SRP-Legal Hukuk Ofisi Kurucusu ve Yönetici Ortağı Doktor Çiğdem Ayözger Öngün, 2022 yılı değerlendirmeleri ve 2023 yılı beklentilerine dair görüşleri ile Fintechtime Ocak & Şubat 2023 sayısına değer kattı.  

SRP-Legal Hukuk Ofisi Kurucusu ve Yönetici Ortağı Doktor Çiğdem Ayözger Öngün’ün, Fintechtime Ocak & Şubat 2023 sayısında yer alan 2022 yılı değerlendirmeleri ve 2023 yılı beklentilerine dair görüşlerini aşağıda bulabilirsiniz. 

Geçtiğimiz yılın büyük bir bölümü pandeminin yarattığı sorunların üstesinden gelmeye çalışmakla geçerken teknolojik gelişmeler ortaya çıkmaya ve insan yaratıcılığının engellenemez gücünü göstermeye devam etti.

FinTech şirketlerinin asıl misyonunun; tüketicileri desteklemek, finansal erişimi arttırmak ve bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan ya da çok az erişimi olan kesimleri dijital ekonomiye kavuşturmak olduğu değerlendirilebilir. FinTech sektörü hem işletmeler hem de tüketiciler için işlerin daha hızlı, daha kolay ve daha akıcı hale getirmektedir. Yine Fintech sektörü geleneksel bankacılık yöntemlerinin yerini dijital çözümlere bırakmasıyla da hızla gelişmektedir. FinTech altyapısı ve yazılım çözümleri, daha hızlı bir büyümeyi desteklemede ve finansal hizmet şirketlerinin çalışma şeklini optimize etmede önemli bir rol oynamaktadır. Kişisel finans araçlarının yanı sıra dijital ödeme ve bankacılık çözümleri, finansal işlem yapma ve yönetme şeklimizde devrim yaratırken, finans sektörüne yönelik çözümler finansal kurumların çalışma şeklini büyük ölçüde geliştirmektedir.

Dijitalleşmenin ve teknolojinin önü alınmaz bir şekilde ilerlemesi ile tüketicilere sunulan hizmetlerin teknolojinin getirdiği fırsatlar ile harmanlanarak sunulması, küresel çapta birçok kurum ve kuruluşun odağı haline gelmiştir. O kadar ki, fırsatları görüp değerlendiren yeni girişimci yapılanmaların, geleneksel ve büyük şirketler ile rekabet edecek konuma geldiği değerlendirilmektedir.

Finansal teknolojilerin finans, iş ve işlem modellerini dönüştürmesi ve var olan düzenlemeleri zorlaması ile Türkiye’de gelişen ve dinamik bir FinTech endüstrisi ortaya çıkmaktadır. Düzenleyici kurumların ise gelişmeleri yakından takip ettiğini ve teknolojik gelişmelerin yarattığı gereksinimleri karşılamak için reaktif düzenlemeler hazırladığını söylemek yerinde olacaktır. Buradan hareketle FinTech pazarına yeni aktörlerin girmesini sağlayan, bankacılık sektörü ile iş birliğini artıran ve Türkiye’de FinTech sektörünün gelişimini kolaylaştıran yeni düzenlemeler ve yürürlükteki düzenlemeleri bu gelişmelere uyarlayan düzenlemeler hayata geçirilmektedir.

Geçtiğimiz yıl Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yürürlüğe konan Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik ve Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemleri ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcılarının Ödeme Hizmetleri Alanındaki Veri Paylaşım Servislerine İlişkin Tebliğ ile sektörün düzenleyici alt yapısı önemli ölçüde değişmiştir. 2022 yılının son günlerine yaklaşırken bu düzenlemeler kapsamında getirilen hükümlere uyum süresi ise 28 Şubat 2023 tarihine kadar uzatılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası aynı zamanda ödemeler alanında sıklıkla karşılaşılmakta olan iş modellerinin, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’da sayılan ödeme hizmetleri ile ilişkilendirilmesi ve bu kapsamda uygulamada düzenlemelere uyum ve yetki ile ilgili hususlarda yeknesaklık sağlanması amacıyla Ödemeler Alanında Sunulan İş Modellerinin Ödeme Hizmeti Türleri ile İlişkilendirilmesine İlişkin Rehber’i yayımlamıştır. Rehber’de, ödeme hizmetleri ve elektronik para ihracı faaliyetlerinin kapsamına giren işlemler, uygulamada yeknesaklık sağlanması amacıyla detaylı şekilde açıklanmıştır. Buradan hareketle, sürekli gelişen ve değişen FinTech sektöründe karışıklıklara sebep olmamak ve sektörel ihtiyacı karşılamak için düzenleyici kurum ve kuruluşların çalışmalarına hız kesmeden devam ettiğini söylemek mümkündür.

Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler ile de aracı hizmet sağlayıcı ve platform gibi tanımlar ve Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikler ile elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcı gibi elektronik ticarete ilişkin önemli kavramlar mevzuata eklenerek, sektördeki yeni aktörlere ilişkin düzenlemeler de getirilmiştir.

Ayrıca 2022 yılında, Türkiye’deki finans sektörüne ciddi yatırım sağlaması beklenen İstanbul Finans Merkezi’nde gerçekleştirilecek faaliyetleri ve bu faaliyetlere dair teşvik, indirim, istisna ve muafiyetleri düzenleyen İstanbul Finans Merkezi Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu konunun daha detaylı şekilde düzenleneceği yönetmeliğin ise 2023 yılında yayımlanması beklenmektedir.

Bu gelişmeler, mevcut yapının rekabet koşullarında tüketicilere fayda sağlayan hizmet ve yenilikçi ürünlerin sunulabilmesinin yanı sıra, FinTech ekosistemlerinde yenilikçi girişimlerin önünü açmaları bakımında da büyük önem taşımaktadır. Bununla birlikte, özellikle kripto varlıkların düzenleyiciler arasında bir güvensizlik oluşturduğu değerlendirilse de Türkiye’nin kripto varlık yasasının da 2023 yılında hazır olması beklenmektedir.

Bu noktada ticari hayatı etkileyici bu hukuki gelişmeler ışığında, finans sektörü ve hukuk dünyasının birbirini karşılıklı olarak beslediğini vurgulamak gerekir.

Mastercard tarafından hazırlanan “FinTech’in Geleceği: Akıllı, Ölçeklenebilir, Katılımcı” adlı rapora göre; dördüncü sanayi devriminin başlangıcı olarak da kabul edilen veri analizi ve yapay zekâ, FinTech sektörünün büyümesinde en önemli rolü üstlenecektir. FinTech dünyası eşi benzeri görülmemiş bir ivmeyle ekonomileri dönüştürüp, değerlerin değişiminde rol oynamaktadır ve yeni oyuncuların sürekli sektöre girdiği ve yatırımların hızlandığı görülmektedir.

Startups.watch tarafından yayınlanan Türkiye Fintech Ekosistemi Raporu’nda bulunan verilerde ise ülkemizde 2022 yılında kurulan FinTech şirketi sayısının 30.09.2022 tarihi itibarıyla 11 olduğu görülmektedir. Ek olarak, Startups.Watch Türkiye FinTek Görünümü – Ekim Raporu (“Rapor”) kapsamında Türkiye’deki FinTech şirketlerinin 241’inin ödeme, 88’inin bankacılık, 84’ünün blok zinciri-kripto varlık, 64’ünün kurumsal finans ve 57’sinin sigortacılık alanında faaliyetlerini sürdürdüğü görülmektedir. Rapor’da 2022 yılının Ekim ayı sonu itibarıyla 30 adet yatırımda FinTech şirketlerinin toplamda 88 milyon dolar fonlandığı bilgisi ise dikkat çekmektedir. Bu verilerde de gördüğümüz üzere ödeme ve bankacılık sektörleri, Türkiye FinTech ekosisteminin en önemli oyuncuları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Halihazırda globalde sigortacılık sektörünün payı hızlıca artmakla birlikte, ülkemizde bu yönde bir eğilimin 2022 yılı itibariyle henüz mevcut olmadığı gözlemlenmektedir. Dünyanın yenilikçi ve teknolojik bir ekosisteme evrildiği günümüzde, dijitalleşme sürecindeki sigorta şirketlerinin; siber güvenlik risklerinin önlenmesi, kişisel verilerin korunması, otomasyon alanlarına yatırım yapılması konularını dikkate alması önem arz etmektedir.  Teknolojilerin sigortacılık sektörü kapsamında sağlayacağı yararların 2023 yılında fark edileceği ve ülkemizde de bu alanda bir artış meydana geleceği değerlendirilmektedir. Diğer finans sektörlerine kıyasla sigorta sektörünün dijital uygulamalara geçişi daha geç gerçekleşse de sektörün, dijitalleşmeye hızlı bir adaptasyon sağlayarak gün geçtikçe müşterilerini yeni dijital uygulamalarla tanıştıracağı öngörülmektedir.

FinTech şirketlerini popüler hale getiren bir diğer etken ise kripto varlık ve blok zinciri teknolojisidir. Her ne kadar merkeziyetsiz yapısı ile hızlı bir şekilde işlem yapma olanağı sağlayan blok zincir teknolojisi oldukça ilgi çekse de ülkemizde blok zinciri teknolojisi ve kripto varlık sektöründe 2022 yılında bir yavaşlama görülmüştür. Henüz bu teknolojilere ilişkin hukuki zeminin oturmamış olması ve dolayısıyla güvensizliğin devam etmesi bu yavaşlamanın sebebi olarak gösterilebilir.

KPMG tarafından hazırlanan “Pulse of Fintech” raporuna göre FinTech sektörüne yapılan küresel yatırım, 2021 yılının ilk yarısında 3 bin 372 işlem ile 111,2 milyar dolar seviyesinde iken, 2022 yılının ilk yarısında 2 bin 980 işlem ile 107,8 milyar dolara gerilemiştir.

2021 yılının sonunda FinTech piyasasında yaşanan iyimserlik ortamı, 2022 yılının ilk yarısında, devam eden tedarik zinciri zorlukları, yükselen enflasyon ve faiz oranlarıyla ilgili belirsizliklerin hem kamu kurum ve kuruluşlarını hem de özel şirketleri olumsuz etkilemesiyle durgunluk endişelerinin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Tüm dünyada yaşanan bu ekonomik durum ve endişe atmosferi, özellikle bu yılın ilk ve ikinci çeyreğinde birçok ülkede yatırımların azalmasına sebep olmuştur. Bu atmosfere rağmen 2022 yılının ilk yarısında FinTech sektörüne yapılan yatırımların hız kesmeden devam ettiği ve ödeme odaklı şirketlere 43,6 milyar dolar yatırım yapıldığı görülmüştür. Bununla birlikte artan makroekonomik zorluklar göz önüne alındığında, ödemeler alanındaki yatırımların, özellikle erken yatırım işlemleri açısından, 2023 yılında da azalabileceği öngörülmektedir.

2022 yılında öne çıkan konularından bir diğeri ise NFT’ler olmuştur. Araştırmalar artık çoğu insanın NFT hakkında bilgi sahibi olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak FinTech sektöründe olduğu gibi NFT konusundaki bilinirlik artarken, popülerliğin ve işlem hacminin düştüğü görülmektedir. NFT işlemlerinin birleşik aylık değeri, Eylül 2021’deki zirveden bu yana yüzde 90’dan fazla düşmüş durumdadır. NFT’lerin 2023 ve sonrasında potansiyelini yerine getirebilmesi açısından; düzenleyiciler tarafından hukuki düzenlemelerin getirilmesi önem arz etmektedir.

Ek olarak Rekabet Kurumu tarafından yayımlanmış E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Nihai Raporu (“Nihai Rapor”) kapsamında çeşitli e-ticaret iş modelleri, e-pazaryeri platformları, bu platformların rekabetçi endişe doğurabilecek davranışları gibi konular ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Nihai Rapor kapsamında gündeme gelen bir unsur ise verinin taşınabilirliğinin engellenmesi ile ilgilidir. Platformların kullanıcıları ile akdettikleri sözleşmelerde yer alan ve en çok kayırılan müşteri ve münhasırlık koşulları kapsamında verinin taşınabilirliğinin engellendiği tespit edilmiştir. Bu tespit, özellikle e-pazaryeri platformlarının sahip oldukları verinin rekabet hukukunun bir unsuru olduğunun ortaya konulması bakımından son derece önemlidir. Nihai Rapor kapsamında yer verilen nihai politika önerilerinden biri ise mevzuatın güçlendirilmesi olmuştur. Nihai Rapor’a göre, e-pazaryerleri bakımından rekabet hukuku kuralları daha muhafazakâr ve sert şekilde uygulanmalıdır. Bu tür bir uygulamayı temin etmek amacıyla, rekabet hukuku kurallarının nasıl uygulanacağını düzenleyen ikincil mevzuatın platform ekonomisi bakımından gözlemlenen belirsizlikleri ortadan kaldıracak şekilde güçlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Görüldüğü üzere teknolojinin yarattığı olağanüstü imkanlar birçok sektörde çeşitli imkanlar doğurmuştur. Ekonomik atmosfer nasıl olursa olsun bu alanlara yatırımın hız kesmeden devam ettiği görülmektedir. 2023 yılında da yeni sektörlerin oluşacağı, var olan sektörlerin teknoloji ile evrileceği ve aktörlere yeni imkanlar sunulacağı değerlendirilmektedir. Hukuk dünyasının da bu değişimlere hızla ayak uydurarak, getirilecek hukuki düzenlemeler ile FinTech sektörünün daha sağlam temellere dayandırılacağını öngörüyorum.

Son olarak, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından hazırlanan FinTech strateji raporunun sektöre çok önemli vizyon ve katkı sağlayacağını değerlendiriyorum.