PwC’nin 26. Küresel CEO Araştırmasının sonuçları Dünya Ekonomik Forumu Davos yıllık toplantısında açıklandı.

PwC’nin Ekim ve Kasım 2022’de 105 ülke ve bölgede 4.410 CEO, Türkiye’den ise 87 CEO’nun katılımı ile gerçekleştirdiği 26. Küresel CEO araştırmasına göre, CEO’ların yaklaşık dörtte üçü (%73) küresel ekonomik büyümenin önümüzdeki yılda yavaşlayacağını düşünürken bu oran Türkiye’deki CEO’larda %77’ye çıkıyor.

Bu karamsar görünüm, 12 yıl önce bu soru ilk defa sorulduğundan beri CEO’ların küresel ekonomik büyüme konusunda sahip oldukları en kötümser bakış açısı olmasının yanı sıra 2021 ve 2022’de araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlasının (sırasıyla %76 ve %77) ekonomik büyümenin iyileşeceğini düşündüğü iyimser görüşlerden kayda değer bir sapma ortaya koyuyor.

PwC’nin 26. Küresel CEO Araştırmasına göre:

  • CEO’ların yüzde 40’ı, şirketlerinin mevcut gidişatlarına devam etmesi halinde, önümüzdeki 10 yılda finansal olarak varlığını sürdüremeyeceğini düşünüyor.
  • Türkiye’deki CEO’ların %77’si küresel ekonomik büyümenin önümüzdeki yıl azalacağını düşünüyor.
  • Siber ve sağlık alanındaki tehditler bir yıl öncesine göre düşerken, enflasyon (%40), makroekonomik dalgalanma (%31) ve jeopolitik çatışma (%25) en önemli küresel tehditler arasında yer alıyor.
  • CEO’lar maliyetleri düşürüyor, bununla birlikte %60’ı çalışan sayısını azaltmayı planlamıyor ve %80’i, “Büyük İstifa” trendinin ardından yetenekleri elde tutma mücadelesi verirken ücretleri azaltmayı düşünmüyor.
  • Müşteri taleplerindeki değişim ( %56), yasal düzenlemeler ( %53) ile uzun vadeli endüstri kârlılığının önündeki en büyük zorluklarda görülürken Türkiye’de ise yasal düzenlemeler (%72),  tedarik zinciri sorunları ( %66) ve işgücü/ yetenek (%66)  ile  ön plana çıkıyor.

 

CEO’ların yüzde 40’ı, şirketlerinin mevcut gidişatlarına devam etmesi halinde,  önümüzdeki 10 yılda finansal olarak varlığını sürdüremeyeceğini düşünüyor

Zorlu koşullara ek olarak, CEO’ların yaklaşık %40’ı şirketlerinin mevcut gidişatlarına devam etmesi halinde, önümüzdeki 10 yılda finansal olarak varlığını sürdüremeyeceğini düşünüyor. Bu durum, telekomünikasyon (%46), imalat (%43), sağlık (%42) ve teknoloji (%41) dahil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki sonuçlarda tutarlılık gösteriyor. CEO’ların kendi şirketlerinin büyüme beklentilerine olan güveni de geçen yıldan bu yana önemli ölçüde azaldı (%-26), bu, %58’lik bir düşüşün kaydedildiği 2008-2009 mali krizinden bu yana en büyük düşüş.

CEO’lar ayrıca önümüzdeki 10 yıl içinde kendi sektörlerinde kârlılığı doğrudan etkileyecek çok sayıda zorluk olduğunu düşünüyor. Yarısından fazlası (%56) müşteri talebi/tercihlerindeki değişimin karlılığı etkileyeceğine inanıyor, bunu yasal mevzuattaki değişiklikler (%53), iş gücü/beceri eksiklikleri (%52) ve teknolojideki yıkıcı değişiklikler (%49) izliyor.

PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu rapor sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Makroekonomik dalgalanmalar, küresel yüksek enflasyon ve gergin bir jeopolitik gündem küresel düzeyde CEO’larda çok uzun süredir görülmeyen karamsarlığa yol açtı. Liderler, şirketlerinin geleceğini etkileyecek uzun vadeli risklere karşı stratejik kararları masaya yatırırken, aynı zamanda kısa vadeli riskleri de belirlemeli ve bu risklere yönelik önlemler üzerinde de harekete geçmeliler. Bütün bunlarla birlikte, “Büyük istifa” dalgası, CEO’lara bu ikili zorluğa karşı geçerli ve önemli aksiyonlar alsalar bile, yetenekli çalışanları ellerinde tutamadıkları zaman bu çabaların boşa çıkabileceğini de gösterdi. Bu baskılara rağmen, liderler çalışanlarını ön planda tutup merkeze koymaya devam ediyorlar. Dünyadaki değişim hızından hiçbir şey kaybetmiyor; CEO’ların amacı sadece şirketlerini geliştirmek değil, aynı zamanda gelecekte de hayatta tutmak. Bu nedenle kısa vadeli riskler ile uzun vadeli sonuçlara yönelik gündemlerini doğru bir şekilde dengelemeliler.’’

 

Araştırmada öne çıkan sonuçlar

  • Bir yıl önce siber ve sağlık alanındaki tehditler en önemli endişeler iken, bu yıl ekonomik gerilemenin etkisi CEO’lar için ilk sırada yer alıyor. Enflasyon (%40) ve makroekonomik dalgalanma (%31) önümüzdeki 12 ay ve önümüzdeki beş yıl boyunca CEO’lar gündemindeki tehditlerin başında geliyor. Hemen ardından, %25 ile finansal olarak jeopolitik çatışma, siber riskler (%20) ve iklim değişikliği (%14) geliyor.
  • Avrupa’daki savaş ve dünyanın diğer bölgelerindeki artan jeopolitik çerçevedeki endişeler CEO’ların iş modellerini çeşitli yönleriyle yeniden ele almalarına neden oldu. Katılımcıların neredeyse yarısı jeopolitik çatışmaya maruz kalırken, siber güvenlik veya veri gizliliğine yapılan yatırımları artırarak (%48), tedarik zincirlerinde düzenlemeler yaparak (%46), pazardaki payını yeniden değerlendirerek veya yeni pazarlara açılarak (%46) ya da ürün/hizmetlerini çeşitlendirerek (%41) daha geniş bir yelpazedeki olasılıkları stratejilerine ve kurumsal operasyonel modellerine dahil ettiler.
  • Mevcut koşullar karşısında, CEO’lar maliyetleri düşürmenin ve gelir artışını teşvik etmenin yollarını arıyor. CEO’ların %52’si (Türkiye %74) operasyonel maliyetlerin düşürüldüğünü, %51’i  (Türkiye %75 )fiyatların yükseltildiğini ve %48’i (Türkiye %48)   ürün ve hizmetlerin çeşitlendirildiğini belirtiyor. Bununla birlikte yarısından fazlası, yani %60’ı, önümüzdeki 12 ay içinde işgücünü azaltmayı planlamadıklarını söylüyor. Katılımcıların %80’i yetenekleri elde tutmak ve işten ayrılma oranlarını azaltabilmek için personel ücretlerini düşürmeyi düşünmüyor.
  • CEO’lar, uzun vadeli toplumsal değer yaratmak için güven inşa etmek ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek için çok çeşitli paydaşlarla işbirliği yapma ihtiyacına değiniyor. Araştırma sonuçları, şirketlerin sürdürülebilir kalkınma (%54), çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (%49) ve eğitim (%49) için ticari olmayan kuruluşlarla iş birliği yaptığını ortaya koyuyor.