Starpay Genel Müdürü Gülçin Aytemizel Telatar, Fintechtime Kasım sayısı için yazdı “Fintek’te Yeni Dengenin Ayak Sesleri; Büyüme Değil, Dayanıklılık”.

“2025 fintek dünyasında hızın yerini dayanıklılığın aldığı bir dönüm noktası oldu. Artık yatırımcılar büyümenin değil, sürdürülebilirliğin peşinde. Büyük fonlar erken aşama girişimler yerine sağlam, uyumlu ve kârlılığa yakın fintekleri tercih ediyor. Türkiye’de yatırım hacmi azalsa da yapay zekâ, regülasyon teknolojileri ve B2B altyapılar ön planda kalmaya devam ediyor. Regülasyon baskısının arttığı bu dönemde, fintek ekosistemi yeniden yapılanarak daha profesyonel ve istikrarlı bir yapıya evriliyor. Yeni oyunun kuralı net: hızlı büyüyen değil, sağlam kalan kazanıyor.”

 

Fintek’te Yeni Dengenin Ayak Sesleri; Büyüme Değil, Dayanıklılık

2025 yılı, fintek dünyası için hızlı değil, sağlam adımların yılı oldu. Geçmiş yıllarda gördüğümüz o büyük, gösterişli yatırım turları artık daha az gündemde. Yatırımcılar artık “kim hızlı büyür” değil, “kim sağlam kalır” sorusunun peşindeler. Ekonomik belirsizlikler, jeopolitik riskler ve regülasyonlardaki dalgalanmalar derken, yatırım kararları çok daha temkinli veriliyor. Yani para bitmedi ama yön değiştirdi.

KPMG’nin 2025’in ilk yarısına dair yayımladığı Pulse of Fintech raporuna göre, küresel fintek yatırımları 44.7 milyar dolara geriledi. Bu, son beş yılın en düşük seviyesi. En büyük düşüş birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerinde yaşanırken, yapay zekâ çözümleri, stablecoin projeleri ve regülasyon teknolojileri yatırımcı ilgisini çekmeye devam ediyor. Kısacası yatırım hacmi azalsa da, radar hâlâ açık ama artık daha seçici.

Türkiye’deki tablo da çok farklı değil. Startups.watch’un 2025’in üçüncü çeyreğine dair verilerine göre yılın ilk 9 ayında toplamda 416 milyon dolarlık yatırım gerçekleşti. Ancak bu tutarın %64’ü yalnızca dört girişime gitti. Bu, yatırımcıların artık erken aşama risk almak yerine, olgunlaşmış ve dayanıklı girişimlere yöneldiğini gösteriyor. İşlem sayısındaki düşüş de bunu destekliyor; 2021’de 586 işlem yapılırken, bu sayı 2025’te 240’a kadar gerilemiş durumda. Ancak tüm bu temkinli havaya rağmen, fintek, yapay zekâ ve oyun dikeyleri hâlâ yatırımcının radarındaki alanlar arasında yerini koruyor.

Bazı iş modelleri ise artık o kadar cazip görünmüyor. Özellikle bireysel kullanıcıya odaklanan dijital bankacılık uygulamaları ve “şimdi al, sonra öde” (BNPL) sistemleri, yatırımcıların uzaklaştığı alanlar haline geldi. Klarna’nın son yıllarda yaşadığı değer kaybı ya da Monzo’nun hâlâ sürdürülebilir kârlılığa ulaşamaması bu trendin küresel göstergesi. Türkiye’de bu alanda agresif bir büyüme iddiası taşıyan oyuncuların daha temkinli hareket ettiği görülüyor.

Buna karşılık, özellikle yapay zekâ destekli çözümler, veri tabanlı skorlamalar ve dolandırıcılık tespiti gibi konularda çalışan girişimler öne çıkıyor. Agentic AI çözümleri, hem maliyet azaltma hem de hizmet kalitesini artırma potansiyeliyle yatırımcıların dikkatini çekiyor. Türkiye’de bu alanda hızal yükselen şirketlerin olduğunu da görüyoruz. Regülasyon teknolojileri de (regtech) benzer şekilde ön plana çıkıyor. Avrupa’da artan regülasyon yükü, finans kuruluşlarını teknolojiye yönlendirirken, Türkiye’de belirli girişimler bu ihtiyaca çözümler sunan yerel oyuncular arasında öne çıkıyor.

B2B odaklı altyapı sağlayıcıları ve gömülü finans çözümleri de yatırımcıların güvenli liman arayışında öne çıkan modeller arasında. Özellikle kurumlarla entegre çalışan fintek girişimleri, daha istikrarlı ve ölçeklenebilir bir yapı sunduğu için tercih ediliyor.

Bir diğer dikkat çeken başlık ise dijital varlıklar ve stablecoin’ler. ABD’de yürürlüğe giren GENIUS Act sonrası stablecoin piyasası kurumsal yatırımcıların ilgisini çekmeye başladı. Circle’ın 1.1 milyar dolarlık halka arzı bu alandaki güvenin artışına işaret ediyor. Türkiye’de bu alandaki ilerleme daha yavaş, ancak BiLira gibi aktörler bu alandaki gelişmeleri istikrarlı bir şekilde takip ediyor.

Yatırımcıların daha seçici davrandığı bu dönemde bir başka dikkat çeken başlık da konsolidasyon. Yani daha büyük ve sağlam oyuncuların, pazardaki küçük firmaları satın alması ya da ortaklıklarla güç kazanması. Özellikle ödeme sistemleri, dijital cüzdan altyapıları ve API sağlayıcılar bu trendin içinde. Türkiye’de de bu yönde de sinyaller var. Kurumsal yatırımcıların yönettiği fonlar (CVC’ler) da bu birleşme süreçlerinde belirleyici rol oynuyor.

Bu süreç sadece satın almalarla sınırlı değil. Türkiye’de 2023’ten itibaren, elektronik para ve ödeme hizmetleri sektöründe ciddi bir yeniden yapılandırma dalgası başladı. Regülatörün bu alanda faaliyet gösteren kurumları yakından izlemesiyle son 6 ayda oldukça hareketli bir gündem söz konusu. Faaliyet izinleri kaldırılan ya da devredilen firmaların sayısı artarken, regülasyonlara uyum gösteremeyen küçük ve orta ölçekli kuruluşlar pazardan çekilme sinyalleri de veriyor. Artık inovasyon kadar, sürdürülebilirlik, uyum kabiliyeti ve güçlü sermaye yapısı da ayakta kalmanın bu dönemli en önemli anahtarı.

Tüm bu gelişmeler, fintek’te yeni kazanan profilini de netleştiriyor. Bugünün yatırımcısı, yalnızca parlak fikir değil, sağlam yapı arıyor. Kazanan girişimler artık yapay zekâya hâkim, regülasyonlara hızlı adapte olabilen, kurumsal iş birliklerine açık, sürdürülebilir bir büyüme modeli olan ve finansal olarak kârlılığa yakın girişimler olarak şekilleniyor. Hızlı büyümek değil, doğru zamanda, doğru yerde olmak artık daha değerli.

Artık her yatırım haberi manşet olmuyor ya da her tur alkışlanmıyor. Ancak bu, sektörün durduğu değil, olgunlaştığı anlamına geliyor. Yani yeni oyunun başladığını, oyunun kuralları değiştiğini gösteriyor.