Fintek alanındaki gelişmelere nasıl bakıyorsunuz? Gerek kişisel gerek Samsung iş ortağı olarak hangi fintek şirketlerini kullanıyorsunuz? Beğendiğiniz belirli bir girişim var mı?

Finans sektöründe belirli gerçekler var. Ülkemizin genç bir nüfusu olmasından dolayı 18-34 yaş arası dediğimiz Y kuşağı tüm tüketimi şekillendiriyor. Ve bu kuşakta zengin bir ülke olduğumuz için çok kolay bir şekilde yıkıcı iş modelleri ülkemizde kabul görüyor. Mesela Netflix yayına başladıktan sonra ilk bir saat içinde Türkiye’den 7000 kişi sisteme abone oldu. İnanılmaz bir rakam. Genç bir kuşak olduğumuz için yeni teknolojileri, sosyal medya ve benzeri platformların avantajını yaşıyoruz. Verilen hizmetin kalitesini anlayan, güvenli hisseden, etik değerleri olan, yoğun bir şekilde sosyal medyayı kullanan ve belirli kişileri sosyal medya aracılığı ile devamlı takip eden bir kuşaktan bahsediyoruz. Böyle olunca finans sektöründe belirli değişiklikleri yapmak konusunda yola çıkmış durumdayız.

Bankalar tüm dünyada özellikle fintek şirketlerini yakından izleyip, genelde satın alma yoluna gidiyor. Geçen yıl bankalar tarafından dünyada 4,5 milyar dolarlık fintek şirketi satın alınmış durumda. Şimdi finans sektörünün geleceğine baktığımızda şunu çok net görüyoruz; şubeler ciddi şekilde değişiyor. Ve birçok ülkede şubelerin sayısı gitgide azalıyor. 2020’ye doğru geldiğimizde dünya çağında şube sayısında yüzde 20 azalma olması bekleniyor. Amerika’da yapılan araştırmalarda özellikle Y kuşağı banka şubelerine çok daha az gitmeye başladı. Genelde her şeyi mobil ortamda yapıyorlar ve mobil ödeme sistemlerini kullanıyorlar.

Öte taraftan İsveç’e bakıyorsunuz; dünya ortalamasında ödemelerin yaklaşık yüzde 75’i nakit para ile yapılırken bu ülkede oran %20’ye düşmüş durumda. İsveç gitgide nakitsiz bir toplum olma yolunda ilerliyor. Bir yandan kredi kartları şu an için hala popüler ama önümüzdeki 10 yıl içinde tamamen kaybolması bekleniyor. Bu yüzden her şeyin akıllı telefonlara doğru kayması kaçınılmaz bir sonuç. İleri doğru gittiğimizde başarılı olan bankalar için bence en önemli şey dijital teknolojiler sayesinde maliyetlerini düşüren ve müşterilerini birebir tanıyan, sosyal medyayı çok iyi kullananlar olacaktır.

Mesela benim en büyük hayalim Facebook’ta şu model araba diye aradığında bir bankanın o esnada bir kredi önerisi çıkarabilmesi. Bu gibi sosyal medyayı çok iyi kullanan bankaların öne çıkması gerektiğini görüyoruz. Güvenin çok önemli olduğu ve özellikle bu alanda çok şeffaf politikaların işleyeceğini göreceğiz. Dünyada yapılan araştırmalarda özellikle kadınların bankalara çok güven duymadığı ortaya çıkıyor. Bu yüzden kadınlara yönelik daha iyi servisler veren bankalarında daha fazla öne çıkacakları da net bir şekilde görülüyor.

Bankacılık alanında 5 trend yön verecek:

1- Müşteri odaklı iş modelleri. Tamamen müşteriyi çok iyi anladıkları, şeffaf oldukları, birinci sınıf servis verdikleri, işlem masraflarını düşürdükleri, memnuniyetsiz müşterileri hızlıca belirleyip memnuniyetsizliklerini giderdikleri, hatta müşterilerin bankaları anlattığı ve müşteri kredilerinin de gayet kolay biçimde anlaşıldığı sistemler.

2- Erişim kanalları. Banka şubeleri önemli ölçüde kapanacak ve geri kalanlar da değişime gidecek. Ama self servis noktaları, mağaza içi şubeler, ATM’ler önem kazanacak ve aynı zamanda bankalar amiral gemisi lokomotif şubelere daha fazla ağırlık verecek.

3 – İş modelinin basitleştirilmesi. Bankaların servislerine baktığınızda kimi bankaların yüzde 5 sundukları ürün aslında neredeyse yüzde 80 cirolarını yapıyor.

4- Bilgi avantajına sahip olmak. Müşteri bilgilerin sadece bankalar tarafından kullanılmasını değil, kendi de bilmek istiyor. Mesela “şu alışveriş merkezinde çok fazla para harcıyorsun” mesajını görmek istiyor. Bu bilgilerin saklanmasını istemiyorlar. Bu yüzden özellikle fintek şirketleri bu alandaki ihtiyaçlara çok hızlı cevap verebiliyor.

5- İnovasyon ve gerekli beceriler çok önem kazanıyor. Bankalar bunu kendi içlerinde oluşturmaya çalışıyor, aynı zamanda fintekleri çok yakından takip ediyorlar. Ya onlarla işbirliğine gidiyorlar ya da söylediğimiz gibi satın alma yoluna gidiyorlar.

Samsung, Samsung Pay ile büyük bir açılım yaptı. Bu sistemi Türkiye’de ne zaman göreceğiz?

Samsung Pay geçen yıl Ağustos’ta Kore’de hayata geçti ve çok büyük bir başarı kazandı. Her gün neredeyse 25 bin kullanıcı sisteme kayıt oluyor ve Samsung Pay kullanılarak 620 bin dolar civarında satış yapılıyor. Samsung Pay’in cep telefonuna yüklü şekilde gelmesi müşteri için büyük avantaj. Eylül ayında Amerika’da hayata geçen Samsung Pay yakında beş ülkede daha aktifleşecek. Türkiye’ye ise muhakkak 2016 yılı içerisinde gelmesini bekliyoruz.