Türkiye Bankalar Birliği’nin 16 Mayıs 2018 tarihli basın açıklamasını yazımızda bulabilirsiniz.
Türkiye Bankalar Birliği “Bankacılık sektörü riskleri doğru yöneterek pozitif görünümü koruyacak yapıda ve güçtedir.”
Yakın dönemde ABD’de faiz oranlarının yükselme, dünyada petrol ve emtia fiyatlarının artış eğiliminde olması yanında uluslararası ve bölgesel politik risklerin artması, gelişmekte olan ülkeleri olduğu gibi ülkemizi de etkilemektedir.
Hükümetimizin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ve ilgili diğer kurumların temel makro dengelerin sağlıklı olarak sürdürülmesindeki kararlılığı, bu yönde gereken önlemlerin alınmasındaki aktif yaklaşımı sayesinde Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklıdır ve makul bir hızda büyümeye devam etmektedir. İç ve dış şokların yaşandığı son on beş yılda Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 6’ya yakın büyümüştür.
Bankacılık sektörü büyümenin sağlıklı olarak sürdürülmesine destek olacak yapıda ve güçtedir; uluslararası düzenleme ve denetim kurallarına tam uyumludur. Uluslararası temel göstergeler olan sermaye yeterliliği, aktif kalitesi, kaliteli teminat yapısı, likidite, kârlılık düzeyi ve yönetim tecrübesiyle iyi örnek olarak gösterilebilecek ülkelerin temel göstergelerine sahiptir. Bu yılın ilk çeyreği sonunda, sermaye yeterliliği oranı yüzde 16,6 ile küresel normların iki katı düzeyindedir. Sorunlu kredi oranı yüzde 2,9 ile diğer ülkelere göre oldukça düşüktür. Toplam kredilere oranı yüzde 3,8 olan yapılandırılan kredilerin tahsilat oranı yüzde 80’e yakındır. Sorunlu kredilerin yüzde 75’i için özel karşılık öngörülmedik riskler için ise makul düzeyde genel karşılık ayrılmıştır.
Hükümetimiz başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarla yakın istişare ve işbirliği sayesinde, beklenmedik durumlarda aracılık işlevini sağlıklı olarak yerine getiren bankacılık sektörü, büyük ölçüde uluslararası gelişmelerin neden olduğu son dönemdeki zorlu süreçten kaynaklanan riskleri de doğru yöneterek pozitif görünümünü koruyacak kabiliyettedir.