Avrupa Birliği tarafından 2015 yılında gündeme gelen Ödeme Hizmetleri Direktifi’nin gözden geçirilmiş ikinci versiyonu Ocak 2018 itibarıyla yürürlüğe girdi.
Başta fintech’ler olmak üzere, bankalar ve tüm finansal kuruluşların oyun alanlarını düzenlemek ve sektöre katılımlarını teşvik etmek amacıyla, var olan kuralların yeniden gözden geçirilmesiyle oluşturulan Payment Services Directive 2 (Ödeme Hizmetleri Direktifi 2) yürürlüğe alındı. Yapılan düzenlemelerle Avrupa sınırları içindeki bankalar, API hizmetleri aracılığıyla üçüncü parti hizmet sağlayıcılarına bilgi paylaşımında bulunacaklar.
Ödeme Hizmetleri Direktifi – PSD nedir?
Payment Services Directive yani Ödeme Hizmetleri Direktifi, Avrupa Birliği ülkelerinde 2009 yılında yürürlüğe girdi. PSD sisteminin temel amacı, ülkelerarası ödeme piyasasının verimli, hızlı ve güvenli biçimde çalışmasını sağlamak olarak gösterilebilir.
PSD ile ödeme uygulamaları için aynı kuralların geçerli olduğu bir alan oluşturuldu. Bankalara ek olarak yeni bir ödeme hizmetleri sağlayıcısı kategorisi meydana getirildi ve “Payment Services Providers” yani “Ödeme Hizmetleri Sağlayıcıları” olgusu ortaya çıktı. Amaç, bankalara rekabet getirmek ve ödeme piyasasını yeni oyunculara açmaktı.
Güvenliğine Önem Veren Bankalar PSD2 Yönergelerine Uyum SağlamalıPSD2 nedir? PSD1’e ek olarak neler getiriyor?
PSD2’yi temel olarak nitelendirmek istersek, Avrupa Birliği’nde yürürlüğe giren her kanunun beş yılın sonunda gözden geçirilmesi amacıyla yenilenmesi olarak tanımlayabiliriz. Avrupa Parlamentosu tarafından 2015 yılında kabul edilen PSD2, 2007 yılının sonunda yürürlüğe giren PSD1’in daha geliştirilmiş ve kapsama alanı arttırılmış yeni hali.
PSD2’nin getirdiği yenilikleri özetlemek gerekirse;
- Avrupa dışındaki ödeme işlemlerinin kapsama dahil edilmesi,
- Hesap Bilgileri Hizmet Sağlayıcıları (Account Information Service Providers) kavramının ortaya atılması,
- Ödeme Başlatma Hizmet Sağlayıcıları (Payment Initiation Service Providers) kavramının oluşturulması,
- Ödeme işlemleri ve finansal hesaplara erişimde Güçlendirilmiş Güvenlik ve Tanımlama kriterlerinin getirilmesi söylenebilir.
Fintechtime dergisi yazarlarından, Codevist Kurucusu Fatih Coşkun tarafından kaleme alınan ve Fintechtime Kış 2018 sayısında yer alan “Finans Oyuncularına Yeni Oyun Alanı: PSD2” başlıklı yazıda şu satır başları yer aldı:
Platform Olarak Bankacılık
Bankalar dışarıdan bakıldığında, bu düzenlemeyle birlikte en çok zorlanacak, müşteri ve veri kaybetme potansiyeli olan taraf olarak gözükse bile, “Paylaşarak Büyüme” yoluyla hem konumlarını koruyabilir, hem de paydaşlarını çoğaltabilir.
PSD2 ile bankaların müşteri datasını ve API’lerini dışarıya açmak zorunda kalsalar bile aslında birçok yenilikçi ürünü ve imkanı hiç efor sarf etmeden, bu API’leri kullanarak ürünler geliştiren geliştiriciler veya fintech’ler vasıtasıyla müşterilerine sunabiliyor olacaklar.
Numara taşır gibi banka hesabı taşınacak
PSD2’nin getirdiği en temel yeniliklerden bir tanesi, hesap bilgileri hizmet sağlayıcısı kavramının tanımlanması ve kişilerin hesaplarına bankalardan bağımsız olarak sahip olması. Yani bankacılık ve hesap sahipliğinin bir ürün değil, hizmet olarak sunulması ve bunun bir hak olarak tanımlanıyor olması.
Bunun anlamı ise; bir bankadan hesap açtığınız ve memnun olmadığınız veya daha iyi bir imkan sunulduğu takdirde banka hesabınızı ve geçmişinizi başka bankalara taşıyabilmeye olanak sağlanması. Böylece müşterinin hem hesap geçmişi, müşteri banka değiştirdikçe onunla birlikte hareket edebilecek ve bu sayede müşteri geçmişini geride bırakmak zorunda kalmayacak, hem de hesap numarası değişmediğinden sizinle finansal ilişkide bulunanlara yeniden hesap numarası göndermek, sözleşme yenilemek vb. durumlara maruz kalmayacak olması. Bunu ülkemizdeki GSM operatörlerinin “regülasyonla” müşterilerine sunduğu “Numara Taşınabilirliği” imkanına benzetmek yanlış olmaz.
Yazının tamamına Fintechtime Kış 2018 sayısından ulaşabilirsiniz.