Dünya fabrikalardan sonra ofisleri paylaşmaya hazırlandığımız robotların vergisini konuşuyor. Robotun Vergisini Kim Ödeyecek?
Günlük hayat teknolojiyle evrilirken; robot, bot, insansılar ve yapay zekâ gibi teknoloji ürünlerinin iş hayatının içinde aktif olarak yer almasına az kaldı. Küresel iş dünyası, artık çok yakımızda olan dijital hayatın sosyal ve ekonomik kurgusunu sorguluyor. KPMG Türkiye Vergi Bölüm Başkanı, Şirket Ortağı Abdulkadir Kahraman, dünyadaki dijital ekonomiye geçiş ve robotların vergilendirilmesi tartışmasına dikkat çekerek, “Ekonomik hayatın içine girmeye başlayan robotlar nedeniyle dünyada böyle bir gündem var. Robotların ‘elektronik kişi’ olarak sınıflandırılması halinde bir ‘robot vergisi’nden söz etmek mümkün olur” dedi.
Kahraman, dünyadaki robot vergisi tartışmasını yorumladı. Robotların vergilendirilmesi konusunun Microsoft kurucusu Bill Gates’in önerisi ile gündeme geldiğini ve Avrupa Parlamentosu’nda tartışıldığını vurgulayan Kahraman, şunları söyledi:
“Bill Gates yürürlüğe konulacak bir robot vergisinden elde edilecek gelirin, yaşlılara bakım veya ihtiyaç sahibi okul çağı çocukları için finans kaynağı olarak kullanılabileceğini söyledi. Gates’in yaklaşımı, işçiler gibi robotların da elde ettiği gelirin ücret üzerinden vergilendirilmesini amaçlıyor. Önerisinin nedenini ‘Bir işçi fabrikada çalışması karşılığı 50 bin dolarlık gelir kazanıyorsa, bu gelirin vergilendirildiğini ve eğer bir robot aynı şeyi yapıyorsa robotun da benzer şekilde vergi ödeyeceğini düşünürsünüz’ diye açıklıyor. Bu teorik veya felsefi bir tartışma değil. Konu 2017’de Avrupa Parlamentosu gündemine geldi. Parlamentoya sunulan taslak metinde robotların ‘elektronik kişiler’ olarak sınıflandırılması ve elektronik kişi sayılan robotların sahiplerinin veya işverenlerinin vergi ödemekle yükümlü kılınması öneriliyordu. AP, bir robot yasası düzenlenmesine ‘evet’ dedi ama ‘robot vergisi’ getirilmesini reddetti. Ancak bu, ‘elektronik kişi’ tanımına dayalı robot vergilemesinin ileride gündeme gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Robotların, insanların işlerini ve mesleklerini ciddi oranda tehdit ettiği zaman robot vergisi yükümlülüğü tekrar gündeme gelecektir.”
Sophia mükellef ama Suudiler’de gelir vergisi yok!
‘Kişi’ tanımlamasının ardından farklı sosyal ve etik düzenlemelere de ihtiyaç olacağını belirten Kahraman şöyle devam etti:
“Çünkü verginin süjesi ‘kişi’. ‘Gerçek kişi’ veya ‘anonim şirket / limited şirket gibi tüzel kişi’ gelir elde edebilir. Yani gerçek kişi, emek karşılığı gelir elde ederse ‘ücret geliri’, kurum gelir elde ederse ‘ticari kazanç’ olur. Diğer bir deyişle, robotlar kişi olarak tanımlanmadığı sürece, şirketlerin aktifinde yer alan bilgisayarlar gibi demirbaş muamelesine tabi tutulacaklar. Kişi olarak tanımlanırsa bu sefer geliri kim elde etmiş sayılacak, robot mu, sahibi mi? Robot kendi gelirini mi harcayacak? Bu sorulara mevcut yasal altyapı ile cevap vermek zor. Ekonomik, sosyal ve etik tanımlamalar içeren yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Suudi Arabistan’daki bir iş zirvesinde vatandaş olarak tanıtılan robot Sophia, Suudi vatandaşlarla aynı özlük haklarına sahip oldu. Bu durumda Sophia gelir vergisi ödemek zorunda. Ama Suudi Arabistan’da gelir üzerinden alınan vergi yok. Tabii bir de Sophia’nın çalışma iznine sahip olup olmadığını bilmiyoruz.”
Teknoloji ülkelerinde durum ne?
Güney Kore: Hükümet 2017’de ‘robot vergisi’ni vergi tasarısına aldı. Öneri kabul edilip yürürlüğe girerse dünyanın ilk ‘robot vergisi’ haline gelecek. Bu öneri, robotik teknolojilerine yatırım yapan mükelleflere uygulanabilecek vergi teşviklerinin azaltılmasını içeriyor.
AB: Avrupa Parlamentosunun robotlar için yasal çerçeve hazırlanması hukuk devleti ve mülkiyet hakkının korunması açısında çok büyük öneme sahip. Parlamentoya önerilen ve reddedilen robot vergisi daha çok robot kullanımı ile oraya çıkan istihdam kayıplarına dayalı sorunları yönetmeyi amaçlıyor.
ABD: Tam tersi bir sermaye yatırımı olarak 2017 yılı sonunda yürürlüğe giren ‘Vergi İndirimi ve İşgücü Yasası’ makine ve teçhizat alımlarına yüzde 100 indirim imkânı tanıdı. ABD’nin gündeminde böyle bir vergi yok.
Dijital ekonomi nasıl vergilenecek?
Tartışmanın robotlarla sınırlı kalmadığını hatırlatan Kahraman, dijital ekonominin vergilendirilmesiyle ilgili gündemi şöyle özetledi:
“Dünya ‘dijital çağ’ diye adlandırdığımız yeni bir çağın tam ortasında. Dijitalleşme mal ve hizmet maliyetlerini önemli ölçüde azaltırken veri toplama, depolama ve bilgisayarların işleme hızı sayesinde ekonomik faaliyetleri de değiştirip dönüştürüyor. UNCTAD’ın 2017 Bilgi Ekonomisi Raporu’na göre; Bilgi İletişim Teknolojileri (BİT) ürünleri 2015 yılında global gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 6.5’ine ulaştı. Sektörde 100 milyon kişi istihdam ediliyor. 2015’teki e-ticaret satışlarının hacmi 25.3 trilyon dolar… Bu tabloda, daha akıllı ve çevik hale gelen robotlar da sahneye çıkmaya başladı. Şimdi, yapay zeka veya makine öğrenme algoritmaları sayesinde robotlar giderek otomatikleştirilmiş, büyük ölçekte öngörülü ve karar alma yetenekleri ile daha sofistike hale geliyor. Dolayısıyla dijital ekonomideki bu gelişmeler, yerel ve ulusal vergilendirme için de zorluklar ortaya çıkardı.”
Kahraman, şöyle devam etti:
“Modern vergileme sistemlerinin temelinde ‘işyeri kavramı’ yatar. Vergilemenin esası, işyeri ile ilişkilendirilebilen kazançtır. Oysa dijital ekonomide ‘fiziki işyeri’ tanımının karşılığı yok. Çünkü dijital ekonomi şirketlerinde gördüğümüz bir başka gerçek var; AirBnB hiçbir taşınmaz sahibi değil, Alibaba envanter taşımıyor, booking.com otel sahibi değil, Twitter ve Facebook içerik üretmiyor. Bu nedenlerle, dijital ekonomi şirketlerini vergilemek kolay değil.”
Sanal işyeri tanımı yapılmalı
Hükümetlerin, dijital ekonominin yarattığı yeni iş modellerini vergilerken kısa vadeli ve uzun vadeli olmak üzere iki tür çözüm bulduğunu belirten Kahraman, “Kısa vadeli çözümler; ‘ciro üzerinden eşitleme veya dengeleme vergisi’, ‘stopaj vergisi’ ve ‘dijital hizmetler veya reklamcılık faaliyetlerinden elden edilen gelirler üzerinden vergi alınması’ olarak sıralanabilir. Bu tercih, verginin tüketiciye yansıtılmasıyla sonuçlanabilir. Uzun vadeli çözüm ise uluslararası vergileme modelinde ‘sanal işyeri’ tanımının geliştirilmesini gerekli kılıyor. Sanal işyeri tanımı yapılarak buradan elde edilen kazançları vergilemek suretiyle vergi tabanı genişletilmeli. Robot vergilemesi Sophia gibi robotlarla sınırlı değil. Yapay zekâya sahip bir bilgisayar veya robotların kullanıldığı bir otomotiv üretim tesisi de aynı kapsamdadır. Bir kurum robotik yatırımları ile elde ettiği verimlilik sayesinde daha fazla kazanç sağlıyorsa bu kazanç üzerinden daha fazla vergi ödeyerek vergi gelirlerinin yükselmesine katkı sağlayabilir. Tabii bu gelir, vergileme yapılan bir ülkede elde edilmiş ise…”