ARC Law Firm Kurucusu Avukat Cemal Araalan ile ARC Law Firm Partner Avukat Alp Mete Şirin, Fintechtime Nisan sayısı için yazdı “Türkiye’de E-Para ve Ödeme Kuruluşlarının İncelenmesi: Kanuni Çerçeve”.

Finansal teknolojilerin hızla ilerlemesi ve dijitalleşme sürecinin ivme kazanması, elektronik para ve ödeme kuruluşlarının rolünü daha da önemli hale getiriyor. Bu makalemizde, Türkiye’deki elektronik para ve ödeme kuruluşlarının hukuki çerçevesine derinlemesine bir bakış atacağız. Bu kuruluşların tanımından işlevlerine, mevzuattan düzenleyici otoritelerin rollerine kadar geniş bir perspektif sunduğumuz analizimizle, Türkiye’nin FinTech ekosistemini daha iyi anlamayı hedefliyoruz.

6493 sayılı Kanun’un getirdiği yasal düzenlemelere uyum, lisanslama prosedürleri ve sektördeki teknolojik yeniliklere adaptasyon gibi temel konular üzerinde duracağız. Çalışmamız hem yerel hem de global bağlamda elektronik para ve ödeme kuruluşlarının şu anki ve potansiyel rollerini ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Aynı zamanda elektronik para ve ödeme kuruluşlarının hukuki altyapısını ve bu dinamik sektörde teknolojik yeniliklerin oynadığı rolü ele alarak, bu alanın giderek artan önemini vurguluyor.

 

Türkiye’de E-Para ve Ödeme Kuruluşlarının İncelenmesi: Kanuni Çerçeve

 

Giriş

Tarihte insanoğlu birçok değişim aracını kullanmıştır. Çeşitli eşyaların takası ve günümüzde de halen devam eden nakit kullanımına kadar araçlar hep değişse de amaç hep aynı olmuştur. Günümüzde geldiğimiz noktada ise fiziksel finansal araçların yerini, sanal varlıklar almaya başlamıştır. Gelişen teknoloji ile birlikte birçok farklı ödeme yöntemi türemiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

“Nakitsiz ödemeler” ülkelerin gündeminde giderek önem kazandı. Yakın zamanda yaşamış olduğumuz pandeminin de bu durum üzerinde önemli bir etkisi mevcuttur. İsveç’in önderlik ettiği ve özellikle İskandinav ülkelerinin de benimsediği, nakitsiz ödeme sistemleri her ne kadar yaygınlaştırılsa da İsveç merkez bankasının 2019’da yapmış olduğu açıklamalarda, ödemelerin tamamen dijitale indirgenmesi ve nakit kullanımının ortadan tamamen kaldırılmasının, savaş veya kriz durumlarında ticaretin tamamen durması gibi bir soruna yol açabileceğini ve bu nedenle de nakit kullanımının her ne kadar azaltılsa da kullanımına devam edilmesi gerektiği belirtiliyor.[1]

Nakit kullanımının azaltılmasındaki en büyük aktörlerden biri şüphesiz elektronik para ve ödeme kuruluşları olacaktır. Bu yazımızda özellikle gün geçtikçe önem kazanan elektronik para ve ödeme kuruluşlarının genel itibariyle hukuki çerçevesi irdelenecektir.

E-Para Nedir?

Elektronik para veya kısaca e-para, basit bir şekilde ifade etmek gerekirse gündelik yaşamda kullanmış olduğumuz geleneksel kağıt para ve madeni paranın dijital bir versiyonudur. Bu da varlıkların dijital bir ortamda transfer edilebilen, saklanabilen ve harcanabilen bir varlık türü haline getirmektedir. Kredi kartları, banka kartları ve dijital cüzdanlar gibi çeşitli yöntemlerle oluşturulabilen e-para, fiziksel varlık taşımadığı için hızlı ve kolay bir şekilde transfer edilebilir; bu özelliği, özellikle online alışverişler ve dijital ödemeler gibi elektronik ticaret ortamlarında tercih edilmesini sağlamıştır. Türkiye’de, e-para ve ödeme kuruluşlarının lisanslı bir düzenleme çerçevesi altında faaliyet göstermesiyle birlikte, e-para kullanımı ve kabulü de giderek artmaktadır. Özellikle Türkiye FinTech sektörü açısından dinamik bir yapı sergilemekte olup e-para ve ödeme kuruluşları bu konuda deyim yerindeyse bu sektörün başat aktörlerinden birisidir.

Avrupa Merkez Bankası, e-parayı genel olarak, “banka hesaplarının işleme dahil edilmesi gerekmeksizin, ancak ön ödemeli hamiline yazılı bir araç olarak hareket ederek, ihraççı dışındaki teşebbüslere ödeme yapmak için yaygın olarak kullanılabilen teknik bir cihaz üzerinde elektronik bir parasal değer deposu” olarak tanımlanmaktadır.[2]

Bu tanıma bakıldığında çeşitli uluslararası örgütler ve düzenleyicilerin yaklaşımları genellikle benzer nitelikte olup, dijital paraların sınıflandırılması ve regülasyonu üzerine birçok çalışma yapılmıştır.

Elektronik para, bugünkü kullanımı itibarıyla saklandığı platforma bağlı olarak sınıflandırılır. Bu sınıflandırmada, kart tabanlı elektronik para (ön ödemeli kartlar) ve elektronik cüzdanlar donanım tabanlı olarak kabul edilirken, internet hesaplarına bağlı elektronik para ise yazılım tabanlı olarak tanımlanır.[3]

Elektronik para sistemlerinde, kart tabanlı olanlar, parasal değeri önceden yüklenmiş kartlar üzerinde depolar ve bu kartlar kullanılarak işlemler gerçekleştirilir. Ağ tabanlı elektronik para ise bilgisayara yüklenebilen ve özel yazılım ile saklanabilen sanal paradır. Bu paradaki miktar, nakit, kredi kartı, çek veya kredi mektubu gibi diğer finansal araçlarla eşdeğerdir. Ayrıca, elektronik paranın kullanım amacına, bakiye ve banknot tabanlı olup olmadığına veya kapalı/açık dolaşıma sahip olup olmadığına göre sınıflandırılması da mümkündür.[4]

Özellikle 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun E- Para ve Ödeme kuruluşları için büyük önem arz etmektedir. Burada ise e-paralar “… ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer” olarak tanımlanmıştır. Kanun tarafından yapılan ve Avrupa Merkez Bankası ile benzer özellikleri barındıran bu tanım incelendiğinde, ihraç eden bir kuruluşun varlığı, belirli bir fonun karşılığı olması gerektiği, elektronik bir biçimde saklanması gerektiği, kanundaki tanımlanan şekillerde kullanılması gerektiği ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilmesi unsurlarından oluştuğu görülmektedir.

ÖzelliklerTanım
İhraç Eden KuruluşElektronik paranın kabul edilen fon karşılığı ihraç eden kuruluşlar tarafından çıkarılması gerekir.
Fon KarşılığıElektronik paranın çıkarılması için belirli bir fon karşılığı bulunması gereklidir.
Saklanma ŞekliElektronik para, elektronik olarak saklanmalıdır.
Kullanım ŞekliKanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılmalıdır.
Kabul EdilmeElektronik para, ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilmelidir.

 

Elektronik paranın ihraç edilmesi ifadesi, yasal olarak belirlenmiş olan bankalar, Posta Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi veya TCMB tarafından faaliyet izni almış e-para kuruluşları tarafından gerçekleştirilebileceği anlamına gelmektedir. İfadenin mefhumu muhalifinden ise yasal yetkiye sahip olmayan kuruluşların elektronik para ihraç etmelerinin yasal olarak mümkün olmadığı anlaşılacaktır.

E-para, fon karşılığı ihraç edilmesi gereken bir ödeme aracıdır. Fon, banknot, madeni para, kaydi para ve elektronik para gibi değerli varlıkları ifade eder. Bu nedenle kredi, çek veya kredi mektubu gibi finansal araçlar e-para karşılığı olarak kullanılamaz.

E-para ihraç eden kuruluşlar, aldıkları fon kadar e-para üretmek zorundadır. Daha fazla e-para üretmek veya fon almadan e-para ihraç etmek yasa dışıdır. Bu durum, 6493 sayılı Kanun’un 20. maddesine ve 20/4. maddesine aykırı olarak kredi verme olarak değerlendirilebilir.[5]

Elektronik para, doğası gereği elektronik bir biçimde depolanır ve bu depolama sürecinde çeşitli şifreleme yöntemleri kullanılarak korunması gerekir. Bu şifreleme yöntemleri, elektronik paranın güvenliğini sağlamak ve yetkisiz erişimleri engellemek için kullanılır. Elektronik paranın güvenli bir şekilde saklanması, kullanıcıların dijital cüzdanlarında veya diğer depolama araçlarında kendilerine ait elektronik paraların güvenliğinden emin olmalarını sağlar. Buna ek olarak, şifreleme yöntemleri sayesinde elektronik para işlemleri de güvenli bir şekilde gerçekleştirilir ve bu işlemlerdeki finansal bilgilerin korunması sağlanır. Dolayısıyla, elektronik paranın güvenli bir şekilde depolanması ve korunması hem kullanıcıların hem de sistemlerin güvenliğini sağlamak adına büyük önem arz eder.

Kanunun bir başka öngörüsü ise e-paranın bir ödeme aracı olarak kullanılmasıdır. Bu, e-paranın her şeyden önce bir değişim aracı olarak, geleneksel paranın yerini doldurmak isteyen bir araç olmasından kaynaklanır. Günümüzde, dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte, insanlar artık nakit para taşıma zorunluluğunu azaltarak dijital ödeme yöntemlerine daha fazla yönelmektedirler. Elektronik para, bu ihtiyacı karşılamak üzere tasarlanmıştır ve geleneksel para birimleriyle aynı işlevi yerine getirerek, alışveriş, ödeme ve diğer finansal işlemleri dijital ortamda kolaylıkla gerçekleştirmeyi sağlamalıdır.

Yasal düzenlemeler, elektronik para birimlerinin sadece çıkaran kuruluşlar tarafından değil, aynı zamanda diğer taraflarca da ödeme yöntemi olarak kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu düzenleme, yasanın 18. maddesinin beşinci fıkrasında açıklanmıştır. Bu maddeye göre, yalnızca bir kuruluşun kendi işletmelerinde, belirli ürün veya hizmetlerin alımında ya da özel anlaşmalar neticesinde sınırlı hizmet ağlarında geçerli olan ön ödemeli kartlar, yasanın tanımı dışındadır.[6] Bu şekilde, genel ticarette sıkça kullanılan hediye kartları, yemek kuponları, toplu taşıma kartları ve oyun platformlarında kullanılan ön ödemeli kartlar, yasal tanımı gereği elektronik para olarak kabul edilmemektedir.[7] Bu nedenle, belirtilen sınırlamalar dahilindeki elektronik para kullanımı, yasa kapsamına girmez ve bu iş modelini benimseyen şirketler, yasal izin almadan faaliyetlerine devam edebilirler. Ancak bu iş modelini benimseyen ve hizmet veren kuruluşların, yapacak oldukları işlemlerin büyüklüğü TCMB tarafından öncesinde belirlenen seviyeyi aşar ise yine faaliyet izni alınması gerekecektir.

 

E-Para ve Ödeme Kuruluşlarına Genel Bakış

Yukarda da anlattıklarımızdan hareketle kısaca elektronik para, günlük hayatta kullanılan nakit paranın, yetkilendirilmiş bir finansal kurum aracılığıyla elektronik ortama aktarılması sonucu elde edilen ve elektronik şekilde harcanabilen değerdir.

Ödeme hizmetleri ise yasal tanımlara göre, kullanıcılar adına hesap oluşturma, fiziksel ve dijital ön ödemeli kartların verilmesi, iç ve dış transferler, mobil fatura üzerinden alışveriş yapma, faturaların ödenmesi ve açık bankacılık sistemi sayesinde tüm finansal hesapların bir uygulama üzerinden kontrol edilip yönetilmesi gibi işlemleri kapsar.

Elektronik Para Kuruluşları (EPK) ve Ödeme Kuruluşları (ÖK), finansal hizmetler alanında bankaların sunduğu geniş çaplı işlemlere kıyasla daha odaklı bir yelpazede hizmet vermektedirler. Bu kuruluşlar, özellikle ödeme işlemlerine aracılık etme, elektronik para ihraç etme ve ön ödemeli kartlar sunma gibi alanlarda uzmanlaşmışlardır. Bankaların aksine, bu kuruluşlar yalnızca belirli finansal işlevleri yerine getirerek, ödeme sistemlerinin daha hızlı ve esnek bir şekilde işlemesine olanak tanıyan bir yapı sunarlar. Bu, özellikle dijital ekonominin hızla büyüdüğü ve finansal işlemlerin giderek daha fazla çevrimiçi gerçekleştirildiği günümüz dünyasında önem taşımaktadır.

EPKve ÖK’lar, finansal hizmetler sektöründe önemli roller üstlenmektedir. EPK’lar, topladıkları fonlar karşılığında elektronik para ihraç etme yetkisine sahipken; ÖK’lar bu yetkiye sahip değildir. Bu, EPK’ların müşterilerine önceden ödenmiş değerler karşılığında elektronik para sunabilmesi anlamına gelir. Öte yandan, ÖK’lar yalnızca müşterilerin mevcut fonlarını yönetir ve transfer eder.

Her iki kuruluş türü de fiziksel (POS) ve sanal satış noktası (sanal POS) hizmetleri sunma, para transferleri gerçekleştirme ve fatura ödemelerine aracılık etme gibi temel ödeme hizmetleri sağlar. Bu hizmetler, tüketicilere ve işletmelere, günlük finansal işlemlerini kolay ve güvenli bir şekilde gerçekleştirme imkanı tanır.

EPK’ların elektronik para ihraç etme yeteneği, dijital ekonomide daha esnek ve yenilikçi ödeme çözümleri sunmalarını sağlar. Bu, özellikle e-ticaret ve çevrimiçi hizmetlerin hızla büyüdüğü bir dönemde, piyasadaki rekabet avantajını artırabilir. ÖK’lar ise, ödeme işlemlerinde aracılık yaparak, finansal sistem içindeki likidite akışını destekler ve finansal istikrarı sağlamada kritik bir rol oynar.[8]

EPK ve ÖK’ların organizasyonel yapılarıyla ilgili olarak 6493 Sayılı Kanun ve diğer yasal mevzuatın gerekliliklerine bakıldığında, “birim” ve “sistem” kavramlarının öne çıktığı görülmektedir. EPK ve ÖK’ların “birim” olarak tanımlandığı kısımda üç temel fonksiyon bulunmaktadır:

  1. Şikayet ve İtirazlarla İlgili Birim: Müşterilerin şikayet ve itirazlarını ele alır.
  2. Risk Yönetim Birimi: Kuruluşun karşılaşabileceği finansal ve operasyonel riskleri yönetir.

iii. İç Kontrol Birimi: Kuruluşun iç süreçlerinin ve prosedürlerinin düzgün işleyişini denetler. MASAK mevzuatı gereği bu birime uyum (compliance) faaliyetleri de dahil edilmektedir.

. Diğer yandan, “sistem” olarak adlandırılan fonksiyonlar ise temelde muhasebe, raporlama ve bilişim gibi alanları içermektedir.

 

EPK ve ÖK’ların Temel Faaliyet Alanları

Elektronik Para Kuruluşları (EPK) ve Ödeme Kuruluşları (ÖK), modern finans dünyasının temel taşlarından biri olarak, 6493 sayılı Kanun ile düzenlenmiş ve geniş bir yelpazede ödeme hizmetleri sunmaktadırlar. Bu hizmetler, bireylerin ve işletmelerin finansal işlemlerini daha hızlı, güvenli ve verimli bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanır. [9]EPK ve ÖK’nın sunduğu hizmetler, müşterilerin günlük finansal ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmıştır ve şu şekilde detaylandırılabilir:

  • Ödeme Hesabı Yönetimi: Kullanıcıların ödeme işlemlerini gerçekleştirebilmeleri için ödeme hesaplarının tutulması ve yönetilmesi.
  • Ödeme Araçlarına Aracılık: Kredi kartları, banka kartları ve ön ödeme kartları gibi çeşitli ödeme araçları aracılığıyla yapılan işlemlere hizmet verme.
  • Ön Ödemeli Kart İşlemleri: Ön ödemeli kartların ihraç edilmesi ve bu kartların ödeme aracı olarak kullanılması.
  • Para Transfer Hizmetleri: Kullanıcıların yurt içi ve yurt dışına para göndermelerine olanak tanıyan hizmetler.
  • Mobil Ödeme Hizmetleri: GSM operatörleri aracılığıyla sunulan ve cep telefonu faturalarına yansıtılan ödemeler.
  • Fatura Tahsilat Hizmetleri: Elektrik, su, doğalgaz gibi faturaların tahsil edilmesine aracılık etme.
  • Çoklu Finansal Hesap Yönetimi: Bir finansal uygulama üzerinden, kullanıcının diğer finans kuruluşlarındaki tüm parasal hesaplarını görüntüleyebilmesi ve bu hesaplar arası transfer yapabilmesi.

 

EPK ve ÖK’ların Mevzuat Zemini: Yönlendirici Kanunlar ve Kurallar

EPK ve ÖK’lar, 6493 Sayılı Kanun kapsamında düzenlenmiştir ve bu kanun gereğince Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından gözetim ve denetime tabidirler.

EPK ve ÖK’ların ödeme hizmetlerine ilişkin olarak, 6493 Sayılı Kanun’a bağlı olarak belirlenmiş olan ilgili yönetmelikler ve tebliğler bulunmaktadır. Bu düzenlemeler EPK ve ÖK’ların faaliyetlerinin yasal çerçevesini belirler ve uyum sağlamaları gereken kuralları içerir.

İlgili Yönetmelikler ve Tebliğ Başlıkları
·      Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Yönetmelik
·      Ödeme Hizmetlerinde TR Karekodun Üretilmesi ve Kullanılması Hakkında Yönetmelik
·      Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik
·      Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemlerinin Yönetimine ve Denetimine İlişkin Tebliğ
EPK ve ÖK’ların TCMB’nin Yanı Sıra Tabi Oldukları Mevzuat Ve Denetimine Tabi Oldukları Kuruluşlar
·      MASAK mevzuatı çerçevesinde MASAK
·      Tüketici mevzuatı ve anonim şirketler hukuku çerçevesinde Ticaret Bakanlığı
·      POS kullanımı açısından BDDK
·      Vergisel açıdan Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı
·      Meslek ilkelerine uyum açısından Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (“TÖDEB”)

 

EPK ve ÖK’ların Faaliyet İzni Başvurularının Aşamaları

6493 Sayılı Kanun’un 14. Maddesinin birinci fıkrası ve 18. Maddesinin ikinci fıkrası kapsamında EPK ve ÖK’lar TCMB’den izin almak kaydıyla faaliyette bulunabilmektedir. Bu konuda temel itibariyle:

  1. Ticaret Siciline Tescil Aşaması
  2. İstihbari İnceleme Aşaması
  • Nihai Onay Aşaması

olmak üzere üç temel aşama bulunmakta olup bu aşamaların neler olduğu ve hangi bilgi ve belgelerin temin edilmesi gerektiğine aşağıdaki link üzerinden ulaşılabilir:

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/f9940924-9dc0-47cf-926c-910feb09add2/Faaliyet+%C4%B0zni+Ba%C5%9Fvurular%C4%B1+Duyurusu.pdf?MOD=AJPERES

 

EPK ve ÖK’ların Banka Ve Kredi Kartları Mevzuatına Tabi Olduğu Durumlar

EPK’lar ve ÖK’lar, bankalardan veya üye işyerlerinden POS hizmeti alarak kendi müşterilerine sunmak üzere bu cihazları temin ettiklerinde, 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ve ilgili mevzuatlarına (“Kart Mevzuatı”) tabi olacaklardır.

Bu düzenleme, elektronik para kuruluşlarının ve ödeme kuruluşlarının finansal hizmetler alanında faaliyet gösterirken uymaları gereken yasal çerçeveyi belirlemektedir. Özellikle, bu kuruluşların kart işlemleri, kart sahiplerinin güvenliği, ödeme sistemlerinin sağlığı ve tüm ilgili faaliyetlerin düzenlenmesi gibi konularda Kart Mevzuatı tarafından belirlenen kurallara uyum sağlamaları gerekmektedir.

Bu düzenlemeler, tüm paydaşların güvenli ve sağlıklı bir ödeme ekosistemi içinde hareket etmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Dolayısıyla, EPK’lar ve ÖK’lar, POS hizmetleri sunarken bu kanun ve yönetmeliklere sıkı sıkıya uymak zorundadırlar. Bu, hem müşteri memnuniyetini sağlamak hem de sektörün güvenilirliğini ve istikrarını korumak için önemlidir.

Kart Mevzuatı ile ilgili temel düzenlemeler şunlardır:

  • 7247 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7247 Sayılı Kanun”)
  • 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu (“5464 Sayılı Kanun”)
  • Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik

7247 Sayılı Kanun çerçevesinde, banka kartları ve kredi kartları çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasında yazılı şekilde sözleşme yapılma zorunluluğu kaldırılmıştır. Ancak, EPK’lar ve ÖK’lar için Kart Mevzuatı’na baktığımızda, durum biraz farklılık göstermektedir.

Bu mevzuat çerçevesinde, POS hizmetini sağlayan bankalar “üye işyeri ile anlaşma yapan kuruluş” olarak kabul edilirken, POS hizmetini alan EPK ve ÖK’lar ise “üye işyeri” konumundadır. Ancak, EPK’lar ve ÖK’lar kendi POS sistemlerini kurmayı tercih ederlerse, bu durumda Kart Mevzuatı gereği “üye işyerleri ile anlaşma yapan kuruluş” konumuna geçeceklerdir. Bu da BDDK’dan faaliyet izni almalarını gerektirecektir.

Bu değişiklik, EPK’lar ve ÖK’lar için önemlidir çünkü kendi POS sistemlerini kullanmak istediklerinde ek bir düzenleyici izin gerekliliği doğurabilir. Bu izin alınmadığı takdirde, mevzuata uygun hareket etmekte zorluk yaşayabilirler. Dolayısıyla, bu kuruluşların faaliyetlerini yürütürken mevzuatı yakından takip etmeleri ve gerekli izinleri almak için gerekli adımları atmaları önemlidir.

 

EPK ve ÖK’lar Açısından MASAK Mevzuatı Bakımından Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

  • Kimlik Kontrolü ve Teyide Esas Belgeler: Elektronik para ve ödeme kuruluşları, müşteri kimliklerini doğrulamak ve işlemlerde kullanılan belgelerin gerçekliğini kontrol etmekle yükümlüdürler. Bu, para aklama ve terörün finansmanı gibi suçların önlenmesi açısından hayati bir öneme sahiptir.
  • Gerçek Faydalanıcıyı Tanımak: MASAK mevzuatı, işlemlerin gerçek faydalanıcılarını tespit etmeyi önemli kılar. Elektronik para ve ödeme kuruluşları, müşterilerinin kimler olduğunu ve işlemlerini kimin gerçekleştirdiğini doğru bir şekilde belirlemelidirler.
  • Özel Dikkat Gerektiren İşlemler ve Tedbirler: Belirli işlemler, özellikle yüksek risk taşıyan veya şüpheli durumlarla ilişkilendirilen işlemler, özel dikkat gerektirir. Bu tür durumlarda, elektronik para ve ödeme kuruluşlarının gerekli tedbirleri alması ve ilgili makamlara bildirimde bulunması önemlidir.
  • Müşteri Durumunu ve İşlemleri İzleme: MASAK mevzuatı çerçevesinde, elektronik para ve ödeme kuruluşları müşteri durumunu ve işlemleri yakından izlemelidirler. Bu, potansiyel riskleri belirlemek ve önlemek için gereklidir.
  • Teknolojik Risklere Karşı Tedbir Almak: Elektronik para ve ödeme kuruluşları, teknolojik risklere karşı da tedbir almakla yükümlüdürler. Bu, siber saldırılar, veri ihlalleri ve diğer teknolojik tehditlere karşı koruma sağlamayı içerir.
  • Şüpheli İşlem Bildiriminde Bulunmak: Şüpheli işlemlerin tespiti durumunda, elektronik para ve ödeme kuruluşları MASAK’a bildirimde bulunmakla yükümlüdürler. Bu, para aklama ve terörün finansmanı gibi suçların engellenmesine ve soruşturulmasına katkıda bulunur.

 

Sonuç

Sonuç olarak, e-para ve ödeme kuruluşlarının mevzuata uyumu, finansal sistemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işlemesini sağlamak için hayati önem taşımaktadır. Bu kuruluşlar, elektronik para ihraç etme ve ödeme hizmetleri sunma gibi önemli fonksiyonları yerine getirirken, 6493 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuata sıkı sıkıya uymalıdırlar. Ayrıca, kart mevzuatı çerçevesindeki düzenlemelere de dikkat etmek, özellikle kendi POS sistemlerini kurmak isteyen kuruluşlar için önemlidir. Bu nedenle, EPK’lar ve ÖK’lar, faaliyetlerini yürütürken mevzuatı yakından takip etmeli ve gerekli izinleri almak için gereken adımları atmaları gerekmektedir. Bu sayede, güvenilir ve istikrarlı bir ödeme ekosistemi oluşturularak müşteri memnuniyeti sağlanabilir ve sektördeki güvenilirlik artırılabilir. EPK’lar ve ÖK’ların özellikle lisans süreçleri ise teknik ve hukuki açıdan detaylı şekilde irdelenmesi gereken süreçler olup bu konuda mutlaka gerekli teknik ve hukuki desteğin alınarak ilerlenmesinde fayda görülmektedir.

 

 

Kaynakça:
[1] Soner Canko, Dünyada ve Türkiye’de Nakitsiz Toplum Çabaları, FinTech ve InsurTech, 2.Bası, Mediacat
[2] European Central Bank. “Report on Eloctronic Money.”, 1998, s.7, https://www.ecb.europa.eu/pub/pdf/other/emoneyen.pdf [Erişim 18.03.2024]
[3] Güven, Çiğdem, Irmak, Onur, 6493 Sayılı Kanunda Elektronik Para ve Elektronik Para Kuruluşlarının Tabi Olduğu Hukuki Çerçeve, Bankacılar Dergisi, Sayı 111, S.20-60
[4] Yaşar K. Canpolat, Ödeme Hizmetleri, Elektronik Para ve Değişim Rüzgarı, FinTech ve InsurTech,2.Bası, Mediacat
[5] Güven, Çiğdem, Irmak, Onur, 6493 Sayılı Kanun’da Elektronik Para ve Elektronik Para Kuruluşlarının Tabi Olduğu Hukuki Çerçeve, Bankacılar Dergisi, Sayı 111, S.20-60
[6] Yaşar K. Canpolat, Ödeme Hizmetleri, Elektronik Para ve Değişim Rüzgarı, FinTech ve InsurTech,2.Bası, Mediacat
[7] Yaşar K. Canpolat, Ödeme Hizmetleri, Elektronik Para ve Değişim Rüzgarı, FinTech ve InsurTech,2.Bası, Mediacat
[8] Kolektif. Sorularla Fintek: Elektronik Para Kuruluşları ve Ödeme Kuruluşları- Açık Bankacılık- Kriptopara ve Kriptopara Alım Satım Platformları. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık,2.Bası, 2023, s. 2-75
[9] Kolektif. Sorularla Fintek: Elektronik Para Kuruluşları ve Ödeme Kuruluşları- Açık Bankacılık- Kriptopara ve Kriptopara Alım Satım Platformları. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık,2.Bası, 2023, s. 2-75