Düşünen, karar veren ve birbirleriyle haberleşen nesnelerin dünyası Boğaziçi Üniversitesi’nde ders oldu. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Arda Yurdakul’un Bahar döneminde vermeye başladığı ders, pek çok alanda çarpıcı uygulamalara hayatımıza dokunan ‘Nesnelerin İnterneti’ kavramını konu ediniyor.
Günlük hayatta kullandığımız cihazların internet üzerinden birbiriyle, bizlerle ve diğer canlılarla iletişim kurabildiği bir dünyayı anlatan ‘Nesnelerin İnterneti’ kavramı Boğaziçi Üniversitesi’nde ders oldu. Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Arda Yurdakul’un 2017 Bahar döneminde vermeye başladığı dersin konusu pek çok alanda çarpıcı uygulamalara yaşamımıza dahil olan düşünen, karar veren ve birbirleriyle haberleşen nesnelerin oluşturmaya başladığı yeni dünya… Derste gömülü sistemler, kablosuz iletişim, sensör teknolojileri ve büyük veri analizleri gibi başlıkların yanı sıra endüstriden uzmanlar tarafından anlatılan somut uygulamalar da yer alıyor.
Kurucusu olduğu Bilgisayar Mimarileri ve Sistemleri Araştırma Laboratuvarı bünyesinde gelecek nesil Nesnelerin İnterneti konusunda araştırmalar yapan Prof. Dr. Yurdakul ile Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan ve Nesnelerin İnterneti konusunda araştırma, tasarım ve standardizasyon çalışmaları yürüten Alper Yeğin’in ortak tasarladıkları ders kapsamında, Nesnelerin İnterneti’nin hayatımızı nasıl değiştireceği çarpıcı örneklerle sunuluyor. Airties, Arçelik, Microsoft, IBM gibi önemli markaların uzmanları ile yenilikçi çözüm ve ürünleriyle hızla gelişmekte olan pazarda kendilerine yer edinen başarılı girişimlerin yöneticileri derslere konuk oluyor. Dersin en ilginç yanı ise öğrencilerin endüstrideki atölyelere katılarak tasarım deneyimi kazanabilmeleri…
Türkiye’de kişi başına düşen internet bağlantılı cihaz sayısı 2 iken Japonya’da 6
Arda Yurdakul, sadece birkaç sene içinde, 2020’de dünyada 4 milyar insanın birbirine ‘Nesnelerin Interneti’ ile bağlı olacağını, 25 milyondan fazla uygulama, akıllı sistem ve 50 trilyondan fazla gömülü sistemle birlikte toplam 4 trilyon dolarlık bir ekonomi oluşacağını belirtiyor. Ders kapsamında hızla büyüyen bu ekonominin 2020 yılı için bir vizyon ortaya koymayı amaçladıklarını belirten Yurdakul, ‘’Üniversitemizde Gömülü Sistemler, Telsiz Ağlar, Sensör Teknolojisi, Yapay Zeka gibi çok farklı altyapıları kapsayan derslerimiz zaten mevcut. Biz ise bu derste tüm bu alanların bir arada konuştuğu büyük resmi göstermek istiyoruz” diye konuştu.
Gelişen teknolojilerin bazı meslek alanlarına yönelik yeni bakış açıları yarattığını ve hatta sağlık, ulaşım, kent yönetimi gibi belli başlı alanlarda toplam etki anlamında önemli sonuçlara yol açtığını vurgulayan Yurdakul ‘’Hali hazırda Türkiye’de Internet ile bağlantılı olarak kullandığımız cihaz sayısı, birey başına ortalama 2 adet civarında. Japonya’da ise bir birey günlük hayatında birbiriyle bağlantılı 6 cihaz kullanabiliyor. Dolayısıyla bu, aslında bir yaşam kültürü olarak tanımlayabileceğimiz kavramlardan biri. Türkiye’de de özellikle gençlerin Internet bağlantılı cihaz kullanımı giderek artıyor. Ancak bu alanda bir vizyon ve ekonomik getiriye dönük bir bakış açısı geliştirerek teknolojiyi üretiyor olmak, her zamankinden daha fazla önemli. Çünkü ticari ve ekonomik hacim çok büyük” dedi.
Teknolojiyi satın almak zorunda kalmamak için üretmek zorundayız
Türkiye’nin yeni teknolojiler alanında önemli fırsatlara sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yurdakul, ‘’Türkiye, belli markalarıyla bir kaç sene öncesine kadar tüketici elektroniğinde AB lideriydi. Dolayısıyla ülkemizde bir teknoloji altyapısı var. Ancak vizyon anlamında bu tür teknolojilerin birbiriyle daha fazla bağlantılı olarak üretilmesi, şirketler ve sektörler arasında tam bir teknoloji ve üretim zincirinin tanımlanması gerekiyor. Bu büyük ekosistemi kurmak için birbirimize güven duymamız, altyapı geliştirmemiz, pazarın ihtiyaçlarına göre üretim yapmamız gerekiyor. Aksi halde bugün bu hamleleri yapmaz ve teknolojiyi üretmez isek ileride bunu satın almak zorunda kalırız’’ dedi.
Akıllı çatal ile sağlık sigortanızda daha düşük prim mümkün olabilir
Nesnelerin İnterneti kavramının artık hayatımızın her alanında olduğuna dikkat çeken ve Akıllı şehirlerin bu uygulamanın önde gelen örneklerinden biri olduğunu ifade eden Yurdakul, “2016 senesinin Akıllı Şehri seçilen Singapur’da insansız araçlar ile 2017 başında gerçek şehir ulaşımı denemeleri başlıyor. Belediye hizmetleri daha az maliyetle ve etkin biçimde sunulabiliyor, toplu taşıma sistemleri geliştiği için trafik sorunları azalıyor. Bu da şehirde yaşayan insanların daha güvenli ve daha mutlu yaşamalarını sağlayabiliyor’’
Akıllı nesnelerin yarattığı sektörler arası faydaya en iyi örneğin ise akıllı çatallar olduğunu belirten Yurdakul “Yemek hızımızı düzenleyen, hazım problemleri, gastrit veya reflü gibi günümüzde hızlı yaşam ve stres nedeniyle daha sık rastlanan mide sorunlarına çözüm bulmak ve aynı zamanda kilo kontrolü sağlamak amacıyla geliştirilen özel bir çatal kullanılmaya başlandı. Bu çatal, hızlı yediğiniz zaman titreyerek sizi uyarıyor. Bu sayede, yeme hızınızı düşürüp yeme zamanınızı ideale yaklaştırarak sağlık sorunlarınızı azaltabiliyorsunuz. Ayrıca, akıllı bileklikler ve ayakkabılarla günlük egzersizlerinizi monitör etme şansına da sahipsiniz. Tüm bu akıllı cihazlar, sağlıklı bir birey olarak beslenmenize ve fiziksel aktivitelerinize dikkat etmeniz durumunda, sizin bireysel sağlık sigortanızın uzun vadede daha düşük olmasına sebep olabiliyor” dedi.
Nesnelerin İnterneti alanındaki gelişmelere çok sayıda örnek bulmak olduğunu belirten Yurdakul, “Bunların bir kısmı henüz araştırma ve geliştirme safhasında. En ilgi çekici olanlarından biri Otonom Kavşak Yönetimi (Autonomous Intersection Management). Bu sistem tamamlandığında, sürücüsüz araçlar, insanlar ve bisikletliler trafik ışığı olmadan kavşak geçişlerini tamamlayabilecekler. Bunun için Google Glass veya benzeri akıllı giyilebilir teknolojileri kullanan insanlar, diğer taşıtlarla ve/veya Otonom Kavşak Yöneticisiyle haberleşerek hızlarını ayarlayabilecek.
Ayrıca, on yıl öncesine kadar insanlar o anki teknolojiyle geliştirilen ürünlere uymaya çalışıyordu. Ancak bugünkü teknolojinin geldiği noktada insana uyumlu ürünler ve servisler sunmak çok kolaylaştı. Bu da aslında bakış açımızı ters yüz ediyor. Bir diğer deyişle, artık teknoloji uygulamaları geliştiren şirketlerin, insan ve toplum için yararlılık ve kolay ulaşılabilirlik kriterlerini düşünmeleri gerekiyor’’ diyen Yurdakul, Nesnelerin İnterneti ile yaşam biçimlerimizin önemli ölçüde değiştiğini ve bundan sonra da hızla değişeceğini söyledi.