Paynet CEO’su
Serkan Çelik
Paynet CEO’su Serkan Çelik, Fintechtime okurları için kaleme aldı ” İş Yapış Biçimlerimizi Yeniden Düşünme Zamanı”.
Pandeminin getirdiği mücadele ile beraber en küçüğünden en büyüğüne tüm işletmeler toparlanmaya odaklandı. Türkiye ekonomisinin mevcut durumu, artan finansman ihtiyacı ve finansal dönüşümün gereklilikleri ile birlikte şimdi iş yapış biçimlerimizi yeniden düşünme zamanı.
Tüm dünyanın ekonomik toparlanma için çeşitli kararlar aldığı bir süreç yaşıyoruz
Sektör olarak finansmana erişim sıkıntısı ve ona bağlı tahsilat problemlerini yakından görüyor, paydaşlarımızı ayakta tutacak çözümler sunuyoruz. İşin ekonomi tarafını ele aldığımızda ise Türkiye için enflasyon konusu önceliklendirilmesi gereken bir alan. Bir yandan genel olarak iyimserliğimizi korumaya çalışıyor, diğer yandan endişelerin arttığına şahit oluyoruz. Çözüm üretebilmek için son dönem ekonomik göstergeleri doğru okumak zorundayız.
Hatırlayacağınız üzere Türkiye ekonomisinin 2020 yılında yıllık reel %1.8 büyümesinin ardından, 2021 yılında %4.5 reel büyümeyi yakalayacağı yönünde öngörüler vardı. Yakın vadede yaşadığımız değişimler ve kurdaki değer kaybı ise bu tahminlere ilişkin yeni risk ve endişeleri ortaya çıkardı.
Mart ayında aylık bazda %1,08 olarak gerçekleşen TÜFE, yıllık %16,21 seviyesine, çekirdek enflasyon ise artışını sürdürerek %16,88’e yükseldi. Emtia fiyatlarındaki artış ve döviz kurundaki oynaklık TÜFE üzerinde baskı oluşturmaya devam etti. Mart 2021 enflasyonu, Temmuz 2019’dan bu yana ölçülen en yüksek enflasyon oranı oldu.
Diğer tarafta Türkiye’nin COVID- 19 pandemisinin başında kırılganlıkları ve karantinaların olası sonuçlarıyla çok daha kötü bir dönem geçireceği öngörülüyordu. Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayınladığı Nisan 2021 verilerine göre Türkiye, en güçlü 5. ülke olarak listede yer aldı. Türkiye’den daha iyi olan ülkeler ise Şili, Brezilya, Estonya ve Çin olarak sıralandı. IMF’nin 2021 yılı Türkiye tahminleri de benzer iyimserliği yansıtıyor.
Büyümenin ve enflasyonun çok kırılgan olduğu bir evredeyiz
Genel olarak her ne kadar iyimser bir tablo çizilse bile, salgının yarattığı olumsuzlukları ve mevcut tabloyu 9 ayda hızla değiştirebileceğimizi düşünmüyorum. Bunların yanında içinde bulunduğumuz dijital çağda, hem finansal hem de dijital dönüşümün bir gerekliliği olarak regülasyonların nasıl revize edileceği de çok kıymetli. Finansal dönüşümün liderleri olarak biz fintech’leri, hem rekabetin yoğun olacağı hem de çözümlerimizi yaygınlaştırabileceğimiz bir dönem bekliyor.
Türkiye, dünya ile arasındaki mesafeyi ancak dijitalleşerek kapatabilir
Dijitalleşmenin iş yapış yöntemleri, çalışma hayatı, tedarik zincirleri gibi birçok alanda daha fazla yer alması, yeni teknolojilere yatırım gerekliliklerini ve buna yönelik talebi de artırıyor. Dönüşüm sürecini; insan kaynağından veri güvenliğine, altyapı çalışmalarından paydaşlarla iş birliklerine kadar bütünsel olarak ele almamız ise bir zorunluluk.
Sektör açısından bir yandan adaptasyon sürecine girdiğimiz bu dönemde, bağımsız ilerlemek yerine kurumsal firmalar ve regülatörler ile iş birliği içinde hareket ediyoruz. Dönüşümün liderleri olarak, Türkiye ekonomisinin lokomotifleri olan KOBİ’leri ve finansal dönüşüm sürecindeki tüm işletmeleri de geleceğe hazırlıyoruz.
KOBİ’leri ancak finansmanla büyütebiliriz
Katma değerin yüzde 53’ünü, yatırımların ve ihracatın yüzde 55’ini karşılayarak Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ’lerin, dijitalleşmeyle birlikte finansmana erişim, Ar-Ge, yenilikçilik, verim, kalite ve üretim altyapıları gibi konularda güçlenerek teknolojiyi yakalaması mümkün. Diğer yandan dijital dönüşüm çoğu sektörün gündeminde olan önemli bir proje iken, KOBİ’ler için bazı noktalarda hâlen belirsizliğini sürdürüyor.
Ülkemizde bulunan 3,2 milyon KOBİ’nin mali durumlarının korunması ve geliştirilmesi, uygun finansmana sahip olmalarına bağlı.
Yepyeni bir geleceğe bizim rehberliğimizle ilerleyen KOBİ’lerin dijital, finansal, teknolojik altyapıları ve gelişim seviyeleri ile gelecek beklentilerini tespit etmek üzere TÜRKONFED ile gerçekleştirdiğimiz, “KOBİ’lerin Dijital ve Finansal Karnesi” araştırma sonuçları liderliğimizin önemini ve elimizi taşın altına koymamızın gerekliliklerini vurguluyor.
Paynet olarak, 11 ilde 1.000 KOBİ ile görüşülerek yaptığımız araştırmanın; KOBİ’lerin pandemiden hangi alanlarda ve ne derecede etkilenmiş oldukları, dijital olgunluk seviyeleri, teknolojik gelişim seviyeleri ve altyapılarının tespit edilmesini amaçlayan ilk faz sonuçlarını duyurmuştuk. Bu araştırmayı KOBİ’lerin ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve bu segmentteki ürün ve hizmet stratejilerini güncellemek açısından çok önemsiyorum.
Araştırma sonuçlarında yer alan dijital olgunluk ile finansal olgunluk seviyesi arasındaki pozitif ilişki, KOBİ’lerin iş hacimlerini büyütmenin ancak dijital dönüşüm ile gerçekleşebileceğinin altını çiziyor. Bu alanda daha çok farkındalık yaratmanın gerekliliği ile birlikte, geliştirdiğimiz ürün ve çözümlerin gerçek anlamda değer yarattığını da görüyorum.
Dönüşümün liderleri olarak, KOBİ’leri ve finansal dönüşüm sürecindeki tüm işletmeleri geleceğe hazırladığımızı, motivasyonumuzu asla kaybetmememiz gerektiğini bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Ekonomik göstergeler işlerimize dört elle sarılmamıza, KOBİ’lere liderlik etmemize, finansal dünyayı dönüştürmemize engel değil. Doğru strateji ve net bir vizyonla piyasadaki trendleri yakalamak ve ayakta kalmayı başarmak her zaman mümkün.