Alacak sigortası şirketi Euler Hermes, Global İflas Raporunu açıkladı.
Raporda iflaslardaki artış eğiliminin korunduğuna dikkat çekilirken, Çin’deki iflasların artışı ve Batı Avrupa ile Kuzey Amerika’da daha az oranda iflas artışlarının gerçekleşmesi eğilimin tersine dönmesinde rol oynadığı belirtildi. İflaslardaki artışa ek olarak büyük ölçekli şirketler genelinde yaşanan büyük çaplı iflas sayılarındaki artışın da kalıcılaştığına dikkat çekildi.
2019 yılının ilk üç çeyreğinde toplamda 145 milyar euroluk ciroyu aşan bu tip 249 iflas yaşandı. Söz konusu iflasların en çok yoğunlaştığı alanlar; Asya’da inşaat, Kuzey Amerika’da enerji ve perakende ve Batı Avrupa’da perakende ve hizmet sektörleri oldu.2020 yılında iflaslar (yıllık +%6) üst üste dördüncü kez artmaya devam edecek. Gelişmiş ekonomiler ve sanayi sektöründe düşük büyüme ivmesinin beklenenden daha uzun süredir devam ediyor olması, ticari anlaşmazlıkların gecikmeli etkileri, siyasi belirsizlikler ve sosyal gerilimler şirketler üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek.
Artan fiyat rekabeti ve girdi maliyetleri kar marjlarını sınırlayarak birçok ülkede daha fazla şirket için ek sıkıntılar yaratırken, küresel para politikalarında ve finansman koşullarında gevşeme olması şirketler için destekleyici olacak.2020 yılında Çin, Hindistan’ın liderliğinde Asya kıtası ile küresel iflasların ana sürükleyicisi olacak. Global İflas Raporu’nu değerlendiren Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “2020 yılında her beş ülkenin dördünde iflas oranında artış olacak. Globalde yıllık yüzde 6 oranında iflas artışı beklenirken, bu oran Türkiye’de yüzde 5 ile global ortalamanın altında kalacak. 2020 yılında iflaslarda yine bir artış yaşanmasını bekliyoruz. Bu artış 2016 yılından beri görülen en düşük hızda olacak olsa da üst üste gerçekleşecek dördüncü artış olacak. Bu görünüm, şirketler için olağan sorunlara ek olarak 2020 yılında ek zorluklar anlamına geliyor: Küresel iflaslara ait bu görünüm daha seçici ve korumacı kredi yönetimi icraatlarını zorunlu kılıyor. Aynı zamanda, 2020 yılında yüksek seviyede oynaklık yaratacak; ticari anlaşmazlıkların ve siyasi risklerin yakından takip edilmesini gerektiriyor” dedi.