TSPB‘nin bu sene ikincisini düzenlediği 14-15 Kasım 2017 tarihlerinde iki gün boyunca sürecek olan Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi başladı.
Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi 2017
Yoğun bir ilgi ve katılımın olduğu Kongre’nin açılış konuşmasını yapan, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı İlhami Koç, 2017 yılında yapılan sermaye artırımı ve ihraçlarla şirketlere 31 milyar dolar kaynak sağlandığına işaret ederek, 2010’dan bu yana sağlanan kaynak tutarının ise 210 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, bunun 25 milyar doları öz kaynak, 184 milyar dolarının ise borçlanma aracı şeklinde olduğunu söyledi.
Bu yıl ikincisi düzenlenen “Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi” için birlikteyiz. #TSPKongresi2017 pic.twitter.com/t1X9dKhDCe
— FinTechTime (@fintechtime) November 14, 2017
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB)’nin bu sene ikincisini düzenlediği ve iki gün boyunca İstanbul Wyndham Grand Levent Oteli’nde gerçekleştirilecek olan Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi başladı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Türkiye Sermaye Piyasaları birliği(TSPB) Başkanı İlhami Koç TSPB’nin kanunla kurulmuş bir meslek örgütü olduğunu ifade ederek, “Üyelerimiz, aracı kurumlar, bankalar, portföy yönetim şirketleri ve yatırım ortaklıklarından oluşan 224 kurumdan oluşuyor. Bu anlamda, finans sektörünün en büyük meslek örgütüyüz” dedi.
31 milyar dolar kaynak sağlandı
Sermaye piyasalarının, sadece yatırımcıların kendi aralarında menkul kıymet alım-satımı yaptıkları yer olarak bilindiğine vurgu yapan, Koç bu konuda şunları söyledi:
“Oysa bizim asıl fonksiyonumuz, girişimlerin finansmanıdır. Bu kapsamda, 2017 yılında yapılan sermaye artırımı ve ihraçlarla şirketlere 31 milyar dolar kaynak sağlandı. 2010’dan bu yana sağlanan kaynak tutarı ise 210 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunun 25 milyar doları öz kaynak, 184 milyar doları ise borçlanma aracı şeklinde oldu. 15 yıl öncesine kadar sermaye piyasalarımız sadece 2 üründen oluşuyordu; hisse senetleri ve kamu borçlanma araçları. 2002 yılından itibaren düşen enflasyon ve faizlerle birlikte sermaye piyasalarımız çeşitlenmeye başladı. Türev ürünler, kaldıraçlı ürünler, özel sektör tahvilleri, kira sertifikaları, serbest fonlar, korumalı fonlar hayatımıza girdi. Artık, sermaye piyasaları gelişmiş ülkelerde olan ürünlerin hemen hemen hepsi bizde de var. Halen ülkemizde finansal varlıkların toplamı 2,6 trilyon TL. Bunun %61’i mevduattan oluşuyor. Sermaye piyasası araçlarının değeri ise 1 trilyon TL ile toplamın %39’u civarında. Borsamızdaki şirketlerin halka açık piyasa değeri kabaca 300 milyar TL, kalan 700 milyar TL ise sabit getirili kıymetlerden oluşuyor. Bu tutar gayrisafi milli hasılamızın yaklaşık %40’ına denk geliyor. Bu kıymetlere doğrudan ya da fonlar aracılığıyla yatırım yapan vatandaşlarımızın sayısı yaklaşık olarak 8 Milyonun üzerinde. Bireysel emeklilik katılımcıları ise, otomatik katılımla beraber 10 milyon kişiye yaklaştı”
“Daha gidecek çok yolumuz var”
2017 yılının sektör açısından oldukça bereketli bir yıl olduğunun altını çizen Koç, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Borsamızın piyasa değeri 2017 yılında Ekim sonuna kadar %38 artarak 849 milyar TL’ye ulaştı. Pay piyasasının ortalama günlük işlem hacmi yılın ilk on ayında %16 artarak 4,7 milyar TL’ye, Vadeli işlemlerin günlük ortalama işlem hacmi %30 artarak 3 milyar TL’ye ulaştı. Yönetilen fon büyüklüğü, emeklilik fonları da dahil olmak üzere yılın ilk yarısında %14 artarak 140 milyar TL’ye çıktı. Aracı kurumların toplam karı ilk 6 ayda, önceki yılın ilk yarısına göre %57 artarak 387 milyon TL’ye, portföy yönetim şirketlerinin karı ise %49 artarak 62 milyon TL’ye ulaştı. Ancak, bu büyüklükler bizim için yeterli değil. Daha gidecek çok yolumuz var. Bu kongre ile sermaye piyasalarımızı hızla bir üst aşamaya taşıyacak politika önerilerinin oluşturulmasını hedefliyoruz”
Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi 14-15 Kasım Tarihlerinde “Geleceğimiz için Büyüme” ana teması üzerinden gerçekleşiyor. #TSPKongresi2017 pic.twitter.com/VKmwSw0tmE
— FinTechTime (@fintechtime) November 14, 2017
Toplam 121 panelist katılıyor
Kongrenin bu yılki ana temasının “Geleceğimiz İçin Büyüme” olarak belirlendiğini hatırlatan Koç, “Bu ana tema altında, 25 alt konu başlığı belirledik. Başlangıç aşamasındaki yatırımların finansmanından halka arzlara, menkul kıymetleştirme ve İslami ürünlerden altyapı yatırımlarının finansmanına, Endüstri 4.0’dan Dijital paraya kadar 25 ayrı konuda 25 ayrı panel yapılacak. Bu panellere, 24’ü yurtdışından davet ettiğimiz konuklarımız olmak üzere toplam 121 panelist katılıyor” şeklinde konuştu.
Koç kongrenin ana amacı hakkında da şu bilgileri verdi:
“Kongrenin 3 ana amacı var. İlki, sermaye piyasalarımızın gündeminde olan konuları bütün tarafların etkin katılımıyla tartışmak. Bu tartışmalardan çıkan sonuçları kısa bir rapor haline getirerek ilgili taraflarla paylaşacağız. Diğer amaç, sermaye piyasalarımıza olan ilgiyi artırmak. Kongremize şu ana kadar 5.700 kişi kayıt yaptırmış durumda. Geçtiğimiz yıl katılımcı sayısının yaklaşık 4.000 olduğu dikkate alındığında katılımcı sayısının artmasını memnuniyet verici buluyoruz. Elbette hedefimiz, medya üzerinden çok daha geniş kitlelere ulaşmak.
Son olarak, bir başka amacımız da, İstanbul’un bir bölgesel finans merkezi olduğu algısını güçlendirmek. Bu amaçla, başlıklarımız arasında, Entegre Raporlama, Fintech, Dijital Para ve Blockchain gibi uluslararası alanda gündemde olan konuları da tartışacağız. Kongremize yurtdışından da 100’ü aşkın katılımcı katılıyor”
“En az ayda veya iki ayda bir büyük montanlı halka arzlara ihtiyaç var”
Kongre’nin açılışında söz alan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ ise bu yılın başından itibaren Türk hisse senetlerine ve menkul kıymetlerine özellikle yurt dışından çok yüksek montanlı talep olduğunu belirterek, bu kapsamda en az ayda veya iki ayda bir büyük montanlı halka arzlara ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 2000 yılı öncesi bankacılık ve finans alanında yaşadığı problemlerden bahseden Karadağ, o yıl sonrası bu alanlarda uluslararası standartların yakalandığını aktardı.
Karadağ, 2000 yılı sonrası bankaların yakaladığı fırsatların şu anda sermaye piyasalarının önünde durduğunu kaydederek, bankaların özellikle 2002 yılı sonrası ekonomiye yapacağı katkıyı fazlasıyla gerçekleştirdiğini, bundan sonra da katkı sağlamaya devam edeceklerini bildirdi.
Bankacılığın orta ve uzun vadeli yatırımları finanse etmekte zorlandığını, temel kaynak olan mevduatla 10-20 yıllık yatırımların finansmanında doğal olarak zorluk yaşanabileceğini aktaran Karadağ, “Biz ne yapacağız, kendi ürünlerimizle bankacılarla birlikte ekonominin finansmanı için menkul kıymetleştirme ve sermaye piyasalarını kullanacağız.” diye konuştu.
Karadağ, bu amaçla, bu hedefler doğrultusunda gelecek süreçte yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
“Büyük şirketlerin Borsa’ya gelmesi lazım”
Büyük ölçekli, İSO 500’de, İSO 1000’de yer alan şirketlerin Borsa İstanbul’a girmesi için yaptıkları çalışmalardan bahseden Karadağ, “Büyük şirketlerin Borsa’ya gelmesi, halka arz edilmesi lazım. Çünkü 2011’den sonra gördük ki küçük işletmelerde başarıyı yakalayamıyoruz. Ne patronlar, ne küçük hisse yatırımcıları ne de sermaye piyasası kurumları olarak biz memnun oluyoruz.” ifadelerini kullandı.
Karadağ, hiçbir sıkıntısı olmayan, ölçeği yakalamış firmaların, finansmana erişimi varsa ve kurumsallaşma anlamında problem yaşamıyorsa halka arza gelmekte isteksiz olduğunu bildirdi.
Başkan Karadağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kazan-kazan modeli ile gerçekten çok ciddi problemlerle karşılaşan, özellikle öz sermaye yabancı kaynak oranı yabancı kaynak lehine büyümüş, bankalar tarafından yerli veya yabancı kredi fonlaması almış, özellikle ekonomik dalgalanmanın hem kurlarda hem diğer alanlarda yoğun olduğu dönemlerde kur riski ve finansman giderleri nedeniyle çok ciddi sıkıntı yaşayan firmaları hedeflememiz gerektiğini gördük. Bu anlamda kotasyon yönergemizin tamamını bu esaslar doğrultusunda değiştirdik. Sermaye Piyasası Kurulumuz da onay verdi.”
Karadağ, böylece, pasif yönetiminde sıkıntı yaşayan, ölçeği yakalamış, ülke yatımına değer katan kurumları Borsa İstanbul’a kazandırmak için büyük fırsat yakaladıklarını vurguladı.
Bu anlamda tüm aracı kurumlara birlikte çalışma çağrısında bulunan Karadağ, “İnşallah yakın dönemde hedeflerimiz doğrultusunda 1 milyar lira veya dolar üstü piyasa değerli firmaları borsamızda göreceğiz. Bu sermaye piyasalarımızda beklediğimiz hareketliliğin, canlılığın başlangıcı olacaktır. Çünkü sermaye piyasası kurumları olarak önümüzde çok güzel günler olacağını düşünüyorum.” dedi.
“11 milyar liranın üzerinde günlük işlem hacmini yakaladık”
Karadağ, büyük montanlı yeni arzlara ihtiyaçları olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu yılın başından itibaren Türk hisse senetlerine ve menkul kıymetlerine özellikle yurt dışı tarafından çok yüksek montanlı talep var. Bu talep yeni ürünler gelmediği için karşılanamıyor. İlave Toptan Satışlar Pazarında birkaç firmanın hisse satışıyla belki bir miktar market capte genişleme oldu ama bizim yine en az ayda veya iki ayda bir büyük montanlı halka arzlara ihtiyacımız devam ediyor. O tarafı canlandırmak, halka arzlara olan ilgiyi artırmamız için yoğun çalışmamız gerekiyor.”
Karadağ, hisseye olan talebi artırarak çalışmaları sürdürmeleri gerektiğini kaydederek, uluslararası piyasalarla karşılaştırdıklarında günlük işlem hacimlerinin çok iyi olduğunu, bu ay içerisinde 11 milyar liranın üzerinde günlük işlem hacmini yakaladıklarını aktardı.
Başkan Karadağ, hem endekste hem günlük işlem hacminde şu an halen 10 milyar lira bandında hareket ettiklerini bildirdi.
“İstanbul, vizyonuna uygun bir finans merkezine kavuşacak”
Karadağ, hisseye olan talebi canlı tutmaları amacıyla yaptıkları çalışmalardan bahsederek, bu anlamda yeni projelerinin lansmanlarını yakında gerçekleştireceklerini söyledi.
Borsa İstanbul’un teknolojik dönüşümünü Nasdaq iş birliği ile gerçekleştirdiğini aktaran Karadağ, bu kapsamdaki çalışmalarına değindi.
Karadağ, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi’nin devam ettiğini kaydederek, yakın gelecekte İstanbul’un vizyonuna uygun bir finans merkezine kavuşacağını bildirdi.
Gayrimenkul sertifikalarının ilkini tanıttıklarını anımsatan Karadağ, gelecek günlerde bu ürünü geliştirmeye, desteklemeye devam edeceklerini aktardı.
Karadağ, Borsa İstanbul olarak gelecek dönemde ülkenin büyümesine, kalkınmasına katkı sunmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
“Ülkemizin 2017 yılı dünya büyüme liginde, ilk üç sırada yer alacak”
Kongrenin açılışında son sözü alan Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş ise ekonomiye sermaye piyasalarının can verebileceğini belirtti.
Ertaş, sermaye piyasaları ekonomiye yılda 500 milyar lira kaynak sağlayabilecek yapıda olduğunu ve Türkiye’de sermaye piyasalarında 14.5 milyon yatırımcının varlığından söz etti.
Ertaş’ın konuşmasına şöyle devam etti:
“Kongre’nin İstanbul’u bir finans merkezi yapma hedefimize katkı sağlayacağına ve verimli sonuçlar ortaya çıkaracağına inanıyorum. Hepimizin yakından takip ettiği gibi tarihin son on yılına damgasını vuran küresel krize ilaveten, jeopolitik belirsizlikler hem küresel hem de yerel ölçekte gündemimizde yer almaya devam etmektedir.
Küresel ekonomiye yön veren ülkelerde parasal sıkılaşmaya geçiş sinyalleri, uzak doğuda ısınan gerilim, Suriye ve Irak başta olmak üzere yakın coğrafyamızdaki jeopolitik gelişmeler, ekonomik birimlerin kararlarını etkilemektedir. Bu nedenle küresel ekonomi, 2008 kriz öncesi ulaştığı güçlü büyüme seviyesine henüz ulaşamamıştır. Geçen yıl büyüme; gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 1,7, gelişmekte olan ülkeler de yüzde 4,3, dünya ortalaması da yüzde 3,2 olarak gerçekleşmiştir. Brezilya ve Rusya gibi ülkelerin küçülmesi dikkat çekicidir. İçinde bulunduğumuz yıl için uluslararası göstergeler bir parça daha umut vericidir.
Dışarıda durum böyle iken, ülkemiz göstermiş olduğu ekonomik performansla uluslararası kuruluşları şaşırtmaya devam etmektedir. 2017 ilk altı ayı için açıklanan %5,1’lik büyüme rakamı, üçüncü çeyrek için çift haneli büyüme öncü göstergeleri, yıl sonunda %7 civarında bir büyümenin sürpriz olmayacağını ortaya koymaktadır. Bu performansla birlikte ülkemizin 2017 yılı dünya büyüme liginde, Çin ve Hindistan’la birlikte ilk üç sırada yer alacağını tahmin ediyoruz”
“350 milyar TL’lik ihraç izni verildi”
2018 – 2020 dönemi için hazırlanan orta vadeli programda da %5,5’lik büyümenin hedeflendiğine vurgu yapan Ertaş, “IMF, Dünya Bankası, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlar son dönemde yaptıkları açıklamalarda Türkiye’nin 2017 ve sonrası için büyüme oranlarını yukarı yönlü revize etmişlerdir. Bu açıklamalar ülkemizin hedefine emin adımlarla ilerlendiğinin açık sinyalleridir” dedi.
Ertaş sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bundan kısa bir süre öncesine kadar ülkemizde hisse senedi ve banka kredileri dışında büyük altyapı yatırımlarının finansmanında kullanılacak finansman kaynakları yok iken bugün, tahvil, sukuk, gayrimenkul yatırım fonu ve ortaklıkları, gayrimenkul sertifikaları, altyapı gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi çok sayıda alternatif finansman modeline ilişkin hukuki düzenlemeler Kurulumuz tarafından tamamlanmış, uygulanmasına başlanmıştır. Kurulumuz tarafından 2016 yılında şirketlerimize yaklaşık 350 milyar TL’lik ihraç izni verilmiştir. 2017 yılı içinde bu tutar %50 artışla 500 milyar TL’yi aşacaktır. Tahvil, bono, hisse senedi ve diğer araçlar yoluyla sermaye piyasalarımıza küresel sermaye girişi artarak devam etmektedir. Bu girişlerinde katkısıyla BİST endeksi yıl içinde 100 binli rakamları aşmış ve yılbaşına göre %35’i aşan artışla dünyanın en çok kazandıran borsaları arasında yerini almıştır. Borsada işlem gören şirketlerimizin değeri 800 milyar TL’ye ulaşmış, bir milyon bakiyeli hisse senedi yatırımcısından oluşan sermaye piyasalarımızın son yıllarda gerçekleştirilen yapısal reformlarla birlikte çehresi değişmiş, kurumsal yatırımcılarımız sektörde ağırlıklı bir konuma ulaşmıştır.
Nitekim son durum itibariyle hisse senedi, tahvil, bono, yatırım fonu, Otomatik BES, Gönüllü BES ve benzeri araçlar yoluyla 14 milyonu aşan vatandaşımız doğrudan veya dolaylı olarak sermaye piyasalarımızın yatırımcısı olmuştur. Küresel finans sistemi bugün krediye dayalı, giderek borçlanmayı artıran, firmaları ve tüketicileri faiz yükü altında inleten, yatırımları engelleyen, istihdama katkı sağlamayan, gelir dağılımını giderek bozan geleneksel risk transferine dayalı bir yapı içerisinde çalışmaktadır”
James A. Robinson kitabını imzaladı
Kongrenin ana konuşmacıları arasında yer alan ve “Ulusların Düşüşü” kitabının da eş yazarı olan Şikago Üniversitesi Öğretim Üyesi ünlü Siyaset Bilimci ve Ekonomist Prof. James A. Robinson, ilgili kitaptan örnekler verdiği bir sunum gerçekleştirdi. Robinson, sunumunun ardından düzenlenen kitap imzalama etkinliğiyle katılımcılarla buluştu. Dünyada birçok ödüle aday gösterilen ve kısa sürede birçok baskı yapan kitabın diğer eş yazarı Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) İktisat Profesörü olarak görev yapan ve John Bates Clark Onur Ödülü sahibi ünlü ekonomist Daron Acemoğlu.
24 ayrı panel düzenlenecek
“Geleceğimiz İçin Büyüme” temasıyla düzenlenen ve iki gün sürecek kongrede, 24 panel ve sektöre yönelik farklı başlıklarda 25 eğitim programı yer alacak. Türkiye’nin 2023 vizyonundan hareketle oluşturulan program doğrultusunda, sermaye piyasasının gündemindeki en güncel konular kamu kurum ve özel sektör temsilcileri, akademisyenler, yatırımcılar ve basın mensuplarının katılımıyla iki gün boyunca tartışılacak.
Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme hedeflerine sermaye piyasaları yoluyla katkıda bulunmayı hedefleyen Kongre’nin panel başlıkları, kamu ve özel sektör kurumları, sivil toplum kuruluşları ile akademik toplulukta görev yapan kişilerden oluşan İçerik Komitesi tarafından yürütülen uzun soluklu titiz bir çalışma sonucunda belirlendi.
Türkiye ve dünyadan birçok önemli isim katılıyor
Kongreye, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul A.Ş.Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, dünyaca ünlü yazar ve ekonomist Prof. Dr. James Robinson, yazar Chris Skinner, Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Dr. Ayhan Köse, Eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez gibi önemli isimler de katılıyor.