Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı, şehirleşme problemlerinin çözümü için akıllı şehir uygulamalarını masaya yatırdı. Dünya Bankası’nın Türkiye ile şehirleşme konusunda çalışmaktan memnun olduğunu açıkladığı konferansta, elektrikli arabaların tercih edildiği, halkın tasarruf ettiği enerjiyle kurabiye satın aldığı, güneş panelleriyle kendi enerjisini üreten binaların şehri Amsterdam’ın Türkiye için örnek olup olamayacağı tartışıldı
Türkiye için ideal akıllı şehir projelerinin konuşulduğu Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı, Ankara’da düzenlendi. Kamu Teknoloji Platformu tarafından düzenlenen ve iki gün süren konferansta akıllı şehirlerde güvenlik, sürdürülebilirlik, Türkiye’deki şehirler için en ideal modellemeler masaya yatırıldı.
Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nın ikinci gününün açılış konuşmalarını gerçekleştiren Kamu Teknoloji Platformu Başkanı Erdem Akçıl, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mekansal Planlama Genel Müdürü Yavuz Erdal Kayapınar, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt ile konferansın onur konuğu Amsterdam Smart City projesinin Düşük Karbon ve Bağlantılı Şehir Planlama alanında Kıdemli Strateji Danışmanı Frans Anton Vermast akıllı şehirler sistemine Türkiye’nin nasıl daha hızla geçebileceği hakkında bilgi verdi.
Akıllı kütüphaneler geliyor
Türkiye’deki şehirlerin hızla akıllanması gerektiğine dikkat çeken Kamu Teknoloji Platformu Başkanı Erdem Akçıl sözlerine şöyle devam etti: “Enerji, güvenlik, ulaşım anlamında 6 farklı yatırım projesi ile hayatı kolaylaştıracağız. Ankara’da pilot uygulamalarını hayata geçireceğimiz Akıllı Şehir projesi kapsamında; akıllı kavşaklar trafiği rahatlatacak, belediye binasını akıllı hale getirerek ile yüzde 20’den fazla enerji tasarrufu sağlayacağız. Ulaşımda bisikleti yaygınlaştırarak, metro istasyonlarında akıllı kütüphaneler kuracağız. Kamu Teknoloji Platformu olarak amacımız; bu çalışmalar ile sorunların çözümüne katkı sunmak ve uygulamaları başta Ankara’da olmak üzere tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması için bir dönüşüm hareketini başlatmak.”
Sera gazlarının yüzde 80’i şehirlerde açığa çıkıyor
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mekansal Planlama Genel Müdürü Yavuz Erdal Kayapınar, yaptığı konuşmada, Türkiye’de şehirleşme oranının dünya ortalamasının üzerinde olduğuna vurgu yaptı. 20. yüzyılda nüfusun yüzde 54’ünün kentlerde yaşadığını söyleyen Kayapınar, gelecek 40 yılda her 5 kişiden 4’ünün şehirlerde yaşayacağına dikkat çekti. Türkiye’de şehirleşme oranının dünya ortalamasını geçerek yüzde 70-75’lere ulaştığını ifade eden Kayapınar, sera gazlarının yüzde 80 gibi önemli bir miktarının şehirlerde açığa çıktığına değindi. Teknolojinin yanı sıra doğayı da koruyan şehirler olmalı diyen Kayapınar, bu nedenle şehircilik anlayışında akıllı şehirler gibi yeni modellerin denenmesi gerektiğini vurguladı. Kayapınar, 10. Kalkınma Planı içerisinde olan akıllı şehirler konseptinin sürdürülebilir şehircilik için önemli olduğunu da açıkladı.
Türkiye’ye 500 milyon dolarlık destek
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt ise Türkiye’nin başarılarının yurt dışında da takip edildiğine dikkat çekti. Dünya Bankası’nın 2015 yılında yayımladığı Türkiye Şehirleşme Raporu’nda yer alan sürdürülebilir şehircilik anlayışına dikkat çeken Zutt, akıllı şehirlerin yalnızca teknolojik şehirler olmadığını aynı zamanda yaşanabilirlik, erişim, trafik ve çevresel sorunlarından arınmak için tüm paydaşların birlikte hareket ettiği şehirler olduğunu ifade etti. Dünya Bankası olarak Türkiye’de şehirleşmeyi desteklediklerini söyleyen Zutt, bu noktada hükümet ile ortak bir anlaşma yaptıklarından da bahsetti. Çevresel ve finansal anlamda şehirlerin akıllanması gerektiğini dile getiren Zutt, 500 milyon dolarlık belediye projesi olduğunu aktardı. Zutt, Türkiye’nin başarılarından dolayı dünyada birçok ülke tarafından örnek alındığına da dikkat çekerek Dünya Bankası olarak Türkiye ile çalışmaktan mutluluk duyduklarını belirtti.
Kurabiye karşılığında enerji
Amsterdam Smart City projesinin Düşük Karbon ve Bağlantılı Şehir Planlama alanında Kıdemli Strateji Danışmanı Frans Anton Vermast ise konuşmasında Amsterdam’da akıllı şehir projesine karbon emisyonlarını azaltmak için neler yapabiliriz diyerek başladıklarını ifade etti. Çıkış noktalarının vatandaşların mutluluğu olduğunu söyleyen Vermast, karbon emisyonlarını azaltmak için hayata geçirdikleri uygulamalarla yüzde 15’lik bir tasarruf sağladıklarını söyledi. Bu rakamı 2025’e kadar yüzde 25’e ulaştırmayı hedeflediklerini açıklayan Vermast, Amsterdam’da halkın araba kullanmaktan giderek vazgeçtiğini ve elektrikli arabaların son derece popüler olduğunu belirtti. Elektrikli arabalar için ücretsiz şarj ünitelerinin şehre yerleştirildiğini söyleyen Vermast, vatandaşların kendi elektrik tüketimlerini de azaltmak için uğraştıklarına dikkat çekti. Vermast, insanların fazla enerjilerini mezatlarda sattıklarını hatta bazen kurabiye karşılığında bile bu enerji kaynaklarını satabildiklerini söyledi.
Kanalizasyon atıklarıyla Schiphol Havalimanı ısınıyor
Enerji verimliliğinin akıllı bir şehir için en önemli noktalardan biri olduğunu vurgulayan Vermast, Amsterdam Schiphol Havalimanı’nın şehrin kanalizasyon atıkları sayesinde ısındığını açıkladı. Vermast, stadyuma yerleştirdikleri güneş panelleri sayesinde de stadyumun enerji ihtiyacını karşıladıklarını belirtti. Ayrıca yerel bir hastane çatısına da yine güneş panelleri yerleştirerek, hastanenin enerji ihtiyacının karşılandıklarını söyleyen Vermast, elde ettikleri ekstra enerjinin de yine etraftaki evlerde kullanıldığını açıkladı.
Engelli vatandaşlar için ideal yol güzergahları
Vermast, Amsterdam’da engelliler için ideal aplikasyonlar geliştirdiklerinden de bahsetti. Engelli vatandaşlar için hazırlanan mobil aplikasyonun tekerlekli sandalye ile hangi yolların daha kolay kullanılabileceğine dair öneriler sunduğunu söyleyen Vermast, aynı zamanda hangi binalarda daha kolay erişim sağlayabileceklerini de aynı teknolojiyle ortaya koyabildiklerini söyledi.
Akıllı şehirler için vatandaşları dinleme zamanı
Türkiye için de tavsiyelerde bulunan Vermast şunları söyledi: “Türkiye’nin akıllı şehir çalışmalarında küresel düşünüp yerel hareket etmesi gerekiyor. Vatandaş odaklı uygulamalar hayata geçirilmeli. Öncelikle vatandaşların beklentilerini dinlemek ve onları bu sürece katmak son derece önemli. Liderlerin, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve özel sektörün iş birliği yapması mutlu vatandaşlar oluşturmak için son derece önemli.”