Secure Future CEO’su Cem Kotanoğlu ile Fintechtime Ekim sayısı için gerçekleştirdiğimiz “Yapay Zeka Destekli XSOC ile Türkiye’nin Siber Güvenlikteki Başarısı” odağında gerçekleştirdiğimiz kapak röportajı şimdi yayında.
Stevie Awards Uluslararası İş Ödülleri’nde Siber Güvenlik kategorisinde Türkiye’nin ilk Stevie Ödülü’nü kazanan Secure Future, müşteri odaklı yaklaşımı ve güvenlik alanındaki üstün hizmet anlayışıyla yoluna güçlü bir şekilde devam ediyor. 2017 yılında başlayan yolculuğunda önemli başarılara imza atarak global arenada tanınan bir marka haline gelen Secure Future’un CEO’su Cem Kotanoğlu ile bir araya geldik ve şirketin büyüme süreci ile geleceğe yönelik vizyonunu konuştuk.
Secure Future, 2017’deki kuruluşundan bu yana önemli bir büyüme gösterdi. Bu süreçte karşılaştığınız ilk zorluklar nelerdi ve şirketinizi siber güvenlik alanında bu kadar kısa sürede lider yapmayı nasıl başardınız?
Secure Future olarak en başından itibaren müşteri odaklı ve inovasyon temelli bir yaklaşım benimsedik ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını derinlemesine anlayarak, onlara özelleştirilmiş ve etkili çözümler sunmayı başardık.
Bizi sektörde hızlı bir şekilde liderliğe taşıyan en önemli faktörlerden biri teknolojiyi sadece bir araç değil, stratejimizin merkezi olarak görmemiz oldu. Yapay zeka, büyük veri analitiği ve makine öğrenimi gibi son teknolojilere erken dönemde yatırım yaparak siber güvenlik çözümlerimizi sürekli olarak geliştirdik. Aynı zamanda, çevik iş modelimiz sayesinde değişen tehditlere hızla adapte olabildik ve proaktif bir savunma anlayışını hayata geçirdik.
Son olarak güçlü bir mühendis ekibi ve uzman kadrolarla çalışmamızı sayabilirim. Ekiplerimiz, müşterilerimize hem teknik hem de stratejik anlamda üstün hizmetler sunarak, onların güvenlik ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşılamayı başardı. Bu müşteri memnuniyeti ve güvenilirlik, Secure Future’ın sektörde kısa sürede fark yaratmasını sağladı. Ayrıca, uluslararası standartları benimseyip, global arenada rekabet gücümüzü artırmak da büyüme stratejimizin önemli bir parçasıydı.
XSOC, yapay zeka destekli güvenlik operasyon merkeziniz sektörde fark yaratıyor. XSOC’un geliştirilmesinin arkasındaki fikir nedir ve yapay zekanın siber güvenlikteki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
XSOC’u geliştirmekteki temel amacımız, kurumların artan siber saldırı risklerine karşı sürekli ve akıllı bir savunma sağlamak. Günümüzde her saniye 2.200’den fazla siber saldırı gerçekleşiyor ve bu saldırıların önüne geçmek için geleneksel yöntemler yetersiz kalıyor. Yapay zeka sayesinde yalnızca mevcut saldırıları tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki potansiyel tehditleri de proaktif bir şekilde önleyebiliyoruz. Yapay zeka tarafından öğretilmiş bir teknoloji kullanmamızın temel sebebi, saldırıların da artık yapay zeka tarafından gerçekleştirilmesi. Yani siber güvenlik dünyasında hem saldıran taraf hem de savunan taraf AI kullanıyor. Bu dinamik, güvenlik çözümlerini her zamankinden daha ileri bir düzeye taşımamızı gerektiriyor ve tehditlere çok daha hızlı yanıt verebilmemizi sağlıyor.
Bu da siber güvenlik operasyonlarının hızını ve doğruluğunu büyük ölçüde artırıyor. AI tabanlı savunma sistemlerimizle, siber saldırılara karşı bir adım önde olmak için sürekli olarak kendimizi geliştiriyor ve müşterilerimizi en yüksek güvenlik standartlarıyla koruma altına alıyoruz.
XSOC ile Stevie Ödülleri’nde siber güvenlik kategorisinde prestijli bir ödül kazandınız. Bu ödül şirketiniz için ne ifade ediyor?
Stevie Awards Uluslararası İş Ödülleri Siber Güvenlik kategorisinde Türkiye’nin ilk Stevie Ödülü‘nü kazanmanın gururunu yaşıyoruz. Bu ödül, Secure Future’ın müşteri odaklı yaklaşımının ve güvenlik alanındaki üstün hizmet anlayışının bir teyidi olarak büyük önem taşıyor. Siber güvenlikte başarı, yalnızca teknolojik çözümler sunmakla sınırlı değil; müşterilerimize sağladığımız güven ve uzun vadeli iş ortaklıkları kurabilme yeteneğimizle şekilleniyor.
Stevie Ödülü, Secure Future’ın bu güveni pekiştiren bir şirket olduğunu bir kez daha gösteriyor. Müşterilerimiz için en değerli unsur, siber tehditlere karşı sürekli ve etkin bir savunma sağlayabilmek. Bu ödül, işte tam bu noktada müşterilerimizin bize duyduğu güvenin bir yansımasıdır.
Kısa bir süre önce Azerbaycan’a açıldınız ve daha fazla uluslararası genişleme planlarınız var. Yeni pazarlara girerken temel stratejileriniz neler ve Orta Asya, Orta Doğu gibi bölgelerde ne gibi fırsatlar görüyorsunuz?
Yeni pazarlara girerken izlediğimiz temel strateji, her bölgenin ihtiyaçlarına özel çözümler sunmak ve yerel iş birlikleri oluşturarak bölgede güçlü bir varlık sergilemek. Orta Asya ve Orta Doğu gibi bölgeler, teknolojik olgunluk açısından çeşitlilik gösteren pazarlar. Bazı ülkeler hızla dijitalleşirken, diğerleri siber güvenlik altyapılarını yeni inşa ediyor. Bu nedenle, her ülkenin farklı seviyedeki ihtiyaçlarına uyum sağlayabilecek esnek ve ölçeklenebilir çözümler geliştiriyoruz.
Siber suçların her yıl %30 oranında arttığı bir dünyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için büyük bir büyüme ve iş birliği fırsatı söz konusu. Dünya standartlarında güvenlik hizmetlerimizin yanı sıra, entegrasyon çözümlerimizle hem dijital dönüşüm süreçlerine katkıda bulunmayı hem de bölgesel ihtiyaçları karşılayarak yerel pazarların güvenlik altyapılarını güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Finans, enerji ve kamu güvenliği gibi sektörlerde siber suçların artışı küresel bir tehdit oluşturuyor. Secure Future, bu tehditlerle başa çıkmak için önümüzdeki 10 yıl içinde ne gibi adımlar atmayı planlıyor?
Önümüzdeki 10 yıl içinde Secure Future, daha gelişmiş yapay zeka çözümleri, büyük veri analitiği ve makine öğrenimi gibi yeni teknolojilere yatırım yaparak siber güvenlik tehditlerine karşı daha güçlü savunma mekanizmaları geliştirmeye devam edecek. Dünya genelinde siber suçların 2024 yılı itibarıyla global ekonomiye maliyetinin 8 trilyon doları aştığını göz önüne alırsak, bu tehditlerle başa çıkmak için stratejik adımlar atmak zorundayız.
Secure Future olarak, küresel istihbarat ağlarımızı genişleterek erken uyarı sistemlerimizi daha da güçlendirmeyi ve sektöre özel güvenlik çözümleri sunmayı planlıyoruz. Aynı zamanda, uluslararası iş birliklerimizi artırarak, daha geniş bir çözüm ve bilgi ağı kurmayı ve tehditlere karşı küresel düzeyde koordineli savunma ve entegrasyon çözümleri oluşturmayı hedefliyoruz. Özellikle enerji ve kamu güvenliği gibi kritik altyapılara yönelik saldırıların önüne geçmek için bu yatırımlar ve iş birlikleri hayati önem taşıyor.
Bahçeşehir Üniversitesi ile Secure Future Akademi’yi hayata geçirdiniz. Bu iş birliğini başlatma fikri nasıl oluştu ve Türkiye’deki siber güvenlik yetenek açığını nasıl kapatmayı planlıyorsunuz?
Secure Future Akademi’yi kurma fikri, sektördeki yetenek açığını kapatma ihtiyacından doğdu. Türkiye’de siber güvenlik uzmanlarına olan talep her geçen gün artıyor ve siber güvenlik uzmanı açığı yıllık %15 oranında büyüyor. Bahçeşehir Üniversitesi ile yaptığımız iş birliği sayesinde, öğrencilere teorik bilgi ile pratik uygulamayı birleştiren bir eğitim sunuyoruz. Bu sayede sektörün ihtiyaç duyduğu yetenekleri yetiştirerek Türkiye’nin siber güvenlik potansiyelini artırmayı hedefliyoruz. Uluslararası sertifikalarla donatılan öğrencilerimiz, yalnızca yerel değil, küresel düzeyde de rekabetçi bir konuma geliyor.
Secure Future, üç yıl üst üste “Great Place to Work” sertifikası kazandı. Bu başarının arkasındaki kurumsal kültürünüzün en önemli unsurları neler?
Büyük mutlulukla eklemek isterim ki aynı zamanda “Teknoloji Sektörünün En İyi İşverenleri” arasına da girdik. Başarımızın temelinde, çalışanlarımıza sunduğumuz destekleyici ve kapsayıcı çalışma ortamı yatıyor. Secure Future olarak, çalışanlarımızın potansiyellerini en üst düzeyde kullanabilecekleri bir ortam yaratmayı ve onları sürekli gelişime teşvik eden bir kültür inşa etmeyi önemsiyoruz. İnovasyonun ancak çalışanların özgürce fikirlerini paylaşabileceği ve kendilerini rahat hissedebileceği bir ortamda ortaya çıkabileceğine inanıyoruz.
Bu anlayış, Secure Future’da güçlü bir bağlılık ve yüksek performans kültürü oluşturdu. Çalışanlarımızın motivasyonunu artırmak ve onları daha fazla katkı sunmaya teşvik etmek için adil ve şeffaf bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Ayrıca, iş-özel hayat dengesine önem vererek çalışanlarımızın daha verimli ve yaratıcı olmalarına olanak tanıyoruz.
Takım çalışması ve iş birliğine verdiğimiz değer, çalışanlarımızın hem bireysel hem de kolektif başarılarını pekiştiriyor.
Bu yaklaşım, şirket içinde güçlü bir aidiyet duygusu yaratıyor ve çalışanlarımızın Secure Future’da uzun vadeli bir kariyer inşa etmelerini sağlıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, çalışan memnuniyeti yüksek olan şirketler, inovasyon hızını %60 oranında artırabiliyor ve biz de bu kazanımları hayata geçirebilmek için çalışanlarımızı her zaman desteklemeye devam edeceğiz.
Great Place to Work sertifikasına sahip olmak, Secure Future’ın sadece teknoloji ve inovasyon alanında değil, aynı zamanda insan kaynakları yönetiminde de bir lider olduğunu gösteriyor.
Bu tür sertifikalar, iş gücümüzün bağlılığını ve memnuniyetini artırmanın yanı sıra, en yetenekli profesyonelleri bünyemize çekme konusunda bize büyük bir avantaj sağlıyor. Çalışanlarımızın katkılarını en üst düzeye çıkarırken onların memnuniyetini ve mutluluğunu da ön planda tutmak, başarımızın sürdürülebilirliğinin anahtarıdır.
Yapay zeka ve büyük veri analitiği temelli yeni nesil siber güvenlik çözümleri üzerinde çalıştığınızı biliyoruz. Gelecek projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz? Bu yenilikler Secure Future’ın geleceğini nasıl şekillendirecek?
Secure Future olarak, yapay zeka (AI) ve büyük veri analitiği (Big Data) temelli çözümler geliştirmeye devam ediyoruz. Siber güvenlik, artık yalnızca reaktif bir alan olmaktan çıkıyor; saldırıları tahmin edebilen, önceden önlem alabilen ve süreçleri otomatikleştirebilen sistemlere doğru evriliyor. Bu bağlamda, Secure Future’ın gelecek projeleri, siber tehditleri öngörebilen, sürekli öğrenen ve hızla uyum sağlayan akıllı sistemler üzerine odaklanıyor.
Önümüzdeki dönemde, AI tabanlı tehdit tespit sistemlerimizi daha da ileriye taşıyarak, veri hacminin büyük ölçüde arttığı sektörlerde güvenliği sağlamayı hedefliyoruz. Özellikle finans, enerji ve sağlık gibi kritik sektörlerde büyük veri kullanarak tehditleri daha hızlı analiz edebilen ve sistemleri gerçek zamanlı olarak koruyabilen çözümler geliştiriyoruz. Bu çözümler, sadece mevcut tehditleri tespit etmekle kalmayıp, gelecekte karşılaşılabilecek tehditlere karşı da proaktif bir savunma sağlayacak.
Siber güvenlik sektöründe başarıyı yakalamak isteyen yeni girişimlere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Siber güvenlik sektöründe başarıyı yakalamak isteyen girişimcilere en önemli tavsiyem, hızla değişen tehdit ortamına karşı sürekli öğrenmeye ve adapte olmaya açık olmalarıdır. Siber tehditler her geçen gün daha karmaşık hale geliyor ve bu nedenle esneklik ve hızlı karar alma yeteneği başarılı olmanın birincil anahtarı haline geliyor. Yeni bir girişim olarak, güvenlik alanında yenilikçi çözümler sunabilmek ve piyasada bir fark yaratabilmek için teknolojiyi yakından takip etmek ve sürekli kendinizi geliştirmeniz gerekiyor.
Bu noktada, Charles Darwin’in “Hayatta kalanlar ne en güçlülerdir ne de en zekiler; değişime en iyi uyum sağlayanlardır.” sözünden yola çıkabiliriz. Siber güvenlik dünyasında da başarının anahtarı, değişime hızlı bir şekilde uyum sağlamak ve sürekli yenilikçi kalmaktır.
Başarıya giden yolda kritik bir diğer unsur ise, iş birliği ve güçlü bir ağ oluşturmak. Sektörde güven kazanmanın ve müşteri portföyünüzü genişletmenin en etkili yollarından biri, deneyimli uzmanlar ve kuruluşlarla iş birlikleri yaparak güvenilirlik sağlamaktır. Ayrıca, müşterilerinizin ihtiyaçlarını derinlemesine anlayarak, onların karşılaştığı gerçek problemlere yönelik çözümler geliştirmelisiniz.
Son olarak ekibinizin kalitesine yatırım yapın. Siber güvenlik, bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiren bir alan. Alanında yetkin, problem çözme becerileri gelişmiş bir ekip kurmak, başarınızın temel taşlarından biri olacaktır. Güçlü bir ekip, hem yenilikçiliği hem de müşteri güvenini artırmada size büyük avantaj sağlayacaktır.