Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, sanal evren “Metaverse” kavramına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, son günlerde sıklıkla duyduğumuz “meta-verse” yani “universe” ötesi anlamına gelen “sanal evren” kavramını, “birbirlerinden bağımsız mecralarda çalışan sosyal medya uygulamaları, çevrimiçi oyunlar, artırılmış gerçeklik ve dijital paraları bir araya getirerek yaşama, kazanma, çalışma, satın alma gibi gerçek dünya davranışlarımızı artırılmış gerçeklik teknolojisi ile tecrübe edilmesini amaçlayan, kendi sanal öğeleri ile gerçek dünyamızdan ayrılan sanal bir yaşam mecrası” olarak tanımladı.
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, birbirleri arasında geçişler olan sanal evrenler kripto evrenler üzerinde etherium block zinciri kullanan Mana (Decentraland), Sand (Sandbox), AXS (Axie Infinity), ENJ (Enjin Coin) gibi tokenler ile gerçek sanal paralar kazanıp harcanabildiğini söyledi.
İlk olarak 1992 yılında karşımıza çıktı
“Metaverse” kavramının ilk olarak Neal Stephenson’ın Cyberpunk yani yapay zeka ve sibernetik gibi bilgisayar teknolojisinin hakim olduğu geleceğin kentsel toplumlarıyla ilgilenen 1992 basımı bilim kurgu romanı Snow Crash’de karşımıza çıktığını belirten Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, şunları söyledi:
“Kitapta, Metaverse ‘dünya çapındaki fiber optik ağı üzerinden topluma sunulan’ ve artırılmış gerçeklik gözlüklerine yansıtılan ortak bir ‘sanal evren’ olarak tanımlanmıştır. Halihazırda sadece ziyaretçi olarak yer aldığımız internet mecrasının yeni, etkileşimli ve gerçekçi formu olarak metaverse (sanal evren) içerisinde uygulama geliştiriciler gerçek yaşama ait tüm nesneleri, alışkanlıkları, mağazaları ve günlük yaşama ait kuralları inşa edebilirler. 16 Kasım 2021 itibariyle Barbados Metaverse üzerinde elçilik açarak kendi ifadeleriyle teknoloji diplomasisi ile kültürel ve uluslararası diplomasiyi geliştirmeyi hedefliyorlar.”
Metaverse: İnternetin “vücut” bulmuş hali
Bu yeni sanal dünyanın aslında eski adıyla Facebook yeni marka adıyla Meta’nın kurucusu Zuckerberg’in tanımladığı “Internetin vücut bulmuş hali” olduğunu belirten Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, “Daha önce kullanıcı tanımımız kullanıcı adı ve profil resmi gibi kavramlar ve statik nesneler ile tanımlanırken sanal evrende her bir kullanıcı konuşabilen, hareket edebilen bir kişiselleştirilebilir avatar olarak tanımlanabilecek. Aynı kullanıcı bu yeni görsel “kimliği” ile sanal evrende sanal sokaklarda yaşayacak, alışveriş yapabilecek, gerçek sanal para kazanabileceği mağazalar açabilecek, eğitim alabilecek ve yukarıda ifade ettiğimiz gibi vize işlemlerini de yapabilecek.” dedi.
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, “İdeal bir sanal evrende, her kullanıcı kendisine ait, müstakil ve sanal evrenler arası geçişlerinde de kalıcı olan nesneleri satın alabilir, oluşturabilir, satabilir ve takas edebilecekler. Bu dijital varlıklar (NFT, non-fungible token) sanal evren yatırımcıları ve içerik üreticileri için önemli bir pazar olacak.” dedi.
NFT nedir?
NFT kavramına da değinen Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, “NFT dijital bir varlığın benzersiz olduğunu ve bu nedenle birbirinin yerine geçemeyeceğini blokzincir ile onaylayan bir veri birimidir. Bu veri avatarlarımız, dijital arsalar, sokaklar, mağazalar evler, video, ses veya diğer tüm dijital dosya türleri gibi öğeleri temsil etmek için kullanılabilir. Ancak, orijinal dosyanın herhangi bir kopyasına erişim, NFT’nin alıcısı ile sınırlı değildir. Bu dijital öğeleri herkes edinebilir ve NFT nesneleri için aidiyet bilgisi blok zincirler ile saklanır. Bunu aslında şöyle ifade edebiliriz, günlük hayatta kullandığınız tüm bizlere ait varlıkların benzerleri hatta aynıları başkalarında da olabilir ve bunları kimi zaman kullanır veya yanımızda taşırız. Ancak sanal evrende fiziksel olarak yanımızda bulunduramayacağımız NFT varlıkların aidiyet ve kullanım hakkı bilgisi blokzincir ile koruma altına alınmaktadır.” diye konuştu.
Bu evrenin tek bir sahibi olmayacak
Bu sanal evrenin kime ait olduğunun da merak edildiğini belirten Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, şunları söyledi:
“Mark Zuckerberg ve Epic Games CEO’su Tim Sweeney gibi teknolojinin önde gelen isimlerin yatırım yaptığı sanal evren için sorulan “Peki Metaverse kimin?” sorusu aslında sonsuz sanal evrenin yer alacağı bir büyük sanal evrenin sahipliği sorusuna cevap aramak anlamına geliyor. Dolayısıyla şirketlerin kendi hizmet ve servisleri ile yer alacakları büyük bir sanal evrenin tek bir sahibi olmayacak. Giderek artan ve sonsuz büyüklüğe erişebilecek sana evrenlerin sahibi aslında hesapları, sahip oldukları nesneleri, tüm varlıkları ile kullanıcılar ve yatırımları ile şekillendirecekleri politikaları ile yatırımcılar diyebiliriz.
Meta yöneticilerinden Andrew Bosworth ve Nick Clegg’in Metaverse hakkındaki, “Kullanım koşullarının, gizlilik kontrollerinin ve güvenlik önlemlerinin yeni teknolojilere uygun olmasını ve insanları güvende tutmasını sağlamak için çalışıyoruz. Herhangi bir şirket tek başına bu işi yapmayacak. Doğru yapılması için endüstri genelinde uzmanlarla, devletlerle ve düzenleyicilerle işbirliği yapılması gerekecek.” açıklaması aslında metaverse kavramının sahipliği veya yönetimine dair “The Metaverse” değil “A Metaverse” mimarisi ile kullanıcılar için farklı sanal evrenler arası geçiş mümkün olacağını öngörebiliyoruz.”
Gerçek dünyanın dijital kopyalarına yatırım yapılıyor
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, Meta ve Epic Games ile birlikte 3D geliştirme platformu Unity’nin de “dijital ikizlere” gerçek dünyanın dijital kopyalarına yatırım yaptığını, grafik şirketi Nvidia da “Omniverse” adını verdiği, 3D sanal dünyaları birbirlerine bağlayan bir platform geliştirdiğini söyledi. Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, “Burada sanal evren geliştirme süreci ile birlikte Metaverse üzerinde kullanıcı deneyimlerinin sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik ile yaşatabilmek için Meta, Oculus şirketini 2 milyar dolara bünyesine katarak bu alanda 5-10 yıl içerisinde öngördüğü yaygın kullanım hedefine ulaşmayı planlıyor.” dedi.
Milyon dolarlık yatırımlar yapılıyor
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, bu sanal evrende yapılan yatırımlara da örnekler vererek şunları söyledi:
“Ağırlıkla ‘gayrimenkul’ yatırımları ile başlayan sanal evrende geçtiğimiz günlerde bir kullanıcı The Sandbox’ta Republic Realm tarafından geliştirilen dijital bir yata 650 bin dolar (149 Etherium) ücret ödedi. Benzer şekilde Decentraland sanal evreninde Kanada merkezli bir yatırım şirketi 116 parselden oluşan 600 metrekare büyüklüğündeki arsaya 618 bin MANA (2.43 milyon dolar) ödeme yaptı. Metrekare fiyatının yaklaşık 4 bin dolara tekabül eden yatırım oldukça iddialı olmakla birlikte arsa üzerinde alışveriş ve yaşam merkezleri yapılması planlanıyor. Kasım ayı içerisinde Decentraland, The Sandbox, CryptoVoxels ve Somnium Space gibi 4 büyük sanal evren projesinde 106 milyon dolarlık satış gerçekleştirilirken 6000’i aşkın yatırımcı yeni NFT varlığa sahip oldu. Yüksek işlem hacmi ve yatırımcı ilgisi güven sorunu yaşayan kripto para piyasasının güven kazanmasına yaygınlaşmasına katkı sağlayacağını söyleyebiliriz. Özellikle Çin ve ABD’nin kripto para piyasaları ve madencilerine ilişkin yeni regülasyonları da aslında sanal evren varlık finansmanı için oldukça önem arz ediyor. Arzı yeterli ve güvenli olmasını sağlayan ülkeler sonraki yıllarda bu yatırımlarının karşılığını finansal olarak alacak ancak kripto paraların madenciliğinin sebep olduğu yüksek karbon salınımı ile de ilgili düzenlemeler yapmak zorunda kalacaklar.”
İstihdam imkanları sunuyor
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, “Meta şirketinin Reality Labs bölümünde artırılmış ve sanal gerçeklik projeleri üzerinde çalışan 10 binden fazla çalışanı var ve yakında Avrupa’da 10 bin kişiyi daha işe almayı planlanıyor. Meta şirketi başta start-up olmak üzere yatırımları için 10 milyar dolar harcayacağını duyurdu.” dedi.
Temel çalışma alanları 5 başlıkta toplanıyor
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, “Metaverse” ile birlikte teknoloji endüstrisi temsilcileri ve uygulama geliştiriciler için temel çalışma ve odak alanlarını beş başlıkta toplanabileceğini söyledi:
- Eski web hizmetleri veya gerçek dünya aktiviteleri ile örtüşen özellik kümeleri,
- Gerçek zamanlı 3D bilgisayar grafikleri ve kişiselleştirilmiş avatarlar,
- Alışılagelmiş oyunlardan ziyade sosyal etkileşimli, daha az rekabetçi ancak hedef odaklı oyunlar,
- Kendi sanal öğelerini ve ortamlarını oluşturan kullanıcı desteği ve
- İnsanların sanal ürünlerden kâr edebilmesi için dış ve gerçek ekonomik sistemlerle etkileşim.
2-5 yıl içerisinde ürün geliştirme süreci başlayacak
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, yüksek öngörülü çalışmalarıyla bilinen Gartner araştırma şirketinin Ağustos 2021 itibariyle duyurduğu 2021 yılı gelişen teknolojiler beklenti eğrisinde artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, NFT, merkeziyetsiz kimlik ve yapay zeka alanlarının en yüksek beklentili araştırma ve yatırım alanları olduğu bu alanlardaki ürünlerin 2-5 yıl içerisinde ürün geliştirme sürecine başlayacağı öngörüsünde bulunduğunu ifade etti.
Merkeziyetsiz kimlikler de metaverslerde kullanılacak
Doç. Dr. Türker Tekin Ergüzel, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu andaki merkezi fiziksel ve dijital kimlik ekosisteminin, merkezi olmayan ve demokratik bir mimari halinde tamamen yeniden yapılandırılmasını vaat edeceği iddiasıyla merkezi olmayan dijital kimlik (DDID) yatırımları ile Microsoft DDID ile kullanıcı adları gibi tanımlayıcıların kendine ait bağımsız kimliklerle değiştirilebildiği ve hem gizliliği hem de işlemleri korumak için blok zinciri ve dağıtılmış kayıt defteri teknolojisiyle veri alışverişini mümkün kılan bir güven çerçevesinin mimarisini kullanıcılarına sunuyor. Yakın gelecekte merkeziyetsiz (kripto) paraların yanında merkeziyetsiz kimliklerin de metaverselerde kullanıldığını da göreceğiz.”