Alacak sigortası şirketi Euler Hermes, kamu borçları açısından gelişmekte olan ülkeler ve düşük gelirli ülkelerin durumunu inceleyen yeni bir rapor yayınladı.
Rapora göre Covid-19 salgını ve buna bağlı küresel ekonomik kriz, gelişmekte olan ülkelerdeki kamu borcunun sürdürülebilirliğinde daha önce deneyimlenmemiş bir değişimi tetikledi. Euler Hermes, önümüzdeki iki yıl içinde gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle düşük gelirli ülkelerde, borç sıkıntısının artmasını ve bazı temerrütlerin yanı sıra daha fazla kredi notu düşürülmesini bekliyor. Düşük gelirli ülkelerin, Covid-19’a karşı harcama tepkilerini hızlandırması, döviz rezervlerini yeniden inşa etmesi veya koruması ve krizin yaralarını dengelemesi için en az 450 milyar dolara ihtiyacı olacağı belirtiliyor. Kapsamlı bir çözümün yokluğunda, ağır borç yüklerinin, zengin ve fakir ülkeler arasında kalıcı bir küresel ayrışma yaratabileceğine dikkat çekiliyor.
Türkiye’de kamu borçları yönetilebilir seviyede
Türkiye ekonomisinin, baz etkileri ve 3 yıllık inişli çıkışlı krizlerin ardından toparlanma göstermesiyle birlikte 2021 ve 2022 yıllarında güçlü bir şekilde büyüyeceğini belirten Euler Hermes Kıdemli Ekonomisti Manfred Stamer “Hesaplamalarımıza göre Türkiye’de 2019’da GSYH’nin yüzde 33’ü seviyesinde olan kamu borcu, Covid-19 ile birlikte GSYH’nin yüzde 37’sine yükseldi. Bu, kamu borçları bağlamında, Türkiye ile eş seviyedeki gelişmekte olan ülkelere kıyasla nispeten düşük ve yönetilebilir bir durumda olduğumuzu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye için orta vadede risk
Euler Hermes’in hazırladığı Kamu Borçları Sürdürülebilirlik Riski Skoru tablosunda (PDSRS) 101 adet gelişmekte olan ülke bulunuyor. En riskli 20 gelişmekte olan ülke arasında Mısır, Güney Afrika, Hindistan, Brezilya ve Pakistan yer alıyor. Tabloda, “en savunmasız” olarak işaretlenen ülkelerin, uluslararası borç verenlerden finansal destek arama, borç hafifletme/yeniden yapılandırma girişimlerine başvurma veya kamu borçlarında temerrüde düşme olasılığı yüksek olarak belirtiliyor.
Türkiye’nin bu tabloda 30. sırada yer aldığını belirten Manfred Stamer “Bu, Türkiye’nin önümüzdeki iki yıl içinde temerrüde düşmesini veya kamu borcunu yeniden yapılandırmasını beklemediğimiz anlamına geliyor. Ancak sıralama orta vadeli bir riske de işaret ediyor. Önümüzdeki 2 yıla dikkat edilmeli” dedi.
Tablodaki en riskli 20 ülke arasında Latin Amerika ve Afrika’dan yedi, Orta Doğu ve Asya’dan üçer ekonomi yer alıyor. Bununla birlikte gelişmekte olan Avrupa’dan herhangi bir ülke bulunmuyor. İlk 20, 2020’de temerrüde düşen beş ülkeden Lübnan, Surinam, Zambiya, Arjantin olmak üzere dördünü de içeriyor.