EY’nin gerçekleştirdiği ‘Global Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’ sonuçlarına göre bankalar için siber ve jeopolitik risklerin yönetimi önem kazanıyor.
EY’nin bu yıl 10.’sunu gerçekleştirdiği ‘Global Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’, bankaların önümüzdeki yıllarda siber güvenlik, jeopolitik gelişmeler ve iklim değişikliği gibi finans dışı risklerin yönetimine odaklanacaklarını ortaya koyuyor.
Danışmanlık ve denetim şirketi EY (Ernst & Young), 43 ülkeden 115 bankanın üst düzey risk yönetimi uzmanıyla yapılan anket ile oluşturan ‘Global Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) işbirliğiyle bu yıl onuncusu hazırlanan araştırma, bankaların risk yönetimi gündemlerini ve gelecek planlarını mercek altına alıyor. Haziran-Eylül 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre; bankalar için önümüzdeki 10 yıllık dönemde siber güvenlik, jeopolitik gelişmeler ve iklim değişikliği kaynaklı finans dışı risklerin yönetimi önem kazanacak.
Bankaların yönetmesi gereken 10 risk
Araştırmada; bankaların risk yönetimini gelecek 10 yılda bugüne kıyasla güçleştireceği öngörülen 10 ana potansiyel risk faktörü şöyle sıralanıyor:
- Küresel ekonomide durağanlık ihtimali
- Sürekli büyüyen bir ekosistem içerisinde faaliyet gösterilmesi
- Kişisel verilerin korunmasıyla tüketici güveninin sürdürülmesi
- Bankalara yönelik ve sistem genelinde siber saldırılarla mücadele edilmesi
- Bulut bilişim teknolojisine geçiş sürecinin başarıyla yürütülmesi
- Veri analizinin tüm işkolları genelinde kontrollü şekilde sistematizasyonu
- Dünya geneline kesintisiz hizmet sağlanması
- Jeopolitik gelişmelerin etkilerine hızlı uyum sağlanması
- İklim değişikliğinin bankalar ve toplum üzerindeki etkilerine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmesi
- Tüketicilerin kişiselleştirilmiş ve yaşam boyu hizmet taleplerinin karşılanması
Bankalar bilanço risklerinin yönetiminde ilerleme kaydetti
Geçen 10 yıllık dönemin ilk yarısında bankaların ana hedefinin sermaye ve likidite odaklı olarak finansal risklerin yönetilmesi olduğunun belirtildiği araştırmada; yönetişim ve düzenleme modellerinin gelişmesiyle birlikte bankaların kriz öncesi döneme göre daha sağlıklı hale geldikleri ve bu sayede bilançoları risklerini azaltmada başarılı oldukları ifade ediliyor. Araştırmada; geçen 10 yıllık dönemin ikinci yarısında ise siber güvenlik, veri, yürütme ve kültür gibi finans dışı risklerin önem kazandığına vurgu yapılıyor.
Siber saldırı ve kişisel verilerin gizliliği öne çıkan riskler arasında
Araştırma sonuçlarına göre; her beş bankadan dördü bankacılık sektöründe geniş çaplı bir siber saldırının gelecek 5 yıl içerisinde gerçekleşme ihtimalinin olduğuna inanıyor. Üçte biri ise bu ihtimalin yüksek olduğunu düşünüyor. Araştırmaya katılan bankaların yaklaşık dörtte biri (%23), kişisel veri gizliliğini gelecek 12 ay için önemli riskler arasında görürken, yarısından fazlası ise (%53) kişisel veri gizliliğine ilişkin risklerin gelecek 5 yılda artacağını öngörüyor.
ABD-Çin ilişkileri jeopolitik risk oluşturuyor
Bankaların %64’ü jeopolitik riskleri gelecek 5 yıl için önemli riskler arasında gösterirken, %47’si siber saldırılar ve ABD-Çin ilişkilerinin gelecek 10 yıllık dönemde bankaları en çok etkileyecek jeopolitik riskleri oluşturacağını öngörüyor.
İklim değişikliğine yönelik politikalar hazırlanıyor
Araştırma sonuçları bankaların %79’unun iklim değişikliğini risk yönetimi yaklaşımlarına dâhil ettiğini, %41’inin ise iklim değişikliğine yönelik hâlihazırda politikalar oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte bankaların %52’si iklim değişikliğini gelecek 5 yılda öne çıkacak riskler arasında görüyor. 2018’de söz konusu oran %37 seviyesindeydi.
Riskler bankaların ayakta kalma ve büyüme kabiliyetlerini test edecek
Bankaların risk yönetiminde 10 yıl önceye göre çok daha iyi bir konuma geldiğini dile getiren EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Damla Harman, konu ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Bankaların risk yönetimi yaklaşımlarını sadeleştirmelerine ve risklere ilişkin organizasyon genelinde bütüncül bir bakış açışına sahip olmalarına yardımcı olacak hala pek çok kayda değer fırsat bulunuyor. İnovatif yaklaşımlarla ile birlikte ileri veri analizinin kullanılması risk yönetimini çok daha etkin hale getirebilir. Önümüzdeki 10 yılda karşı karşıya kalınacak riskler bankaların ayakta kalma ve büyüme kabiliyetlerini test edecek.” “Bankaları etkileyen riskler arasında ise küresel çaplı yeni bir ekonomik durağanlık olasılığı ön plana çıkıyor” diyen Harman, “Böyle bir risk görünümü ortamında üst düzey risk yönetimi uzmanlarının, bankalarının sermaye ve likidite desteklerini kullanmalarına gerek bırakmadan, bankalarına rehberlik edebilme yetkinliklerini ortaya koymaları gerekecek. Bankalar, gelecekte finansal yapılarının sağlamlığını korumanın yanı sıra önemi gittikçe artan ve karmaşıklaşan finans dışı risklerin yönetimine odaklanacaklar. İklim değişikliği, kişisel verilerin korunması ve sistematik siber tehditler bu riskler arasında yer alıyor. Her bir risk tek başına zorlayıcı olacak ancak bir bütün olarak bankaların uzun vadeli başarısını test edecekler” yorumunu yaptı.