KPMG Türkiye Lighthouse Lideri Gökhan Mataracı Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Dijitalleşmenin geleceği: ‘Az kod'”.

Yeni teknolojiler dünyayı daha önce görülmemiş bir hızda değiştirirken, şirketler yeni dijitalleşme stratejileri belirliyor. 2020 ve 2024 yılları arasında dijital dönüşüm için yapılacak doğrudan yatırımların küresel ölçekte 7,8 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Low code (az kod) platformlar, iş dünyasına dijitalleşme esnasında çeviklik ve verimlilik açısından birçok fayda sağlayacak teknolojiler arasında öne çıkıyor.

Az kodlu/kodsuz uygulama geliştirme platformları, kullanıcıların sürükle-bırak ve hazır modül kolaylığıyla uygulama geliştirmesine imkan sunuyor. Böylelikle geleneksel satır satır kodlamanın yerini alıyor. Az kodlu/kodsuz uygulamalar, geliştirme süreçlerini ciddi ölçüde kısaltarak şirketlerin verimliliğine büyük katkı sağlıyor. Forrester’a göre, az kodlu uygulamalar, yazılım geliştirme sürecini geleneksel yöntemlere göre neredeyse on kat daha hızlı bir hale getiriyor.

Gartner’ın verilerine göre, küresel az kodlu uygulama geliştirme pazarı 2021 sonunda 13,8 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak. Bu yüzde 23’lük büyümedeki en büyük ivmenin, iş akışı otomasyonu gibi uzaktan çalışmayı destekleyen az kod teknolojilerden sağlanacağı düşünülüyor. 2024 yılına kadar ise az kod platformların, toplam uygulama geliştirme pazarında yüzde 65’in üzerinde bir paya sahip olacağı öngörülüyor.

 

Bütüncül bir dijitalleşme yaklaşımı

Az kodlu programlama platformları, uygulama geliştirme ve otomasyonun geleceği olarak karşımıza çıkıyor. Bu platformlar, derin iş uzmanlığını ve iş akışı otomasyonunu, mevcut bilgi sistemleriyle bir araya getiriyor. Böylelikle, kusursuz bir müşteri ve çalışan deneyimine imkan sunan kurumsal uygulamaların daha hızlı bir hayata geçmesini sağlıyor. Şirketlerin az kodlu programlama sayesinde dijitalleşme gündemlerindeki maddeleri ayrı ayrı ele almasına gerek kalmayacak.

Robotik süreç otomasyonu, analitik, makine öğrenimi ve bulut bilişim gibi uygulamalar hayata geçirilirken, BT süreçlerinin iş çıktılarının önüne geçtiği gözlenebiliyor. Ancak az kodlu uygulamalar sayesinde iş dönüşümü projeleri daha geniş bir ölçekte ele alınabilir ve bu bütüncül yaklaşım daha kısa sürede daha iyi çıktılar elde edilmesini sağlayabilir. Küresel ölçekteki yatırımların da hızlı bir şekilde bu alanda yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Dijital bir çözümün geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan iş-teknoloji yeteneklerin tam anlamıyla aynı dili konuşacağı bir yaklaşım olmasını bekliyoruz. Çevik yazılım geliştirme takımları, Az Kod Platformları ile donatılacak ve bu sayede dönüşüm eksiksiz olarak tamamlanacak. İşletmelerin, ileri analitik yeteneklerini bu platformlar ile güçlendirmesi akıllı dijitalleşmede devrim yaratacak, minimum efor ile maksimum fayda sağlanabilecek.

KPMG’nin Enterprise Reboot araştırmasına göre, pandeminin başından bu yana az kodlu/kodsuz uygulama geliştirme uygulamalarını en önemli otomasyon yatırımı olarak gören yöneticilerin sayısı neredeyse üçe katlandı.

 

İş gücünde dönüşüm: Citizen developer

Teknolojik dönüşümün her zamankinden de hızlı bir şekilde devam etmesi, bilgi teknolojileri kaynaklarını daha da kısıtlı bir hale getiriyor. Bu noktada, arz-talep dengesinin sağlanması için “citizen developer” (vatandaş geliştirici) kavramı ön plana çıkıyor. Vatandaş geliştiriciler, farklı iş kollarında çalışıp, merkezi bir kurumsal yazılım kullanarak yeni uygulamalar geliştiriyor. Teknik bir açıdan bakıldığında, vatandaş geliştirici, kod yazan profesyonel bir yazılımcı değil; ancak az kod platformlarını kullanarak ekibinin çalışma esnasında kullanabileceği uygulamalar geliştiren bir çalışan.  2030 yılında z kuşağının çalışma hayatındaki payının yüzde 30-35 seviyesine ulaşacağına dair tahminler göz önünde bulundurulduğunda, teknolojinin iş kolları arasında daha da yaygınlaşması söz konusu olacak.

 

KPMG Citizen Developer Programı

KPMG, dijital hizmetlerdeki lider konumunu güçlendirmek üzere planladığı 5 milyar dolarlık teknoloji yatırımı kapsamında, dünya genelindeki KPMG çalışanları için citizen developer programını hayata geçiriyor. Bu program ile, siber güvenlik, uyum, veri yönetim ve bağımsızlık alanlarında gerekli tüm yasal önlemler alınarak, çalışanların, sağlanan araçlar ve rehberler doğrultusunda yeni çözümler geliştirmesi teşvik ediliyor. Böylelikle teknoloji alanında talep ve yetenek arasında denge sağlanırken, yıllar sürecek yüksek bütçeli dönüşüm projeleri etkin ve hızlı bir şekilde hayata geçiriliyor.

Program, şirket genelinde çevik yaklaşımı desteklemenin yanı sıra teknoloji alanında küresel bir uzmanlık havuzu oluşturuyor. BT fonksiyonu ile diğer birimlerin bir arada çalışması ise verimli iş çıktıları sağlıyor.