Tüketici açısından biyometrik kimlik doğrulama sistemlerinin değerlendirildiği araştırmaya göre güvenlik, kullanım kolaylığından daha önemli.

Yaklaşık 4 bin yetişkinin yer aldığı bir araştırma gerçekleştiren IBM Security, dijital kimlik ve biyometrik kimlik doğrulama sistemlerinin kullanım durumu ve geleceği hakkında infografik yayımladı. Birleşik Devletler, Asya Pasifik Bölgesi ve Avrupa’yı temel alan araştırmada, tüketici perspektifinden ele alınan biyometrik kimlik doğrulama sistemleri irdelendi. Tüketicilerin kullanım oranları ve teknolojinin geleceğine dair öngörülerinin paylaşıldığı infografikte ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Tüketicilere göre güvenlik, kolaylıktan daha önemli

Dijital kimlikler ve biyometrik kimlik doğrulama sistemlerinin tüketici yönünden kullanım oranlarını inceleyen IBM Security araştırmasında güvenliğin önemi bir kez daha vurgulandı.

Siber Güvenlikteki En Zayıf Nokta İnsan Hatası

Yapılan araştırmada, tüketicilerin kullanım kolaylığından çok kişisel verilerinin güvenliğine önem verdikleri ortaya çıktı.

Bilhassa para ile alakalı konularda güvenlik konusunu ilk sıraya koyan tüketiciler, uygulamaların kullanım kolaylığı sunmak için güvenlikten ödün vermelerine hiç tavizlerinin olmadığını ifade ettiler.

Biyometrik kimlik doğrulama ana akım teknolojilerden olacak

Yapılan araştırma sonunda, tüketicilerin biyometrik kimlik doğrulama sistemlerine yaklaşımlarının yüzde 67 oranında olumlu olduğu vurgulandı. Ankete katılan tüketicilerin yüzde 87’si ise, gelecekte biyometik kimlik doğrulama sistemlerinin kullanılacağından emin olduklarını söylediler.

Milenyum nesli karmaşık şifreleri sevmiyor

Milenyum neslinin biyometrik kimlik doğrulama sistemlerine son derece rahat biçimde yanaştıklarını ortaya koyan ankette, yeni nesil arasında bu teknolojiye olumlu bakanların yüzdesi 75 oranında açıklandı. Milenyum neslinin kullanıcı şifresi oluşturmalarına dair yapılan araştırmada ise, yeni nesil kullanıcıların yarısından azının karmaşık bir şifre oluşturduğu ortaya çıktı. Yine milenyum nesline odaklanan ankette, yüzde 41 oranındaki kullanıcıların eski şifrelerini yeniden kullandıkları belirtildi.

2017 Yılının En Kötü Şifreleri Açıklandı

Milenyum nesli içerisinde karmaşık şifre oluşturanların oranı yüzde 42 civarında gezinirken, 55 yaş ve üstü kesimin karmaşık şifre oluşturma yönündeki eğiliminin yüzde 49 oranında olduğu belirlendi.

Kullanıcıların kendilerine ait benzersiz şifre adetlerine dair ortalamada ise, milenyum nesli 8 adette kalırken 55 yaş ve üstü katılımcıların ortalama 12 şifresi olduğu belirlendi.

Aynı anketin eski nesillere odaklı yapılan halindeyse, milenyum neslinin aksine şifre oluştururken daha ihtiyatlı yaklaştıkları ortaya çıktı. Öte yandan, biyometrik kimlik doğrulama ve çok faktörlü dijital kimlik doğrulama sistemlerineyse milenyum nesli kadar hızlı uyum sağlayamadıkları da ortaya çıktı.

Tüketicilere göre bankacılık sektöründe en güvenli doğrulama yöntemi parmak izi

Aynı anketin bankacılık sektörüne dair yapılan kısmında, biyometrik kimlik doğrulama teknolojileri arasında en güvenli seçenek parmak izi çıktı. Bankacılık sektöründeki en güvenli biyometrik kimlik doğrulama seçeneği yüzde 44 ile parmak izi olurken, yüzde 30 ile retina tarama ve yüzde 12 yüz tarama takip etti.

Tüketicilerin yüzde 48’i biyometrik kimliklerini paylaşma konusunda büyük finansal kurumlara güvendiklerini belirtirken, sosyal medya kurumlarına ise sadece yüzde 15’lik kesim güvendiğini açıkladı.

IBM Security tarafından yayımlanan infografik şu şekilde:

Biyometrik Kart Üreticisi Fingerprint Cards, Visa ile Anlaştı