Türkiye’nin en hızlı büyüyen fintek platformu Colendi’nin bağlı kuruluşu SETL, ABD’nin önde gelen bankalarına teknoloji desteği sağladı.
New York Merkez Bankası öncülüğünde gerçekleştirilen ve finansal mutabakatların daha verimli ve hızlı gerçekleştirilebilmesi için yapılan çalışmada SETL ana teknoloji sağlayıcısı olarak yer aldı. Proje, dijital dolara giden yolda önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen gömülü fintek hizmetleri platformu Colendi’nin bağlı kuruluşu, Londra merkezli blok zinciri mutabakatları ve ödeme sağlayıcısı SETL, bankalar ve diğer finansal kurumlar arasındaki finansal mutabakatların daha verimli ve hızlı gerçekleştirilebilmesi için önemli bir çalışmaya imza attı. Çalışma, ‘dijital dolar’ın gerekli altyapısının oluşturulması bakımından kilometre taşı niteliği taşıyor. Türkiye’nin en büyük sermayeli finansal teknoloji şirketlerinden biri olan Colendi, 2022 yılında saklama ve ödeme kurumları ile yaptığı yüksek profilli çalışmaları ile tanınan, dünyanın önde gelen banka, finans şirketleri ve regüle platformlar için blok zinciri temelli ödeme ve mutabakat sistemleri sağlayıcısı şirketlerinden olan SETL’ın tamamını satın almıştı.
New York Merkez Bankası’na bağlı New York İnovasyon Merkezi tarafından gerçekleştirilen çalışmada, Citi, Bank of America, US Bank, HSBC, Bank of New York, Wells Fargo Bank, TD Bank, Mastercard ve SWIFT dahil olmak üzere ABD’nin en büyük finans kurumlarından bazıları da yer aldı.
SETL’ın ana teknoloji sağlayıcısı olarak destek verdiği çalışmada Düzenlenmiş Sorumluluk Ağı (Regulated Liability Network© – RLN) konseptinin uygulanabilirliği araştırıldı. Dağıtılmış defter teknolojisinin (DLT) kullanıldığı çalışmada, dijital merkez bankası ile ticari banka dijital paralarının birlikte yer alabilecekleri bir ağın uygulanabilir olup olmadığı ele alındı. Bu çalışmada SETL, tüm katılımcılar için Ledger (Mutabakat Sistemi) ve akıllı sözleşme cüzdanlarını barındıran temel teknoloji sağlayıcılarından biri olarak hareket etti.
Bankalar arası dijital işlemlerde mutabakat sorunu çözülüyor
New York İnovasyon Merkezi’nin dijital dolar projesi, farklı özel bankalar tarafından çıkarılan dijital para birimleri ile bankalar arası işlem yapmak istendiğinde, her biri blok zinciri, yani dağıtılmış defter teknolojisi temeline dayansa da, tasarımlarındaki farklılıklar nedeniyle aralarında uyum olmamasından kaynaklanan bir mutabakat sorununu çözmeyi hedefliyor.
Bu mutabakat sorununu aşmak için çeşitli alternatifler olsa da, her biri farklı seviyelerde zaman, enerji ve/veya değer kaybına neden oluyor.
Paylaşılan defter teknolojisinin, hız, maliyet, mesai saatleri dışı da dahil olmak üzere 7/24 kullanılabilirlik ve mutabakat süreciyle ilgili zorlukların ele alındığı çalışma neticesinde, merkez bankaları, ticari bankalar ve düzenlemeye tâbi banka dışı kuruluşlar arasında finansal mutabakatları iyileştirme konusunda söz konusu teknolojinin potansiyel bir çözüm olarak öne çıktığı tespit edildi. Test ortamında gerçekleştirilen çalışmada, tüm yükümlülüklerin ABD doları cinsinden olduğu, sadece simüle edilmiş veriler kullanıldı.
Yurtiçi bankalar arası ve sınır ötesi ödemelerde başarıyla test edildi
RLN teknolojisinin temel alındığı çalışmada hem yurtiçi bankalar arası ödemeler hem de ABD doları cinsinden sınır ötesi ödemeler odaklı senaryolar ele alındı.
Yurtiçi bankalar arası ödemelere ilişkin senaryoda, ticari bankalar arasındaki ABD doları cinsinden toptan ödemeler simüle edilerek, önerilen ödeme sisteminin temel işlevselliğinin kanıtlanması amaçlandı. İşlemler ticari banka mevduat tokenları ile gerçekleştirilerek, merkez bankası mevduat yükümlülüğünün tokenlaştırılmış bir kaydı olan teorik bir toptan merkez bankası dijital para birimi (CBDC) kullanılarak kapatıldı.
ABD doları cinsinden sınır ötesi ödemeler senaryosunda ise, ABD dışındaki dolar cinsi toptan ödemelere odaklanıldı ve konseptin, uluslararası ticaret ve mutabakat para birimi olarak ABD dolarının küresel kullanıcılarının deneyimini geliştirme potansiyelini araştırdı.
Gerçekleştirilen kavram kanıtı çalışması, her iki senaryoyu da başarılı bir şekilde simüle ederek, paylaşılan defter teknolojisini, ödeme inovasyonunu desteklemek için potansiyel bir çözüm olarak tanımladı.
Tüm test senaryoları, birlikte çalışabilirliği gösteren birçok teknoloji konfigürasyonu kullanılarak başarıyla yürütüldü. İşlemler standart ISO20022 mesajları kullanılarak gerçekleştirildi. Çalışma için yaratılan sanal ortam, katılımcılar arasındaki katı veri gizliliğini korurken, yükümlülükleri neredeyse gerçek zamanlı olarak başarıyla kaydetti, aktardı ve kapattı.
Yeni bir tür mutabakat ortamının heyecan verici testi
SETL CEO’su Anthony Culligan şu yorumu yaptı: “Bu çalışma, yeni bir tür mutabakat ortamının heyecan verici bir testini ortaya koydu. Sonuçlar, bankaların müşterileri arasında gerçek zamanlı olarak karmaşık değer transferleri gerçekleştirmek için DLT defterlerini potansiyel olarak senkronize etmelerinin mümkün olduğunu gösterdi. Çalışma ayrıca, hem geleneksel hem de DLT defterlerinde çalışabilen programlanabilirliğe ve akıllı sözleşmelere uygulanabilir bir yaklaşımı gösterdi. RLN ağ tasarımı, gelecekteki yenilikler için uygun bir ortam sunuyor. Bu alanda gelecekte yapılacak teknik araştırmaları memnuniyetle karşılıyoruz.”
SETL’dan yeni RLN yazılımı
SETL geçtiğimiz hafta, LedgerSwarm markası altında, RLN yazılımını lanse etmişti. ‘Kitty Hawk’ olarak adlandırılan ilk sürüm, ledgerswarm.io web sitesinde test edilebiliyor.
Düzenlenmiş Sorumluluk Ağı (Regulated Liability Network© – RLN), dünyanın düzenlemeye tâbi en büyük finans kurumları tarafından test edilmekte olan, birlikte çalışabilir bir yükümlülük ağı platformudur. Söz konusu ağ, bankaların kullandıkları defter teknolojisinden bağımsız olarak ağ üyeleri arasında tamamen aktarılabilir olmasını ve kendi 7/24 gerçek zamanlı ödeme araçlarını oluşturmalarına olanak tanımayı hedefliyor. Ağ, düzenlemeye tâbi kuruluşların merkez bankası dijital para birimini (CBDC) kendi tokenize varlıkları ile sorunsuz bir şekilde kullanabilecekleri bir ekosistem sağlayacak.