Geçtiğimiz ay tamamlanan İnovasyon ve Girişimcilik Araştırması’nın sonuçları açıklandı. KPMG Yönetim Danışmanlığı Direktörü Saip Eren Yılmaz, raporun öne çıkan sonuçlarını, Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından Antalya’da gerçekleştirilen Ar-Ge Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri toplantısında sundu. Saip Eren Yılmaz’ın “AR-GE ve İnovasyonda Başarı Faktörleri – KPMG İnovasyon Araştırması 2016” başlıklı sunumu, Türkiye’nin inovasyon konusundaki durumunu karşılaştırmalı olarak ortaya koydu.
KPMG İnovasyon Araştırması’nda, firmaların Ar-Ge ve inovasyon alanındaki yönetimsel ve stratejik tercihlerinin, finansal performansları üzerindeki etkileri incelendi. Finansal sonuçlar üzerinde en yüksek etkiye sahip olan başarı faktörleri tanımlandı. Bu araştırma ile tespit edilen başarı faktörleri açısından yerli firmalar Avrupa’daki emsalleri ile kıyaslanarak ülkemizin Ar-Ge etkinliği bakımından niteliksel olarak gelişim ihtiyacı olan alanlara ışık tutuldu.
İnovasyon alanındaki en etkili veri seti elde edildi
Saip Eren Yılmaz, araştırmayla ilgili olarak “Bu araştırma ile inovasyon alanındaki en güncel ve geniş kapsamlı veri seti elde edildi. Araştırmamız sonucunda inovasyon ve girişimciliğe ilişkin yönetimsel ve stratejik tercihlerin, finansal sonuçları nasıl etkilediği ölçümlendi. Ayrıca, önümüzdeki yıllara ilişkin teknolojik eğilimler tespit edildi” şeklinde konuştu.
Türkiye ve Avrupa’nın kıyaslaması yapıldı
Yılmaz, “Araştırmada Yeni Fikirlerin Finansmanı İşbirlikleri, Teknoloji Trendleri, Organizasyon Modelleri, İnovasyon Yönetimi, Mali Sonuçlar, Operasyonel Sonuçlar, İş Modelleri ve İnovasyon Modelleri konularını ele aldık. Firmaların büyümeleri ve satışlarına inovasyonun etkilerini ölçmeye çalıştık. Uzun vadede Türkiye ve Avrupa kıyaslaması ile ülke olarak bu konudaki durumumuza ışık tuttuk” dedi.
Ar-Ge’nin GSYH’deki payı artıyor
Araştırmanın sonuçlarından bazı örnekler veren Yılmaz, “Geçtiğimiz 10 yılda Ar-Ge ve inovasyon alanında oldukça iddialı destek ve teşvik paketleri uygulamaya konuldu. TUİK verilerine göre ArGe harcamalarının GSYH’ya oranı son 10 yılda, iki katına çıkarak 2015 yılı sonunda yüzde biri geçti ve tam zaman eşdeğer Ar-Ge çalışanı sayısı ise aynı dönemde yaklaşık olarak üç katına çıktı” şeklinde konuştu. 2023 itibariyle Ar-Ge harcamalarının GSYH’ya oranının üç kat artarak yüzde üçe ulaşması beklendiğini belirten Yılmaz, “ArGe’ye ayrılan kaynaklar giderek büyürken aynı zamanda Ar-Ge etkinliğini, yani Ar-Ge’nin niteliksel boyutunu ihmal etmemeliyiz. Bu noktadan yola çıkarak, önümüzdeki döneme ışık tutmak adına, KPMG Türkiye olarak bir inovasyon araştırması yaptık” dedi.
Finansal olarak daha başarılı firmaların ortak özellikleri neler?
Yılmaz şu bilgileri verdi: “ArGe’ye aynı miktarda fon ayıran firmalar arasında finansal olarak daha başarılı olanların bazı ayırt edici ortak özellikleri bulunuyor. Bu firmalar daha uzun vadeli düşünüyorlar. Bu durumu, henüz el değmemiş bir geleceği yaratmak ve şekillendirmek olarak tanımlayabiliriz. Daha geniş ve niteliksel olarak çeşitlendirilmiş proje portföyleri ile yola çıkıyorlar. Böylelikle ticari ve teknolojik riskleri dağıtıyorlar. Portföy çeşitliliği özellikle kritik bir konu. Çünkü iş modeli inovasyonu, daha önce farkına varılmamış yeni ihtiyaçları keşfetmek açısından çok önemli.”
Ar-Ge’de başarının önündeki engeller
Yılmaz son olarak şu bilgileri verdi: “Madalyonun bir de diğer yüzü var; araştırmamıza katılan 300 firmayı aynı yaklaşımla incelediğimizde, finansal olarak kötü sonuçlar alan firmaların da bazı ayırt edici ortak özellikleri olduğunu görüyoruz. Bu özellikleri hijyen faktörleri olarak tanımlıyoruz. Aslında bu faktörler, gidermediğiniz takdirde başarıyı riske atan ancak gidermeniz durumunda başarıyı garantilemeyen faktörler.
Birinci ve en güçlü hijyen faktörü olarak Ar-Ge etkinliğini sağlamaya yönelik kolaylaştırıcı araçların ve alt yapının eksikliği karşımıza çıkıyor. Bu durum Ar-Ge kaynaklarının katma değeri düşük aktivitelerle meşgul edilmesine, günlerin genelde yangın söndürme halinde geçmesine ve koordinasyonun imkansızlaşmasına yol açıyor. Diğer 3 hijyen faktörünün etki mekanizması ise oldukça aşikar. Ar-Ge’ nin tamamen teknik bir işlev olarak algılanması, pazardan ve müşteriden kopuk olması. Üst yönetimin yönlendirilme ve desteğinin düşük olması. Yüksek personel devir hızı.”