Ozan Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. CEO’su Ömer Suner ile Fintechtime Dergisi Sonbahar 2020 Eylül & Ekim sayısı için özel bir röportaj yaptık.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 12 Eylül 2019’da yayımlanan kurul kararıyla elektronik para kuruluşu olarak faaliyet izni alan Ozan Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para AŞ’nin CEO’su Ömer Suner ve ekibi ile bir araya geldik.

 

Sektörün en deneyimli isimlerinden birisiniz. Hem finans hem teknoloji alanındaki tecrübelerinizi birçok kurumsal şirkette ve Startup’ta kullandınız. Şimdi tecrübelerinizi ve hayallerinizi hayata geçirmek üzere Ozan’da yer alıyorsunuz. Öncelikle tebrik ediyoruz, hayırlı olsun. Ozan dünyası ile bizleri yakınlaştırabilir misiniz? Neler yapacaksınız, hedef kitlenizde kimler var, önceliklerinizde neler olacak?

Öncelikle Ozan Ailesi adına sizlere çok teşekkür ediyorum. Hızlı ve bir o kadar da emin adımlarla ilerlediğimiz bir başlangıç yaptık. Ozan’ın ses getirecek birçok özelliği var. Ancak temelde şöyle özetleyebilirim: Amacımız muhtelif sebepler ile bankacılık hizmetlerinden faydalanamayan 20 milyondan fazla yetişkini finansal servislerle buluşturmak. Bununla birlikte, Ozan, fiyat paranın geleceğinin tartışıldığı günümüzde, “DeFi” alanında da gerçekleştireceği projeler ve geliştirmelerle Fintech sektörüne yeni bir soluk getirecektir. Bu bilinç doğrultusunda, son kullanıcıların ve mikro-KOBİ’lerin hayatlarında “arada bir göz atacağı” ya da bir bildirim aldıklarında okumadan sileceği uygulamaların çok ötesinde bir yerde olmayı hedefliyoruz. Biz insanların telefonunda değil hayatında, ekonominin lokomotifi KOBİ’lerin ise işletmelerinin içinde var olacağız. Ozan’a göz atmak için her zaman geçerli bir sebebiniz olacak. Tabii tüm bunları sadece Türkiye sınırlarında yapacağımızı düşünmeyin lütfen, amacımız her zaman altını çizdiğimiz üzere, grubumuzun da desteği ile global pazarda ses getiren bir oyuncu olmak. Üstelik global pazara uzak değiliz, İngiltere’de elektronik para lisansımız ve bunun yanı sıra ABD’de ve Avrupa’da hem elektronik para hem de bankacılık lisanları olan grup şirketlerimiz var. Özetle, istediklerimizi gerçekleştirmek için yeterli gücümüz ve her biri alanında çok önemli tecrübelere sahip bir ekibimiz var.

 

 

Ekibe ve ekip ruhuna ne kadar önem verdiğinizi biliyoruz. Bu doğrultuda iyi bir ekip kurduğunuza eminiz. Peki biraz detaya inersek, Ozan’ın bizlere sunacağı ürün ve hizmetler hakkında bilgi verebilir misiniz? Ozan ile hangi işlemleri yapabileceğiz? Hayatımızın hangi alanında olacak ve Ozan’a nasıl ulaşacağız?

Ömer Suner: “Ozan” uygulamasını telefonunuza indirerek günlük finansal işlemlerinizi kolaylıkla ve güvenle 7/24 gerçekleştirebilirsiniz. Ozan Cüzdan; hesap açma, 7/24 para transferi, temassız ödeme, yurt içi ve yurt dışı fatura ödeme, yerli ve yabancı şirketlerin hisse senetlerinin alım satımı, online hediye kartı, kripto para alım satımı ve oyun kodu (e-pin) satın alma gibi birçok fonksiyonu içinde barındıracak. Bunun yanı sıra ön ödemeli kartımız Ozan Card’ı TROY, Mastercard, VISA kart şemalarıyla, Türkiye’deki binlerce perakende noktası aracılığıyla son kullanıcılarla buluşturacağız. Bu sayede Ozanlılar dünyanın her yerinde ödeme yapabilir hale gelecek. Küçük & orta ölçekli işletmeleri ve Freelancer’ları ise Sanal POS ve Mobil/Soft POS hizmetlerimizle finansal servislerle buluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bunların yanı sıra, Ozan’ı hobileriniz için de kullanabiliyor olacaksınız. “Hobileriniz” den kastettiğim; oyun, müzik, film, dizi, spor gibi keyifli hobiler. Ozan olarak bu bahsettiğim alanlarda dünya markası şirketlerle çok güzel iş birliklerimiz, sürprizlerimiz olacak ve bu sayede Ozan uygulamasını hızlıca bir “Super App”e dönüştüreceğiz. Şimdilik bu kadarını söyleyeyim. Ozan ile neler yapabileceğini anlatması için burada sözü ürünlerimizden sorumlu arkadaşım Emirhan Gökalp’e bırakayım.

Emirhan Gökalp: “Hayatınızın rutinini düşündüğünüzde finansal işlemlerinizin önemli yer kapladığını kolayca fark edebilirsiniz. Taksi veya toplu taşıma kullanmaktan yemek harcamalarınıza, market alışverişinizden fatura ödemelerinize, hediye kartı satın almaktan yurt dışındaki yakınınıza para transferi yapmaya kadar birçok örnek sıralayabiliriz. Ozan uygulaması tam da bu gereksinimlerinizi avucunuzun içinde kolayca yönetebilmenizi sağlamak için var. Bunların yanında oyun tutkunları için online oyun kodlarının bir dokunuş kadar yakınızda olmasını sağlamak ile birlikte kripto para borsalarına para gönderme ve “DeFi” olarak bildiğimiz merkezi olmayan finans ürünlerini takip özelliğini de yakın zamanda kullanıcılarımıza sunuyor olacağız. Bunların yanında işiniz e-ticaret ise Ozan ile ödeme alıp, alacaklarınızı anlık takip edebilirsiniz.

 

2020 herkes için enteresan ve bir o kadar da yeniliklerin ortaya çıktığı bir yıl oluyor. Peki Ozan’ın 2020 yılı ve gelecek dönem hedefleri neler? Kullanıcılarınızı hangi yenilikler bekliyor?

Kullanıcılarımızın hayatlarına dokunan alanlarda uygun çözümler için Ozan ekibi olarak inanılmaz bir motivasyonla çalışıyoruz. Ozan gerçekten birçok parlak fikrin birleşip hayata geçirildiği, güvenliğin, kullanıcı deneyiminin ve gizliliğinin en üst seviyede önem verildiği bir platform. Bununla birlikte önceliğimiz kullanıcılarımızı gerçekten tanıyor olmak. “Gerçekten tanıyor olmak” derken neden bahsediyorum? Elbette kullanıcılara doğum gününde atılan bir mesajdan ya da e-postadan çok çok daha fazlası. Ozan olarak, teknolojinin sağladığı imkanlar ile veri güvenliği ve gizliliğinden ödün vermeden KVKK ve GDPR uyumluluğu çerçevesinde bankasız kitlenin skorlamasını gerçekleştirerek bu kitleleri grup şirketlerimiz vasıtasıyla mikro kredi ile buluşturacağız. Mikro kredi ile ulaşmak istediğimiz hedef insanların hayatını kolaylaştırmak. Hali hazırda bankacılık sistemine dahil olanlar için 100TL’lik bir alışverişi 4 takside bölmek anlık bir durum iken, 80 TL’lik bir elektrik faturasını ödemek bankasız bir kitle için gerçekten bir “mesele” haline dönüşmektedir. Bugün muhtelif sebepler ile dünya nüfusunun yarısı bankacılık sisteminin dışında yer almaktadır. Ülkemizde de durum farklı değildir. Bu kitlenin skorlanması ve hayatlarını kolaylaştıracak finansal ürünler ile buluşturulması bizim için küçük bir adım fakat hayatlarına dokunacağımız insanları düşündükçe büyük bir mutluluk ve gurur sebebidir. Ayrıca, bankacılık sistemi ile arasına mesafe koyan alfa neslini skorlamak ve finansal ürünler ile buluşturmak önemli hedeflerimiz arasındadır. Biz alanında öncü teknoloji şirketlerinden olan, Veloxity ile yaptığımız iş birliklerimiz ile bankaların yapamadığını yapacak, kullanıcılarımızın davranışlarından yola çıkarak yaptığımız skorlama sayesinde onları mikro kredi ile buluşturacağız. Bu noktada da tamamen kullanıcılarımızın hayatlarını kolaylaştırmaya odaklanacağız. Bu çağda insanlar kolayca yer değiştirmektedir. Ancak arkada bıraktıkları var. Bizim uygulamamız sayesinde Türkiye’de çalışan birisi Azerbaycan’daki ailesinin elektrik faturasını ödeyebilecek. Ayrıca, kullanıcılarımız Troy, Mastercard ve Visa logolu ön ödemeli kartlarımız ile nakit taşımanın dayanılmaz ağırlığından kurtulacak ve cüzdanlarında gururla taşıyacakları ve istedikleri yerde harcama yapacakları Ozan Card’larına sahip olacaklar. Bununla birlikte, ekosistemdeki önemli bir oyuncu olarak gördüğümüz BKM Express ile iş birliğimizi çok önemsiyoruz. Yeniliklerimiz bununla da sınırlı değil, Ozan ekibi olarak bir Blockchain Lab kurmak için de düğmeye bastık. Bu bağlamda, Türkiye’de bu alanda önde gelen bir ekibi bünyemize katıyor olacağız.

 

“Blockchain” global pazarda oturmuş bir terim olabilir ancak Türkiye’de özellikle son yıllarda hem adı birçok yerde görülen hem de bir o kadar kulağa anlaşılması güç gelen bir teknoloji. Ülkemizde hala çok anlaşıldığını söyleyemeyiz. Siz de bu kapsamda aslında bir Blockchain Lab kurarak yine sektöre öncülük etmeyi hedefliyorsunuz. Peki bize bu Lab’de neler üretileceğinden ve hedefinizin ne olduğundan bahseder misiniz?

Blok zinciri teknolojileri, sigorta, lojistik, sağlık ve elbette finans sektöründeki önemli projelerin başlangıcı. Sistemdeki “güven” unsuru için önemli bir araç. Bu çerçevede, fiyat “para” ile de ilişkimizi derinden değiştiren sıradaki teknolojik atılımın altyapısını oluşturuyor. Bu teknolojilerin ve kullanımlarının yaygınlaşması oldukça hızlı olmasına rağmen somut ürünler haline dönüşmesi süreci henüz emekleme aşamasında. Biz şimdilik blok zincirinin finansal ürün tarafı ile ilgileniyoruz. Bu alanda, kullanıcılarımızın en yeni yatırım ve finans araçlarına erişim sağlayabilecekleri bir numaralı kapıları olmak istiyoruz. Dolayısı ile Ozan olarak blok zincir ürünlerini ve araçlarını kullanıcılarımıza olabildiğince erişilebilir kılmak bizim için çok önemli.

Blok zinciri teknolojilerini vizyonumuzun gerektirdiği kadar hızlı bir şekilde kullanıcılarımıza sunabilmek için çevik ve çok disiplinli bir takıma ihtiyacımız olduğu için Blockchain Lab’i kurduk. Blockchain Lab, blok zinciri teknolojilerinde Fintech ekosisteminden de öte blok zinciri ekosisteminde rekabet edecek bir oluşum. Bu bünyede öncelikle mevcut finansal ürünleri kullanıcılarımıza sunmayı ardından da araştırma ve geliştirme ürünü özgün çözümler sunmayı hedefliyoruz. Ozan çatısı altında Blockchain Lab’i kurarken geleceğin finansal araçlarını ve servislerini demokratize etmek, global düzeyde güvenle ve kolaylıkla erişilebilinir hale getirmek vizyonuyla yola çıktık. Bu kapsamda yol haritamızda yakın zaman içerisinde, gerek geleneksel finans ile yeni nesil finans ağlarının arasında sağlam bir köprü olacağımız, gerek daha önce eşi benzeri görülmemiş, yeni nesil finansal ağların ve blok zincir teknolojisinin mümkün kıldığı ürün ve servislerimizi duyuruyor olacağız. 2020 yılında kullanıcıların yeni nesil finansal araçlara ve sistemlere rahatlıkla erişebileceği ve kullanabileceği modelin hala oturmamış olması bizim için kabul edilebilir değil. Önceden sadece %1’in eriştiği kapıları herkes için açmaya geliyoruz.

 

Pandemi süreci fiziksel paraya olan bağlılığımızı da sorgulamamıza sebep oldu. Türkiye’deki Fintech’ler, çözümleri, erişim güçleri ve yapabilecekleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Çok haklı, bir o kadar da geç kalınmış olmasına rağmen, pandemiye uygun davranışları adapte edebilmek ve adapte olabilmek adına Türkiye olarak şaşırtıcı seviyede bir hız kazandığımızı söyleyebilirim. Özellikle karekod Türkiye’de hala çok yeni ve henüz oturmamış iken, gerek karekod kullanımında gerekse temassız ödemede özellikle Türkiye’de son 5 ayda ciddi bir artış oldu. Güvenli olmasının yanı sıra hijyenik bir ödeme deneyimi sunan temassız ödemelerde şifresiz işlem limiti 18 Mart 2020 itibarıyla 250 TL’ye çıkartıldı. Kartlı işlemlerde tüm yüz yüze işlemler içindeki temassız işlemler payı Ocak 2020’de %15 iken Haziran 2020’de %33 olarak gerçekleşmiştir. Hem işletmeler hem de tüketiciler bu sürece çok hızlı adapte oldu ya da olmak zorunda kaldı diyelim. Bizim için karekod ya da temassız ödeme pandemi ile ortaya çıkan bir gündem değil. Aksine Ozan’ın tüm ürün ve servislerini kişilerin sağlığını ve güvenliğini ön planda tutarak tasarlıyoruz. Yola bu şekilde çıktık. Tüm bunların yanında, Fintech’lere bu alanda önemli bir rol düşüyor. Yapılabilecekler çok fazla ama öncelikli olarak karekod ve temassız ödeme gibi özellikleri alışkanlığa çevirmekte çok büyük bir görevimiz olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki adım olarak ise blok zincirinin ne olduğunu ve ne işe yaradığını net bir şekilde kullanıcılarımıza anlatmak geliyor ve en önemlisi bu konuda kullanıcılara bilinçlendirmemiz gerekiyor. Ozan olarak bu konuda da bir adım atarak bahsettiğim gibi kapsamlı bir Ozan Blockchain Lab kuruyoruz.

 

 

Sizi daha önce ses getiren birçok e-spor projelerinde gördük. E-spor ve oyun pazarına ilginiz olduğunu ve yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Türkiye’de 32 milyon aktif oyuncu var ve oyun endüstrisi 2020 itibarıyla 1 milyar dolara ulaştı. Bu oldukça büyük bir hacim. Ozan’da oyun ve oyuncularla ilgili projeleriniz olacak mı? Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?

 

Tabii ki olacak, böylesine büyük ve eğlenceli bir dünyaya Ozan’ın kayıtsız kalması düşünülemez. Öyle ki oyun ekosistemine gösterdiğimiz ilgiyi, üzerinde çalıştığımız ve platforma dönüştüreceğimiz bir dünya yaratarak göstereceğiz. Bu, bir oyuncunun hayalindeki bir dünya olacak. E-spor takımlarına tam destek olmak, kendi e-spor ekosistemimizi yaratmak, oyunlar özelinde kullanıcılara fırsatlar yaratmak, online / offline etkinlikler ile onları bir araya getirmek dışında müzik, eğlence, eğitim gibi gençlerin ihtiyacı olduğu her anda Ozan yanlarında olacak. Bunu zaten çok yakında alacağımız aksiyonlarla göstereceğiz. En önemli nokta ise, yaratacağımız bu dünya aynı zamanda gençlerin ve oyuncuların sesi olacak. Onların hayalleri değiştikçe biz de değişeceğiz, onların deneyimlerini önemseyerek zaman içinde tam da onların istediği gibi bir dünya yaratmak için sürekli evrilecek bir platform inşa ediyoruz. Özetle Ozan olarak hem oyun firmalarıyla hem yerli hem yabancı oyun firmalarıyla hem de artık geleneksel hale gelen “oyunları” oynayan bireysel oyuncudan e-spor takımlarına kadar, tüm oyun ekosistemindeki paydaşlarımızın yanında olacağız. Oyuncuların veya e-sporcuların sadece oyun içi ihtiyaçları / dünyaları değil bu topluluğun oyun dışındaki yeme içmeden tutun da giyime kadar eğitimden tutun seyahate kadar birçok alanda yaratacağımız avantajlar dünyasıyla onlara önemli fırsat kapılarını da açarak her zaman yanlarında olacağız.

 

Ödeme şirketlerinin dünya çapında 2027 yılına kadar 1 trilyon dolarlık yeni gelir elde etmesi bekleniyordu, mevcut durum bu verileri altüst edebilir mi? Ödemeler sektörü bu değişim dalgasını kucaklamaya hazır mı?

Pandemi sürecini üzülerek karşılasak da sektörün gelişimini olması gerektiği gibi olumlu yönde etkilediğini görüyoruz, görmeye devam edeceğiz. Aslında 1 trilyon dolarlık hedef, tahmin edilen süreden daha kısa bir zamanda gerçekleşebilir. Ödeme sektörü bildiğimiz gibi tek başına var olamayacak bir sektör. Burası bir ekosistem ve kolektif bir bilinç gerekiyor. Ne demek istiyorum? Bizler ürün ve servislerimizi son teknolojiyi ve en yüksek güvenlik sistemini kullanarak kullanıcılara sunuyoruz. Ancak ödeme alacak ve yapacak kullanıcıların da bu anlamda bilinçli ve istekli olmaları gerekiyor. Daha önce de belirttiğim gibi, bu anlamda Türkiye son 5 ayda ciddi bir yol kat etti. Yalnızca Türkiye değil, globalde de önemli artışlar oldu. Bu süreçte e-cüzdan ve temassız kartlar, değişiklikten en çok yararlanan ödeme yöntemleri oldu. Burada biz Fintech’lere düşen en büyük görev, bu durumu pandemi ile sınırlı tutmayarak, alışkanlık haline çevirmek.

 

Türk bankaları dijitalleşme ve mobil uygulamalar konusunda önde yer alsalar bile, e-ticaret konusunda gidilecek daha çok yol var. POS’un olmadığı bir dünyaya adım adım ilerliyoruz. Bu kriz daha önce konuştuğumuz pek çok gelişmeyi hızlandırıyor. Nasıl bir gelecek bizi bekliyor?

Finansal sistemimiz bankacılık ağırlıklıdır ve dijitalleşme ve mobil uygulamalar konusunda öndeyiz ancak, bu durum 20 milyondan fazla “Bankasız” dediğimiz banka kullanmayan kitlenin beklentilerini ne yazık ki karşılamıyor. Sırf banka hesabı açmamak için, insanlar evlerinden kilometrelerce uzağa giderek para gönderme/alma işlemini yapıyor ya da faturalarını ödüyor. İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak için çalışıyoruz ve ürünlerimizi tamamen bu ve bunun gibi ihtiyaçlar doğrultusunda geliştiriyoruz. Herkesin “kartı” yok ancak her evde bir akıllı telefon var. İnsanlar basit ihtiyaçları yüzünden hem zamanlarını hem sağlıklarını tehlikeye atmamalılar.

POS’suz bir dünya için gidecek çok uzun bir yolumuz olsa da en azından pandemi süresinde neye ne kadar hızda adapte olabildiğimizi gördük. E-ticaret’e gelince, Türkiye zaten e-ticaret konusunda çok iddialı bir ülke. Hal böyle olunca, bu dönemde Avrupa’da e-ticaret talebinin en çok Türkiye’de olduğunu biliyoruz. Artan talepler ile beraber, ödeme altyapısı ve yöntemleri her ne kadar sorunsuz çalışıyor gibi gözükse de aslında geliştirilecek çok fazla alan var. Ozan olarak, kendi e-ticaret sitesini kurmak isteyenler ya da satışlarını Instagram gibi online platformlara taşımak isteyenler için, sanal POS ürünümüz kapsamında linkle ödeme ve mobil cihazı bir POS cihazına dönüştüren softPOS gibi farklı ödeme alma seçeneklerimiz bulunuyor. Pandemi döneminde e-ticaretten faydalanma konusunda yukarıda bahsettiğimiz bankasız kitle çok ciddi bir zorluk çekti. Bankacılık sistemine dahil olan kişiler, e-ticaretin hijyenden tutun hızlı teslimata kadar tüm nimetlerinden rahatça faydalanabilirken, yukarıda bahsi geçen bankasız kitle bu nimetlerden faydalanamadı. Üstelik, kapıda ödeme gibi günümüz dünyasının teknolojisinde son derece “ilkel kalan” metodları kullanmak zorunda kaldı ve bunun için bir de ekstra para ödediler. Bu durum, hem şirketlere hem de kişilere özellikle iptal ve iade işlemlerinde müthiş bir iş yükü yarattı. Bir tarafta e-ticaretin arz tarafında hem sonsuz ürün çeşitliliği ve dakikalar içinde teslimat konuşulurken, diğer tarafta hala 20 milyondan fazla kişinin bankada hesabı yok. Ozan olarak biz bu alanda hem ön ödemeli kartlarımızla hem de Ozan Cüzdan’la bu insanların derdine derman olmaya çalışacağız.

 

COVID-19 krizi başta perakende, e-ticaret gibi sektörler ilgiyi artırdı, dolayısıyla Fintech’ler için büyük fırsatları beraberinde getirdi. Fintech’lerin bu sektörlere kattığı değer malum. Bu durum, çevrimiçi satın alma yolculuğunu yeniden tasarlamayı, daha akıllı kimlik doğrulama standartları geliştirmeyi ve temassız ödemeyi teşvik etmeyi beraberinde getiriyor. Bu konuda siz neler söylemek istersiniz? Öncelikler neler olmalı, hangi tür sorunlar ortaya çıkabilir ve ne tür çözümler geliştirilebilir? Önerileriniz neler?

COVID-19, bütün negatif yansımalarına rağmen finansal alanda bazı iyileşmelere ve olumlu gelişmelere sebep oldu, gelişimi hızlandırdı. Özellikle global dünyada müşteri tanıma, yani “KYC” alanında; mevcut müşteri tanıma yönteminin yüz yüze olmasından kaynaklanan zorluklar dijital süreçlerle daha hızlı ve daha kullanıcı dostu hale geldi. Ne demek istiyorum? Bu gelişim sayede artık kişiler, videolu görüşme gibi çeşitli mobil teknolojilerden faydalanarak, dakikalar içerisinde bir Fintech veya bir bankada hesap açabiliyor olacak. Fiziken şubeye gitmenize gerek yok. Bu durum da, içinde bulunduğumuz bu kötü günlerden çıkartabileceğimiz birkaç olumlu sonuçtan bir tanesi. Ancak bizler henüz bu alandaki gelişmeleri mevzuatımıza tamamıyla yansıtamadığımızdan dolayı, kullanıcılarımızı bu kolaylıklardan “bütünü” ile yararlandıramıyoruz. Diğer taraftan temassız ödeme teknolojisi ve özellikle Türkiye’deki Fintech’lerin sunduğu temassız kartlar ve cüzdan çözümlerinin, hijyen kontrolüne ve bu hastalığın yayılmamasına çok ciddi anlamda katkısı oldu. Aynı zamanda BKM’nin temassız ödeme limitlerini 250 TL’ye çıkarması bu alandaki büyümeyi eksponansiyel kıldı. Öyle ki pandemi ile temassız ödemelerdeki işlem sayısı %50 arttı.

Yaşadığımız süreç gösterdi ki; pandeminin getirdiği ekonomik yavaşlama ile birlikte Fintech dünyası, finansal hizmetlere ulaşamayan veya daha ucuza ve daha hızlı ulaşmaya ihtiyacı olan kullanıcılar için hayati öneme sahip bir durumunda. Nakit ihtiyacı karşılamak adına dijital kredi kullanmaktan temassız ödemeye kadar evde kalarak ve mesafe koruyarak salgının önüne geçmek adına sunulabilecek önemli çözümler gerekiyor. Tüm dünyada yaygınlığı artan “digital onboarding” süreci ile birlikte Fintech kuruluşlarında müşteri olma süreçleri, yani kimlik doğrulaması, adres tespiti ve imzalı sözleşme süreçleri dijital platformlar ile yapılabilir durumda. Salgının yayılmasının önüne geçtiği kadar Fintech kuruluşlarının tüm dünyada ulaşılabilirliğini hızla arttıran bir süreçten bahsediyoruz. Diğer taraftan, daha önce ifade ettiğim gibi ülkemiz Mevzuatının cari duruma adapte olamaması kullanıcılarımız ile aramızdaki engellerden birisidir. Mevzuat ile piyasa arasında işin doğası gereği her zaman bir “boşluk” olsa da yaşadığımız bu dönemde bu “boşluk” biraz fazla açıldı. Risk algısını da göz önünde bulundururak cari durumun ilgili mevzuata yansıması katma değerli servislerin ortaya çıkmasında en önemli unsurlardan birisi olacaktır. Bunların dışında özellikle e-ticarette tüketici finansmanı, hem ticari hem bireysel kullanıcılar için daha önemli olacaktır diyebiliriz. Herhangi bir risk skoru daha önce oluşmamış kullanıcılar dahil, bireysel “skorlama”nın öneminin artacağı ve veri biliminin daha da önemli hale geleceği gerçeğini göz ardı edemeyiz.

 

Testleri başlayan yüz tanıma destekli ödemelerden gerçeğe dönüşmesi beklenen düşünerek ödeme yapma yöntemine, biyometrik yüz tanıma teknolojileri kullanımından gerçek zamanlı sınır ötesi ödeme sistemine, son dönemde yaşanan tüm yenilikçi gelişmeler ödeme sektörünün gelecek on yılını işaret ediyordu. COVID-19 krizi sonrası bu geliştirmelerin hayatımıza girmesi ve yaygınlaşması hızlanır mı?

Bu bahsettiklerinizin hepsi “ödeme yöntemi” araçlarıdır. Sizin ödeme yöntemi için “kartı” ya da bir “sayı bloğunu” veya derinizin altına yerleştirdiğiniz “kod bloğunu” kullanmanızın, hatta yüzünüzü kullanmanızın bir önemi yok. Önemli olan bu ödeme araçlarını kabul edecek, yöntemi ve işletmeleri hayata geçirmek, güvenlikten ve gizlilikten ödün vermemek. COVID-19 ile bu teknolojilerin gelişmesi ve yayılması kesinlikle hız kazandı. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu süreç atlatıldığında da gelişmelerdeki hızı kesmemek. Türkiye’ye gelince, öncelikli olarak müşteri kabul prensiplerinin çağa uygun hale getirilmesi, Fintech’lerin de gerekirse sermaye yeterliliği göz önünde bulundurularak para piyasalarında bankalar gibi işlem yapabilmesi ve fon transfer sistemine üye olması gerekmektedir.

 

Ödeme sistemleri alanında rekabet yoğun, ilgi yüksek, kalıcı olmak ise çok zor. Bu sektörün en eski oyuncularından biri olarak sektörde kalıcı olmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Öncelikle yol arkadaşlarını çok çok iyi seçmek gerekiyor. Gelişime çok açık, sürekli yaşayan ve çok emek isteyen bir sektördeyiz. Ozan olarak bu konuda çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum çünkü herkes işini çok severek ve en önemlisi değer vererek yapıyor. Ekip ruhu ve sorumluluk duygumuz çok yüksek. Elbette bu yalnızca şirketi çalışanlarıyla sınırlı olacak bir iş değil. Birlikte çalıştığınız, iş birliği yaptığınız diğer partnerlerinizi de iyi seçmeniz ve birlikte hareket etmeniz gerekiyor. Biz bu yönde çok doğru kararlar verdik. Ozan ekibi olarak ne istediğimizi çok net bildiğimiz için beraber çalışacağımız ajansları seçerken de dikkat ettiğimiz üç nokta vardı: Gündeme adapte olabilme, işi sahiplenme ve tecrübe. Bu üçünü ve hatta daha fazlasını karşılayan ajanslarımızı bulduğumuzda “Tamamdır” dedik. İnanılmaz bir enerji ve iş birliği ile hareket ediyoruz. Sosyal medya için Krombera, oyun ve e-spor stratejilerimiz için Gaming in Turkey, PR ve iletişim çalışmalarımız için Ünite Edelman ile çalışıyoruz. Beraber yaptığımız ve gelecekte yapacağımız işler için müthiş bir heyecan duyuyoruz. Ses getirecek birçok projemiz ve bu projeleri yönetirken bizimle kol kola yürüyecek bir ekibe ihtiyacımız var. Ozan’ı Türkiye ile sınırlı tutmayıp, global pazara açılma hedefimiz olduğu için bu vizyona sahip en iyi ajanslarla çalıştığımızı düşünüyorum. Bunun yanı sıra bir diğer kilit kelime “adaptasyon”. Gerek yaşadığımız ülke gerekse içinde bulunduğumuz pandemi süreci itibarıyla oldukça çabuk değişen gündemlerimiz oluyor. Bunu takip etmek bir iş, adapte edebilmek başka bir iş. Yaptığınız işi gündeme adapte edebilirseniz hem kendinizi hem de markanızı canlı tutmuş oluyorsunuz. Bu da kalıcı olmanızın bir diğer bacağı oluyor. Son olarak, sübjektif verilerden uzak gerçeklerin ve rakamların göz önünde tutulmasını öneririm. Siz dünyanın en güzel renginin mor olduğunu düşünürken veriler mavi diyor ve siz bunu göz ardı ediyorsanız, mutsuz son kaçınılmaz olur. Sektörümüz zor ancak bir o kadar keyifli. Herkese bol şans diliyorum.