Tolga Yücel
BİLGİNET SATIŞ VE PAZARLAMA
GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
Son dönemde hepimizin dilinde olan blockchain teknolojisi artık yeni bir dalgaya dönüşüyor.
Sadece finans piyasalarında değil, veri tabanı yönetimi, tedarik zinciri yönetimi ve diğer sektörlere baktığımızda verinin dağıtılmış bir şekilde depolanması ana verimlilik unsuru olarak görülmeye başladı.
Blockchain’in çıkış noktasının odağında bir para birimi meselesi vardı. Şimdi bu çözümün yaygınlaşması ile birlikte tali araçlardan, ana araç haline dönüştürdü, blockchain teknolojisini…
Aslında her ihtiyaç, kendi çözümünü de birlikte getiriyor. Kâğıt paradan, dijital paraya geçme sürecinde, ortaya çıkabilecek güvenlik sorununu ortadan kaldırmak için insanlar yeni bir çözüm aradılar.
Para kullanma şeklinin değişmesi işin merkezindeydi.
Kağıt para dolaşıma girdiğinde, kontrolü ve kaydının tutulması kolaydı. Ancak, iş dijital paralara gelince ortaya çıkan “harcama hızı” bu kaydın tutulmasını zorlaştırıyordu.
İşte, blockchain teknolojisi burada devreye girdi.
Halka açık defterlerde tutulan kayıtlar ve bu kayıtların doğru okunmasını sağlayan protokollerden oluşan ve kopyalanma riskini düşüren bloklardan oluşan bir zincirden bahsediyoruz.
Sınırlı tedarik içinde dönen kripto paraların, şu anki altın, gümüş ve diğer değerli metaller gibi, yüksek enflasyona ve paranın devalüasyonuna karşı koyan, sonu olan bir tedarik yapısı var.
Yalnız, bu çözüm bir dalga gibi önüne geleni devirirken, yeni alanlar açarken, mevcut para birimleri bu dönüşümü bir risk olarak gördüler. Sistem, bu kadar dağınık ve kontrolsüz bir yapıyı benimsemekte zorlandı. Hâlâ da zorlanıyor.
Şu an, para birimlerinin bu teknolojiye adaptasyonunda sistemin direncinden kaynaklı bir problem var.
Temel sorun, teknolojinin kendinden gibi gözükse de, aslında sorunun altında yatan başka gerçekler var.
Hegemonya…
Ve kaybı…
Değer takası şu an devletlerin kontrolünde…
Bu, onların beslendiği gücün de ana dayanaklarından biri…
Şöyle düşünün, bir ülkenin para birimi ne kadar değerliyse ve güçlüyse ya da dünyanın hangi bölgelerinde kullanımda olduğu o ülkenin küresel etkinliğinin bir parçası ise ülkenin etki alanı o kadar genişliyor.
Duruma böyle baktığınızda;
- Kimin tarafından üretildiği belli olmayan dijital paralar, ülkelerin kontrol alanlarına müdahale gibi algılanıyor.
- Rant üretme ve dağıtma konusunda tek yetkili olan merkez bankalarının kuruluş amacı ortadan kalkıyor.
- Güven unsurunun teknolojiye bağlı olması ile güven pompalayan merkezlerin var olma amacını sorgulatıyor.
Özelinde bakarsanız iş şu an bile, onlar için sıkıntılı boyutta.
Dolaşımda olan para miktarının ölçülemediği, bu para miktarının karşılığı olan altın değerinin nerede saklandığının bilinmediği bir sürrealist dönem içindeyiz.
Bir de buna, taklit ve sahte parayı ekleyin…
Günümüzde herkes, tüm eksiklerine rağmen, blockchain teknolojisinin bu sıkıntıları ortadan kaldırabileceğini biliyor.
Ülkelerin para birimlerinin, dijitale taşınmasında böyle bir teknolojinin ana çözüm olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir.
Ama “güven” soyut bir kavram olarak, herkesin reflekslerinin önünde bir engel olarak duruyor. Finans dışı sektörlerde, blockchain teknolojisinin beklenenden daha hızlı bir şekilde uygulamaya girmesinin sebebi de bu sistemsel frenden kaynaklanıyor.
Aslında, kaydını kesinlikle değiştiremeyeceğiniz bir defterden bahsediyoruz. Ekonomi için en verimli ve kullanışlı, müphemiyetten [belirsizlikten] uzak bir çözümü ele alıyoruz.
Eğer ekonomiye gerçek değer ve güvenilir bir sistem getirebilirsek, blockchain teknolojisinin paranın ele alınış şeklini tamamen değiştirme gücü vardır.