GTech CEO’su Mine Taşkaya, Fintechtime Haziran sayısı için yazdı “Yasal Raporlamada Başarı Faktörleri”.
“Günümüzde pek çok banka artan rapor talepleri ve sıklıkları sebebi ile özellikle raporları zamanında ve sorunsuz göndermekte sorun yaşayabiliyor. En iyi dengeyi bulmak, operasyonları yavaşlatmadan, büyümeyi destekleyecek şekilde uyumluluğu sağlamak bir sanat haline geliyor.”
Yasal raporlama bugüne kadar bankalar için çoğunlukla bir hijyen unsuru olarak görülüyordu. Ancak gelinen noktada artık giderek büyüyen ve göz ardı edilemeyecek bir operasyon halini almaya başlamış durumda.
Bunun temelinde elbette ki regülasyon kurumlarının artan değişim ve belirsizlikleri yönetme ihtiyacı yatıyor. Bankaların perspektifinden ise bu durumu bir denge çubuğunda konumlandırdığımızda, bir tarafta daha hızlı ve esnek prosedürlerle iş yönetimi imkânı, diğer tarafta yasalara uyumun ve hesap verebilirliğin kolaylıkla tespit edilebildiği bir noktada olmanın faydası yer alıyor. İşte burada en iyi dengeyi bulmak, operasyonları yavaşlatmadan, büyümeyi destekleyecek şekilde uyumluluğu sağlamak bir sanat haline geliyor.
Yasal raporlamanın temel adımlarına bakacak olursak bankalar bu süreci genellikle dört ana adımda tamamlıyorlar;
- Ana bankacılık ve diğer sistemdeki dağınık datamartlardaki verilerin raporlamaya hazır hale getirilmesi
- Veri transferleri ve hesaplamalar ile raporların hazırlanması
- Manuel düzeltmeler ve kontroller
- Onay süreci ve raporların gönderimi
Her ne kadar bu dört adım çok basit gibi gözükse de her biri kendi içinde pek çok karmaşık süreçleri barındıran bu adımları sorunsuz tamamlamak, bunları yöneten bir sistematik olmadan çok zor. Bu nedenle, halen bir platform veya ürün kullanmadan raporları oluşturan bazı bankalar olsa da birçok bankamız, GTech olarak bizim geliştirdiğimiz Magic Reports gibi, bahsi geçen sistematiği kullanıcının kolaylıkla takip edebileceği bir ortamda, ardışık sistematik halinde bir arada toparlayan ve basamakları kullanıcı önüne getiren bir yasal raporlama ürününü kullanıyor.
Bu tür bir yasal raporlama ürünü kullanmak hata ihtimalini ve riskini oldukça azaltırken, bu tür ürünleri kullanmayan bankalar için bu riskler, karmaşıklaşan yasal raporlama süreçleriyle birlikte artarak devam ediyor. Bu ihtimal ve risklerin altında elbette birçok sebep var. Bunlardan bazıları;
- Veri kalitesinin düşük olması
- Rapor oluşturmak için birden fazla kaynak sistem kullanılıyor olması
- Raporların tek bir sahibinin olmaması
- Değişiklik durumunda tüm raporlarda güncelleme gereksinimi
- Yeni düzenlemelerle uyumun geç olması
- Geçmişe yönelik hesap verilebilirliğin yetersiz olması
Resme biraz daha yukarıdan bakarsak yasal raporlamayı hem önemli hem de zor bir süreç haline getiren sebepleri dört ana başlık altında toplayabiliyoruz:
- Gereksinimlerin Sürekli Değişimi: Regülasyon kurumlarının müşteri ve pazar ihtiyaçları için ihtiyaç duydukları bilgilerin değişmesi, yaşanan risklerden dolayı alınması gereken önlemler.
- Banka Stratejisi ve Gündemi: Bankalarımız yoğun bir rekabet içindeler. Bu rekabette farklılaşmak için stratejilerini ve önceliklerini belirli zamanlarda güncelleme ihtiyacı duyuyorlar.
- IT altyapısındaki değişim: Her geçen gün artan bir hızla devam ediyor. Rekabetin artması, müşteri beklentilerinin yükselmesi, teknolojinin gelişmesi gibi pek çok sebep bunun arkasındaki kuvvet gibi gözüküyor. Kritik konu bu değişimin bitmeyecek olması ve IT altyapısına eklenen yeni uygulamaların, performans için yapılan değişikliklerin ya da çok daha iyi hizmet sağlamak için yeni entegrasyonların devam edecek olması.
- Organizasyonel Değişim: Her canlı varlık gibi değişen ihtiyaçlara uyum sağlamak için şirketlerde de değişim kaçınılmazdır. Banka organizasyonlarının da değişimi ve gelişimini bunun bir parçası olarak görmemiz gerekiyor.
Günümüzde pek çok banka artan rapor talepleri ve sıklıkları sebebi ile özellikle raporları zamanında ve sorunsuz göndermekte sorun yaşayabiliyor. Yukarıda belirttiğim kök sebepler bu durumu doğursa da biz kök sebebi iyi anlayıp çözüme odaklanmalıyız.
Neye ihtiyaç var? Bu sorunun ilk cevabı “bir sistem alsak da IT ekipleri sistemi kursa, sorun da çözülüverse” şeklinde olsa da asıl çözüm ne yazık ki bu kadar basit değil. Bu vesile ile, bu kompleks süreçleri sağlıklı yönetmek için önerilerimi okurlarımızla paylaşmak isterim:
- Sorumluluk ve organizasyon: Bu sürecin paydaşlarının kim olduğu, sorumluluklarının neler olduğu mutlaka tanımlanmalı. Kimlerin asıl sorumlu olduğu ve kimlerden hangi konularda nasıl destek alacakları tanımlanmalı.
- Süreçler ve iş akışları: Ana süreçler ve iş akışları tanımlanmalı, hangi adımlarında kimlerden hangi desteklerin alınacağı belirlenmeli.
- Altyapı ve sistem: Tüm süreçleri sağlıklı bir şekilde yönetmeyi sağlayacak sistem kullanılmalı
- Bilgi ve tecrübe: Hem yazılım altyapısını yönetecek hem de yasal raporlama konusunda deneyimli kaynaklar organizasyona dahil edilmeli. Ayrıca bu kaynaklar yetkin iş ortakları ile desteklenmeli.
İşte bu bileşenler bir araya gelince bu konuda sürdürülebilir bir yapı kurulabilir. Böylece son dakikaya kalan rapor gönderme çalışmalarının ya da yapılan hatalar sonucu alınacak cezaların önüne geçilebilir. Bu yapı kurulduğunda HIZ – DOĞRULUK ve GEÇMİŞE DÖNÜK HESAP VERİLEBİLİRLİK gibi üç tane önemli kazanım sağlanacak ve bankaların sorunlarının büyük bir bölümü adreslenecektir:
Her geçen gün daha çok ChatGPT konuştuğumuz bugünlerde bu süreçte yapay zekâ işin neresinde peki dediğinizi duyar gibiyim. Her işte olduğu gibi yapay zekâ burada da büyük önem kazanmaya başlıyor. Kurulan yapının sürdürülebilir olması, işlemlerde ve raporlardaki hataların anlaşılması, bazı tahminlemeler ile karşılaşılacak krizlerin önüne geçilmesinin ancak böyle mümkün olacağı gözüküyor. GTech olarak bu konuda çalışmalarımızı hızlandırdık, yakın zamanda Ar-Ge’mizin yeni meyvelerinden birisini yasal raporlama alanında vereceğini şimdiden söyleyebilirim.