Finansal Kurumlar Birliği, bankacılık dışı finans sektörünün ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, 2018 ilk yarıyıl verilerini açıkladı.
Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Mehmet Cantekin açıkladığı 6 aylık rakamlarla bankacılık dışı finans kesiminin Türkiye ekonomisine kattığı değeri artırmaya kararlı olduklarının altını çizdi.
Finans kesiminin en önemli unsurlarından olan ve reel ekonomiyi destekleyen finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerini temsil eden Finansal Kurumlar Birliği, bankacılık dışı finans sektörünün ve Türkiye ekonomisinin mevcut durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, 2018 ilk yarıyıl verilerini açıkladı.
FKB’nin temsil ettiği üç sektörün 2018 ilk yarıyıl konsolide verilerine göre;
- Aktif toplamı yüzde 28 artışla 154,1 milyar TL’ye,
- İşlem hacmi yüzde 22 artışla 111,7 milyar TL’ye,
- Faaliyet konusu alacakları yüzde 27 artışla 138,6 milyar TL’ye,
- Öz kaynak büyüklüğü yüzde 18,5 artışla 20,4 milyar TL’ye ulaştı.
Sektörlerimizin Takipteki alacaklar oranlarında kayda değer bir artış görülmemiştir. Sektörlerimizin Takipteki alacaklar oranı %3-%5 aralığındadır.
Bankacılık dışı finans sektörünün aktifleri 2018’in ilk yarısında yüzde 28 büyüyerek Türkiye Ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdü.
Bankacılık dışı finans büyüyerek KOBİ’lere destek olmayı sürdürürken, Türkiye ekonomisine de katkı sunmaya devam ediyor. Finansal Kurumlar Birliği’nin 2018 yılı ilk çeyrek konsolide verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Mehmet Cantekin: “Türkiye ekonomisinin sınavdan geçtiği bir dönemde Finansal Kurumlar Birliği olarak ekonomi yönetimimize olan tam desteğimizin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Türkiye ekonomisi o kadar güçlü ki bu sınavı da başarıyla atlatacaktır. Özellikle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından bugün Resmi Gazetede yayımlanan son düzenlemelerin finans sektörleri aracılığıyla reel sektörü ve ekonomimizdeki sıcak gelişmeleri rahatlatacağına inanıyoruz. Otoritenin olağanüstü dönemlerde hızlı hareket ederek, benzer aksiyonlar almasının sektörlerimizde faaliyet gösteren finans kuruluşlarına güven verdiği de bir gerçektir.
Ekonomimizin bel kemiğini oluşturan Kobilerimize ve İhracatçılarımıza sağladığımız finans desteğini daha da yüksek düzeylere çıkartmayı bir görev sayıyoruz. Bu görev çerçevesinde yeni ekonomi yönetimimiz ile birlikte sıkı bir iş birliğine girerek bankacılık dışı finans adına yeni fırsatlar yaratacağımıza olan inancımız her geçen gün artıyor. Uluslararası İstanbul Finans Merkezi projesi çerçevesinde, reel sektörümüze daha fazla finansman olanakları sağlayacak, daha güçlü bir alt yapı oluşturma yönünde çalışmalarımız sürüyor.
Banka dışı finansın 10 yıl içerisinde göstermiş olduğu performans; aktif büyüklüğünde yıllık ortalama %20 büyüyerek 155 milyar TL’ ye yükselmiş olması ekonomimiz adına memnuniyet vericidir. Dolayısıyla, Finansal Kurumlar Birliği olarak Türkiye’nin ekonomik sürdürülebilir büyümesinde rol alarak KOBİ’lerimize ve İhracatçılarımıza sunduğumuz hizmetleri çeşitlendirmek istiyoruz” dedi.
Finansal Kurumlar Birliği çatısı altında temsil edilen üç sektörün finansal performansına ilişkin bilgi veren Cantekin: “Sektörlerimiz adına ülkemize sunduğumuz katkının giderek artacağını öngörmekten mutluluk duyuyoruz. 2018 yılının ilk yarı konsolide verilerine baktığımızda Finansal Kiralama sektörümüzün alacakları yüzde 25,3 artarak, 59 milyar TL seviyesini geçti. Sektörün aktif büyüklüğü ilk yarıyılda yüzde 26; öz kaynakları ise yüzde 10,7 oranında büyüdü.
Faktoring sektörüne baktığımızda; 2018 yılının ilk yarı konsolide verilerine göre işlem hacmi 82,2 milyar TL; alacakları ise 42 milyar TL seviyesini aştı. Sektörün aktif büyüklüğü 2017’nın ilk yarısına oranla yüzde 29’luk artışla 45,1 milyar TL; öz kaynakları ise yüzde 18,9 büyüme ile 6 milyar TL seviyelerinde geçti. 60 faktoring şirketi ile faaliyet gösteren sektör, her geçen gün genişleyen ve bugün sayıları 123 bin seviyesine yaklaşan müşterilerine hizmet veriyor.
Finansman Şirketleri tarafında ise, 2018 yılının ilk yarı konsolide verilerine göre geçen yılın aynı dönemine göre karşılaştırdığımızda; sektörün büyüme ivmesinin devam ettiğini görüyoruz. Sektörün işlem hacmi yüzde 45,6 artarak 17 milyar TL seviyelerin aşmış bulunuyor. Sektörün aktif büyüklüğü de 42 milyar TL seviyesini geçerken, mikro kredilerde pazara giren yeni üyelerle müşteri sayımız 4,6 milyon seviyelerine ulaştı. Sektörün alacak büyüklüğü ise 36,3 milyar TL olarak gerçekleşti.”
Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Mehmet Cantekin Finansal Kurumlar Birliği’nin temsil ettiği sektörlerin Finans sektörü içindeki önemine vurgu yaparken; FKB’nin Türkiye ekonomisinin dinamosu konumundaki KOBİ’lerin finansmana erişiminde önemli bir misyonu olduğunun altını çizdi.
“FKB çatısı altında Varlık Bazlı Finansman sağlayan sektörlerin paylarının gelişmiş ülkeler seviyesine yaklaşmaları finansal araçların doğru kullanımını sağlayacaktır. ”
Cantekin, Finansal Kurumlar Birliği’nin yapısı ve sektörlere ilişkin bugüne kadarki faaliyetleri ilgili bilgi verirken şunları söyledi: “OECD ülkelerindeki finans sistemindeki sektörlerin dağılımına baktığımızda ülkemizin diğer ülkelerden oldukça ayrışmış olduğunu görüyoruz. Ülkemiz finansal varlıklarının %87’sini oluşturan bankacılık sistemi finansman yükünün neredeyse tamamını taşımaktadır. Bu yükün finans sisteminin diğer oyuncuları olan sektörlerimize ve sermaye piyasalarına da dağıtılması finans sistemimizi daha sağlıklı kılacaktır. Gelişmiş bir finans sisteminin temel göstergeleri olan; finans sisteminin derinliği, finansal ürünlerin çeşitliliği ve erişilebilirliği ile finansal sistemin istikrarı Birlik olarak inandığımız ve ülkemize kazandırmak için çalıştığımız gelişmiş bir finans sistemini ifade etmektedir” dedi.
“Bankacılık dışı finans sektörü için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyoruz”
Birlik olarak üyelerini dinlediklerinin ve temsil ettikleri sektörlerin önünü açmak için gerekli düzenlemelerin hayata geçmesi yönünde var güçleri ile çalıştıklarının altını çizen Cantekin sözlerini şu şekilde noktaladı: “Ülkemizdeki bankacılık dışı finans sektörünün ekonomideki payının artırılması, güçlendirilerek derinleştirilmesi ve KOBİ’lere gereken desteğin verilebilmesi, bizlerin yurt içi ve yurt dışı kaynaklarla rekabet edebilir ve fırsat eşitliğine ulaşabilmemiz ile mümkün olduğunun altını özellikle çizmek isterim. Hedefimiz, sürdürülebilir büyüme prensibi ile finans sektörü içindeki payımızı OECD ülkelerinin seviyelerine çıkartmaktır.”