Deniz Devrim Cengiz
TÜRK EKONOMİ BANKASI
DİJİTAL BANKACILIK DİREKTÖRÜ
Devrim; bir toplumun yaşamında önemli işlevi olan kurumların hızlı ve geniş kapsamlı biçimde kökten değiştirilmesi, yenileştirilmesi, yeniden biçimlendirilmesi ya da belli bir alanda birdenbire gerçekleşen kökten değişikliktir. Peki ya fintech?
Fintech’lerin hayatımıza girmesi ile birlikte finansal işlemlerimizdeki deneyimiz de her gün yeni teknolojilerle değişip, iyileşiyor. Bu değişimi ABD ve Avrupa ülkelerinde daha da hissedilebilir bir şekilde görmekteyiz. Ülkemizde hem bankacılık sisteminin göreceli olarak İngiltere ve Amerika’ya göre daha yeni olması hem de yönetmelik kurallarının daha katı olması nedeniyle bu yıkıcı değişimi henüz tam anlamıyla hissedebilmiş değiliz. İngiltere’de ve ABD’de 4 binden fazla fintech bulunurken ülkemizde bu rakam henüz 200 civarında. Aynı şekilde Türkiye’deki fintech’lerin aracılık ettiği işlem hacmi 44,4 milyar dolarken, İngiltere ve ABD toplamında bu rakam 229 milyar dolar seviyesinde seyrediyor. Paylaştığım görseldeki gibi bankaların sağladığı hizmetlerin birçoğunu farklı fintech’ler sunar durumda.
Fintech’ler tüm dünyada ödeme alışkanlıklarını değiştirdi
Müşteriler Lending Club, Funding Circle, Prosper gibi kredi veren fintech’leri geleneksel bankalara alternatif olarak de görüyorlar. Simple, Moven ve N26 gibi yeni nesil dijital bankalar özellikle yeni nesil kullanıcıların hayatını kolaylaştıran gerçek zamanlı, işlem odaklılık yerine müşteri etkileşimini merkeze alan yapıları sebebiyle geleneksel bankaları ve onların dijital kanallarını ciddi biçimde tehdit etmekteler. Bankacılığın yanında özellikle ödeme sistemleri alanındaki PayPal, Square, WeChat Pay gibi fintech’ler sadece bulundukları bölgede değil tüm dünyadaki kullanıcıların ödeme alışkanlıklarını değiştirerek, bankaların bu alandaki varlıklarını tehdit etmekteler.
Bankaların sunduğu her servis için birden fazla fintech alternatifinin bulunmasına rağmen, bankaların fintech’lere olan yatırım ilgisi henüz beklenen seviyede değil dersek çokta yanlış olmaz. Yapılan bir araştırmaya göre banka çalışanların da fintech’lerin bankaların yıkılmasında önemli rol alacağı inanışı hakimken, fintech çalışanları bankaları yıkmayacaklarını ve onlarla beraber çalışmaya ve büyümeye devam edecekleri görüşünün hakim olduğunu söylüyor. Bankaların çalışanlarının bu şekilde bir korkusu olmasına rağmen halen fintech’lere yapılan yatırımlarının büyük çoğunluğu banka dışı kuruluşlardan geliyor. Bankalar fintech’lere yapılan yatırımlarının sadece yüzde 4’ünü sağlıyor. Bununla birlikte bankaları kuluçka merkezleri, hackathon’lar ya da partnerlik gibi alternatif yöntemlerle ile fintech’ler ile yan yana çalışmayı deniyorlar. Bu sayede kurumsal yapısı oturmuş köklü bankalar fintech’lerin yenilikçi, deneme ve yanılmaya açık yapılarını kurumlarına entegre etmeye çalışıyorlar.
Bankaların yöntemleri fintech’ler sayesinde değişti
Fintech’lerin hayatımıza bu kadar hızlı adapte olmasının en büyük sebebi şüphesiz yeni teknolojilerin davranışlarımızı hızlı bir şekilde değiştirmesidir. Kullanıcıların aldığı bir hizmette yaşadığı dijital deneyimi kendisine sunulan diğer hizmetlerde de yaşamak istemesi nerdeyse tüm sektörleri de değişime zorluyor. Örneğin Taksi deneyimi Uber, TV deneyimi Netflix ya da alışveriş deneyimi getir ile büyük değişime uğradı. Kullanıcılar yaşadıkları bu iyi tecrübeleri finans da dahil olmak üzere her alanda bekliyorlar. Bu sebeple bankaların ve diğer finansal servis sağlayıcılarının ağır kaldığı her alanda müşterinin davranışlarına cevap verebilecek yeni nesil dijital çözümler müşterinin hayatına hızlıca girebilir. Örneğin herhangi bir sosyal ağa oturduğu yerden ve çok kısa bir sürede üye olabilen yeni nesil aynı hizmeti bankalardan da bekliyor. Bu anlayış ile kurulan fintech’ler bile mevcut. Geçen hafta haberini aldığımız yeni girişim Lunar Way’in kendisini Snapchat neslinin bankası olma mottosu ile tanıtıyor olması şüphesiz bu konudaki en iyi örneklerden biri olabilir.
Fintech devrim mi, değil mi tartışması sürer giderken, fintech’ler hayatımıza yerleşiyor ve ilerlemeye devam ediyor. Başta bankalar olmak üzere değişen müşteri davranışlarına göre kendimizi yenilemeliyiz ve değiştirmeliyiz. Hep beraber bu değişimi yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz.
Webrazzi Finansal Servisler panelimizde Yunus Emre Güzer’in ve Fevzi Güngör’ün söylediği gibi, büyümek için tüm paydaşların birbiriyle “rekaberlik” bakışıyla iletişimde olması gerekiyor. Fintech’lerin ve bankaların birbirleriyle rekabet etmek yerine, iş birliktelikleriyle birbirlerinin eksiklerini gidererek birlikte büyümesi tüm sektör için en iyi senaryo.
Kısacası önümüzdeki dönemde geleneksel bankalar ile yeni finansal teknoloji girişimlerin daha fazla iç içe geçeceği bir dönem bizim bekliyor…