Türkiye Finans Katılım Bankası Açık Bankacılık Yönetimi ve Dijital Stratejisti Dilek Taşhanlı, Fintechtime Haziran sayısı için yazdı “Açık Maden Açık Bankacılık”.

Türkiye’nin lider bankalarından gelen bilgiye göre aylık ortalama 400 milyon session’ın açıldığı bankacılık sistemlerinde açık bankacılık ile oluşabilecek veriye ve bilgiye dikkat çekmek istiyorum. Peki Türkiye olarak biz bu açık madenin ne kadar farkındayız ya da onu değerlendirmek için neler yapıyoruz?

 

Açık Maden Açık Bankacılık

Dünyada finans sistemi, teknolojik dönüşümün etkisiyle farklı bir evreye geçiyor. Fiziksel işlemlerin dijitalle yer değiştirdiği günümüzde bir tarafta kripto paraların regülasyonu, bir tarafta ülkelerin dijital para sistemleri, bir tarafta dijital kimlikler, bir tarafta da açık bankacılık regülasyonları gelişiyor. Tüm bu regülasyonlarla da finansal teknoloji sektörünün deneyimlerinin arttığını görüyoruz. Ülkemiz de 2021 sonunda çıkan Servis Modeli Bankacılık Yönetmeliği ile 2022 ve 2023 yıllarında Ödeme Hizmetleri’nde art arda yapılan değişiklikler ile beraber açık bankacılık sağlam adımlarla ilerliyor. 23 Mayıs’ta gerçekleşen Fintek’lerin Yeni Çağı: Açık Bankacılık adlı panelde BKM Açık Bankacılık Direktörü Derya Demirbüker’in verdiği bilgiye göre şu anda sistemde 21 adet kuruluş bulunurken yılsonunda 100 adet kuruluşun olması bekleniyor. Günlük 10,5 milyon API call’un olduğu bir sistemden bahsediyoruz. Türkiye’nin lider bankalarından gelen bilgiye göre aylık ortalama 400 milyon session’ın açıldığı bankacılık sistemlerinde açık bankacılık ile oluşabilecek veriye ve bilgiye dikkat çekmek istiyorum. Peki Türkiye olarak biz bu açık madenin ne kadar farkındayız ya da onu değerlendirmek için neler yapıyoruz? Öncelikle Açık Bankacılıktaki deneyimin ilk 10 bankanın çıkardığı önyüzlerle beraber 1 yıl içinde geliştiğini görüyoruz. Her geçen gün nasıl daha iyi bir deneyim sunarım diye soran finansal kuruluşların aslında süreci ve önemini daha iyi anladıklarını düşünüyorum.

Türkiye’de emekleme aşamaları devam ederken dünyada da işler hızlanmaya başladı. Avrupa Birliği şu aralar PSR yani yeni bir Ödeme Yönetmeliği taslağını tartışırken PSD3 Taslağı Haziran 2023’de çıkmıştı, son halinin 2024 sonu ya da 2025 Q2, Q3 gibi çıkması öngörülüyor. Mastercard Ödemeler 2022 raporuna göre müşteriler Açık Bankacılığı kendilerine öngörü sağlaması için kullanmak istiyor. 2 yıl önce de yazılarımda öngördüğüm gibi çıkarılması düşünülen regülasyonlarla beraber açık bankacılık açık finansa doğru ilerliyor. AB’nin Finansal Veri Erişimi (FIDA) düzenlemesi, özellikle açık bankacılığın ödeme hesabı verilerinin ötesine geçerek “finans alanında müşteri verilerine erişimi ve bu verilerin kullanımını yöneten bir çerçeve oluşturmak” istiyor. Açık Bankacılık altında büyük bir veri madeni yatarken teknoloji olarak da arkasında büyük bir dijital altyapı barındırıyor. Uzaktan Kimlik Tespiti, güvenli veri transferi, dolandırıcılığa karşı koruma gibi birçok teknolojiyi de kullanıyor. Bu teknolojilerin önemi o kadar büyük ki 2021 yılında Açık Bankacılığa Hazır Olma araştırması yapılmıştı. Hazır olmak için 5 kategori belirlenmişti. Bu kategorilerden üçü Uzaktan Kimlik Tespiti, Dijital Kimlik Altyapısı ve API standartları olarak yer almıştı.

Regülasyonların doğduğu, dünyaya bu konuda öncülük ettiğini düşündüğüm Avrupa tarihinin de Açık Bankacılık sürecini desteklediğini görüyoruz. Fransız iktisatçı ve maliyeci, Avrupa birleşmesinin ilk savunucusu Jean Monnet, 1943’te ortak bir ekonomik birlik çağrısında bulunmuştu.2 Seksen yıllık makroekonomik ilerlemenin ardından Monnet’in vizyonunun merkez bankası para politikasının ötesine geçerek perakende ve ticarete uzandığını görüyoruz. Ülkelerden bazılarında Açık Bankacılığa adaptasyon hızı ekonomik ve çevresel koşullar nedeniyle yavaşken süreci en sahiplenici halk İspanya halkı gibi duruyor. Avrupa Birliği’nden esinlenerek Türk ülkelerinde Fintek’lerin başlattığı bazı ekonomik adımların da Türk Ekonomik birliği için köprü görevi olacağına inanıyorum. Verinin geleceğin altını olarak dile getirildiği bir dönemde Türk Ekonomik Birlikleri iyi bir strateji olarak dikkati çekiyor.

Türkiye olarak Avrupa Birliği düzenlemelerini takip ettiğimizden Avrupa ülkelerindeki gelişimleri de yakın mercekte incelemenin faydası büyük gözüküyor. Görünüşte benzer Avrupa bölgesel koşulları altında bile ülkelerin başarıları çeşitlilik gösterdiğinden Türkiye’deki 100 adet katılımcı finansal kuruluşun verisini paylaşacağı bir ortamda çıkabilecek ürünler ve iş modellerinin çeşitliliği heyecan uyandırıyor. Şu anda emekleme adımları atan Açık Bankacılık sisteminin önü oldukça açık gözüküyor.