Birleşik Ödeme Ürün ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Kutay Yalınkılınç Röportajı ile Fintechtime Sonbahar 2020 Kasım & Aralık sayısı için özel bir röportaj yaptık.

Öncelikle tebrik ediyoruz. Sektörde 10 yılı geride bıraktınız. 2020 yılını da başarılarla taçlandırdınız. Geçen yıl Nöbetçi Transfer ile tüm inovasyon ödüllerini almıştınız. Bu yıl da PaySafe ile bu başarınızı sürdürdünüz. İlk olarak bu çözümlerinizi temel olarak hangi bakış açısı ve yaklaşımla geliştirdiğinizi sormak isterim?

Çok teşekkür ederim. Bizce inovasyon müşteri ihtiyaçlarından doğmaktadır. Birleşik Ödeme olarak ürün ve hizmetlerimizde hep bu vizyonla ilerledik. Farklı sektörlerdeki birçok şirkete dokunduğumuzdan ortak ihtiyaçları tespit etme fırsatına sahibiz. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda farklı ürünleri ve yetkinliklerimizi birleştirerek, yeni inovatif çözümlerin ortaya çıkmasını sağlıyoruz. En çok dikeyde hizmet veren elektronik para ve ödeme kuruluşu oluşumuzun ve geniş ürün portföyüne sahip olmamızın da çözümleri kolay ve hızlı olarak hayata geçirmemize önemli bir katkısı bulunuyor. Bazen klasik denilen finansal hizmet ürününü farklı açıdan yorumlayarak, yeni bir inovatif ürün ortaya çıkartıyoruz. 2020 yılı başında çıkardığımız ve kurumların nakit yönetimini dijitalleştiren online akıllı kasa PaySafe ürünümüz de bunlarda biri oldu.

 

Finansal IoT teknolojileri ile bankacılık sistemine entegre olan online akıllı kasa ürününüz PaySafe çok ilginç bir ürün. PaySafe’i bir talep üzerine mi geliştirdiniz, pazar araştırması mı yaptınız? Fikir nasıl oluştu, ne kadar sürede hayata geçti? Ürününüz nasıl çalışıyor, ne tür avantajlar sunuyor? Şu andan hangi sektörlerde kullanılıyor?

Farklı sektörlerdeki birçok şirkete dokunduğumuz için ortak ihtiyaçları kolaylıkla tespit edebiliyoruz. PaySafe ürününün pazar araştırmasını direkt sahada şirketlerin ihtiyaçlarını dinleyerek yaptığımızı söyleyebiliriz. Bu ürünümüzü geliştirirken (özellikle perakende sektöründe) mağazalarda gün içinde toplanan nakdin, anında şirketin banka hesabına aktarımındaki operasyonel zorlukları gördük. Aynı zamanda olası riskler sebebiyle paranın şirket tarafından finansal olarak anında kullanılamaması olduğunu tespit ettik.

Bu ihtiyaçtan yola çıkarak self servis kiosk ürünümüzdeki yetkinliklerimizi ve Nöbetçi Transfer hizmetimizi birleştirip, PaySafe ürünümüzü geliştirdik.

PaySafe’in çalışma yapısını, mağazada toplanan nakit akıllı kasanın içine yerleştirilmesi ve akabinde cihazın üzerinde bulunan banka tuşuna basılması ile birlikte, tutarın 7/24 anında şirketin ilgili bankadaki hesabına geçmesi olarak özetleyebiliriz. Bu yapı ile birlikte self servis kiosk ürünümüzdeki para toplama ve kasa donanım yetkinliğimiz ile tutarın anında şirket banka hesaplarına geçişi için Nöbetçi Transfer ile 18 banka ile entegre olan ürünümüzü birleştirdik.

PaySafe, 18 banka ile entegre olan 7/24, EFT saatleri dışında banka hesapları arası para transferi sağlayan bir ürün.

  • PaySafe ürünümüzün sağladığı başlıca avantajları;  
  • Mağazalardan banka hesabına anında para geçişi sağlaması,
  • Parayı şirketin kullanımına sunarak faiz geliri elde edilmesini mümkün kılması,
  • Paranın taşınması ve banka hesabına aktarılmasında operasyonel sürecin ortadan kaldırması,
  • Paranın çalınması ya da fraud riskini önlemesi olarak sıralayabiliriz.

 

Pandemi döneminde müşterilerin e-ticarete yönelimle birlikte online ödemelere ilgi arttı. Bu durum dijital cüzdan kullanımını da etkiledi. Birleşik Ödeme tarafında talep konusunda nasıl bir değişim yaşandı? Dijital cüzdan kullanımın geleceği konusunda neler söylemek istersiniz?

Pandemi dönemi e-ticaret ve temassız ödeme kullanımlarını olumlu etkiledi. Bu etkiyle beraber özellikle dijital dünyada yüksek kullanıcı adetlerine sahip şirketlerin dijital cüzdana olan ilgileri arttı. Akabinde bu şirketler uygulamalarında dijital cüzdan hizmeti verebilmek adına çözüm arayışlarına başladılar. Birleşik Ödeme olarak da FaaS konseptinde dijital cüzdan ürünümüzü pandemi döneminin başında müşterilerimize sunmaya başlamıştık.

FaaS konseptimizdeki finansal hizmetlerdeki yetkinliklerimiz; müşteri, mobil uygulama ve marka sahipliğinin iş ortağımız şirkette ait olması gibi sunduğumuz avantajlarımız, ürünümüzün şirketlerin çözüm arayışında ilgisini çekmesini sağladı.

İş ortaklarımıza da ilettiğimiz gibi dijital cüzdan, sadece bir ödeme yöntemi olarak algılanmamalı. Şirketlerin uygulamalarında sundukları hizmetlerin yanı sıra, diğer finansal hizmetleri sunabilecekleri, müşterileri arasında finansal bir etkileşim (P2P denilen vb yöntemler) oluşturabilecekleri bir mecradır. En önemlisi ise kullanıcının banka veya finansal bir kuruluşa bağımlı olmadan, ödemeden para transferine uzanan, tamamen müşteri sahipliğine geçişte önemli bir adım olarak algılanmalıdır.

 

 

Para transferi özelinde iş hacminiz, geçen yıla göre yüzde 300 civarında büyüme göstermişti. Önümüzdeki dönemde odağınızda neler olacak?

Bildiğiniz gibi 3.5 senedir Transferwise, Remitly ve Paysend gibi global fintech şirketleriyle Türkiye pazarında iş birliği yapmaktayız. Özellikle Transferwise ile gerçekleştirdiğimiz iş ortaklığı ile Türkiye’nin Transferwise‘ın en çok büyüdüğü pazarlardan biri olmasını sağladık.

Bunun yanı sıra pandemi döneminin dünya çapında dijital para transferine ilgiyi fazlasıyla artırdığını söyleyebiliriz. Çalıştığımız iş ortaklarımız bu konuda dünyanın sayılı şirketleri arasında yer alıyor. Bunun da etkisiyle globaldeki bu ilgi, Birleşik Ödeme aracılığı ile Türkiye pazarını da etkilemiş oldu.

Ayrıca geçen sene isminden fazlasıyla söz ettirmiş olan 7/24, EFT saatleri dışında banka hesapları arası para transferi hizmeti verdiğimiz Nöbetçi Transfer ürünümüzü bankaların yanı sıra kurumsal şirketlerin ve fintech’lerin kullanımına açtık.

Borusan Lojistik 160.000 kamyon sürücüsünün hak edişleri Nöbetçi Transfer aracılığı ile 7/24 banka hesaplarına aktarabilir hale geldi.

Aynı zamanda İninal ile Türkiye ‘de ilk 2 Elektronik para şirketinin gerçekleştirdiği bir iş birliği ile 1 milyon’dan fazla ininal kullanıcısının 7/24 banka hesaplarına para transferi yapabilmesini sağladık.

Önümüzdeki dönemde İninal ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğinin benzerini yine Türkiye’nin önde gelen birkaç fintech şirketi ile de hayata geçireceğiz.

Bunun yanı sıra isminden çok söz ettirecek iki global şirketin Türkiye pazarında hizmet vermesini sağlıyor olacağız.

Ve son olarak 2021‘in başında bir banka ve bir global fintech şirketi ile yine Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek bir proje imza atmaya hazırlanıyoruz.

 

TÖDEB Yönetim Kurulunda da görev alıyorsunuz. İlk genel kurulda hangi kararlar alındı, sektörü bekleyen yenilikler konusunda bizi bilgilendirir misiniz?

Beş yıl önce BDDK’nın lisans sürecinin başlaması ile kurulan Ödeme ve Elektronik Para Derneği’nin (ÖDED) kurucuları arasındaydım. Uzun yıllar boyunca dernek üyeleri olarak birlik statüsü almak için çaba sarf etmiştik. Birlik statüsüne geçiş, sektör için çok önemli bir adım ve başarı oldu.

Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği‘nin ilk genel kurulunda yapılan seçim ile birlikte, birliğin ilk yönetim kurulunda kurul üyesi olarak seçilmem bu anlamda onur ve gurur verici oldu. Genel kuruldaki seçim ile yönetim kurulu, denetim ve disiplin kurulu üyeleri belirlendi. Birlik yönetim kurulu olarak önümüzde birçok gündem maddesi bulunuyor. Dernek statüsünden birlik statüsüne geçilmesi ile sektörün kendi otokontrol mekanizmasını oluşturmak için, meslek ilkelerini oluşturmak bu maddelerin başında geliyor. Aksi durumda denetim otoritelerin sert regülasyonları ile sektör kısıtlamaları yaşanabilir hatta lisans iptalleri gerçekleşebilir. Bunun yanı sıra, birlik üyelerinin tâbi bulunduğu 6493 sayılı kanuna ait yönetmelik ve tebliğ maddelerinde düzenleme mercii tarafından “2021 başı itibariyle” önemli revizeler yapılması da bekleniyor. Bu revizeler öncesinde sektörün beklenti ve istekleri yönetmek ve de düzenleme merciine iletmek, yönetim kurulu önderliğinden birliğin önemli görevlerinden olacaktır.

 

 

Finansal kapsayıcılık için hangi aksiyonların alınması lazım? Marka ve kullanıcı farkındalığı iş geliştirmenize nasıl yansıyor?

Finansal kapsayıcılık uzun yıllardır sektörün çözüm sağlamak için uğraştığı bir konu. Son rakamlara göre belli bir aşamaya da gelinmiş durumda. Bu sene bu konuya olumlu yönde etki sağlayacak olan “uzaktan müşteri kabulü için” mevzuatsal olarak önemli adımlar atıldı. Bu durum, finansal sistemin dışında kalan bireylerin veya grupların finansal sisteme dâhil edilmesini oldukça artıracak. Tabii ki bankaların buradaki payı fazla. Diğer yandan özellikle genç nüfusu finansal sisteme dâhil edebilecek uygulamaların hedeflenmesi ile fintech şirketlerinin de bu pastadan hatırı sayıda bir pay alacağını düşünüyorum.

Marka ve kullanıcı farkındalığı konusunda ise farklı bir strateji izliyoruz. Türkiye’nin lider kurumlarına ve global fintech şirketlerine dijital finansallaşma alanında sunduğumuz kişiselleştirilmiş değer önerilerini kapsayan Fintech-as-a-Service (FaaS) konseptimiz ile alışılmışın dışında bir yapı sunuyoruz. Bu yapıda müşteri ve marka sahipliğinin, günün sonunda iş ortağımız olan şirkete ait olması hali hazırdaki marka ve kullanıcı farkındalığına yeni bir boyut açtı. Bu sayede hem marka hem de kullanıcıya, sektör bağımsız finansal hizmet farkındalığı sunmuş oluyoruz.

Hizmet verdiğimiz markalarının bilinirliliği ve sahip olduğu geniş kullanıcı kitleleri ile sunduğumuz finansal hizmetlerimizi buluşturarak, finansal kapsayıcılığa da önemli bir katkı da sağlamış oluyoruz

 

Fintech’ler müşteri üzerindeki güven telkinini sağlamış, bilinirliklerini artırmış durumda. Bu durum banka ve fintech ilişkilerini nasıl etkiliyor – etkileyecek?

Bankaların güven algısı olmasının yanı sıra, bazı kişiler için de güvensizlik algısı yarattığını yıllardır konuşuruz. Fintech’ler de son dönemdeki bilinirlik ile finansal hizmete erişmek isteyen kişilerde güven hissi yaratmaya başladı.

Bu kitlenin daha çok dijitalleşen bir kitle olduğunu söylemek de yanlış olmaz.

Bu durumu gören bankalar da farklı iş ortaklıkları ile bu kitleyi hedeflemeye başladı. Ama bu dijitalleşme, telefondan QR kod ile ödeme ya da kart numarasız dijitalde kullanılan kart gibi, ilk denilen ama çok da bu kitleyi etkilemeyeceğini düşündüğüm ürünler ile gerçekleşiyor. Bankaların bu “sınırlı dijitalleşmesi”, önümüzdeki dönemde farklı hizmetler sunacak veya tüm hizmetlerini dijitalleştirecek fintech’lere yarayacaktır. Böylelikle bu kitlelerin fintech’leri tercih etmesi kolaylaşacaktır.

Bankalar tıpkı kapalı kutular gibi. Önümüzdeki dönem için sadece kendi ekosistemlerindeki iş ortağı global kuruluşlarla yapacakları iş birlikteliklerinin yanında, fintech’ler ile de iş ortaklıkları yapmalarını öneririm. Bu durumu gören birkaç banka olduğunu unutmadan söyleyeyim. Bu bankalardan bir ikisi ile de Birleşik Ödeme ile önümüzdeki dönemde önemli projelere imza atacağız.

 

2020 yılı Fintech ekosistemi için çok önemli bir yıldı. Pandemi sürecinin fintech’lere etkisi ve yılın genel değerlendirmesi için görüşlerinizi de almak isterim. 2021 yılında neleri daha çok konuşuruz? Sektörel yönelimler ve yenilikler hangi alanda beklenmeli?

Fintech ekosistemindeki şirketlerin uzun zamandır uğraş verdiği dijitalleşmenin farkındalığı, pandemi döneminde oldukça arttı. Maalesef bu farkındalık bir salgın ile arttı, keşke farklı bir sebep olsaydı. Fintech ekosistemi bu dönemde hacim ve kullanıcı sayılarını oldukça artırdı. Ekosistemimizde yüz yüze hizmet veren şirketlerde ürün gamını artırarak dijital ortamdaki ürünlerini pazara sundular. Bu taraftan bakıldığından olumlu bir tablo ortaya çıkıyor…

Diğer yandan 2020, regülasyonlar açısında çok hareketli bir yıl oldu ve olmaya devam edecek. Az önce belirtiğim gibi ekosistem için çok önemli bir adım olan Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği faaliyete geçti. Fintek için önemli konular olan QR kod ile ödeme, uzaktan müşteri doğrulama ve açık bankacılık gibi alanlarda mevzuatsal olarak önemli adımlar atıldı.

Bunun yanı sıra anında para transferi ve ödeme alt yapısı olan FAST sistemi, yıl sonu itibariyle hayata geçecek. Ve yine 6493 sayılı kanuna ait yönetmelik ve tebliğ maddelerindeki düzenlemenin, ilgili merci tarafından 2021 başı itibariyle önemli revizelere uğrayacak oluşu da önemli bir nokta. Regülasyonlar açısından bakıldığında 2021 yılı, fintech ekosistemi için yeni bir çağın başladığı bir yıl olarak anılacaktır.

 

İşiniz inovasyon, başlı başına zor bir iş. Üstelik bunu finansal teknolojiler gibi değişken ve dinamik bir sektör üzerinde hayata geçiriyorsunuz. Nasıl bir çalışma prensibiniz var, sürdürülebilir başarınızın sırrı nedir? Siz geleceğe nasıl hazırlanıyorsunuz?

18 yıldır bu sektördeyim birçok sektörün önde gelen şirketinde rol aldım ve şunu öğrendim. İşin sırrı ekip.

Ekibimizde eskiden banka ve fintech şirketlerinde çalışmış arkadaşlarımızın yanı sıra yeni mezun arkadaşlarımız da yer alıyor. Klasik şirketlerdeki hiyerarşik yapılar Birleşik Ödeme’de olmadığından herkes fikrini açıkça ve samimiyetle belirtebiliyor. Sektör tecrübesi olan arkadaşların fikirleri ile yeni mezun arkadaşların taze fikirleri birleşince ortaya güzel çalışmalar çıkıyor. Bir yandan da sahayı iyi koklayan bir satış ekibine sahibiz. Müşterinin değişen ihtiyaçlarını sezip, hızlıca şirket içine aktarabiliyorlar. Bu durumda da değişimlere hızlıca reaksiyon verebiliyoruz.

Aynı zamanda güçlü bir bilgi teknolojileri ekibimiz var. Böylelikle yeni fikirleri ve değişimleri hızlıca uygulayıp hayata geçirebiliyoruz. Ekip üyelerimizin fikirlerinin hayata geçirildiğini görmesi, onları daha da motive ediyor ve sürekli sektörü takip edip, yeni fikirler peşinde koşturmalarına imkân tanıyor. Bu durumda bizi her daim geleceğe hazır tutacak önemli bir faktör.