AlbarakaTech Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Nuh Coşkun Yağmur, Fintechtime Ekim sayısı için yazdı “Fintek’ler ve Gelecek Öngörüleri”.

“Fintek dünyasında önümüzdeki yıllarda hangi yeniliklerin ve trendlerin öne çıkacağını anlamak, sektörün geleceğini daha iyi kavramak adına kritik önem taşıyor. Fintek’lerin geleceğini şekillendirecek bazı önemli eğilimleri makalemde bulabilirsiniz.”

 

Fintek’ler ve Gelecek Öngörüleri

2008 finansal krizinin ardından yükselişe geçen fintek’ler, bankacılık ve finans dünyasında radikal değişimlere öncülük etmeye devam ediyor ve fintek ekosistemi her geçen yıl büyümesini sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi koordinasyonunda hazırlanan ‘Türkiye Fintek Genel Görünümü’ raporuna göre, 2024 yılının ilk 6 ayında Türkiye’de fintek’lere 182 milyon dolar yatırım yapılırken bu alanda yatırım rekoru da kırılmış oldu. Bunun en büyük nedeni ise ülkemizdeki son kullanıcıların inovasyonları hemen benimselemeleri ve bu alandaki yenileklere hatrı sayılır bir ivme kazandırması gibi görünüyor. Aynı raporda, 696’sı aktif toplam 848 fintek şirketinin bulunduğuna yer veriliyor. Bu şirketlerin faaliyet alanlarına bakıldığında ödeme alanları 273 şirket ile başı çekerken bankacılık teknolojisi alanında 111 şirket, blokzincir ve kripto varlık sektöründe 101 şirket, kurumsal finans alanında ise 91 şirket bulunuyor.

Dünyadaki fintek sektörü artık global oyuncu olarak dünya sahnesinde yerini alıyorken Türkiye ise bu arenada büyük potansiyele sahip ülkeler arasında gösteriliyor. Fintek geçmişine bakıldığında, 2008 krizi sonrası dönemde geleneksel bankacılık sistemine duyulan güvenin azalması, kullanıcıları daha esnek, hızlı ve güvenli alternatifler aramaya ittiğini görüyoruz. Bugün, bireyler ve işletmeler mobil teknolojilerin yaygınlaşması sayesinde geleneksel hizmetlerin ötesinde daha erişilebilir ve kişiselleştirilmiş finansal çözümlerle buluşuyor. Fintek’lerin sunduğu mobil bankacılık, dijital cüzdanlar, yapay zeka ve blockchain gibi yenilikler, finansal işlemlerde devrim niteliğinde bir değişim yarattı. Ancak bu yenilikler sadece bir başlangıç ve önümüzdeki dönemde daha fazla gelişim bekleniyor.

Fintek dünyasında önümüzdeki yıllarda hangi yeniliklerin ve trendlerin öne çıkacağını anlamak, sektörün geleceğini daha iyi kavramak adına kritik önem taşıyor. Fintek’lerin geleceğini şekillendirecek bazı önemli eğilimleri birkaç başlıkta toplamak mümkün.

 

  1. Blokzincir ve Merkeziyetsiz Finans (DeFi):

Blokzincir teknolojisi, kripto paralarla başlayan devrimin de ötesine geçerek, finansal ekosistemde merkeziyetsiz ve güvenli bir altyapı sunuyor. Bu altyapı sayesinde işlemler, bir merkezi otoriteye ihtiyaç duymadan, doğrudan iki taraf arasında güvenli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Blokzincirin sağladığı en önemli özelliklerden biri, merkezi bir aracıyı devre dışı bırakarak finansal işlemleri doğrudan taraflar arasında, şeffaf ve izlenebilir bir yapıda gerçekleştirebilmesi. Bu da, işlem maliyetlerini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda işlemlerin daha hızlı ve güvenilir olmasını sağlıyor.

Merkeziyetsiz Finans (DeFi) ise bu teknolojiyi daha da ileri taşıyarak, finansal hizmetlerin tamamen merkezi olmayan bir yapıda sunulmasını hedefliyor. DeFi ekosistemi, blokzincir teknolojisinin sunduğu avantajları kullanarak, geleneksel bankacılık hizmetlerini merkeziyetsiz bir yapıya taşıyor. Artık kredi verme ve tahsil etme, sigortacılık işlemleri gibi temel finansal hizmetler blokzincir üzerinde ve aracı kurumlara gerek duymadan gerçekleştirilebiliyor. Bu durum, hem bireyler hem de işletmeler için yeni fırsatlar yaratıyor.

Geleneksel bankacılık sistemleri hala yüksek işlem maliyetleri, zaman kayıpları ve ülkeler arası işlemlerdeki karmaşıklıklarla mücadele ediyor. DeFi ise bu sorunlara çözüm sunarken, bankacılık sistemine bir anlamda meydan okuyor. Yakın gelecekte, merkezi olmayan platformların giderek büyümesi, bankaların iş modellerini gözden geçirmesine ve blokzincir tabanlı sistemlerle uyumlu hale gelmelerine neden olabilir. Bankalar DeFi platformları ile daha entegre çalışabilir, blokzincir tabanlı hizmetler sunabilir veya kendi DeFi çözümlerini geliştirebilir. Öte yandan, regülasyonlar bu sistemlerin nasıl çalışacağını belirlemede önemli bir rol oynayacaktır. Şu an için DeFi’nin düzenlenmesi zor bir alan olmasına rağmen, gelecekte finansal düzenleyicilerin yasa koyucuların bu alana çok daha fazla dikkat göstereceği bekleniyor.

 

  1. Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi:

Yapay zeka (YZ) ve makine öğrenimi, fintek sektöründe devrim yaratıyor. Bu teknolojilerin benimsenmesi, fintek’lerin hizmet anlayışını köklü bir şekilde değiştirmeye başladı bile. Bu dönüşüm, özellikle kullanıcı deneyimini geliştirmek, operasyonel maliyetleri düşürmek ve finansal hizmetlerde güvenliği artırmak amacıyla gerçekleşiyor.

YZ, büyük veri analitiği ile birleştiğinde, fintek şirketlerinin kullanıcılarına daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunmasına olanak tanıyor. Kişiselleştirilmiş hizmetlerde devrim yaratan YZ algoritmaları, kullanıcıların finansal alışkanlıklarını, harcama davranışlarını ve risk profillerini analiz ederek, onların ihtiyaçlarına ve beklentilerine özel çözümler sunabiliyor. Bu tür kişiselleştirilmiş yaklaşımlar, müşteri memnuniyetini artırmanın yanı sıra, müşteri sadakati oluşturmakta da önemli bir rol oynuyor.

Ayrıca YZ ve makine öğrenimi, fintek’lerin risk yönetimi süreçlerinde de kritik bir rol üstleniyor. Geleneksel risk değerlendirme modelleri genellikle statik verilere dayanırken, YZ sistemleri dinamik verileri analiz ederek daha kapsamlı ve doğru risk tahminleri sunabiliyor. Örneğin, kredi başvurusunda bulunan bir bireyin ödeme geçmişi, sosyal medya verileri ve çevrimiçi davranışları gibi çok çeşitli veri kaynakları kullanılarak, kredi değerlendirme süreçleri daha hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Bu da, hem kredi verenlerin hem de kredi alanların faydasına olacak şekilde süreçlerin optimize edilmesini sağlıyor.

Dolandırıcılık tespiti de fintek’lerin en büyük endişelerinden biri. YZ ve makine öğrenimi, dolandırıcılık teşebbüslerini anında tespit etme ve önleme noktasında fintek’lere büyük bir avantaj sağlıyor. Geleneksel yöntemlerle tespit edilemeyen anomaliler, YZ tarafından hızlıca fark edilerek dolandırıcılık riski ortadan kaldırılabiliyor. YZ tabanlı sistemler, binlerce işlemi saniyeler içinde analiz ederek şüpheli faaliyetleri işaretleyebilir. Bu, özellikle bankacılık ve ödeme sistemlerinde önemli bir güvenlik katmanı oluşturuyor. Diğer taraftan YZ destekli chatbotlar, müşteri hizmetlerinde devrim yaratıyor. Kullanıcılar, 7/24 hizmet veren chatbotlar aracılığıyla anında bilgi ve destek alabiliyor. Bu botlar, sadece müşteri sorularına yanıt vermekle kalmıyor, aynı zamanda kullanıcıların finansal ihtiyaçlarını analiz ederek önerilerde bulunabiliyorlar. Ayrıca, chatbotların sürekli öğrenme kapasiteleri sayesinde, kullanıcı deneyimi zamanla daha da iyileşiyor.

YZ ve makine öğreniminin fintek sektörü üzerindeki etkisinin henüz tam anlamıyla ortaya çıkmış olmadığını düşünüyorum. Ancak mevcut eğilimler, bu teknolojilerin fintek’lerin işleyişinde çok merkezi bir rol oynayacağını gösteriyor. Özellikle finansal hizmetlerin daha güvenli, hızlı ve kişiselleştirilmiş bir hale gelmesi, YZ çözümlerinin daha da geliştirilmesiyle mümkün olacak. Fintek’lerin YZ’ya yaptığı yatırımlar, gelecekte sektörün rekabet gücünü belirleyen en önemli faktörlerden biri haline gelecek.

 

  1. Açık Bankacılık:

Açık bankacılık, bankaların müşterileri için finansal verilerini üçüncü taraf uygulamalarla paylaşmasına olanak tanıyan bir sistem olarak ortaya çıktı. Bu model, bankacılık hizmetlerinin daha fazla kullanıcı dostu ve yenilikçi hale gelmesini sağlarken, fintek’lere de büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle API’ler aracılığıyla bankaların veri paylaşımı, müşterilere daha özelleştirilmiş finansal çözümler sunmanın önünü açıyor. Fintek’lerin kullanıcıların finansal verilerine erişerek daha kişiselleştirilmiş hizmetler geliştirmesini mümkün kılıyor. Örneğin, harcama alışkanlıklarına göre tasarruf ve yatırım önerileri sunan uygulamalar, müşterilere finansal yönetimlerinde önemli kolaylıklar sağlıyor. Ayrıca, fintek’ler kredi risk analizlerini daha hızlı ve doğru yapabilirken, bu da kredi süreçlerinin daha verimli ve erişilebilir olmasına katkı sunuyor. Bankalarla üçüncü taraf fintek’ler arasında oluşan bu entegrasyon ise finansal ekosistemi daha rekabetçi ve inovatif hale getiriyor.

Açık bankacılığın gelecekteki potansiyelinin, finansal hizmetler sektörünün dijital dönüşümüne paralel olarak büyümeye devam edeceğini öngörmek zor değil. Özellikle dijital cüzdanlar, ödeme sistemleri ve kredi değerlendirme gibi alanlarda API’lerin kullanımı yaygınlaşarak, müşteri merkezli inovasyonların artması bekleniyor. Bankalar ve fintek’ler arasındaki işbirlikleri daha kapsamlı hizmetlerin sunulmasını sağlayarak, finansal ekosistemi daha entegre ve erişilebilir bir hale getirecektir. Özellikle, dijital kimlik doğrulama, blockchain tabanlı güvenlik çözümleri ve yapay zeka destekli kişisel finans yönetimi gibi yenilikler, açık bankacılığın geleceğini şekillendirecek unsurlar arasında yer alıyor.

 

  1. Regülasyon ve Güvenlik:

Finansal teknolojilerin hızla gelişmesi, özellikle dijitalleşmenin derinleşmesiyle birlikte, düzenleyici kurumları yeni stratejiler geliştirmeye zorlamaya devam ediyor. Dijital finansal hizmetlerin karmaşıklığı ve yaygınlığı arttıkça, regülasyonlar da bu hizmetlerin güvenliğini ve şeffaflığını sağlamak için daha da genişletilecektir. Fintek şirketleri, bir yandan inovasyonu sürdürülebilir kılmaya çalışırken, diğer yandan artan bu yasal yükümlülükler ve denetimlerle maalesef başa çıkmak zorunda kalacaklardır.

Gelecekte, fintek sektörünün daha fazla düzenlemeye tabi olması bekleniyor. Çünkü bu hızlı dijitalleşme, finansal hizmet sağlayıcıları için büyük fırsatlar sunduğu kadar, güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Dolandırıcılık, veri ihlalleri ve siber saldırıların artmasıyla birlikte, finansal sistemlerdeki güvenlik açığı kapatılması gereken en önemli alanlardan biri haline gelmiştir. Bu noktada, RegTech diye kısaltılan düzenleyici teknoloji çözümleri kritik bir öneme sahip şekilde öne çıkıyor. RegTech, fintek’lerin düzenleyici yükümlülüklerini daha verimli ve hızlı bir şekilde karşılamalarını sağlarken, aynı zamanda risk yönetimi ve uyumluluk süreçlerini otomatikleştirerek işletmelerin yasal risklerini minimize eden bir teknoloji. RegTech, yapay zeka ve büyük veri analitiği ile birleştirildiğinde, şirketlerin yasal düzenlemelere uyum sağlama yeteneklerini önemli ölçüde artırıyor ve bu sayede maliyetleri büyük oranda azaltıyor.

Özellikle veri gizliliği ve siber güvenlik önlemleri, Fintek’lerin gelecekteki büyümesi için kilit unsurlar olacaktır. Hepimizin malumu ki, kullanıcı verilerinin korunması, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda müşteri güvenini inşa etmenin temel unsurlarından biri. Fintek’ler, regülasyonların gerektirdiği yüksek güvenlik standartlarını karşılamak için inovatif güvenlik çözümleri geliştirmek zorunda kalacaklar. Bu nedenle, sektördeki güvenlik ve uyumluluk uygulamalarını güçlendirecek teknolojilere yapılan yatırımların artması beklenmektedir.

 

  1. Dijital Kimlik ve Güvenlik Teknolojileri:

Finansal teknolojilerin hızla büyümesi, güvenlik ve kimlik doğrulama ihtiyaçlarını da beraberinde getiriyor. Geleneksel kimlik doğrulama yöntemleri, fintek’lerin sunduğu dijital hizmetlerin hızına ve karmaşıklığına yetişmekte kısmen yetersiz kalırken, dijital kimlik doğrulama çözümleri bu alanda kritik bir öneme sahip olmaya başladı. Dijital kimlik doğrulama, yalnızca kullanıcıları doğrulamakla kalmıyor; aynı zamanda finansal işlemleri daha güvenli, hızlı ve kullanıcı dostu hale de getiriyor.

Biyometrik doğrulama çözümleri, kullanıcıların kimliğini doğrulamak için fiziksel özelliklere dayalı teknolojiler kullanıyor. Parmak izi, yüz tanıma, retina tarama gibi biyometrik yöntemler, hem kullanıcı güvenliğini artırıyor hem de kimlik hırsızlığı ve dolandırıcılık girişimlerine karşı güçlü bir koruma sağlıyor. Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), birden fazla doğrulama katmanı ekleyerek güvenlik seviyesini artırıyor. MFA sistemleri, kullanıcıların sadece şifrelerini değil, aynı zamanda fiziksel cihazlarını veya biyometrik bilgilerini de kullanarak kimlik doğrulamalarını sağlıyor. Örneğin, bir kullanıcı bir mobil uygulama üzerinden finansal işlem yapmak istediğinde, hem şifresi hem de cep telefonuna gönderilen bir doğrulama kodu talep edilerek işlemin güvenliği artırılabiliyor. Bu tür çok katmanlı güvenlik yöntemleri, dolandırıcılık girişimlerine karşı önemli bir koruma sunuyor.

Gelecekte ise, dijital kimlik doğrulama ve güvenlik çözümlerinin finansal teknolojilerdeki rolü daha da artacak. Biyometrik doğrulama ve çok faktörlü kimlik doğrulama sistemleri kullanıcıların güvenliğini sağlarken, işlemlerin hızını da artıracak. Ayrıca, merkezi otoritelere olan bağımlılığı azaltacak olan blokzincir teknolojisinin yaygınlaşması, kimlik verilerinin korunmasını daha güçlü hale getirecek. Fintek’ler, kullanıcı deneyimini geliştirmek için yapay zeka ve makine öğrenimini entegre ederek daha akıllı ve kişiselleştirilmiş çözümler sunmaya hızla devam edecek.

Sonuç olarak fintek, bankacılık ve finans dünyasında köklü değişimlerin öncüsü olmaya devam ediyor. 2008 krizinin ardından yükselişe geçen bu sektör, Türkiye’de de büyük bir ivme kazanmış durumda ve inovasyonlara açık bir kullanıcı tabanı ile destekleniyor. Blokzincir, yapay zeka, açık bankacılık ve dijital kimlik doğrulama gibi teknolojiler, fintek’lerin sunduğu hizmetlerin daha güvenli, hızlı ve kullanıcı dostu hale gelmesini sağlıyor. Ancak, artan dijitalleşme ile birlikte güvenlik ve düzenleme konuları da kritik bir önem kazanıyor. RegTech çözümleri ve gelişmiş güvenlik önlemleri, yakın gelecekte finteklerin sürdürülebilir büyümesini sağlamak için hayati bir rol oynayacak. Gelecek, fintek’lerin daha inovatif, entegre ve erişilebilir finansal hizmetler sunma kabiliyeti ile şekillenecek; bu da kullanıcı deneyimini ve müşteri memnuniyetini daha da artıracaktır. Bu sebeplerle fintekler, bu dinamik ortamda varlıklarını sürdürebilmek için sürekli yenilik yapma ve uyum sağlama yeteneklerini geliştirmek zorundadırlar.