Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve M&A Transformation Head Cem Aydede, Fintechtime Temmuz sayısı için yazdı “Açık Bankacılık sonrası Banka Uygulamaları”.
“Neden banka müşterileri tüm banka hesaplarına ulaşmak için farklı bir banka uygulamasını kullansın? Farklı bir uygulama kullanamaz mı?”
Açık bankacılıkta yakın zamanda değişen mevzuatlar sonrasında Türkiye’de alışmadığımız banka reklamları görmeye başladık. Sosyal medyada, pazarlama ile ilgili içerik paylaşımı yapan mecralarda çokça paylaşılan Amerika’daki Coca Cola – Pepsi, Audi – Mercedes marka arası atışmaları aratmayan isim zikretmeden de olsa rekabeti kızıştıran şekilde ortaklaşa şu mesaj veriliyordu: “Değerli X banka müşterisi, o bankadaki hesabını kullanmaya devam etmek istediğini biliyorum, gel o uygulamayı kullanmak yerine o banka hesabını benim uygulamam üzerinden yönet.” Açık bankacılığın getirdiği fonksiyonelliği ve ileride gelecek inovatif çözümleri bu örnek ile sınırlayamayız tabii ancak bankaların mobil uygulamalarını açtırmak için en önemli insiyatiflerini artık API’ler (Uygulama Programlama Arayüzü) ile üçüncü parti uygulamalara açacaklarını düşünürsek son müşteriye fayda sağlayacağı kadar bankaların mobil uygulamalarının trafiğini de düşüreceğini söyleyebiliriz. Neden banka müşterileri tüm banka hesaplarına ulaşmak için farklı bir banka uygulamasını kullansın? Farklı bir uygulama kullanamaz mı?
Pazaryeri vs Birinci Parti Banka Uygulamaları
Ülkemizde internet üzerinden yapılan elektronik, giyim ve gıda alışverişlerin pazaryerleri tarafından domine edilmesi sonrası uygulama trafiklerini artırarak düzenli büyüyen firmalar müşterilerine yaptıkları özelleştirilmiş öneriler ile alışveriş frekanslarını artırarak rekor ciro artışları elde etmişlerdir. En başarılı olan pazaryerleri bu müşteri hacmi ve trafiklerini tatil, yemek, ilan gibi farklı hizmet dikeyleri çıkararak büyütmeye başladığında haksız rekabet boyutlarına ulaşarak regulasyonlarla dizginlenmesi gereken noktaya kadar gelmiştir. Bu uygulamaların temelde bu kadar büyümesindeki en önemli etmenlerden birinin “one stop shop” değer önerisi olduğunu söyleyebiliriz. “Neye ihtiyacın varsa bu uygulamada var” tekilleştirme önerisini arayüz, kullanım kolaylığı ve onboarding know-how’ına sahip ekiplerle birleştirdiğimizde gündeminde bu süreçler olmayan oyuncuların büyümekte problem yaşadıkları gözlemlenmiştir. Pazaryerlerinin büyümesinde kritik olan bu değerleri ana odağına alan fintech start-up’larını görmeye başlayacağımız açık bankacılık sonrası düzende, bankaların kendi uygulamalarındaki trafiklerini bu tip firmalara devredeceğini ve artık API’leri ile bu “pazaryeri” oyuncularından müşteri kazanabilen servis sağlayıcıları haline evrileceğini düşünebiliriz. Peki bu durum mobil uygulamalarında müşterileri ile etkileşime geçerek onlara birinci elden tüm finansal ürünlerini, loyalty çözümlerini hatta bazen market hizmetini gösteren bankalar için uzun vadede faydalı olacak diyebilir miyiz?
Bankaların mobil uygulamalarındaki etkileşim düşebilir
Elektronik para kuruluşlarının lisanslanma süreci sonrası piyasada sayıları artan mobil cüzdanların ana odakları banka dışı müşteriler olmaktadır. Şu an piyasada bulunan mobil cüzdanların yetkinliklerine baktığımızda gerek mevzuatsal olarak gerek finansal teknoloji alanındaki know-how olarak banka firmalarının biraz gerisinde olduklarını söylemek mümkün. Global piyasada banka müşterisi olmanın ve kredi kartı edinmenin zor olması nedeni ile para transferi ve online harcamalar için bu tip cüzdan uygulamaları faydalı bir çözüm olmaktadır. Ancak ülkemizdeki üstün dijital bankacılık yetkinlikleri ve avrupaya göre daha rahat ve fiziksel etkileşim gerektirmeden banka müşterisi olmak mümkün olduğu için bankaların mobil uygulamaları kolaylıkla yeni müşteri kazanımı yapabilmekte ve fintech piyasasına giren mobil cüzdanları da net bir tehdit olarak görmemektedir. Ancak açık bankacılık sonrası bu düzen değişebilir. Pazaryerlerinin mobil uygulamalarının birçok dikeyi bünyelerinde geliştirerek “super app” olması ve farklı ödeme yöntemleri dahil birçok fonksiyon üretmesi ile müşterilerde bir karşılık bulduğu yadsınamaz bir gerçek. 2022 yılının en çok indirilen 10 uygulaması içerisinde 2 adet pazaryeri, 1 adet online perakende firması bulunması ancak herhangi bir banka uygulamasının ilk 10’da bulunmaması bu durumu en net destekleyen veri olabilir. En çok indirilen iki pazaryeri firmasının da ülkemizde elektronik para lisansı bulunmaktadır ve bu firmalar aktif şekilde mobil cüzdan / mobil ödeme altyapılarını geliştirmektedirler. Açık bankacılık yönetmelikleri sonrasında bankaların birçok fonksiyonlarının API’ler ile bu pazaryeri uygulamalarının cüzdan çözümlerini beslediği bir düzende bu uygulamalar tam anlamı ile ülkemizde all in one app haline gelerek müşterilerin neredeyse tüm dijital hizmet ve perakende ihtiyaçlarını tek bir mecradan karşılar hale gelebilir. Aslında bu durum bankaların finansal ürünlerini açık şekilde birbirleri ile karşılaştırdığı bir rekabet ortamını da tetikleyerek bankaların yeni müşteri edinmesini oldukça kolaylaştırabilir. Bankalar asıl iş modellerine dönerek finansal hizmetlerini mükemmelleştirmeye odaklandığında müşterilerin finansman çözümlerine fit eden kredi ve ödeme yöntemleri sunarak bu all in one pazaryeri uygulamaları veya mobil cüzdan uygulamalarda müşterilere daha rahat ulaşabilirler ve açık bankacılık API’leri ile hızlıca müşteri edinebilirler. Bu durumda bankalar müşterileri ile aslında kendi uygulamalarının dışında etkileşime geçmiş olurlar, bu da bankaların mobil uygulamalarını gittikçe fonksiyonellik olarak müşteri nezdinde zayıflatmış olur. Müşteriler temel bankacılık hizmetlerini farklı uygulamaların arayüzlerinde kullanmaya başlar ve bu da bankaların mobil uygulamalarının etkileşiminin düşmesine neden olabilir.
Bankalar birbirlerinden nasıl farklılaşabilir?
Açık bankacılık geliştirmelerinin şu anki hızla devam ettiğini ve müşterilerdeki beklentileri tam anlamıyla karşılayarak neredeyse tüm fonksiyonlarını API’ler ile mobil cüzdan ve farklı fintech uygulamalarında sergilediğini varsayalım (Haziran 2023 itibariyle açık bankacılığın ilk örneklerini görmeye başlamamız bu varsayımın gerçekleşme olasılığını son derece güçlü kılmaktadır.). Şu anda neredeyse tüm özel bankaların çift uygulama ile (birinde ana bankacılık fonksiyonları, diğerinde ise kampanya yönetimleri, farklı kart başvuruları, perakende hizmetleri vb.) hayatlarına devam ettiklerini gözlemliyoruz. Açık bankacılık ürünlerinin müşteriler ile buluşmadan önce bile bankaların bu ikinci uygulamaları mobilde müşterilerle tanışmakta zorlanıyorlardı. Yukarıda bahsettiğimiz varsayımın gerçeğe dönüştüğü bir Türkiye’de bankalar ana uygulamalarına da müşteri trafiği yaratmakta zorlanacaklardır. Peki banka müşterileri olarak biz bu bankaları birbirlerinden hangi yetileri ile ayıracağız. Kredi finansman ürünlerini bir kenara ayırırsak akla ilk gelenler bankaların mobil uygulama arayüzleri ve kullanım rahatlıkları, puan yönetimi, kredi kartlarının sağladıkları ödeme / vade avantajları ve eft süreçlerindeki hizmet avantajları olur. Bankalar mobil uygulamaları ile aslında müşterilere dijital şubelerine kapı açarak onları içeriye alıyordu. İçerideki bu kullanıcı deneyiminin yönetimi ve müşterileri doğru ürünlere yönlendirme kendi uygulamalarında kendi kuralları ile yapabildikleri bir süreçti, ancak mobil uygulamaların etkileşimi azaldığında kalan hizmetler ile müşterilerde fiyat avantajı ile rekabet eder konuma gelebilirler. Puan, vade ve kullanım bedeli gibi sayısal odaklı fiyat rekabeti üzerinden bankalar marka kimliklerini nasıl farklılaştırabilir bunu bekleyip görmemiz gerekir. Tabii ülkemizde bankalarımızı tamamen fiziksel şubelerinden kullanmayı tercih eden, ATM ve şube odaklı bir “offline” müşteri kesimi mevzut ancak geleceğe dönük baktığımızda her geçen gün dijital odaklı dönüşen dünya ve buna ayak uyduran ülkemizde bu kesimin azalma trendini devam ettireceğini bekleyebiliriz. Bu da bankaların açık bankacılığın piyasaya getireceği yeni mecralarda daha çok rekabet etmesi demek oluyor.
Artık bankalarımız açık bankacılığın getireceği değişim süreci ile müşterilerine dijital dünyada bankalarına mobil uygulamaları ile kapı açmak yerine başka uygulamalarda pencere açarak yardımcı olacaklar diyebiliriz. Pencerelerinin önüne koyacakları faydalar ile bu mecralardaki müşterileri nasıl çekeceklerini ve nasıl bir rekabet ortamı oluşacağını merakla bekliyorum.