Yinal Özkan
AMAZON WEB SERVICES
TÜRKİYE ÜLKE MÜDÜRÜ
Müşterilerle etkileşimi otomatize etmek için chatbot’ların kullanımı gibi pek çok uygulama, bulutun sunduğu teknolojiler sayesinde mümkün oluyor.
“Hızlı”, “düşük maliyetli” ve “sorunsuz” gibi kelimeler finansal ürünleri tanımlamak için çok nadir kullanılır. Ancak günümüz trendleri, her alanda olduğu gibi finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin de müşterilerine yeni deneyimler sunma ve onlarla ilişki kurma şeklini kökünden değiştiriyor.
Günümüz iş dünyasında müşterilerle etkileşimi otomatize etmek için chatbot’ların kullanımı gibi, şirketleri diğerlerinden farklı kılan pek çok uygulama, bulutun sunduğu teknolojik ilerlemeler sayesinde mümkün oluyor. Maliyet, pazara sunuş süresi ve güvenlik gibi teknolojik gelişmelerin önündeki birçok engeli kaldıran bulut, finansal hizmet sağlayıcıların, sektörün çalışma şeklini ve sunduğu değeri yeniden düşünmesine ve dönüştürmesine olanak sağlıyor.
Daha önce karşılıklı insan etkileşimleriyle yürütülen görevleri artık mobil cihazların üstlenmesi, kuşaksal farklılıklar ve demografik özelliklere bağlı olarak tüketici tercihlerinin değişmesi ve sürekli olarak değişen regülasyonlar, sektördeki değişimin hızlandırıcı unsurları arasında yer alıyor. Buna karşılık fintech dünyası yeni atılımlar ölçeklenebilirlik ve kısıtlı sermaye gibi sık görülen startup problemleriyle boğuşurken, hızlı yenilikler yapmak isteyen yerleşik finansal hizmet sağlayıcıları, iş modellerini, kurumsal yapılarını ve teknolojik altyapılarını uyumlu hale getirme baskısıyla karşı karşıyalar. Finansal uygulamalar için teknolojiye ulaşma ve kullanmada “yeni normal” olarak kabul edilen buluta geçiş süreci, finansal servis sağlayan her ölçekten kuruluşa günümüz piyasasında var olan zorluklar ve fırsatlar karşısında eşit şartlar sağlıyor.
Teknolojik gelişmeyi hızlandırma
Her ne kadar geniş ölçekli ve belirli bir büyüklükte olmanın — büyük bir müşteri veri tabanına erişebiliyor olmak gibi — avantajları olsa da, bu özellikler yerleşik kuruluşların, piyasaya yeni girenlere kıyasla daha hantal kalmalarına yol açabiliyor. Uzun süredir var olan bankalar, sigortacılar ve varlık yöneticileri daha hızlı, daha kolay ve daha iyi bir hizmet sunabilmek için geniş ölçeklerini, piyasa konjonktürüne hızlı tepki verme ve müşteri isteklerine çabuk cevap verebilme gereksinimleriyle dengelemek zorundalar. Karmaşık ve eski IT altyapıları ve süreçleri büyük veriyi soyutlama eğiliminde olduğundan, kurum ve kuruluşların ticaret, risk yönetimi, dolandırıcılığa karşı mücadele ve hatta potansiyel birleşmeler ve satın almalar gibi faaliyetlerde veri kaynaklı karar alım süreçlerinden faydalanma fırsatını kaçırmalarına sebep oluyor. Veriden etkin bir biçimde faydalanmak çok büyük miktarda veriyi, küçük ya da büyük birçok kuruluşun kendi başlarına karşılayamayacağı kadar, etkin ve verimli bir şekilde toplamak, depolamak ve işlemek için gereken kapasite ve araçların varlığını gerektiriyor.
Oysa her ölçekten kuruluş, bulut ve sunduğu analiz, görselleştirme, depolama ve diğer yönetim araçlarını kullanarak çok daha kolay ve etkin bir şekilde müşteri segmentasyonu, fiyatlandırma, ürün geliştirme ve çapraz satışla ilgili kararlar alabilirler. Bulut, şirketlere günümüz müşterisinin talep ettiği hızda uygulamalar geliştirmeleri ve piyasaya yeni çözümler sunmaları için ihtiyaç duydukları araçları sunuyor.
Fintech’lerdeki ölçeklenebilirlik ve güvenlik sorunları
EY tarafından hazırlanan Fintech Benimseme Endeksi’ne göre 2017 yılında dijitalde aktif olan tüketicilerin ortalama yüzde 33’ü*, bir fintech şirketinin sunduğu hizmeti kullandı. Bu fırsatın farkına varan fintech şirketleri, yüksek güvenlikli bir altyapı inşa etmek yerine bulut teknolojisini kullanarak müşteri deneyimlerini zenginleştirmek, pazar paylarını ve paydaş değerlerini artırmak için yeni yollar arıyorlar.
Örneğin Türkiye’de hızla büyüyen Foreks Bilgi İletişim, ciddi bir teknolojik dönüşüm ile bulut teknolojisinden en etkin şekilde faydalanmayı sürdüren fintech firmalarının en başarılı örneklerinden birini teşkil ediyor. Foreks, yazılım evine dönüşme sürecinde, veri merkezlerinde tuttuğu verileri, ciddi bir teknolojik dönüşümün ardından AWS servisleri ile hızlı ve etkin bir şekilde kullanmayı başardı. Bu dönüşüm sürecinde finansal verilerin dağıtık yapıda ve yedekli olarak tutulması, analizler için dinamik olarak sunucuların yaratılması ve sunucusuz mimari sayesinde düşük maliyetle hızlı projelerin yapılmasını sağladı. Daha önce 6 kişilik bir ekiple yönetilen sunucu havuzu, müşteri sayısı ve veri miktarı onlarca kat artmasına rağmen artık 3 kişilik devops** ekibi ile yönetilebiliyor.
Foreks bulut teknolojilerinin sunduğu olanaklardan gerek Türkiye’de, gerekse yurt dışında birçok banka ve aracı kurumla yaptığı çalışmalarda kullanmaya ve sektörün güncel teknolojiler üzerinde ilerlemesine katkı sağlamaya da devam ediyor. Örneğin geçtiğimiz yıl firmanın İş Bankası ile yaptığı iş birliği kapsamında, bankanın İşCep uygulaması, Mobil Borsa özelliği eklenerek geliştirildi. Bu geliştirmede bankacılık uygulamasında sunucusuz ve ölçeklenebilir bir mimari yapı uygulandı ve hem yönetimsel, hem de teknolojik olarak ciddi avantajlar sağlandı. Hesaplamaların bulutta güçlü sunucularla yapılması sayesinde bugün müşteriler, finansal veriye iki kat daha hızlı ve -uygulama tarafında hesaplama yapılmadığı için- daha tutarlı bir biçimde erişebiliyor. Özellikle gündemin yoğun olduğu dönemlerde, finansal piyasalardaki hareketliliğin ve müşteri sayısındaki kısa sürede altı, yedi katına çıkabildiği ani artışlarda dahi hizmet kalitesinin sürmesi, kullanıcı deneyimi açısından oldukça fayda sağlıyor. Projeyle on binlerce kullanıcıya hizmet verilmesine rağmen bulut sayesinde operasyonel bir yük oluşturmaksızın verilerde ve sistemlerde hızlı ve kolayca güncellemeler yapılabiliyor. Bu hızda bir başlangıç ve ölçeklendirme, bulut olmasa imkansız olurdu.
Karmaşık uyum ve regülasyon şartlarına uyum sağlama
Şüphesiz ki bulut hem yerleşik finansal sağlayıcılar, hem de yeni fintech startup’ları için geçerli olan mevzuata ilişkin pek çok meseleye çözüm sunuyor; çünkü bu kurumların tümü yasal yükümlülüklere uymak, tehditlerden korunmak ve paydaşlara güven aşılamak için en sağlam güvenlik ve uyum yetkinliklerine gereksinim duyuyorlar. Buna karşın regülatörlerin de, kendi gözetimlerini ve finansal sisteme verdikleri desteği iyileştirmek için güvenli, hızlı ve etkin bir teknolojiye ihtiyaçları var. Örneğin Finans Sektörü Düzenleme Otoritesi (FINRA) de hızla değişen piyasa dinamiklerine ayak uydurmak ve günlük giriş yapan 37 milyar kaydı tutmak, depolamak ve analiz etmek için veri hacminin yüzde 90’ından fazlasını buluta taşıma kararı aldı.
Faaliyet alanları, küresel regülasyon rejimleri ve personel sayıları gibi geniş bir alanı kapsayan risk yönetimi ihtiyacı, büyük ölçekli yönetim, risk ve uyum programlarını yöneten finansal kuruluşlar için önemli ve zorlu bir görev olabilir. Bulut, sanalda limitsiz bir bilişim ve depolama kapasitesi sunarak ve farklı veri kaynaklarının bütünleşmesini sağlayarak bu sorunların tümünü azaltabilir. Dahası, kapsamlı güvenlik sertifikaları ve onay belgeleri, veri şifreleme ve güçlü bir fiziksel güvenliğin varlığı daha güvenli bir IT altyapısına katkıda bulunurken, otomasyonlar da insan hatası ihtimalini ortadan kaldırarak zaman ve sermayeden tasarruf sağlama imkanı sunar.
Bulut artık “yeni normal”
Hem yerleşik firmalar hem de fintech’ler için bulut artık yeni normal haline geldi. Sektörün bu teknolojiye bakış açısı zaman içinde değişti ve bulut artık günlük ticari faaliyetlerin ayrılmaz bir parçası haline gelerek her ölçekten oyuncuya yenilikçi çözümler sunan yeni bir dalganın öncüsü oldu.
Günümüz finansal piyasalarındaki fırsatlar, artık yalnızca sermaye-yoğun projeleri karşılayabilen büyük bilançolu kuruluşlar için mevcut değil. Aksine, bulutun sektörde “yeni normal” olarak ilerleyişi her ölçekten oyuncuya fırsat eşitliği sağlayarak ürünlerinin ve hizmetlerinin amaçları ve sunduğu değerler üzerinden rekabet etmelerine olanak tanıyor.