Finansal Teknoloji Yazarı İskender Ada, Fintechtime Ocak sayısı için yazdı “Geleceğe Dönüşüm”.

“Türkiye sermaye piyasalarının geleceği, dijitalleşme ve finansal teknolojilerin getirdiği yeniliklerle oldukça parlak görünüyor. Sermaye piyasalarının küresel arenada rekabetçi olabilmesi hem dijitalleşmeye hem de geleneksel piyasa yapılarının güçlendirilmesine dayanıyor.”

 

Türkiye’de sermaye piyasalarına olan ilgi hızla artıyor. Bu anlamda iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. 2024 yılı itibarıyla, Borsa İstanbul’da işlem gören pay senedi yatırımcı sayısının 7 milyonun üzerine çıkmış olması, oldukça heyecan verici bir gelişme. Her ne kadar 2024 yılında yatırımcı sayısında bir azalış olsa da kümüle olarak bakarsak, 2019 yılında yaklaşık 1 milyon olan yatırımcı sayısı ile kıyaslandığında, gerçekten büyük bir sıçramaya şahit olduk.

Diğer yandan Borsa İstanbul’daki işlem hacimleri de paralel bir artış gösterdi. TSPB verilerine göre 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla, pay piyasası işlem hacmi 58,2 trilyon TL’ye ulaşmış durumda. Bu rakam, 2019 yılındaki işlem hacmine göre yaklaşık on katlık bir artışı gösteriyor. Bu büyüme, yatırımcıların piyasaya olan güveninin arttığının ve ilgilerinin derinleştiğinin bir göstergesi.

 

Yeni Oyuncularla Yeni Rekabet

Sermaye piyasası kurumlarına olan ilgi de dikkat çekiyor. Özellikle portföy yönetim şirketi sayısı giderek artıyor. Neredeyse her SPK bülteninde yeni bir şirket duyuruluyor. Bu ilgi yatırım fonu sayısına da olumlu yansırken diğer yandan sektördeki istihdam problemini aynı hızla büyütüyor.

2024 yılında yaşadığımız önemli gelişmelerden biri de yeni aracı kurum lisanslarının verilmesi oldu. Bu karar, sektörde 30 yıl aradan sonra bir ilki temsil ediyor ve sektördeki rekabeti artıracağına inanıyorum. Yeni aracı kurumlar için asgari öz sermaye şartı sektöre giren yeni oyuncuların kaliteli hizmet sunmak için güçlü bir finansal altyapıya sahip olmalarını sağlayacak. Yeni oyuncuların sektöre dahil olması, yatırımcıların daha fazla alternatif ve daha iyi hizmet almasına olanak tanıyacaktır. Son dönemde bankaların kendi aracı kurumlarını kurmalarına şahit oluyoruz.

Yatırım fonlarının sayısı ve büyüklüğünde de önemli bir gelişme yaşandı. 2024 yılı itibarıyla emeklilik yatırım fonları dahil toplam yatırım fonu sayısı 2.469’a ulaşmış durumda. Bu fonların toplam büyüklüğü ise 5,09 trilyon TL’ye yükseldi. Bu rakamlar, yatırımcıların profesyonel yönetim hizmetlerine olan ilgisinin arttığını ve sermaye piyasalarına daha fazla dahil olduklarını gösteriyor.

 

Dijitalleşme Etkisi

Dijitalleşme, Türkiye sermaye piyasalarının büyümesinde ve rekabet gücünün artmasında kritik bir rol oynuyor. Özellikle uzaktan müşteri edinimi, yatırımcıların piyasaya erişimini kolaylaştırdı ve yatırımcı tabanının genişlemesine yardımcı oldu. Uzaktan müşteri edinimi sayesinde, yatırımcılar herhangi bir fiziki evrak ya da şube ziyareti yapmadan, dijital ortamda işlem yapabiliyor. Bu da özellikle deneyim rekabetinin gelişmesine zemin oluşturdu.

Mobil uygulamaların ve çevrimiçi işlem platformlarının yaygınlaşması da yatırımcıların piyasaya erişimini kolaylaştırdı. Artık, yatırımcılar mobil cihazları aracılığıyla portföylerini yönetebiliyor ve piyasa bilgilerine anlık olarak erişebiliyor.

 

Kripto Varlıklar ve Regülasyon

Kripto varlıklar, son yıllarda hızla büyüyen ve dikkat çeken bir piyasa haline geldi. Ancak, bu alandaki düzenlemelerin eksikliği, yatırımcılar için bazı riskler yaratıyordu. 2024 yılında, kripto varlık şirketlerinin SPK mevzuatına tabi olması, bu risklerin azaltılmasını ve kripto varlık piyasalarının daha şeffaf hale gelmesini sağladı. Kripto varlıkların yasal çerçeveye kavuşturulması, yatırımcı güvenini artıracak ve sektörün daha geniş bir yatırımcı kitlesine hitap etmesini sağlayacaktır.

Bu gelişme, dijital varlıkların geleneksel sermaye piyasalarıyla daha da entegre olmasına olanak tanıyacak. Sermaye piyasalarının daha kapsamlı hale gelmesi, Türkiye’nin küresel finans piyasalarındaki rekabet gücünü artıracağına inanıyorum.

Diğer yandan açık bankacılık ve servis modeli bankacılığı gibi yeni teknolojiler, yatırımcılara daha şeffaf ve erişilebilir finansal hizmetler sunmak için büyük fırsatlar yaratıyor. Açık bankacılık sistemleri, bankaların finansal verileri paylaşarak, farklı finansal ürün ve hizmetlerin yatırımcılarla buluşmasına olanak tanıyor. Bu sayede yatırımcılar, kişisel finansal durumlarına en uygun yatırım seçeneklerini daha kolay bulabilecekler.

Ayrıca, servis modeli bankacılığı, bankaların müşteri hizmetlerini daha da kişiselleştirerek, yatırımcıların daha verimli bir şekilde hizmet almasını sağlayacak. 2024’te temelleri atılan ve ilk örneklerini gördüğümüz bu modelin önümüzdeki yıl yaygınlaşacağını düşünüyorum.

 

Nasıl bir 2025?

Bu gelişmeler ışığında 2025 yılında finansal okuryazarlık daha da önemli bir yer tutacak. Dijital platformlar üzerinden sunulan eğitim materyalleri, yatırımcıların yalnızca temel finansal bilgiler değil, aynı zamanda piyasa stratejileri, risk yönetimi ve ekonomik analizler gibi daha derinlemesine konuları öğrenmelerine olanak sağlayacak. Eğitim ve farkındalık programları sayesinde, küçük yatırımcılar da büyük yatırımcılar gibi piyasalara katılabilecek ve daha sağlam kararlar alabileceklerdir.

Diğer yandan finansal sistemde merkezi ve merkeziyetsiz finans (DeFi) sistemlerinin bir arada olacağı bir yıl olacak. Bu iki yapı, birbirini besleyen ve tamamlayan roller üstlenecek. Merkezi finansal sistemler, geleneksel bankalar ve aracı kurumlar gibi güvence ve düzenleme sağlayan yapılar sunarken, merkeziyetsiz finans, daha yenilikçi ve erişilebilir finansal ürünlerle yatırımcılara alternatifler sunacak.

Türkiye sermaye piyasalarının geleceği, dijitalleşme ve finansal teknolojilerin getirdiği yeniliklerle oldukça parlak görünüyor. Sermaye piyasalarının küresel arenada rekabetçi olabilmesi hem dijitalleşmeye hem de geleneksel piyasa yapılarının güçlendirilmesine dayanıyor.

Yatırımcı sayısındaki artış, işlem hacimlerinin yükselmesi ve teknolojik gelişmeler, sermaye piyasalarının geleceği için oldukça umut verici. Bu büyüme, sadece piyasa derinliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda daha kapsayıcı ve erişilebilir bir finansal sistemin de temellerini atacak. Bu gelecekte bağımsız yatırım uygulamalarının gömülü deneyimlerle yeni bir kanal oluşturacağını da göreceğiz.

Güzel bir gelecek için…