140 ülkede 12 binden fazla yöneticinin katılımıyla hazırlanan İş Dünyası İçin Bölgesel Riskler Raporu, tüm dünya genelinde artan riskleri ortaya koydu.

 Marsh Küresel Risk ve Dijital Başkanı John Drzik, “Gelişmiş ülkelerde geniş çaplı siber saldırılar yöneticiler açısından bir numaralı sorun olarak belirtilirken gelişmekte olan pazarlarda ulusal yönetimlerden kaynaklanan sorunların yaratacağı sonuçlarla ilgili endişelerin artığına tanık oluyoruz” dedi.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından 140 ülkeden 12 bin 548 yöneticinin katılımıyla hazırlanan “İş Dünyası İçin Bölgesel Riskler Raporu” çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Çalışma kapsamında katılımcılardan, “önümüzdeki 10 yıl içerisinde ülkelerinde iş dünyası açısından en büyük endişe kaynağı olacağına inandıkları beş küresel riski” seçmeleri istendi. Söz konusu listede terör saldırıları, aşırı hava olayları, devletlerin batması ve krizin de bulunduğu 30 risk yer aldı.

Rapor yıl boyunca 12 binden fazla yöneticinin katıldığı Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık “Yönetici Görüşleri Anketi”nden alınan bilgilere dayalı olarak hazırlandı. Rapor kapsamında; sekiz bölgenin risk algılarında ciddi farklılıklar olduğu ortaya çıktı. İşsizlik, ulusal yönetimlerden kaynaklanan sorunlar ve enerji fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar endişe yaratan konular arasında en üst sıralarda yer aldı.

 

Siber saldırıları risk olarak gören bölgeler artışa geçti!

Rapora göre siber saldırıların Avrupa, Doğu Asya ve Pasifik ile Kuzey Amerika bölgelerinde bir numaralı risk olarak görüldüğü ortaya çıktı. Bu durumun da teknolojik risklerle ilgili endişelerin artığının en önemli göstergesi olarak ortaya çıktığı belirtildi. Yine yürütülen çalışmalara göre siber saldırılar 2017 yılında Doğu Asya ve Pasifik ile Kuzey Amerika’da, 2016 yılında ise yalnızca Kuzey Amerika’da en önemli risk kategorisinde gösterildiği ifade edildi.

 

“Bölgeler arası işbirliği kritik önem taşıyor”

Rapor kapsamında Güney Amerika ve Güney Asya’da bir numaralı risk olarak ifade edilen “ulusal yönetimlerden kaynaklanan sorunların”, son yıllarda dünyanın önemli bir bölümünü etkileyen siyasi gerilimlerin yüksek maliyetleriyle ilişkili bir durum olarak ortaya çıktığı aktarıldı. Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi zengin enerji kaynaklarına sahip bölgelerde ise enerji fiyatlarında yaşanan dalgalanmaların iş dünyası açısından en büyük riski oluşturduğu belirtildi. Raporda Sahra Altı Afrikası’nda iş dünyası açısından en büyük riski teşkil eden işsizliğin, bölgedeki talep sıkıntısının yarattığı bir sonuç olduğu ifade edildi.

Raporla ilgili açıklamalarda bulunan Dünya Ekonomik Forumu İcra Kurulu Üyesi ve Jeopolitik ve Bölgesel Çalışmalar Başkan Yardımcısı Mirek Dusek, “Küresel düzeyde etkili olan jeopolitik belirsizlikler dikkate alındığında, bölgeler arasında kurulacak işbirlikleri kritik önem taşıyor. Bu bakımdan iş dünyası liderlerinin farklı bölgelerde ortaya çıkan riskleri anlamak için çalışmalarda bulunmaları gerekiyor” dedi.

Dünya Ekonomik Forumu Küresel Riskler ve Jeopolitik Çalışmalar Başkanı Aengus Collins ise “Rapor, risk hassasiyetinin dünya genelinde nasıl bir seyir izlediğini görmemizi sağlıyor. Siber saldırılar giderek daha önemli hale gelse de, iş dünyasının liderlerinin önemli bir kısmının işsizlik ve ulusal yönetimlerin en ciddi riskler olduğuna dikkat çekmesi önemle üzerinde durulması gereken bir konu” diye konuştu.

 

“Siber saldırılar, iş dünyası açısından bir numaralı risk haline geldi”

Siber saldırıların küresel GSYİH’in %50’sini oluşturan pazarlarda iş dünyası açısından bir numaralı risk haline geldiğine dikkat çeken Zurich Insurance Group Küresel Siber Risk Başkanı ve Dünya Ekonomik Forumu Küresel Siber Güvenlik Geleceği Konseyi Üyesi Lori Bailey de “Bu durum, yüksek düzeyde bağlantılı bir dijital ekonomide geleceğe güvenle bakabilmek için hükümetlerin ve şirketlerin siber güvenliği güçlendirmeleri gerektiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Marsh Küresel Risk ve Dijital Başkanı John Drzik ise, şu açıklamaları yaptı:

“Gelişmiş ülkelerde geniş çaplı siber saldırılar yöneticiler açısından bir numaralı sorun olarak belirtilirken, gelişmekte olan pazarlarda ulusal yönetimlerden kaynaklanan sorunların yaratacağı sonuçlarla ilgili endişelerin artığına tanık oluyoruz. Halihazırda vergilerin ve yaptırımların artmasına yol açan ve gelecekte kamulaştırma veya politik şiddet tehdidini artırabileceği öngörülen jeopolitik sürtüşmeler de tüm dünyada endişe yaratıyor.”