Serkan Aziz Oral
Türk Elektronik Para A.Ş.
CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi
Açık bankacılık ile finansal hizmetler alanında şeffaflığı artması, rekabetin teşvik edilmesi ve inavosyonun güçlenmesi bekleniyor.
Avrupa Birliği’nin ödeme hizmetlerine ilişkin direktifinde yapılan revize (PSD2) ile birlikte finansal teknoloji alanında öne çıkan kavramlardan biri olan açık bankacılık, üçüncü tarafların uygulama programlama arayüzü (Application Programming Interface – API) aracılığıyla yeni finansal ürün ve hizmetler geliştirmelerine imkân veren yepyeni bir yapı oldu. Bu yeni yapının bankacılık ve finansal hizmetler alanında şeffaflığı artırması, rekabeti teşvik etmesi ve inavosyonu güçlendirmesi bekleniyor.
Bankaların elinde hesap hareketleri, tasarruf eğilimleri, harcama alışkanlıkları gibi müşterilerine ait çok değerli ve son derece önemli finansal veriler bulunuyor. PSD2 ile birlikte bu verilerin mülkiyeti bankalar yerine doğrudan müşteriye ait oluyor ve hesap sahipleri bankaları dışındaki şirketlere de bu verilere erişme yetkisi verebiliyorlar.
Açık bankacılığın önünün açılması
Temel olarak Avrupa Birliği bünyesindeki ödeme hizmetlerinde etkinliği artırmayı ve standartlaştırmayı sağlamayı hedefleyen PSD2, açık bankacılık alanındaki en temel düzenleme niteliğinde. Bu düzenleme ile bankaların bünyelerindeki verileri ve işlemlerini sektöre yeni girecek olan kuruluşlara açmalarına imkân tanınıyor ve bu gelişmenin açık bankacılığı hızlandırması amaçlanıyor.
PSD2 öncesinde bankalar, veri tabanlarında tuttukları müşterilerine ait verileri finansal verilerin kullanımına dayalı yenilikler üzerine yoğunlaşan üçüncü taraf firmalarla paylaşmayı reddediyor, müşterilerini kendi güvenlikleri ve verilerin korunmasını sağlamak gerekçesiyle sadece kendi sundukları hizmetleri kullanmaya zorluyorlardı. Ancak finans sektöründe inovasyonun artması, bu argümanı hızlı bir şekilde zayıflattı. İnovasyonun artması, müşterilerin üçüncü taraflarca sunulan finansal hizmetleri veya kendi bankaları tarafından sunulmayan bankacılık uygulanmalarını kullanmayı istemelerine neden oldu. PSD2, bankaları müşterilerine ait finansal verilerini ve işlemlerini üçüncü taraflarla paylaşmaya kısmen de olsa zorluyor. PSD2, ticari firmalar ile bankalar arasında doğrudan ödeme yapma imkânı veren API’lerin kullanımına izin vererek, fintek endüstrisindeki girişimlerin, Avrupa çapındaki kapsamının genişlemesine katkıda bulunuyor, daha önemli ve aktif bir rol oynamalarına izin veriyor.
Gelişen ilişkiler
PSD2’nin açık bankacılığa ilişkin düzenlemeleri ilk gündeme geldiğinde bunun bankaların güçlerini azaltacağı ve bankalar için yıkıcı sonuçlarının olacağı yönünde kaygılar ortaya çıkmıştı. Ancak zaman içinde kavramın giderek daha fazla tartışılmaya başlanmasının bir sonucu olarak, birlikte çalışılarak ve API’lerden yararlanarak bankalar ile finteklerin birbirlerini tamamlayabilecekleri, müşteri deneyimi ve memnuniyetini her iki tarafın da kendi başına yapabileceğinden çok daha fazla geliştirebilecekleri anlaşıldı.
EFMA ve Capgemi tarafından yayımlanan “Dünya Perakende Bankacılık Raporu 2017”ye göre fintek firmaları bankalara kıyasla müşterilere daha fazla pozitif bankacılık deneyimi yaşatıyor. Bununla birlikte raporda vurgulanan temel noktalardan biri de, bankalarla fintek firmaları arasında müşteri odaklı çözümler yaratma konusunda her zamankinden daha fazla iş birliği imkânının bulunduğu konusunda. Bu iş birliği yeni gelir kaynakları ve daha fazla yenilikçi hizmetler oluşturmak için açık bankacılığın gelişimini zorunlu kılıyor.
Bankacılık sektörü dijital teknolojinin ortaya çıkışı ve hızlı gelişimine yeterince hızlı uyum sağlayamadı. Uzun bir dönem kendilerine dayatılan ürün, hizmet ve kanalları kullanan müşteriler tahmin edilenin aksine çok kısa süre içinde fintekler tarafından sunulan hizmetleri kullanmaya başladılar ve bankalardan da benzer basitleştirilmiş ürün ve hizmetleri talep eder hâle geldiler. Fintek firmaları köklü bir teknoloji ve finansal kuruluşa bağlı olmaksızın müşteri deneyimlerini iyileştiren dijital dönüşümü çok hızlı bir şekilde tamamlamayı başardı ve bu yenilikler özellikle borçlanma ile ödeme hizmeti alanlarındaki daha fazla teknoloji bilincine sahip müşteri tabanı tarafından memnuniyetle karşılandı.
Fintek firmaları geniş bir fiziki altyapı yükü olmaksızın, daha düşük maliyetlerle hizmetlerini sunabiliyorlar. Finansal teknoloji alanındaki gelişimi yakalamakta sorunlar yaşayan geleneksel bankacılar tarafından bir zamanlar tehdit olarak değerlendirilen fintek firmaları, artık potansiyel iş birliği yapıları olarak değerlendiriliyor ve bu firmaların hızlı süreçleri, yenilikçi kültürleri ve teknoloji alanındaki uzmanlıkları geleneksel bankalar açısından değerlendirilen konular arasına giriyor.
Dünya Perakende Bankacılık Raporu 2017 içerisinde öne çıkan tespitlerden biri de geleneksel bankaların büyük çoğunluğunun çevik ve müşteri odaklı sonuçlar yaratma başarısı yüksek olan fintek firmaları ile gelecekte iş birliği yapmayı hedeflediği hakkında. Fintek firmalarının ise bankaların geniş kaynakları, deneyimleri ve uzmanlıkları nedeniyle bankalar ile iş birliğine sıcak baktığı söyleniyor. Bu iş birliği yeni gelir kaynakları ve daha fazla yenilikçi hizmetler oluşturmak için açık bankacılığın gelişimini zorunlu kılıyor.
Açık bankacılığın yararları
Açık bankacılık temel olarak API kullanımına dayanıyor. Teknik olarak iki yazılımın birbirleriyle konuşmasını sağlayan yazılım olarak tanımlanan API, finans alanında üçüncü taraflara, bir finansal kuruluşun sunduğu hizmetler ile ilgili olarak yeni uygulama ve hizmetler geliştirme imkânı sağlıyor.
Bankacılık alanında sanılanın aksine eskiye dayanan ve yazılım uygulamalarının nasıl etkileşime girmeleri gerektiği dair bir yapıdan ibaret olan API’ler, açık bankacılıkla birlikte yenilikçi ve karşılıklı çözümler için geçit sağlıyorlar.
Genel olarak üç tür API bulunuyor:
ÖZEL API’LER: Bunlar geleneksel bankacılık yapısı içinde kullanılan uyuşmazlıkları azaltıp operasyonel verimliliği artıran API’lerdir.
ORTAKLIK API’LERİ: Bunlar genellikle bir banka ile belirli üçüncü taraflar arasında iş kanalları ve hizmetlerin paylaşımını sağlayan uygulamalardır.
AÇIK API’LER: Bu türde ticari veriler birçoğunun banka ile resmi bir ilişkisi bulunmayan üçüncü şahıslara sunulmaktadır. Açık API’lerin yapısı nedeniyle, birçok banka güvenlik konusunda daha fazla endişe duymaktadır.
Çoğu banka, özel API’lerden ortak API’lere ve bazen açık API’lere doğru yavaşça kayma eğilimi gösteriyor. API’lerin zamanla tüketici isteğine yanıt olarak, eski kuruluşların şu anda sunmadıkları daha büyük dijital çözümler için daha kapsamlı seçeneklere dönüşeceğine inanılıyor. Bu etki hem fintek, hem de geleneksel bankacılığın birbirlerinin güçlü yanlarına ihtiyaç duyduklarını anladıkça daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Bu iş birliği, hem bankacılık organizasyonlarının, hem de fintek firmalarının müşterilere daha önce mümkün olandan daha fazlasını sunmalarını sağlayacak.
API’ler, bankaların yeni dağıtım kanallarını takip etmelerine yardımcı olurken, aynı zamanda müşterilerin dijital bankacılık deneyimini geliştirmek için yeni yollar bulmasına yardımcı olabilirler. Buna ek olarak, ürün geliştirme süreci, dijital teknoloji ve yeteneklerdeki hızlı değişimlere (ses bankacılığı, P2P finansman, kredi işleme, risk yönetimi vb.) daha hızlı yanıt verebilir.
Açık bankacılık ile ortaya konabilecek alternatif API stratejileri şunları içerebilir:
Yeni iş alanları meydana getirme: Ürün gruplarının veya segmentlerinin erişimini ve derinliğini arttırma.
İnovasyona teşvik: İç kaynaklar ile mümkün olmayan inovasyonu kolaylaştırma.
Değişim hızını artırma: Parçalanıp depolanarak, API’ler pazara hız kazandırabilir.
Bağlaşımsız platformlar: Platformlara API’ler aracılığıyla yeniden katılmak, geliştirme maliyetini azaltır.
Nesnelerin interneti geleceğini kucaklama: API’ler, tüketicinin cihazlarıyla tanımlandığı bir geleceğe izin verebilir.
Açık bankacılığın finans dünyasında sağlayacağı avantajlardan diğerleri de satın alma alışkanlıkları, finansal hedefler, risk toleransı ve hatta sosyal etkileşimler dahil olmak üzere çeşitli iç ve dış kaynaklardan eyleme dönüştürülebilir veriler toplamasını sağlamak olabilir. Bu verilerden elde edilen bilgiler, reaktif satış sahalarından proaktif çözümlere ve danışmanlık hizmetlerine geçişte daha proaktif (ve doğru) çok kanallı pazarlama olanağı sağlayacak. Diğer bir ifadeyle makine öğrenimini ve yapay zekayı uygulama yeteneği, “Beni tanı”, “Bana bak” ve “Ödüllendir” gibi müşteri isteklerine cevap verebilecek. Bunun, şu anda gerçek zamanlı olmayan müşteri deneyimini büyük ölçüde geliştirmesi bekleniyor.
Açık bankacılığın potansiyeli
Açık bankacılığın ve API’lerin geleceğinin, zaten var olan olguların dikey olarak geliştirilmesiyle sınırlı kalması, beklenen yararın ortaya çıkmasına engel olabilir. Açık bankacılığın potansiyeli, geleneksel bankacılık dünyasının çok ötesinde ve tüketicinin dijital bir dünyada isteyebileceği tüm hizmetleri kapsayacak nitelikte. Açık bankacılık, hem finansal hem de finansal olmayan ürün ve hizmetlerin çeşitliliğini oluşturmak ve dağıtmak için fırsatlar sunuyor ve fintek firmalarıyla bankaların yapacakları iş birlikleri müşterinin yaşam kalitesini iyileştirmek için hizmetlerin sayısını ve çeşitliliğini büyük ölçüde genişletiyor. Açık bankacılık modelinde, bankalar sınırsız sayıda ortak ilişki geliştirme sürecine kendilerini sokabilirler.
Birçokları tarafından finans dünyasında devrim olarak nitelendirilen açık bankacılığın, finans sistemiyle tamamen bütünleşmesi elbette ki zaman alacak. Tıpkı geçmişte geleneksel bankaların faaliyetleri için gerekli olan web sitelerini oluşturmaları için piyasa ve otoriteler tarafından tetiklenmelerinin gerekmesi gibi, açık bankacılığın da gelişimi ve kendinden beklenen sonuçları yaratabilmesi gibi, PSD2 gibi düzenlemelerle sisteme zorunlu olarak yerleştirilmesi gerekiyor. Bununla birlikte açık bankacılığın avantajlarının ortaya çıkabilmesi için bankalar ile fintek firmalarının beraber hareket etmeleri, sahip oldukları birikimleri müşteri memnuniyetini ve dolayısıyla yeni gelir kanallarını artıracak şekilde organize etmeleri büyük önem taşıyor.