Marmara Ekonomi Zirvesi’nin son panelinde Türk yatırımcısının finansal eğilimleri ve finansal okur yazarlığın önemi masaya yatırıldı. TSPB Eğitim Müdürü Gökhan Büyükşengür Türk halkının en çok altına yatırım yaptığını belirterek, genel eğilimin “gözle görünen elle tutulana yatırım” olduğunu kaydetti. Bloomberg HT Sunucusu Aslı Şafak ise finansa olan ilginin artması için ekonominin dilinin sadeleşmesi gerektiğini belirtti.
Destek Menkul Değerler ana sponsorluğunda gerçekleşen Marmara Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlenen son panel “Ekonomiyi Doğru Okumak: Finansal Okur Yazarlık” başlığıyla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Destek Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı İnci Özbek’in gerçekleştirdiği panelde Deutsche Securities Menkul Değerler Genel Müdürü Albert Krespin, TSPB Eğitim Müdürü Gökhan Büyükşengür, Finansal Okur Yazarlık Derneği Başkanı Özlem Denizmen ve Bloomberg HT Program Sunucusu Aslı Şafak konuştu.
“En çok altına yatırım yapılıyor”
Türk halkının parasını en çok altına yatırdığını kaydeden Gökhan Büyükşengür “Yaptığımız anketlerde halkın parasını en çok altına yatırdığını gördük. Devlet katkısı öncesi BES’e (Bireysel Emeklilik Sistemi) girişler yok denecek kadar azdı. Devletin %25’lik katkısı bir nebze olsun BES’e ilgiyi arttırdı. Son beş yıl içinde foreks yatırımcısında da artış var.” diye konuştu. Borsada ise yabancı yatırımcının ağırlıkta olduğunu kaydeden Büyükşengür “Hisse yatırımında yabancı yatırımcının %65 oranında, Türk yatırımcının ise %35’lerde kaldığını görüyoruz. Türk yatırımcısı kısa vadeli düşünüyor. 3 aydan fazla bir süreyi göze alamıyoruz.” dedi. Türkiye’de birçok kişinin otomobili yatırım aracı olarak gördüğünü kaydeden Büyükşengür, Türk insanının eliyle tutabildiği gözüyle görebildiklerine yatırım yapma eğiliminde olduğunu, hisse senedi gibi kavramları ise soyut olarak algıladığını belirtti.
Aslı Şafak: “Dilimizi sadeleştirmemiz lazım”
Finansa olan ilginin artmasının şeffaflık ve hesap sorabilirlik açısından önemli olduğunu kaydeden Bloomberg HT program sunucusu Aslı Şafak, finansın dilinin sadeleşmesi gerektiğini kaydetti. “Çuvaldızı kendimize batıralım” diyen Şafak, “Gerek biz ekonomi basını, gerekse de finans sektöründe çalışanlar dillerini sadeleştirmeli. Daha anlaşılır olmalıyız ki izleyenler bizi anlasın. Ekonomi sıkıcı değil aksine çok zevklidir. Ama maalesef tam tersi bir algı oluşuyor.” diye konuştu.
Finansın doğal hayat akışının hayatın bir parçası olduğunu kaydeden Deutsche Securities Menkul Değerler genel Müdürü Albert Krespin ise “Hayatın içinde olduğunuz sürece bunu öğrenmek zorundasınız. Finansal okuryazarlık sadece altın günde altın almaktan öte bir şeydir. Bunu içselleştirmeniz gerekiyor.” dedi. Finans sektörü ile yatırımcı arasında doğru bağın bir türlü kurulamadığını söyleyen Krespin, “ Bir beklenti var ise yatırımcı bunun %100 gerçekleşeceğini düşünmemesi lazım. Banka bekliyorsa bu yüzde 50 demektir. Ya da “insider” dediğimiz, içeriden bilgi almış olmanız lazım. Kaybın da kazancın da sorumluluğun alınması lazım. Bu da bir finansal bilinçtir.” diye konuştu.
Denizmen: “Para insanlık için yeni bir kavram”
Foder Başkanı Özlem Denizmen, paranın dünya üzerinde çok kısa bir süredir var olduğunu hatırlatarak başladığı konuşmasında “Para 5 milyar yıllık varoluşun sadece son 7000 senesinde var. Yani tüm varoluş 60 dakika ise para bunun sadece son 0.02 salisesinde yaşanan bir olay. Hepimizin hayalleri var, bir de buna uzanan yol var. Bu yol mali açıdan çoğunlukla karanlık. Buraya giderken bir harita lazım, ışıkları yakmak lazım. Finansal okuryazarlık işte bunun için gerekli bilgi, beceri davranış ve tutumu sağlar. Bu da sürekli değişir ve gelişir.” dedi. Finansı çok iyi bilen birinin bile içinde olmayabileceğini kaydeden Denizmen, “Türkiye’de 20 milyon insan finansal sistemin içinde değil. Messi ve Ronaldo iyi futbol oynuyor ama antrenörleri var. Siz de ekonomi bilseniz de böyle bir desteğe ihtiyacınız var. Finansal okuryazarlık işte bunun için gerekli.” dedi.