Yönetim Kurulunda Kadın Derneği üçüncü dönem eğitim programına “Her yönetim kuruluna en az iki kadın üye” söylemi ile başladı.

Üniversite mezuniyetinde ve işe giriş pozisyonlarında popülasyonun yarısını oluşturan kadınların en üst karar noktası olan yönetim kurullarında kota sahibi ülkeler hariç tüm dünyada %5 ila %15 arasında yer almaları, ekonomik, sosyal ve toplumsal alanlar için büyük risk taşıyor. Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu da halka açık şirketlerde yönetim kurullarında %25 kadın üye oranını öneriyor.

Yönetim Kurulunda Kadın Derneği de kadınları yönetim kuruluna hazırlamak için çalışıyor. Bugüne kadar 88 kadın adayı yönetim kurullarına hazırlayan dernek, üçüncü dönem programında 50 yeni adayı daha ekledi. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında başlayan programda adaylar 18 aylık bir eğitimin ardından Haziran 2019’da mezun olacak.

 

İş ve akademik dünyadan alanında uzman isimlerin eğitim verdiği programda adaylar, üç günlük eğitim boyunca “Etkili Yönetim Kurulu”, “Kriz Dönemlerinde Liderlik”, “Yetkin Yönetim Kurulu”, “Endüstri 4.0”, “Dijital Dönüşüm”, “Şirketler İçin Bilişim Hukuku” gibi alanlarda eğitim aldılar.

Programın açılış dersini Harvard Business School Öğretim Üyesi Prof. Paul M.Healy gerçekleştirdi. M&A, Finansal analiz, iş etiği,etik liderlik,kurumsal YK alanlarında araştırmaları bulunan, HBS Women on Boards programının direktörlüğünü yapmış olan Prof. Healy, hangi faktörlerin Yönetim Kurullarını etkili, yetkin ve yararlı kıldığını aktardı.

 

Kadınlar farklı bakış açısı getirir

Programda en çok benimsenen konu, yönetim kurullarında en az iki kadın üyenin olması fikri oldu. “Yetkin Yönetim Kurulları”nın olmazsa olmazlarını anlatan Argüden Yönetişim Akademisi Kurucusu Yılmaz Argüden’in savunduğu konu, tüm katılımcı kadınlar tarafından benimsendi. Argüden, kadınların yönetim kurullarında olmasının en büyük faydasının yönetim ve icra kadrolarına farklı bakış açıları kazandırması olduğuna işaret etti. Bu nedenle yönetim kurullarında kadın üyelerin şart olduğuna dikkat çeken Argüden, kadın üye sayınının da bir değil en az iki olması gerektiğinin altını çizdi. Argüden, “Tek kadın üyenin yeterli olmadığı görüşündeyim. Her yönetim kurulunda en az iki kadın üye olmalı. Çünkü kadın ya da erkek fark etmez, tek olduğunuzda insani olarak kendinizi rahat hissetmezsiniz ve fikirlerinizi savunurken yalnız kalabilirsiniz” dedi.

Yönetim Kurullarında başkan dahil herkesin eşit olarak konumlanması gerektiğine işaret eden Yılmaz Argüden, şöyle devam etti:

“Yönetim Kurulu’nun görevi, icraya ufuk açmak, uyarıda bulunmak, takip etmek ve tedbir alınmasını sağlamaktır. Sadece erkeklerden oluşan bir yönetim kurulunda bunların tamamının mükemmel yapılması söz konusu olamaz. Türkiye’deki şirketlerin esas meselesi de işte bu çeşitliliği sağlayamamış olmalarıdır. Tek yönlü bakış açısı ile hedeflenen başarıya ulaşamayız. Doğru ve sağlıklı kararlar almak için kadın – erkek dengesini yönetim kurullarına da yansıtmamız gerekiyor.”

 

Çalkantılı dönemlerde liderlik

Programın bir diğer önemli konuşmacısı ise IMD Strateji ve Teknoloji Yönetimi Profesörü Dr. Tawfik Jelassi oldu. Bir dönem Tunus’ta Yüksek Öğrenim, Bilimsel Araştırma ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanı olarak da görev yapan Jelassi, “Çalkantılı Dönemlerde Liderlik” konusunda yönetim kurulu üye adaylarına ufuk açıcı bir konuşma yaptı. Jelassi, Arap Baharında Tunus’ta kurulan geçiş hükümetinde Bakan olarak atanmasının ilginç ve zorlu hikayesini anlattığı konuşmasında, liderliğe dair öğretilerini paylaştı.