Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yiğit Çağlayan’ın, “2020 yılı değerlendirmesi ile 2021 yılına dair görüş ve beklentileri”, Fintechtime Dergisi Ocak & Şubat sayısında yer aldı.
Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yiğit Çağlayan, “2020’de yaşanan küresel salgının en önemli çıktılarından birisi hem tüketici hem de işletmeler bakımından hızlanan dijitalleşme çalışmaları oldu. Türkiye’de bu yıl sadece Covid-19 döneminde 5 milyon 600 bin kişi online alışverişle tanıştı. 2021 yılına baktığımız zaman da salgının, dijitalleşme konusundaki etkilerinin kalıcı olacağına inanıyoruz.”
Yeni yıl için geri sayım tamamlanıp, 2020 yılına başladığımızda, hem bireyler hem kurumlar geçmişle hesaplarını kapamış, yeni yıla ilişkin hedeflerini çoktan belirlemişti. Ocak ayı içerisinde Çin’den gelen vakalar haberlere konu olsa da salgının tüm dünyayı etkileyeceğini kimse tahmin edemezdi. Bugünlerde geriye dönüp baktığımızda tüm dünya düzeninin, iş yapıştan, yaşam tarzına, alışverişten sosyalleşmeye kadar hayatımızın her alanının değiştiğini görüyoruz. 2020’de yaşanan bu küresel salgının en önemli çıktılarından birisi hem tüketici hem de işletmeler bakımından hızlanan dijitalleşme çalışmaları oldu.
İşletmeler açısından bakacak olursak; e-ticaret hem işletmelerin katılımı hem de tüketicilerin kullanımı açısından ciddi büyüme gösterdi. Pandemi, dijitalleşmeden çekinen binlerce KOBİ’ye e-ticarete uygun maliyetlerle, sadece birkaç günde başlanabileceğini gösterdi. 2020 yılının ilk altı ayında 4 bin yeni şirket e-ticarete adım attı. Yılın ilk çeyreğinde dijitalle tanışan 1500 şirkete karşın, COVID-19’a ilişkin tedbir ve önlemlerin uygulandığı ikinci çeyrekte bu rakam 2500’ün de üzerine çıktı. Buna göre bu yılın ilk yarısında dijitalle tanışan şirketlerin sayısı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artarak toplamda 4 bini aştı. Bu artışta en önemli rolü KOBİ’ler üstlendi.
COVID-19 döneminin tüketici davranışlarındaki en kalıcı etkisi ise dijital adaptasyon. Bu dönem dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijitalleşmenin çok daha hızlı ivme kazanmasına yol açtı. Her şeyden önce hızlı işlem yapma isteği, hiçbir şeye dokunmak istenmemesi ve hijyen gerekçeleri, tüketiciyi daha fazla kart kullanmaya yöneltti. Daha önce tüketicilerin yarıya yakını (yüzde 45’ler bandında) kartlı alışveriş tercih ederken, bu dönemde oran yüzde 65 seviyesine çıktı.
Türkiye’de bu yıl sadece Covid-19 döneminde 5 milyon 600 bin kişi online alışverişle tanıştı. İl bazında baktığımızda özellikle 3 büyük şehirde online davranışlarda bariz bir artış görüyoruz. Hızlı ve güvenli dijital ödeme çözümümüz Masterpass ile dijital ödemelerde market, gıda ve temel alışverişlerde e-ticarete eğilim çok arttı. Fatura ödemelerini online yapma, kontör yükleme, vergi ve belediye ödemeleri gibi geleneksel tüketici davranışlarında da online’a geçiş gözlemledik. Geçen yıl harcamaların sadece yüzde 17’si online yöntemlerle yapılırken, rakam bu yıl yüzde 29’a yükseldi. Üç yıl içinde harcamaların yüzde 38’ini online yöntemlerle yapacağız. Dünyada genel trende baktığımızda online alışverişle tanışanların yüzde 65’i daha sonra da kullanmaya devam ediyor. Biz online ticaretle ilk kez tanışan bu kitlenin yüzde 75’inin online alışveriş yöntemlerini kullanmaya devam edeceğini öngörüyoruz.
Birçok kişinin hayatını eve taşıdığı bu dönemde tüketicilerin güvenli bulduğu satış kanallarındaki değişiklikler de dikkat çekiyor. Araştırmaya katılan her üç kişiden biri salgın döneminde online alışverişi tercih ettiğini belirtiyor. Büyük zincir mağazalar yüzde 24 ile ikinci sırada yer alırken, yüzde 22’lik bir kesim küçük lokal işletmeleri tercih ediyor. Öte yandan yerel işletmeler de bir kez daha gündeme geldi. İzolasyon ve karantina uygulamaları, tüketicilerin yerel dükkan ve mağazalara bağlılığını artırdığını gösterdi. Eve kapanma sürecinde Avrupa’da her 3 tüketiciden 2’si, Türkiye’de de tüketicilerin neredeyse yarısı, yakın çevrelerinde yeni dükkanlar keşfetti. Araştırmaya göre Avrupa genelinde de Türkiye’de de her 10 tüketiciden 6’sı, yerel dükkanların maddi sıkıntılarını geride bırakmalarına yardımcı olmak için yakın çevrelerinde harcama yapıyor.
Ödeme sistemleri tarafından bakıldığında ise temassız ödeme adedinin geçen yılın dört katına çıktığını görüyoruz. Mastercard olarak yaptığımız araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 53’ü temassız ödemeyi ‘daha hijyenik’ olduğu için kullandığını söylüyor. Bu yöntemi ‘daha hızlı’ olduğu için tercih ettiklerini ifade edenlerin oranı ise yüzde 40 seviyesinde. Sağlığa yönelik endişeler, fiziksel alışverişlerin süresinin de kısalmasına yol açtı. Tüketicilerin yüzde 58’i alışverişlerini eskiye kıyasla çok daha hızlı tamamladığını belirtiyor.
2021 yılına baktığımız zaman da salgının, dijitalleşme konusundaki etkilerinin kalıcı olacağına inanıyoruz. Tüketiciler, ihtiyacı olan tüm ürünleri çevrimiçi ve güvenli bir şekilde alabileceğini öğrendi. İşletmeciler ise, ürünlerini daha geniş bir çevreye ulaştırabileceklerini hatta e-ihracatla yurtdışı pazarlara ürün satabileceklerini fark etti. 2021 yılından en büyük beklentimiz elbette, küresel sağlık endişelerinin sona ermesi. Sonraki süreçte işletmeler geleneksel faaliyetlerine devam ederken, dijitalleşme çalışmalarına da daha da ağırlık vereceklerini tahmin ediyoruz. Elbette, bu dönemde uzun zamanlar evde kapalı kalan insanları da göz önüne alacak olursak, sağlığa yönelik tehditlerin azalması ve/veya ortadan kalkması ile hem yurtiçi hem de uluslararası seyahatlerin de artacağına inanıyoruz.