Mete Bayrak
MOTIWE
KURUCUSU
2000’lerin başındaki modaya uyan bankalar, pazarlama amacıyla dijitalleştiklerinden bahsetmeye, kendilerini ‘Dijital Banka’ olarak adlandırmaya başladılar. Peki gerçek bir ‘Dijital Banka’ olmak için nelere ihtiyaç var?
Bankalar dijitalleşiyor. Servislerinin birçoğunu dijitale taşıyor ve önemli yatırımlar yapıyorlar. Türkiye’de Garanti Bankası, Güney Kore’de Hana Bank, Polonya’da mBank gibi bu alanda dönüşüm yaşayan dünya üzerinde düzinelerce banka saymak mümkün. Ancak bu hala tüm bu bankaların dijital banka olarak anılmaları için yeterli değil. Birçoğu bu dönüşümü yaparken hala teknolojiyi verimli olarak kullanmaktan uzak veya geçiş aşamasında eski alışkanlıklarını yeni ortama taşıyorlar. Fintek şirketleri ise bu işin tamamen dijital olduğunun farkında ve zaten doğuş sebepleri dijital teknolojiler.
2000’li yılların başlarında dijitalleşme, bankalar için pazarlama amaçlı ve moda bir yaklaşımdı. Ancak neyse ki 2010’lu yıllarda artık bunun bir ihtiyaç olduğu anlaşılıp daha elle tutulur çalışmalar ortaya konulmaya başladı. Birçokları kendilerini ‘Dijital Banka’ olarak adlandırmaya başladılar.
DİJİTAL BANKA OLMANIN ŞARTLARI
Peki bir bankanın ‘Dijital Banka’ olup olmadığını nasıl anlarız? Aslında aşağıdaki maddelere evet diyebiliyorsak doğru yoldayız demektir.
- Dijital dünyadan gelmiş veya bu dünyaya çok yakın bir CEO’ya sahip olmak bir banka için dijitalleşme sürecinde de ciddi bir destek anlamına geliyor. CEO’nun önceliğinde dijitalleşmek yoksa zaten bu geçişin başarılı olması çok zor.
- Gerçek zamanlı ve dinamik çalışan bir bankacılık altyapısına sahip olmak işin olmazsa olmazı. Bankanın çok eskilerden gelen alışkanlıklarını ve yapısını dinamik hale getirmesi geçiş sürecinin belki de en önemli unsuru.
- Dijital bankacılık görevi sadece bir departmanın projesi olarak görülmemeli. Bu artık bankanın ana işi olarak görülmeli ve tüm birimlerle yürütülmeli. Eğer dijital bankacılık hale ayrı bir birim olarak ilerliyorsa bu o bankanın dijital banka değil dijital projeler yapan geleneksel bir banka olması anlamına geliyor.
- Dijital dünyada yaşayan ve kullanıcı deneyimlerini ölçümleyen bir ekibin tam zamanlı çalışıyor olması gerekiyor. CTO veya CMO’ların sürekli iletişimde olduğu iç ve dış yaratıcı ekiplere ihtiyacı var ki değişimleri anında yakalasınlar. Özellikle banka içerisinde bir tasarım ekibi yoksa dijital banka olmak için daha vakit var demektir.
- Dijitalleşme dendiğinde CEO’ları da cezbeden en önemli şey bol bol toplanan kullanıcı bilgisi. Ancak bu bilgileri hızlı ve doğru analiz ettiğiniz sürece verim almak mümkün. Veri Mühendisi Direktörü olan bir banka dijitalleşmeye koşuyor demektir.
- Regülasyonlar tarafından engellenmek bahane olmamalı, tam tersine regülasyonları belirleyenleri bilgilendirmek ve düzenlemeler yapmalarını sağlamak da en önemli görevlerin başında geliyor.
- Tecrübeli bankalar bilirler ki her şeyi kendi başına yapmaya kalkmak zaman ve para kaybettirir. Bu nedenle dijitalleşmeyi doğru kavrayanlar, teknoloji veya fintek firmaları ile iş birliği yapan ve fonlayanlardır. Eğer bir banka ‘hackathon’ düzenliyorsa ama herhangi bir fintech girişimini yatırım yapmamış ise dijital banka olmaktan hala uzaktır.
- Mobil uygulamalar ile ilgili çalışmalar yapılırken kullanıcı beklentileri ve deneyimlerini doğru analiz etmek ve dışarıdan bir göz olarak fikir almak adına ekip içerisinde bankacılık kökeni olmayan bir mobil uygulama danışmanına ihtiyaç olacaktır.
- Banka eğer kullanıcıyı herhangi bir dijital kanal üzerinden, banka şubesine göndermeden müşteri yapılabiliyorsa doğru yolda. Aksi durumda hala tam bir dijital banka değil.
- Bankanın emlak maliyetleri, dijital yatırımlarından açık ara çok fazla ise dijitalleşme daha emekleme aşamasında demektir. Çalışanların en azından %10’u basit kodlama bilmiyorsa yine alınacak çok yol var demektir.
Eğer yukarıdakilerin çoğuna ‘evet’ denebiliyorsa dijital banka olarak anılmaya az kalmış demektir. Ancak ‘hayır’lar çoğunluktaysa dijital banka demek yerine, dijitalde de proje üreten geleneksel banka tanımını kullanmak daha doğru olacaktır.
EVRİM ZAMANA İHTİYAÇ DUYAR
Aslında geleneksel bir bankanın bu şekilde evrimleşmesi tabii ki kolay değil. Bu nedenle son yıllarda fintek girişimlerinin sayısı ve yapılan yatırımlar ciddi şekilde artmaya başladı. Fintek şirketleri zaten dijital dünyada doğuyorlar; oldukça dinamikler ve bu dünyada yaşayanları çabucak yakalayabiliyorlar.
Benzer bir mücadele geleneksel medya ve dijital medya şirketleri arasında yaşanmıştı. Şunu net söylemek mümkün, geleneksel medya şirketleri yeni kuşakları kaybetti. Artık onlar içeriği gelenekselden dönüşmemiş bu ortamda doğmuş YouTube, Facebook, Twitter gibi mecralardan takip ediyorlar. Bu saatten sonra onların eline gazete verip okutmak veya TV karşısında oturmalarını sağlamak çok zor.
Bankalar da aynı duruma düşmemek için kafa yapılarını tamamen değiştirip mevcudu adapte etmek yerine dijital düşünmek zorundalar.