bankacılık Geçidi’ (GEÇİT) altyapısının, altı bankanın katılımı ile hizmet vermeye başladığı duyuruldu. Artık daha tanımlı bir teknik yapı ve API birimleri ile işin şekli belirlenmiş gözüküyor. Bu düzenlemelerin yeni ürün ve hizmet sunmak isteyen fintech ekosistemi için ne kadar değerli olduğu tartışılmaz…

Peki Açık Bankacılığın temelinde ne var diye bakacak olursak; müşteriye daha yeni ve zengin bir hizmet portföyünü çok daha iyi bir deneyimle sunmak, daha rekabetçi ve daha güçlü bir finansal ekosistem yaratmak olduğunu söyleyebiliriz. Yenilikçi ürün ve hizmetlerin bir bölümünü genellikle teknolojiyi iyi kullanan ve bu ekosistemleri iyi bilen küçük oyuncuların geliştirdiğini görüyoruz. İşte buradaki hantallığı kırmanın adımlarından bir tanesi de sistemi açık duruma getirmekti ve tüm dünyanın da bu yöne doğru gittiğini görüyoruz.

Evet; dünya bu yöne gidiyor, ama özellikle İngiltere’nin hakkını vermek gerekir. The Competition and Markets Authority (CMA) tarafından adreslenen bankacılık sektöründeki rekabet problemine çözüm olarak, 2018 yılında açık bankacılık düzenlemelerinin yapılması ve ekosisteminin kurulması getirildi. The Open Banking Implementation Entity (OBIE) ise yazılım ve API standartlarının belirlenmesi, sağlıklı rekabet ortamının oluşması konusunda sektöre destek oluyor. İngiltere’de 2020 Ekim ayında 0,6 milyon olan aylık ödeme işlemi sayısının %1180 artışla 2022 Ekim ayında 7,1 milyona ulaştığını görüyoruz. 2022 Ekim ayında günlük ortalama 32 milyon “API calls” gerçekleşmiş. Şu anda aktif 6 milyon kullanıcı ile Avrupa’da bu konuda lider durumda.

Açık bankacılığın sistemi kime ne getiriyor sorusunun cevabına bakarsak;

  • Düzenleyici kurumlar elbette oyunun kurallarını belirliyor. Bu noktada en kritik konu güvenilir ve sağlıklı bir yapının kurulmasını sağlamak. Gerçek zamanlı olarak bu yapıyı izleyecekleri bir analiz yapısına ihtiyaç duyacaklardır.
  • Müşteriler açısından baktığımızda, bir tarafta çok daha iyi deneyim, kaliteli hizmet ve daha az komisyon gibi fırsatlar varken diğer tarafta verilerinin sahibi olarak hangi onayı kime verdiğine dikkat etmesi gerekecektir.
  • Bankalar; API bazlı servislerin sağlıklı ve iyi çalışması sorumluluğu ile yeni düzenlemelere zamanında uyum gereksinimi ek yükümlülükler getirecektir.
  • Fintechler için elbette büyük fırsatlar getiriyor. Uzun süredir bekledikleri yapı teknolojik olarak hazır hale geliyor. Standartlaşma ile daha sağlıklı API yapısı üzerinden hizmet almak fintechlerin fırsatlarını daha da artıracaktır.

Bu resme şöyle biraz yukarıdan bakınca Açık Bankacılık ile daha kapsayıcı, ekosistem oyununa izin veren yapı ile ülkemiz adına fırsatların artacağı gözüküyor. Türkiye olarak geç kalmadan bu adımları atmamızın yeteneklerle dolu finansal teknoloji ekosisteminden çok büyük hikayelerin çıkmasına fırsat sağlayacağına inanıyorum.