EY’nin “Telekomünikasyon Operatörleri için En Büyük 10 Risk” raporuna göre; 5G’ye hazırlanan şirketler dijital hizmetlere odaklanıyor.

Veri koruma düzenlemeleri ile birlikte artan güvenlik gereksinimleri ve dijital alanda oluşan yetenek açığı şirketlerin yaklaşımlarını değiştirmelerini gerektiren riskleri oluşturuyor. Telekomünikasyon şirketlerinin harcamaları 5G, düşük güçlü geniş alan şebekesi ve gigabayt fiber gibi yeni ağ yatırımlarına odaklanmaları ile artış gösteriyor

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY, telekomünikasyon sektöründeki büyüme trendlerini teknolojik dönüşüm, insan kaynağı ve siber güvenlik açılarından incelediği “Telekomünikasyon Operatörleri için En Büyük 10 Risk” adlı raporunun sonuçlarını açıkladı. Dünyanın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle yapılan görüşmeler sonucu oluşturulan rapor, sektörün büyümek için gelecek 12 aylık dönemde yönetmesi gereken riskleri mercek altına alıyor.

 

Dijital hizmetler en önemli öncelik ancak yetenek açığı artıyor

Rapora göre telekomünikasyon şirketlerinin üst düzey yöneticileri dijital hizmetleri en önemli öncelikleri olarak görüyor. Dijital büyümenin verimsiz olması ve başarısızlıkla sonuçlanması ise şirketler için en büyük riski teşkil ediyor. Öte yandan şirketlerin yeni nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye hazırlanması ile birlikte veri koruma düzenlemeleri ve güvenlik gereksinimlerinin artması ve dijital alanda artan yetenek açığı şirketlerin yaklaşımlarını değiştirmelerini gerektiren riskleri oluşturuyor.

 

Veri güvenliğine yönelik düzenlemelere uyum şart

Gizlilik, güvenlik ve güvene ilişkin değişen zorunluluklara yeterince öncelik verilmemesi de telekomünikasyon şirketlerinin 2019’da karşılayacağı riskler sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Raporda, dünya genelinde veri koruma ile ilgili skandalların yaşanmaya devam etmesi dolayısıyla düzenleyici kurumların buna yönelik olarak çeşitli uyum şartları getirdiği belirtiliyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) ve yaklaşan 5G’nin veri akışını artırması da risk ortamını güçlendiren etkenler arasında yer alıyor. Raporun sonuçlarına göre; telekomünikasyon şirketi yöneticilerinin %47’si düzenlemeler ve yerel yönetimler ile ilgili konuların gelecek 12 aylık dönem için en büyük riskleri oluşturduğunu ifade ediyor.

 

Güven inşası müşteri ile etkileşimin merkezinde yer alıyor

EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Ortağı ve Risk Danışmanlığı Hizmetleri Lideri Emre Beşli, rapor sonuçları ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Gigabayt altyapısının akıllı bağlantının gücünü ortaya çıkaracak olması telekomünikasyon operatörlerini bu alanda öncü olma konusunda teşvik ediyor. 5G ve Nesnelerin İnternetinin bağlantı uç noktalarını artırıcı bir etki yaratması, önümüzdeki dönemde güvenlik endişelerinin daha da fazla gündemde olmasına neden olacak. Böyle bir ortamda güven unsuru telekomünikasyon şirketleri için anahtar niteliği taşıyor. Güvenliği, müşteri etkileşiminin kalbinde pozisyonlandırmaları ve aynı zamanda dönüşüm sürecinde olan düzenlemelere uyum sağlamaları büyüme hedeflerine ulaşmalarına destek olacaktır.”

 

Üretkenlik ve müşteri deneyiminin iyileştirilmesi için işgücü planlaması gerekiyor

Rapora göre; işgücü planlamasının önceliklendirilmemesi, telekomünikasyon şirketlerinin büyüme hedefleri için ciddi bir risk barındırıyor. Telekomünikasyon şirketi yöneticileri dijital yetkinliklerin organizasyonlarında yetersiz olduğunu belirtseler de yöneticilerin yalnızca %3’ü yetenek gelişimi ve muhafazasını şirketleri için stratejik bir öncelik olarak tanımlıyor. Raporda; telekomünikasyon şirketlerinin üretkenliği artırmak ve müşteri deneyimini iyileştirmek için işgücü planlaması ve işgücüne yeni yetenekler kazandırılmasında bütüncül bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği vurgulanıyor.

 

Yatırım harcamalarının artması getirileri aşağı çekebilir

Öte yandan telekomünikasyon şirketlerinin harcamaları 5G, düşük güçlü geniş alan şebekesi ve gigabayt fiber gibi yeni ağ yatırımlarına odaklanmaları ile artış gösteriyor. Raporda; ağ kalitesinin şirketler için halen temel bir ayırt edici özellik olduğu belirtilirken, sermaye yoğunluğunun artması ve ağ varlıkları portföyünün çeşitlenmesinin telekomünikasyon şirketlerinin yüksek yatırım getirileri sağlamalarını zorlaştırabileceği ifade ediliyor.