Bir tarafta sarmaya çalıştığımız ve kanamayı sürdüren yaralarımızın acısı, diğer yandan Cumhuriyetimizin 100. yılı sebebiyle daha da önemli hale gelen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için sektörümüzün kadın liderlerinin duygu ve düşüncelerini bir araya getirdiğimiz özel dosya konusu ile sizleri buluşturuyoruz.

Acımız, dilimiz, yasımız, geleceğimiz ortak….

Hepimizi yasa boğan, büyük kayıplar verdiğimiz depremlerde kayıplarımız karşısında duyduğumuz acının ve üzüntünün bir tarifi yok. Yaşadığımız felaket sonrası depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Bu zor zamanları birlik ve dayanışma ile atlatacak, yaralarımızı hep birlikte saracağız. Önümüzde çok önemli bir süreç var. Ama sonucunda muhakkak başarmak zorunda olduğumuzu da unutmamalıyız. Bu toprakların ve bu toplumun karakteri, bize başarmak zorunda olduğumuzun sorumluluğunu yüklüyor.

 

Hepimize büyük sorumluluklar ve görevler düşüyor

Hepimizi derinden yaralayan, 13 milyon insanımızın etkilendiği, resmî açıklamalara göre 48 binin üzerinde can kaybının yaşandığı bu büyük afetin yaralarını sarmak için önümüzde uzun ve fedakârlık gerektiren bir yol var. Deprem bölgesinde zor koşullarda yaşayan ve tekrar ayağa kalkabilmek için bizlerin desteğine ihtiyaç duyanların yanında olmaya devam edebilmek için çalışmak zorundayız.

 

 

Yüreklerimizde hiç azalmayan elem ve üzüntü ile bu sayımızı hazırlamaya çalıştık

Bir tarafta sarmaya çalıştığımız ve kanamayı sürdüren yaralarımızın acısı ile yaşamaya çalışırken, diğer yandan Cumhuriyetimizin 100. yılı sebebiyle daha da önemli hale gelen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için sektörümüzün kadın liderlerinin duygu ve düşüncelerini bir araya getirdiğimiz özel dosya konusu ile sizleri buluşturuyoruz.

 

Türk kadınları olarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Cumhuriyet ile birlikte yolumuzu aydınlattığı için minnettarız

Cumhuriyetimiz 100. yılına girerken, Atatürk’ün bize açtığı bu yolda daha çok çalışmak ve Atatürk’ün en büyük hedeflerinden olan Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesine taşımak temel görevimiz. Atamızın kadınlara verdiği toplumsal ve siyasi haklarla başlayan özgürleşme sürecine sahip çıkarak ondan devraldığımız bayrağı daha da ileriye taşımaya azimliyiz.

Türkiye Cumhuriyeti, bugün yaşadığımız ciddi sorunlara rağmen kuruluşundan bu yana geçen 100 yıldan beri birçok alanda inanılmaz ilerlemeler kaydetti. Diğer yandan bu süre içinde başta hukuk, adalet, hak ve özgürlükler ve yoksulluk olmak üzere yaşamsal sorunlarını çözemedi. Her şeye rağmen bu sorunları çözebilecek donanım, irade ve dinamizm, genç bir nüfus, ekonomik refaha ölçülebilir katkı sağlayan kadın çalışanlar ve kadın liderler var.

 

 

FinTech Sektörünün Kadın Liderleri

Toplumsal olarak değişim için kadınlara ve kadın liderlere acil ihtiyaç duyuyoruz. Bu değişimi kadınların tek başına gerçekleştirebilmesi imkânsız. İlham veren başarı hikâyeleri daha çok konuşulmalı, daha fazla kişiye ulaşmalı. Kadınların toplumun tüm yaşam alanlarında etkin bir şekilde katıldığı “her alanda var olabildikleri” bir gelecek istiyoruz. Hepimizin hayatında yol göstericiliği ile ışık tutan ve ilham veren kadınlar var. Böylesi güçlü figürlere sahip olmak ise daha sağlam bir hayat felsefesi edinmemize de katkı sağlıyor. Kimi zaman haber manşetlerimizde, kimi zaman ise özel röportajlar eşliğinde ön plana çıkardığımız kadın liderleri bu sayımızda daha da fazla göreceksiniz.

 

Dünya çok büyük bir hızla süregiden kapsamlı bir dönüşüm sürecinde

Bu dönüşüme uyum sağlama kabiliyeti ülkelerin gelecekte nasıl konumlanacağını ve geleceğin çok daha sert rekabet koşullarını tayin edecek. Yarısı kadınlardan oluşan nüfusumuz göz önüne alındığında kadınların ekonomiye ve iş gücüne etkin şekilde katılımını sağlamadığımız senaryoda ülkemizin bu rekabette bir eli bağlı mücadele etmek zorunda kalacağı çok açık.

 

Eşitlik mücadelesinde artık kaybedecek zamanımız yok

Türkiye kadın istihdamında OECD üyesi ülkeler arasında en sonda yer alıyor. OECD ülkelerinde ortalama 100 kadından 59’u istihdama katılırken, Türkiye’de 100 kadından sadece 29’u istihdam ediliyor. Kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 52,4 olduğu OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’de kadınların ücret yönünden de dezavantajlı olmaları dikkat çekiyor. Raporda ayrıca, Türkiye’de kadınların iş hayatında karşılaştıkları görünmez engellerin OECD ortalamasının gerisinde kaldığı da görülüyor.

 

Kadın istihdamının düşük olması, insan kaynaklarımızın iyi değerlendirilemediği anlamına geliyor

Türkiye’de 15 yaş üstü kadın nüfusu 32,4 milyon kişiye ulaşırken, işgücü piyasasında 11 milyon kadın yer alıyor. Bunlardan 9,5 milyonu istihdam edilirken, 1,5 milyon kadın ise çalışmak istediği halde iş bulamadığı için işsiz. Kadın işsizlik oranı 2021’in son çeyreğinde yüzde 14,1 olarak hesaplanmıştı. Geniş anlamda işsizlik oranı erkeklerde yüzde 18,8 iken, kadınlarda bu oran yüzde 29,6 düzeyinde yer aldı. Buna göre, her 100 kadından 29.2’si istihdam ediliyor, 29.6’sı ise geniş anlamda işsizler grubunda bulunuyor.

 

İklim değişikliği, doğal afetler ve pandemi gibi küresel riskler karşısında en kırılgan kesimlerden birini kadınlar oluşturuyor

Diğer yandan araştırmalar kadınların ekonomiye katılarak sürdürülebilir kalkınmada çarpan etkisi yaratacağını gösteriyor. Kadınların hızla kırılgan gruptan çözüm üreten gruba dahil edilmesi ise kapsayıcı bir dönüşüm gerektiriyor. Bu dönüşümde finans sektörü ile reel sektörün katkısı şüphesiz çok büyük olacak. Kadınlar hem çalışan hem de girişimci olarak önemli engellerle karşı karşıya kalıyor.

Türkiye’de kadınların işgücü piyasasına girmelerinin önündeki başlıca engeller incelendiğinde; düşük eğitim oranı, baskın cinsiyet rolleri, bakım sorumlulukları / yükümlülükleri, kadın istihdamına yönelik toplumsal algı, yeterli beceri ve mesleki niteliklere sahip olmamaları ve finansal olanaklara sınırlı erişim karşımıza çıkıyor.

Kadınların ekonomik olarak güçlenmesine yatırım yapmanın yalnızca cinsiyet eşitliğine değil, aynı zamanda yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve kapsayıcı ekonomik büyümeye de katkıda bulunduğunu biliyoruz. Kadınların işgücüne katılım oranlarını artırmak yalnızca ahlaki bir zorunluluk değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik toparlanmayı desteklemek için de gerekli.

 

FinTech’in geleceğinin merkezinde kadınlar yer alıyor

Cinsiyet eşitsizliği, birçok kadının finansal bağımsızlığa sahip olmasını veya kendi işlerini kurmasını engellemeyi sürdürüyor. Tüm dünyada kadınlar hala erkeklere oranla daha az kazanıyor, banka kredilerine erişimleri sınırlı ve 1,1 milyar kadın finansal hizmetlerden tamamen koparılmış durumda. FinTech şirketleri ise bu yapbozu tamamlamaya çalışıyorlar, ancak parçaların %49,8’ini oluşturan kadınlar hala görünebilir hale gelemediği için bitiremiyorlar.

McKinsey Global Institute tarafından yayınlanan Women in the Workplace 2022 raporu, çalışma hayatında kadınların eşitliğini sağlamanın küresel büyümeye 12 trilyon dolar kazandırabileceğini ortaya koyarak ileriye dönük yararlarına vurgu yapıyor. IMF’in Women in FinTech raporu ise, üst yönetimde en fazla kadın lidere sahip şirketlerin ortalamadan %41 daha yüksek öz kaynak getirisine sahip olduğunu ortaya çıkarıyor. Bunun nedeni, kadınların masaya farklı sosyal beceriler ve yeni bakış açıları getirmesi ve farklı ekipler kurması ile ilgili. Pek çok şirkette yapılan benzer araştırmalar gösteriyor ki şirketler açısından toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadınların eşit şekilde istihdama katılımını sağlamak ‘doğru bir iş kararı. Bu nedenle, daha fazla kadın FinTech liderine sahip olmak, cinsiyet farkının kapanmasının yanında, şirketlerin yatırım getirisini önemli ölçüde artırma potansiyeli taşıyor. Kadın liderler, işletmeleri veya girişimleri için yatırım çekmek söz konusu olduğunda genellikle eşitsizliklerle karşı karşıya kalıyor, bu nedenle başlangıçtan itibaren dezavantajlı durumdadırlar. Bununla birlikte, kadınlara ait işletmeler aslında finansal destekçiler için daha iyi bir yatırım seçeneği olmayı sürdürüyor. Sonuç olarak, kadınlar tarafından kurulan işletmeler, erkekler tarafından kurulanlardan, yatırılanın iki katı kadar daha fazla getiri sağlıyor.

Küresel olarak kadınlar hane halkı satın alma kararlarının %80’ini almasına veya etkilemesine rağmen, hedef pazar olarak görülmüyor. Bu sebeple acil olarak finans dünyasının bilhassa kadınlara yönelik hizmetler konusunda nasıl yapılandırıldığını sorgulamaya başlamalıyız. FinTech şirketleri ve finansal kurumlar bu müşteri segmentine ne kadar fazla finansal çözümler sunarsa, sektörde o denli fazla yenilik göreceğiz.

Bir kadın, finansal olarak okuryazar ise ve kendisine doğru araçlar verilirse, iyi harcama alışkanlıkları geliştirir ve daha iyi kararlar alır. FinTech şirketleri kadınları bir müşteri segmenti olarak hedeflediğinde ve onlara daha iyi finansal hizmetler sunduğunda, bu kadın istihdamını, finansal birikimini ve iş kurma eğilimini iyileştirebilir. Bu sorunları ilk elden yaşayan kadın FinTech liderleri ise FinTech alanına benzersiz bakış açıları getirerek, kadınlar için doğru ürünleri üretecektir.

 

Cumhuriyetimizin 100. yılına girdiğimiz günümüzde, bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlara rağmen hala olmamız gereken noktada değiliz

Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı dönemde ‘Yalnız erkeklerin ilerlemesiyle o millet yükselemez’ sözüyle kadınların hayatın her alanında eşit bir konumda bulunmasının gelişmiş bir toplum için vazgeçilmez olduğunun altını çizerek, kadınların bu mücadelede önünü açmıştı. Kadınların ekonomi ve iş hayatındaki ağırlığı arttıkça, ülkemiz daha da güçleneceğini biliyoruz. Kadınların sosyal hayatta ve iş hayatında daha aktif rol almasın desteklenmesini, çeşitliliğe ve fırsat eşitliğine dayanan insan kaynakları politikalarının hızla hayata geçmesini bekliyoruz.

 

 

Fırsat verildiğinde kadınların başaramayacağı hiçbir iş yok

Dünyada bugün süre gelen uygulamaların devam etmesi durumunda, kadınların ekonomik anlamda eşitliğe ulaşması için 151 yıla ihtiyacı var. Bu nedenle hem birey hem kurum hem de toplum olarak daha eşit bir dünya için üzerimize düşün görevleri yerine getirmeli ve gereken uygulamaları hızla devreye almalıyız. 

Diğer sektörlere oranla ülkemizde finans sektöründe kadınların iş gücünde temsil oranı yüzde 50’nin üzerinde. Ancak bu rakam, finans dünyasında kadınların liderlik seviyesindeki temsil oranı ile paralellik göstermiyor. Benzer durum kadın girişimciler için de geçerli.

Ülkemizin öncü bankalarının, cinsiyet eşitliğini taahhüt eden şirketlerin performansını ölçmek için dünyada yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri olan Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer almaları mutluluk verici. Bankaların her kademesinde, kadınların ve erkeklerin eşit sayısal temsilinin ötesinde, cinsiyete dayalı önyargıların geçerli olmadığı, her bireyin eşit hak ve fırsatlara sahip olduğu, duyarlı bankacılık anlayışının kapsamının genişlemesini diliyoruz. Sektörün lokomotifi FinTech şirketlerinde sağlanan cinsiyet eşitliği oranları ve kadın yönetici sayılarının katlanarak artmasından gurur duyuyoruz. Sadece çalışan değil, karar alıcıların da kadın olduğu sektörümüzün, tüm iş hayatı için örnek teşkil etmesini istiyoruz.

Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e, sonsuza dek yaşatacağımız en büyük mirasımız Cumhuriyet’imize ve Cumhuriyet’imizin yetiştirdiği, yolumuzu aydınlatan on binlerce kadına duyduğumuz minnetti de bir kere daha vurguluyoruz.

Sizleri, Fintechtime Mart 2023 sayısında yayınlanan ve hafta boyunca yayınlayacağımız, gücünün ve potansiyelinin farkında olan, hayallerini hayata geçirerek yarınların başarı hikâyelerine iham veren Finansal Teknoloji sektörünün kadın liderleri ile buluşturuyoruz.

 

Finansal Teknoloji sektörünün kadın liderlerine aşağıdaki soruları ilettik.

  • Fintech sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz? Ekosistem ile kesişen kariyer öykünüzü sizden dinleyebilir miyiz?
  • Şirketinizin kadın çalışan ve yöneticilere bakışı nasıl?
  • Sektörde çalışmak isteyen kadınlar nasıl bir yol izlemeli, kendilerine neler önerirsiniz?
  • Kadınlara yönelik beklentiler hem iş hem de sosyal yaşamda oldukça yüksek, teşvik ise yok denecek kadar az. Bu konuda neler yapılabilir?
  • Hem Dünya Kadınlar Günü hem de Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız bu özel yıl vesilesi ile duygularınızı öğrenebilir miyiz?

 

 

Katkıları için:

  • Elekse Ödeme Kuruluşu A.Ş. Genel Müdürü Ayşegül Güvenç
  • Octet Türkiye Genel Müdürü Derya Ekemen Fidan
  • PayPorter CTO’su Derya Tekinşen
  • Secure Future Bilgi Teknolojileri Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Dilek Süer
  • Lidio Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ece Berkol
  • Momento CEO’su Esra Güler
  • Craftgate Key Account Sales Manager Gülşah Dalkılıç
  • Sipay Ürün Direktörü Hande Yenigün
  • Finrota Genel Müdürü İlknur Uzunoğlu
  • Colendi / Covenlabs Kurucu Ortağı Mihriban Ersin Tekmen
  • GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya
  • Firisbe CEO’su Olcay Çat
  • Finartz Finans Müdürü Özge Yıldırım
  • Finansal Okuryazarlık Girişimcisi, Mon.AI Kurucusu Özlem Denizmen
  • Birleşik Ödeme Pazarlama Direktörü Seda Küçükfırat Arslan
  • Sanction Scanner Ürün Müdürü Selvi Coşkun
  • TURK Finansman A.Ş. Genel Müdürü Semra Demircioğlu
  • TransferGo Global Marka Pazarlama Direktörü Senem Ergüvenoğlu
  • Dgpays Bireysel ve Perakende İş Biriminden Sorumlu Genel Müdürü Sezin Erken
  • iyzico CCO’su Şebnem Dağ Güven
  • Architecht İK, Yönetişim ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Şule Hatun Avşaroğlu
  • UPT Operasyon Yönetimi Direktörü Ümran Uğuz
  • Alneo Direktörü Zehra Aksoy
  • Figopara İnsan ve Kültürden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Mete’ye

teşekkür ediyoruz.

 

Cumhuriyetimizin 100. yaşı kutlu ve sonsuz olsun

Yaşadığımız deprem felaketinin yaralarını ve derin üzüntümüzü kalbimizde taşıyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nüzü kutluyoruz.