İş Bankası’nın Silikon Vadisi’nden sonra dünyadaki ikinci inovasyon merkezi Çin Şanghay’da açıldı.
Türkiye İş Bankası’nın teknoloji iştiraki Softtech’in dünyada Silikon Vadisi’nden sonraki ikinci inovasyon merkezinin açılışı; Şanghay Başkonsolosu Sabri Tunç Angılı, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Genel Müdür Yardımcıları Hakan Aran ve Yalçın Sezen, Softtech Genel Müdürü Melih Murat Ertem ile Softtech Çin Ülke Müdürü Onur Yavuz ve bankanın Çin Temsilcisi Doruk Keser’in katıldığı törenle 29 Ekim’de gerçekleştirildi.
Softtech, bankacılık ve finans alanında sahip olduğu tecrübesini ve gücünü yeni açtığı ofis ile Çin’e de taşıyarak, bu pazardaki işbirliği fırsatlarını değerlendirecek, buradaki inovatif kültürü ve teknolojinin yaygın kullanımını yakından takip edecek. Büyük veri, yapay zeka, bulut hizmetler, nesnelerin interneti, siber güvenlik gibi yeni teknolojilerin son derece önemli hale geldiği günümüzde İş Bankası’nın dijital dönüşüm sürecine katkıda bulunacak olan Çin ofisi, çeşitli işbirliği modelleriyle Softtech ürünlerinin değişik pazarlara girmesinin de yolunu açacak. Softtech, Silikon Vadisi’nin ardından Şanghay’daki merkezi ile Çin gibi büyük bir pazarda yüksek teknoloji firmaları ve ‘fintech’ şirketlerini yakından izleme imkanı da bulacak. Diyalog bankacılığı, yapay zeka, robotik teknolojiler, mobil teknolojiler ve siber güvenlik alanlarında çalışmalar yürüten Softtech ve İş Bankası çalışanları, Çin’deki ofiste belirli aralıklarla görev alarak, inovasyon projelerine doğrudan katılacak ve bu yolla teknolojideki yeni gelişmeleri yerinde ilk olarak deneyimleyebilecek.
“Dijital dönüşümde de öncü kurum olma rolümüzü sürdürüyoruz”
Genel Müdür Adnan Bali, Çin İnovasyon Merkezi’nin açılışına ilişkin yaptığı açıklamada, baş döndürücü hızda bir teknolojik dönüşümün yaşandığı ve her geçen gün daha da ivmelenen dijitalleşme sürecinde Türkiye İş Bankası’nın öncü kurum olma rolünü sürdürdüğünü vurguladı. Tarihsel geçmişine bakıldığında ilk Bankamatik, ilk internet şubesi, ilk mobil bankacılık uygulaması “İşCep”, yapay zeka temelli ve doğal dil işleme yeteneğine sahip yazılı ve sözlü diyalog bankacılığı hizmeti “Maxi” gibi teknolojide pek çok ilki hayata geçiren bankanın, yenilikleri takip eden değil takip edilen bir kurum olduğunu ifade eden Bali, “İş Bankası, nasıl ki kuruluşundan bu yana bankacılık faaliyetlerinin ötesinde hep daha fazlasını yaptıysa, müşterilerinin teknolojinin getirdiği kolaylık ve hızdan faydalanması, tüm iş yapış süreçlerinin buna adapte edilmesi, sağlam ve güçlü bir şekilde varlık göstererek öncü konumunun pekiştirilmesi için bu alandaki dönüşümü gerçekleştiriyor” dedi.
Küresel ekonomideki paradigmaları değiştirecek şekilde dünyanın hızla dijitalleştiği ve teknolojik yeniliklerin şekillendirdiği günümüzde, hiçbir kurumun trendlerin gerisinde kalmak gibi bir lüksü olamayacağına dikkat çeken Bali, “Müşterilerimiz, iş ortaklarımız, çalışanlarımız ve iş modellerimize taraf olan her unsur dönüşüm sürecini tetikliyor. Son dönemde yaygınlaşan mobil teknolojiler, büyük veri, yapay zekâ çözümleri bankacılık sektörünü de etkiliyor. Bankacılık faaliyetlerinin dijitalleşmesi; etkin müşteri ilişkileri, kişiselleşen ürün ve hizmetler, yüksek verimli operasyonlar, bankacılık faaliyetlerinin yaygınlaştırılması gibi pek çok alanda fırsatlar sunuyor. Artık ‘normal iyi’ insanlara yetmiyor, tüketici kararlarını değiştirmiyor” şeklinde konuştu.
“Çin’i teknolojiyi hızla çoğaltabilen, çok çabuk yaygınlaştıran ülke olduğu için seçtik”
Dijital çağda yeni fırsatlar, yeni işbirlikleri yaratmanın, girişimcilik dünyasını desteklemenin bu konudaki vizyonlarının bir parçası olduğunu vurgulayan Bali, bu kapsamda da teknoloji ve dijitalleşme çalışmalarını ülke sınırlarının ötesine taşıdıklarını vurguladı. 2016 yılında, Silikon Vadisi’nde bankanın teknoloji iştiraki Softtech’e bağlı Maxitech adlı şirketi kurduklarını hatırlatan Bali, şöyle devam etti: “Bu sayede, dijital dönüşümün kalbinin attığı yer olan Silikon Vadisi’nde dünyanın en önemli girişimcilik ekosistemindeki yeni oluşum ve teknolojilerle ilgili gelişmeleri takip ederek, işbirliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Ayrıca sektördeki öncü konumumuzu pekiştirecek şekilde yapay zekâ örneklerini, iş akitlerini, endüstrilerini enteresan şekilde etkileyecek olan yazılımları, robotik endüstrileri yerinde görüp, yakından izliyoruz. O bölgedeki bütün atmosferi, iklimi ve inovatif kültürü sonuna kadar hissedecek şekilde çalışıyoruz. Aynı yaklaşım ile Çin’de de bir inovasyon merkezi açmaya karar verdik ve bu yöndeki çalışmalarımızı hızla sonuçlandırarak 29 Ekim’e yetiştirdik. Açılışın bu anlamlı günde olmasını da ayrıca kıymetli buluyorum. Çin’i teknolojiyi hızla çoğaltabilen, çok çabuk yaygınlaştıran bir ülke olduğu için seçtik. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip, aynı zamanda en büyük ekonomilerinden biri olan Çin, barındırdığı potansiyel ile herhangi bir şeyi anormal derecede hızlı çokluyor. Bu yönüyle bakıldığında Çin’i inovasyonun başka bir aksı olarak değerlendiriyoruz. Finansal teknolojiler açısından iyi bir pazar oluşturan Çin’de, hem yeni fırsatlar ve işbirlikleri yaratmak hem de böyle geniş bir pazarda yer almak büyük önem taşıyor. Buradaki inovasyon merkezimizin, Çin’de dijitalleşme ve teknolojik yenilikler alanında bize yeni ufuklar açacak bir platform olacağına, Çin ile Türkiye arasında yeni bir köprü kuracağına inanıyorum. Nitekim bu yöndeki sınır ötesi faaliyetlerimiz bununla da kalmayacak. Teknoloji konusunda önemli teşvikler getiren Londra’da da inovasyon merkezi açmayı planlıyoruz.”